Gönderen Konu: Gençlik Gençliğin Problemleri  (Okunma sayısı 87 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2146
Gençlik Gençliğin Problemleri
« : Nisan 30, 2023, 02:12:17 ÖS »


Gençlik Gençliğin Problemleri

Evet, bir kere daha tekrar edelim ki; çocuğun en çok tesirinde kalacağı, duyup uygulanacağı ders, yuvanın, bir kalb gibi ahenkli ve ritmik işleyişinden aldığı derstir.

Buna, anne ve babanın sıcak şefkatleri de eklenince, gayri çocuk bütün bir hayat boyu, bu yumuşak atmosferde görüp duyduğu şeylerin tesirinde kalır gider.

Yalnız, şunu da hemen kaydedelim ki; terbiyede, şefkatin ağırlığı ve tesiri kadar, onun çocuklar arasında müsavi ve adilâne olması da ehemmiyet arz etmektedir. Çocukların, dengeli ve mutedil olmaları ve anne babanın da onların nazarında saygılı kalmaları için, şefkatte adalet ve müsavat şarttır.

Onlardan birine, birşey alınırken, beriki katiyyen ihmal edilmemelidir. Biri kucaklanıp bağra basılırken diğeri bundan mahrum bırakılmamalıdır. Aksi yapılacak olursa çocuklar, hem anne-babalarına karşı hem de kardeşlerine karşı huysuzlaşırlar. Böyle huysuz çocuklar ise, yuvada devamlı huzursuzluk çıkaracakları gibi, terbiye adına gösterilen ve anlatılan şeylerden de istifade edemeyeceklerdir. Ve hele, kıskançlıktan kıvranıp duran yaramaz gönülleri, onları bir kısım kötülüklere zorlayacaktır ki; (maazallah) neticede cinayet işlemeleri bile melhuzdur.

Nebi (s) evlatlarının, kıskançlık duydukları kardeşlerine karşı giriştikleri uygunsuz ve sevimsiz teşebbüsler, kıskandırılmış kardeşleri, huysuzlaşmasını göstermesi bakımından oldukça manidardır. Habil ve Kabil’in yüreklere oturan acıklı seren-câmelerinden, Hz. Yusuf (s) dramına kadar, nice vaka’lar vardır ki arkasında hep böyle ehemmiyetsiz bir kıskançlık yatmaktadır.

Bundan başka, yuvanan hakkâniyetinden kuşkuya düşer, çocuklar, yavaş yavaş yuvada soğumağa ve hatta uzaklaşmağa başlarlar. Anne-babasına karşı itimadı sarsılmış ve yuvadan tatmin olmamış çocukların, dışta mesned ve sığınacak bir yer aramaları gayet normaldir. Nefrete bina edilen böyle bir ayrılık ise, beraberinde bir kısım sapkınlıklar getirir ki; modern usullerle yapılan araştırmalara göre, büyük bir nisbette toplum ve aile düşmanları, bunların arasından çıkmaktadır.

Şefkat mevzuuna ilave edilecek diğerbir husus da, daima çocukların içinde ve yanında bulunmaktır. Onların psikolojik durumlarını kavramak, infiallerine ve alınganlıklarına şahit olmak için, onlarla haşr u neşr olmak şarttır.

Her anne ve babanın, hayatlarının belli bir bölümünü onlara tahsis etmeleri ve bu süre içinde onlarla düşüp kalkmaları tıpkı büyük insanlar gibi, onları;: meseleleriyle alâkadar olmaları ve hatta onların, o basil dünyaları içinde ehemmiyet atfettikleri, oyun, eğlence ve diğer meşgalelerini titizlikle takibe koyulmaları; yatma ve uygunsuz bulunma saatlerinin dışında, yatak odalarına kadar, her yere rahatça, girip çıkmalarına izin vermeleri, onlarda şahsiyetin teşekkülü ve umulan bir kısım şeylerin alınması için elzemdir. Aksine, onların hususî dünyalarına girmeden, onları insan yerine koymadan, ne içtimaileşmeleri ne de terbiye adına onlardan birşeyler alınması asla bahis mevzuu olamaz. Onlara söz geçirmenin ve hükmetmenin yolu, onları insan yerine koyma ve onlarla haşır haşır, neşir olmaya bağlıdır.

Bu mevzuda, şu hususlara titizlikle riayet edildiği takdirde netice alınacağı kanaatindeyiz:

1 - Yanlarına uğranıldığında ve ayrılırken (selâm) verilmesi.

2- Evin içinde, kendilerine hususî bir yer ve bazı şeylerin tahsis edilmesi (oda, yatak ve dolap gibi şeyler..)

3- Onların kendi seviyelerindeki iş ve eğlencelerinin, yürekten, fakat seviyeli olarak takip edilmesi.

4- Büyüklere yapıldığı gibi, sık sık hal ve hatırlarının sorulması.

5- Hastalandıklarında ziyaret edile¬rek, dertlerinin paylaşılması ve teselli edilmeleri.

6- Yer yer kucağa alınmaları, öpülme-leri ve hatta başlarda, omuzlarda gezdirilmeleri.

7- Hoşlarına gidecek güzel ve tatlı isimler takılması ve bu isimlerle çağırılmaları. Ve bilhassa, bu isimlerin, onlarda yiğitlik ve kahramanlık hislerini uyaracak şekilde seçilmesi.

8. Meşru dairedeki oyun ve eğlencelerinde hususiyle ilerdeki hayatlarına esas teşkil edecek olan oyun ve eğlencelerinde serbest bırakılmaları ve hattâ bilmedikleri bazı şeylerin öğretilmesiyle kendilerine yardımda bulunulması ve bu cümleden olarak daha bir sürü şey..

Evet, ona değer verip insan yerine koyduğumuz müddetçe, onu yükseltmiş ve içtimaileştirmiş oluruz. Aksine, değersiz gördüğümüz veya hayatına hacir koyduğumuz sürece de, onu köreltmiş ve onuniçin fazilete giden yollan tıkamış oluruz.

Aslında böyle bir davranış, sadece çocuklar için değil; büyükler için de bahis mevzuudur.

Hangi insan vardır ki, kendisine ehemmiyet atfedildiği, değer verildiği zaman uysallaşmaz ve te’sir altına girmez. Ve yine hangi insan vardır ki, ehemmiyet verilmediği ve horlandığı zaman huysuzlaşmaz. Ne var ki, bu durum çocuklarda daha bariz, daha “belirgin”dir.

Bu mevzuu bağlarken, son bir hususu daha belirtmede fâide mülahaza ediyorum:

Çocuklar evin içinde daimi bir af ve müsamaha melteminin, esip durduğunu hissetmelidirler. Çocukluk fıtrat ve tabiatının gereği olarak yaptıkları bazı işlerden ötürü, her zaman affedilme ve bağışlana bilme inancı içinde bulundurulmalıdırlar.

Onların, evin içinde bazı şeyleri kırmaları, bazı şeyleri bozmaları ve çevreyi kirletmeleri gayet tabiidir. Bu mevzuda azarlama veya tekdir etme yerine, kırıp bozdukları veya kirlettikleri şeyleri, onlarla müşterek olarak tamir edip eski haline geirme, temizleyip yerine koyma daha uygun olacaktır. Böyle bir davranış, hem onlara ne yapmaları gerektiğini öğretme, hem de gönüllerini fethetmeye badi olacaktır. Altına idrar yaptı veya bir bardak kırdı diye dövülen çocuk yetim, bunu yapanlar da anne-baba olmadan fersah fersah uzak talihsizlerdir.

Sözün özü, çocukların hayatlarına ortak olmak, onların eğlence ve neşelerini paylaşmak; teessür ve acılarına iştirak etmek, anne ve babayı onların nazarında saygı-değer birer abide haline getirir. Aksine, onlarla haşr u neşr olmama, onların hayatına inmeme, çocuk için bir bahtsızlık, anne ve baba için de bir görgüsüzlük ve bir şekavettir.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2146
Ynt: Gençlik Gençliğin Problemleri 1
« Yanıtla #1 : Nisan 30, 2023, 02:14:55 ÖS »


Gençlik: Gençliğin Problemleri   1

Şimdi bütün bunlardan sonra oyun ve oyuncak adına tavsiye edebileceğimiz şeylere dönmek istiyoruz.

Hakikatçı ve ruhu inkar etmeyen psikolog ve pedagoglarımızın, terbiyenin bu cephesini samimiyetle ele alacakları güne kadar, oyun ve oyuncak adına sadece şimdilik bildiğimiz şeyleri arzla iktifa edeceğiz. Evvela oyun ve oyuncaklarımız, geleceğin tekniğine âşina kılıcı ve fikren yükseltici mâhiyette olmalıdır. Bu cümleden olarak, -tenkid kapısı açık kalmak, üzere- trenler, tayyareler, vapurlar ve minik robotlar gibi şeyleri tavsiye edebiliriz.

İkinci olarak estetik duygu ve san'at zevkinin geliştirilmesi hedef alınmalıdır. Bu hususta da park ve bahçe düzenlemeleri, duvar kapı ve pencere süslemeleri, kitab kapakları ve benzeri şeyleri zikredebiliriz.

Üçüncü olarak da, onlarda İnşâ gücü ve mimarî düşünceyi geliştirici istikametde oyun ve oyuncaklarla uğraşmaları te'min edilmelidir. Bu hususda yine, oyuncak envâından olan minik binaları, konakları, garlar, köprüler ve diğer içtimâî tesisleri söyleyebiliriz.

Vâkıa, tavsiye edilen bu husustaki malzemede de, büyük bir kısım itibariyle, yine yabancılaştırıcı imajları karşımıza çıkaracağından mahzurlu görülebilir. Amma neylersin ki; dünden bugüne bütün hayatımızı saran yabancı şeyleri, birden bire söküp atmaya, ne bizim gücümüz yeter ne de toplumumuz buna dayanabilir.

Oyun ve oyuncağın bu türlüleri, çocuğun hayatında belli bir süreyi işgal ederler. Herkes için oldukça farklı olan bu süre, hep evde ve bahçede geçirilir. Bu devreden sonra ise çocuk, hem ev ve bahçeden uzaklaşır, hem de daha değişik oyuncaklar istemeye başlar. Bu İtibarla terbiyeci ve rehberler bu devreye ait oyunlara karşı, onlarda arzu uyarmalı ve bu oyunları onlara tavsiye etmelidirler.

Bu oyunları da kaba taslak iki gurubta toplayabiliriz.

a- Zeka, estetik duygu ve mimarî düşünceyi hedef alan oyunlar.
b- Bedeni geliştirmekle alâkalı, fizikî hareketlerden ibaret olan oyunlar.

Birinci şıkkın misalleri oyun ve oyuncaklar bölümünde geçti. Yalnız bu bahiste, düşündürücü şeylerin okutulmasını sözü edilen hususlarda tedkiklerin yapılmasını, kumar ve şans oyunlarının dışında kalan ve muhakemeye dayanan bir kısım oyunların öğretilmesi mevzuundaki tavsiyelerimizi ilave edebiliriz. İkinci şık için ise, yarış, koşu, yüzücülük, binicilik, atıcılık, güreş; hatta judo, tekwando, karate ve eskrim gibi şeyleri sayabiliriz. Bunlardan yarış, koşu, yüzücülük, binicilik ve atıcılık Öteden beri en kuvvetli ve salahiyetli ağızlarla tavsiye edilegelmiş ve desteklenmiş sporlarımızdandır. Diğer spor dalları da, günümüzün şartları muvâcehesinde her zaman bunlara ilave edilebilir.

Bu spor dallarından herbiri, hem geliştirici hem de geleceğe hazırlayıcı olması itibariyle tavsiye edilmeli ve desteklenmelidirler. Hatta imkân elverdiği nisbette hiçbiri aksatılmadan hepsine aynı ölçüde ehemmiyet verilmelidir. Zira zikredilen spor dallan ve emsali meşru çizgide cereyan eden diğer oyunların hemen hemen hepsi, çocukluk döneminde bir gelişme ve eğlence vesilesi, delikanlılık devresinde, gelişmenin devamı ve boşalma; yaşlılıkda ataletin tevlid edeceği hastalıklara karşı bir müdafaa ve korunmaya vesile olması bakımından hakikaten, hayâtı" önem taşımaktadırlar. Evet, oyun oynayan çocuklar gelişkin, sıhhatli ve açık; spor yapan delikanlılar, gürbüz, mevzun, dengeli ve mülayim; hareket eden yaşlılar, sıhhatli, zinde ve yumuşak olurlar.

Oyun çeşitlerinden atıcılık, binicilik, yüzücülük, koşuculuk; nesilleri, ilerideki mücâdeleye hazırlaması itibariyle ihlas ve samimi bir niyet sayesinde ibadet sayılacağından, diğer sporlara nisbeten daha ehemmiyetlidirler. Evet, atıcılık bu cemaatın eğlencelerinin en hayırlısı, yüzücülük ve binicilik de ısrarla bu topluma tavsiye edilen hususlardandır. Nasıl olmasın ki, karada, havada, denizde, sürücü, sevkedici ve uçucuya sahip olmayan devletler vatan ve mîlletlerinin, varlık ve bekâsı adına en mühim bir unsuru kaybetmiş sayılırlar. Bunlara sahip olanlar ise, milletlerinin geleceğini bir bakıma teminat altına almış olurlar.

Judo, karate, tekwando gibi sporlar eskiden olmadığı için, bahsedilen spor dalları kadar teşvik görmemiş ve ismen zikredilmemiş ise de, ahlâkî prensiplerimiz açısından, her hangi bir mahzur ve ölüm tehlikesi bahis mevzu olmadıktan sonra, her zaman tavsiye edilebilir. Hele bütün bir tarih boyu asker olarak yaşamış bir millet için ve bilhassa günümüzde, bu sporların ehemmiyeti münâkaşa götürmeyecek şekilde açıktır.

Bundan başka, vakit israfına sebep olmayan ve günah sayılmayan oyunların, çocuklara tavsiye edilmesinde de, herhangi bir sakınca yoktur. Yasaklanmış oyunlar ise, ne çocuklar ne de büyükler için katiyyen tavsiye edilemez. Bütün kumar çeşitleri ve şans oyunları, yasaklanmış eğlencelerdir. Ancak İmamı Şâfiî, para karşılığı olmadığı takdirde, satrancı tecviz etmişlerdir. Kanaati âcizanemce, o çizgide düşünenler için, rüşte erecekleri âna kadar, çocuklara satranç da tavsiye edilebilir.

Mukaddeslerimizi tezyif edici, küçük gösterici bilumum oyunlar, ne büyük için ne de küçükler için asla tecviz edilemez. Atalarımızı, tarihimizi ve mefâhirimizi hafife alan oyunlarda öyle.

İnsanın, kötü duygularının, şehevî hislerinin hortlayıp kabarmasına ve ruhunun sefilleşmesine sebep olan sesler, sözler, resimler, çalgılar ve nağmeler kat'iyyen yasak edilmişlerdir. Hem "Meşru dairedeki keyf ve eğlenceler zevke kâfi" geldikten sonra, gayri meşru dairede keyf ve eğlenceye dalmak insafsızlık ve zulümdür. Kaldı ki, terbiyeye ait her meselede olduğu gibi oyun ve eğlencede de, hedef, çocuğu yüce duygularla donatmak ve onu maddi manevi sıhhatli kılmaktır. Oyun çeşitlerinin yasak edilenlerinde ise, ne çocuğu insanlığa yükseltmek ve ne de duygularını inkişaf ettirmek asla söz konusu değildir. Aksine bunlarda, çocuğun, duyguları itibariyle za'fa uğradığı, yıprandığı , hattâ bir ölçüde eriyip mahvolduğu görülür.

Hâsılı, terbiyeye ait her unsurun bir rehber ve mürşid vasıtasiyle, düşünce çizgimizde ve ölçülü olarak verilmesi şart olduğu gibi, oyun, oyuncak, spor ve eğlence mevzuunda da, mutlaka bir rehbere ve mürşide ihtiyaç vardır. Aksine, hayır umulan noktalarda zarara maruz kalınır, ıslah ameliyesi düşünülen noktada da nesiller ifsad edilmiş olur.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41