Gönderen Konu: Mutlu Evliliği Nereden Tanırsınız  (Okunma sayısı 80 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5789
Mutlu Evliliği Nereden Tanırsınız
« : Nisan 01, 2024, 07:33:36 ÖÖ »


Mutlu Evliliği Nereden Tanırsınız

Mutlu bir evlilikten bahsetmeden önce mutlu kişiyi tanımlamakta fayda var zira kendi mutluluğunu tesis edememiş bireylerin saadeti birbirinde ya da evlilikte aramaları hüsranla sonuçlanıyor. Kendi dünyasının fırtınalarında debelenirken mutlu olmak da mutlu etmek de pek olası değil…

Mutluluk, pek çok farklı tanımıyla birlikte belki de en çok, kişinin içsel huzurunu ve tatminini ifade eder. Bir kişi, hayatından memnuniyet duyduğu, pozitif duygular yaşadığı ve içsel bir dengeye ve dinginliğe sahip olduğu zaman mutlu olarak nitelendirilir. Aynı zamanda mutluluk, anlam katılmış bir yaşamda, yakın ve sağlıklı bağlar kurabilme hâlini içerir.

Mutlu evlilik nedir? Hayallerindeki kadına ya da erkeğe kavuşmak mı, uzun yıllar ayrılmadan birlikte kalabilmek mi, hayat yolunda birbirimize kolaylıkla eşlik etmek mi, zorlukları birlikte göğüsleyebilmek mi, bir hayalin gerçekleşmesine birlikte çabalamak mı, kavgasız gürültüsüz bir ömür mü, birlikte gülüp birlikte ağlamak mı, ömrünü adamak mı?

Masallar bir kadın ve bir erkeğin kavuşmasıyla “…ve onlar erdi muradına” diye biter. Bu sonla ima edilen, artık bir kadın ve erkeğin sonsuza kadar mutlu yaşayacağıdır. Masalın masal olduğunu biliriz ama yine de gerçeklik içinde bir istisna olmayı umarız. Kavuşmak şüphesiz çok kıymetli ama kavuşmak sadece bir başlangıç.

“Mutlu evlilik” elimizde bir biblo gibi tutup saklayabileceğimiz, cansız, durağan, bitmez, gitmez, eskimez bir yapı değildir. Evlilik kazanılmış bir ödül, varılmış nihai bir hedef de değildir. Evlilik canlıdır; bakım ister, beslenmek ister, temizlenmek ister; hastalanır, iyileşir, düşer, kalkar, uzaklaşır, yakınlaşır, alevlenir, durulur, soğur, ısınır… Ve evlilikler sürekli sınanır; varlıkla, yoklukla, hastalıkla, sağlıkla, sevinçle, hüzünle, sessizlikle, öfkeyle, kazançla, kayıpla, kalabalıklarla, yalnızlıklarla, toylukla, yorgunlukla… Evlilikler canlıdır ve beslenip büyütülmezse ya kurur ya da çürür.

Mutlu bir evlilik çiftler arasında güçlü bir bağ, samimi bir yakınlık, karşılıklı anlayış ve destek, sağlıklı iletişim ve ortak hedeflere yönelik çaba gerektirir. Bu bağlamda, birbirlerine duygusal olarak bağlı, olumlu sosyal çevrelerle donanmış, zorluklarla başa çıkma yeteneğine sahip çiftler, mutlu bir evlilik sürdürebilirler. İyi iletişim, güven, paylaşım ve ortak yaşam değerleri, mutlu bir evliliği destekleyen temel unsurlardır.
Bir de şöyle soralım: Mutlu bir çifti, mutlu olmayanlardan ayıran nedir?

Mutlu bir çifti nereden tanırız? Evlerinden mi, çocuklarından mı, konuşmalarından mı, başarılarından mı, kazançlarından mı, keyiflerinden mi? Etrafınızdaki evliliklerden mutlu olduğunu düşündüklerinize hiç yakından baktınız mı, diğerlerinden fazlaları ne bu ailelerin?

Mutlu ve doyumlu bir evlilik her şeyden önce iki yetişkin birlikteliği ister. Evliliğinde “annesinin paşası” ya da “babasının prensesi” olarak kalmaya çalışanlar eşini de evliliği de çok yorar. Evlilikte alma verme dengesi bozulursa, eşlerden biri talepkâr modda takılı kalırsa, evliliği sadece ya da en çok kendi ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulmuş bir hizmet alma alanı olarak görürse ilişki günden güne yıpranır. Mutlu bir evlilikte eşlerden hiçbiri çocuk ya da ebeveyn rolüne bürünmez. Evlilik yetişkinlerin işidir öyleyse her iki eş de bir yetişkin olmanın tüm sorumluluklarını yerine getirmelidir.

Tüm yakın ilişkilerin ve elbette evliliğin en büyük düşmanlarından biri de sürekli eleştirel ve şikâyetçi bir dil kullanmaktır. Mutlu çiftlerin en belirgin özelliklerinden biri kendi içlerinde bir takdir kültürü oluşturmuş olmalarıdır. Birbirlerine, eşinin güzel bir davranışından duydukları sevinci hemen ifade etmekte mahirdirler. Takdir kültürü olan çiftler, birbirlerine olan sevgi, hayranlık, saygı ve ilgilerini cömertçe dile getirir, memnuniyet hislerini eşlerine hesapsızca, komplekssizce ifade ederler. Memnuniyetin samimiyetle dile getirildiği ailelerde, eşler birbirlerinin eleştirilerine de tahammül edebilir. Hakkı olan onayı yeterince alabilen kişi, eleştirildiğinde de savunmaya geçmek yerine eleştirilen davranışı üzerine düşünebilir. Aksi hâlde sürekli eleştiriye maruz kalmak eşlerde yılgınlığa ve hatta zamanla nefrete sebep olmaktadır.

Mutlu çiftler, -herkesten daha az olmayan- iş ve sosyal yükümlülüklere rağmen, haftalık ortalama beş saatlerini birbirlerine özel olarak ayırarak, birlikte zaman geçirmek için fırsatlar yaratırlar. Bu, günlük olarak yaklaşık kırk dakika demek; bir dizi bölümünün üçte birinden, bir futbol maçının yarısından az bir zaman. Günde sadece kırk dakikasını eşine özel olarak ayıramayan çiftlerin bağlarının zayıflaması, muhabbetlerinin azalması hiç şaşırtıcı değil. Esneklik ve ahenk içeren nitelikli bir zaman dilimini paylaşmak çiftin günlük stresini azaltırken aralarındaki muhabbeti de besler. Nitelikli zaman, sadece fiziksel olarak bir arada bulunmak değil, aynı zamanda birbirine odaklanmak ve dikkat göstermek anlamına gelir. Bu; telefon, televizyon gibi cihazları kapatmak, diğer meşguliyetlerden uzaklaşmak ve gerçek bir bağlantı kurmak anlamına gelir. Hayat şartlarına bağlı olarak yeri ve zamanlaması değişse ya da belli dönemlerde aksasa da uzun süre ihmal edilmemesi gerekir bu özel zaman.

Mutlu çiftlerin en güzel özelliklerinden biri, ilk günden itibaren aile mahremiyetlerini oluşturmaları ve eşlerinin onurunu kendi aralarında ya da dışarıdakilere karşı daima korumalarıdır. Bu durum eşlerin birbirine olan güvenini ve bağlılığını pekiştirir, aynı zamanda ilişkilerini dış etkilerden korunmalarına yardımcı olur. Bu sayede çift kendi özel dünyasını inşa eder ve bu özel dünyayı, ilişkilerini güçlendirmek ve daha anlamlı kılmak için kullanır.

Mutluluk için çiftin hüsnüniyeti, çabalaması yeterli midir? Her evlilikte karı kocanın muhabbetinin ve gayretinin yeterli olmadığı zor zamanlar vardır. Ailenin inşası kadar devamı sırasında da köken ailelerin, akrabaların, arkadaşların yani sosyal desteğin rolü çok büyük. Evlilik çatışmalarının altından kalkamayanların ortak noktalarından biri, sosyal destek sisteminden mahrum oluşlarıdır. Evlilik, sadece iki birey arasında bir birliktelik değil aynı zamanda sosyal bir yapıdır, iki aile ve diğer yakınlar arasında kurulan bağlantıdır. Köken aileler ve yakın çevreden alınan destek, evlilikteki zorluklarla başa çıkmada önemli bir etkendir. Aile üyeleri ve arkadaşlar, evlilikte yaşanan sorunlarda destek olabilir,
sakinleştirici ya da cesaretlendirici rol üstlenebilir, çiftlere farklı perspektifler sunabilir, çözüm yollarını bulmada yardımcı olabilir. Hiçbirini yapamadıkları durumlarda da varlıklarıyla, ilgileriyle psikolojik sağlamlığa katkı sağlayabilir.

Sosyal desteğin sosyal kösteğe dönüşme durumunu da es geçmeyelim. Anne baba, kardeş, arkadaş, komşu fark etmez; eşlerin arasına girecek boyutta müdahil olmak, eşler arasında yargılayıcı bir rol üstlenmek, kendince adalet terazisini elinde tutmak, eşlerden birinin gıyabında ya da karşısında onun onurunu zedeleyecek tutumlarda bulunmak, gereksiz finansal müdahaleler, eşlerin mahremiyetini ihlal etmek, eşlerden birini diğer eşe ya da ailesine karşı kışkırtmak, sürekli öğüt vermek, dayatmalarda bulunmak, birbirine gelip gitme, birlikte sosyalleşme konusunda ayarı kaçırmak, çekirdek ailenin mevcudiyetine alan açmamak gibi kabul edilemez hatalar da bir evliliğin mutluluğunun önündeki engellerdir.

Son olarak… Mutlu bir evlilik, çatışmaları, hayal kırıklıklarını, öfkeleri, uzaklaşmaları, yenilgileri dışlamaz. Mutluluk sürekli bir iyilik ve doyum hâli olmadığı gibi evlilikteki iyi hâl de sürekli muhafaza edilemez. Ancak mutlu çiftlerde görüyoruz ki sıradan günlerinde birbirlerine yönelttikleri ilgi ve sevgi bir kenarda birikiyor ve yaşanılması kaçınılmaz olan sıkıntılı günleri atlatmakta kenarda birikmiş güzellikler imdada yetişiyor. Mutlu bir evlilik, çiftin birbirine olan sevgisini sürekli beslemesi ve bu birikimi olumlu deneyimlere dönüştürmesiyle şekillenir. Bu, zamanla çiftin birbirlerine daha çok bağlanmasını sağlar ve evliliği olgunlaştırır.

F. Betül Yılmaz Eminsoy.

Aile Danışmanı

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kuran'a Daha Sıkı Sarılmak Gerek Gönderen: melek
[Bugün, 08:42:36 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: melek
[Bugün, 08:37:25 ÖS]


Ahir Zamanda Doğru Düşünebilmek Gönderen: melek
[Bugün, 08:28:33 ÖS]


İtikadın Bozulması Amelleri Heba Eder Gönderen: melek
[Bugün, 08:18:31 ÖS]


Allah İle Arama Kimse Giremez Gönderen: melek
[Bugün, 08:08:08 ÖS]


Zekt Mali Bir İbadettir 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:54:39 ÖÖ]


Zekt Mali Bir İbadettir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:45:27 ÖÖ]


Manevi Seyahat Hac Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:38:59 ÖÖ]


Sabrın Sonu Selamettir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:31:56 ÖÖ]


2014 - Asfa Temiz Kalpler Korosu - Tertemiz 320 kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:20 ÖÖ]


Resûlullah Efendimize Tabi Olmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:08:34 ÖÖ]


İnsan ve İnsanlık Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:25:05 ÖS]


İslam’ın Kadına Verdiği Değer Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:20:33 ÖS]


Kulluk Bilinci Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:12:12 ÖS]


İnsan Onuru Mukaddestir Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:07:04 ÖS]


İslam’ın Engelliye Bakışı Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:02:58 ÖS]


Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Dün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Dün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Dün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Dün, 07:03:31 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41