Gönderen Konu: Nişanlılık Evliliğe Hazırlık  (Okunma sayısı 157 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5778
Nişanlılık Evliliğe Hazırlık
« : Mayıs 24, 2023, 07:40:07 ÖÖ »


Nişanlılık Evliliğe Hazırlık

DİB Başkanlık Vaizi
İslam hukuk literatüründe “Evlenmeleri caiz olan iki kişinin birbiriyle evlenmeyi karşılıklı olarak vadetmesi” anlamına gelen nişanlanma; Türk Medeni Kanunu’nda “bir kadın ile bir erkeğin, ileride birbirleriyle evleneceklerini karşılıklı olarak vadetmeleri” olarak tanımlanır (Aydın Zevkliler vd., Medeni Hukuk, Seçkin Yay., Ankara 2000, S.677). Nişanlanmanın sonucu olarak ortaya çıkan nişanlılık ise tarafların evlilik öncesinde birbirlerini tanımasına imkân sağlayan bir süreçtir.

Nişanlılık, Değerlendirilmesi Gereken Bir Süreçtir

Bazı farklılıklar gösterse de nişanlılık bütün toplumların örf ve âdetlerinde önemli bir yer tutar. Evliliğe hazırlık mahiyetindeki nişanlılık, evliliği (Nisâ, 4/21) diğer sözleşmelerden ayıran bir uygulamadır. Tarafların birbirleriyle evlenme niyetini belirtmesiyle başlayan bir hazırlık dönemidir. Toplumumuzda evlilik hazırlıkları; isteme, söz kesme ile başlayıp nişanlanma ile devam etmektedir. İyi değerlendirildiğinde ailenin sağlam temeller üzerine kurulmasına katkı sağlayan bu süreç, evlilik hayatında ortaya çıkabilecek problemlerin fark edilmesine de imkân verir. Nişanlılık, aynı zamanda tarafların birbirleriyle gönül yakınlığı kurup kuramayacaklarını keşfettikleri bir zaman dilimidir. Tüm bunların gerçekleşmesi, tarafların iyi niyetleri ve çabaları ile mümkün olur. Bu dönemde nişanlı çiftlerin birbirlerinin hayattan, evlilikten beklentilerini, hedeflerini ve değer yargılarını gözlemlemeleri önemlidir. Hayata bakış açılarının, değer yargılarının ve hayattan beklentilerinin ne derece örtüştüğü de değerlendirilmesi gereken konulardır. Evlenecek iki kişinin tüm görüşlerinin bire bir aynı olması elbette mümkün değildir. Ancak çiftler arasında şiddetli çatışmalara sebep olacak görüş ayrılıklarının evliliği olumsuz yönde etkileyeceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Bazen gençler, ailelerinin isteği ile evlendikten sonra birbirlerini sevecekleri teziyle aralarında bir gönül bağı kurulmaksızın nişanlanmak zorunda kalabilirler. Bu durumdaki çiftler, nişanlılık sürecinde birbirine karşı sevgi beslemekte zorlanıyorlarsa evlilik konusunu yeniden gözden geçirmek faydalı olacaktır. Çünkü sevgi, mutlu bir evliliğin temel taşlarından biridir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bir sahabiye evleneceği kadını önceden görmesi tavsiyesinde bulunurken evlilikte sevginin önemine de işaret eder. “Git, onu önce gör. Çünkü bu, aranızdaki sevginin kalıcı olmasını sağlamaya daha fazla katkıda bulunur.” (Müslim, Nikâh 74)

Bazen nişanlılar, kişiliklerini saklayıp kusur ve zaaflarını gizleyerek kendini karşı tarafın istediği gibi gösterebilirler. Ancak bu tarz aldatıcı söz ve davranışlar ilişkinin yanlış temellendirilmesine sebep olur. Sürdürülmesi mümkün olmadığı için uzun vadede her iki taraf da zarar görür. O yüzden nişanlılar bu süreçte karşı tarafı aldatmak yerine oldukları gibi davranmalı, nişanlısının uyarılarını haklı buluyorsa kendini düzeltmeye gayret göstermelidir. Peygamberimizin (s.a.s.) “…Bize hile yapıp aldatan da bizden değildir." (Müslim, Îmân, 164) uyarısı, hayatın her dönemi gibi nişanlılık sürecinde de müminlere yol göstermelidir.

Tarafların evlilikten beklentilerini açıkça ifade etmemeleri ve nişanlısının kabul edemeyeceği davranışlarını fark ettiğinde bunları açıkça konuşmak yerine onu değiştirebileceğini düşünmeleri nişanlılık sürecinde yapılan yanlışlardandır. Nişanlılığın sadece duygusal bir süreç olarak görülmesi, bu dönemin yeterince değerlendirilememesine sebep olur. Tarafların yaşadıkları duygusallık bazen yanlışların fark edilmesini zorlaştırabilir, hayat tecrübesine sahip güvenilir büyüklerin uyarıları yanlış yorumlanabilir. Diğer yandan nişanlı ile ilgili bazı olumsuz sözler tarafların yanlış kararlar almasına sebep olabilir. Nişanlısı hakkında olumsuz uyarılar alan bireyin kesin hükme varmadan önce yorumların doğruluğunu araştırması ve aklıselim ile hareket etmesi yerinde bir davranış olacaktır.

Yakınlarıyla olan ilişki biçimleri, nişanlının kişilik özelliklerini tanımada önemli ipuçları barındırır. Anne babalarına, kardeşlerine ve diğer aile bireylerine karşı davranışları eşine nasıl davranacağı konusunda fikir verir. Mutlu olduğu zamanlarda ve kriz anlarında verdiği tepkiler nişanlının kişiliğinin yansımaları olabilir, bu sebeple dikkatle değerlendirilmelidir.

Nişanlılık Döneminde Yaşanabilecek Zorluklar

Nişanlılıkla ilgili ilk zorluklar nişan töreninin nasıl yapılacağı konusunda yaşanabilir. Özellikle çiftler farklı çevrelerden ise bu daha önemli olur, çünkü her yörenin farklı örf ve âdetleri vardır. Nişanın aile içinde mi, herkese açık mı olacağı, imkânlar göz önünde bulunarak gençlerin ve ailelerinin ortak kararları ile belirlenmelidir.

Evlilik, sadece evlenen erkek ve kadını bir araya getirmekle kalmaz; nişanla birlikte iki tarafın aileleri arasında bir bağ kurulur. Ailelerin birbirini tanıması, ileride çiftin arasında doğabilecek problemlerin çözümünü kolaylaştıracaktır. Diğer yandan bu süreçte aileler, çocuklarının geleceği ve mutluluğu adına aktif rol üstlenmek isterler. Bu istek, aileler arasında anlaşmazlıklara sebep olabilir. Ailelerin çatışmalarını mutlak manada önlemek her zaman mümkün olmasa da çözüm yolu karşılıklı saygıdan geçer. Bu süreçte aile büyüklerinin gençlere fikir ve destek vermeleri doğru bir davranıştır. Ancak nihai seçim ve kararları çiftin kendisine bırakmak uygun olur. Hem nişanlı çiftin hem de ailelerin birbirlerine karşı iyi niyetli olmaları ve ön yargılardan sakınmaları önemlidir. Problemleri uygun bir üslupla dile getirip dedikoduya fırsat verilmemelidir. Rabbimizin dedikodu ve suizannı yasakladığı unutulmamalıdır (Hucûrat, 49/12).

Ev eşyaları, takı ve düğün töreninin nasıl olacağı gibi ekonomik konular da nişanlılık sürecinde yaşanabilecek problemlerdendir. Taraflardan birinin ailesinin yüksek beklentileri olabilir. Bazen yakın çevredeki insanlar gençleri olumsuz yönde etkileyebilir. Eş adaylarının “Bir kez alınıyor, her şeyimiz güzel olsun.” düşüncesiyle borç altına girmesi sık rastlanan bir durumdur. Çiftler, alışveriş öncesinde oturup konuşarak gerçek ihtiyaçlarını belirleyebilir, acil olmayan ihtiyaçları düğün sonrası uygun bir zamana erteleyebilirler. İhtiyaçları karşılamak için yapılması gereken alışveriş; ihtişam, zenginlik ve ailelerin güç gösterisine dönüştüğünde tartışma ve kırgınlıklar yaşanmaktadır. Bu süreçte bir anlık kızgınlıkla söylenen sözler, gençlerin hayatında uzun yıllar etkisini sürdürmektedir. Dayanıklı eşyaların bile zaman zaman değiştirildiği günümüz dünyasında bu süreci sükûnetle yönetmek öncelikle hayat tecrübeleri daha fazla olan aile büyüklerine düşmektedir. Onlar sorunun değil çözümün parçası olmalıdır. Nişan ve düğün harcamaları, gelenekler ve evlenecek kişilerin ekonomik durumlarına göre değişebilir. Dinimiz tüm harcamalarda israfı ve cimriliği hoş görmez, orta yolu tavsiye eder. “Yine o iyi kullar, harcama yaptıkları zaman ne saçıp savururlar ne de cimrilik ederler; harcamaları bu ikisi arasında makul bir dengeye göre olur.” (Furkân, 25/67) Peygamberimiz (s.a.s.), nikâhın kolaylaştırılmasını tavsiye etmiştir. Bu sebeple evliliği zorlaştıracak başlık parası, süt hakkı, baba hakkı vb. âdet ve gelenekler İslam’da olmayan uygulamalardır. Ebu Hanife’ye göre bu gerekçeyle babaya herhangi bir meblağ verilmesi caiz görülmemiştir. 1917 tarihli Osmanlı Hukuk-ı Aile Kararnamesi, 89 ve 90. maddelerde bu esas kanunlaşmıştır.

Nişanlılığın dinî açıdan belirlenmiş bir süresi yoktur. Bu dönem, eş adayını genel hatlarıyla tanıyacak, evlilik hazırlıklarını yapacak ve evlilik kararı üzerinde son bir kez düşünme imkânı sağlayacak kadar sürmelidir. Süre, amacına uygun olarak değerlendirilmeli ve evlilik geciktirilmemelidir. Bu dönem uzadıkça sorun yaşama ihtimali artar, nişanlı çifti ve ailelerini yıpratır.

Nişanlılıkta Sınırları Korumak

Nişanlılık, tarafların evlenme niyetini gösteren bir vaattir. Nikâh yapılmadıkça nişanlılar birbirine karşı namahrem olanların uymaları gereken sınırlara riayet etmekle sorumludur. Nişanlı çiftler, “eş adayını tanıma” amacıyla belirtilen sınırlar içerisinde görüşüp konuşabilir, önemli gördükleri hususları müzakere edebilirler. Ancak bu görüşmelerde mahremiyet sınırları ihlal edilmemelidir. Zira Peygamber Efendimiz bir erkeğin mahremi olmayan bir kadınla baş başa kalmasını uygun bulmamıştır. (Müslim, Hac, 424) Dolayısıyla tarafların dedikoduya ve yanlış anlamalara sebep olacak şekilde baş başa kalmaları uygun olmaz.

Nişanlılık döneminde sırf tarafların bu sınırlara uyma sorumluluğunu ortadan kaldırma amacıyla yaptırmak istedikleri dinî nikâh, İslam’ın öngördüğü mahiyette bir sözleşme değildir. Nikâh, ciddi bir müessesedir, taraflara hak ve sorumluluklar yükler. Günümüzde bu haklar, evlilik resmen tescil ettirilmeksizin korunamadığından, evlenecek kişilerin “resmî nikâh” kıyılmadan toplumda “dinî nikâh” diye adlandırılan bu sözleşmeyi yapmaları doğru değildir. Çiftlerin nişanlılık dönemini mahremiyet ölçülerine dikkat ederek geçirmeleri ve evlenirken yetkili mercilere başvurarak nikâhlarını tescil ettirmeleri uygun olur. Ardından yapılacak dinî tören, çiftin yeni hayatlarına duayla başlamalarını sağlamış olur.

Nişan Bozulursa

Nişanlılık, taraflara evlenme mecburiyeti getirmez; nişanlıların tek taraflı veya anlaşarak nişanı sona erdirme hakkı vardır. Nişan bozmayı gerektiren bir neden varsa karşı tarafı incitmemek, maddi ve manevi zarara uğratmamak önemlidir. Nişanın bozulması durumunda karşılıklı olarak hediyeler geri verilir ve helalleşme sağlanmaya çalışılır. Nişan ne şekilde sona ererse ersin erkek mehre mahsuben bir miktar mal veya para vermişse bunu talep edebilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 122. maddesine göre “Nişanlılık evlenme dışındaki bir sebeple sona ererse, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da onlar gibi davrananların, diğer nişanlıya vermiş oldukları alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir.” Alışılmış (mutat) hediyelerden kasıt, giymekle kullanmakla eskiyen ve tüketilen eşyalardır.

Zehra Tuncel.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41