Gönderen Konu: UYUŞTURUCU MADDELER  (Okunma sayısı 1228 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2141
UYUŞTURUCU MADDELER
« : Ekim 02, 2014, 08:56:42 ÖÖ »
UYUŞTURUCU MADDELER

Sinir sistemini uyuşturan ve böylece kişinin düşünme ve muhakeme melekesini yok eden maddeler. Sürekli uyuşturucu madde kullanan kimselerde bu maddelere karşı bağımlılık meydana gelir. Çok çeşitli uyuşturucu madde vardır. Bunlar; alkol, morfin, eroin, kokain, afyon, eter, esrar gibi maddelerdir. Yatıştırıcılar ve uyku ilaçları da uyuşturucu maddelerindendir.

Uyuşturucu alışkanlığı günümüz insanının en büyük sosyal problemlerinden birini oluşturmaktadır. Materyalist ve kapitalist toplumlarda, sistemlerin çarpıklıklarından ortaya çıkan sosyal problemler, insanları uyuşturucu maddelerin tutsağı haline getirmektedir.

En yaygın olarak kullanılan uyuşturucu maddeler, alkol içeren içkilerdir. Gayri İslamî toplumlarda bu tür içkiler yaşamın bir parçası olarak kabul edilmektedir. Diğer uyuşturucu maddelerin satışı ve kullanımı dünyanın hemen her yerinde suç kabul edilmiş ve cezalandırılmıştır. Ancak bu cezalar, uyuşturucu maddelerin kullanımının yaygınlaşmasını ve sosyal bir felaket haline gelmesini engelleyememiştir. Bunun sebebi, çağdaş toplumların yaşam felsefelerinin insanları bu tür alışkanlıklara itecek uygun ortamları hazırlamaya elverişli olmasıdır. Manevî boşluk, ideal yoksunluğu ve bu yolda yapılan etkinler, sosyal felaketlere yol açan, bağımlılarını delilik, hatta intihara sürükleyen uyuşturucu alışkanlığını yaygınlaştırmaktadır.

Uyuşturucuya müptela olan kimseler, her türlü insanî değerlerini kaybederek uyuşturucu madde ticareti yapanların kölesi haline gelmektedirler. Karşı konulmaz bir ihtiyaç haline gelen uyuşturucuyu temin edebilmek için çarpınan bu kimseler, çoğu zaman hırsızlık yapmakta, çeşitli şiddet eylemlerine girişmekte, cinayetler işlemektedirler.

Kişiyi ruhen ve bedenen çok süratli bir şekilde çökertip mahveden uyuşturucu alışkanlığının tedavisi son derece güçtür. Tedavi görüp iyileştiği kabul edilenlerin tekrar normal hayata dönüp topluma uyum sağlamaları imkansız olmaktadır.

İslâm, toplumu, ifsad edecek, huzurunu bozacak, onu sosyal bunalımlara itecek her şeyi ta başından yasaklayarak gerekli düzenlemeleri yapmakta ve böylece insanları kötülüklerin pençesine düşmekten kurtarmaktadır. Allah Teâlâ, sarhoşluk veren alkollü içkileri haram kılmış ve bu harama riayet etmeyenler için cezalar koymuştur. İslâm hukukunda alkollü içkiler yanında insanları uyuşturup akıl ve muhakeme kabiliyetlerini yok eden diğer bütün maddelerin kullanımı da haram kabul edilmiş ve şiddetle yasaklanmıştır.

Kimyevî uyuşturucuların ortaya çıkmasından önce yaygın olarak kullanılan uyuşturucu, esrar (hind keneviri). Bunun içindir ki, islâm hukukçuları genelde bütün uyuşturucuların haram olduğunu kabul ederken, konu içerisinde esrara daha fazla yer vermişlerdir.

Esrâr, "cannabis sativa" denilen boyu 1-3 m. uzunluğunda ılıman iklimde yetişen ve halk arasında "Hint keneviri" adıyla bilinen yıllık yabani bir bitkinin gövde ve yapraklarıyla çiçek kısmından elde edilen bir uyuşturucudur. Etken maddesi "Tetrahydrocannabinol" olan esrar, en eski çağlardan beri bütün dünyada bilinen ve kullanılan bir uyuşturucudur. M.Ö. 2737 yılında Çin'de yazılmış bir eserde kenevirin fiziksel ve ruhsal etkilerinden bahsedilerek bazı hastalıkların tedavisinde kullanımı için sağlık verilmiştir. Esrarı doğudan batıya taşıyan ünlü Venedikli gezgin Marco Polo (1254-1324)'dur. İbn Sina (980-1037) kenevire "kınnap" adını vermiş ve bu bitkiyi incelemiştir. Kenevir ve haşhaş yetiştiren ve tedavide bunları kullanan Sümerler, Asurlular, Mısırlılar, Romalılar, Yunanlılar ve İslâm dünyasında bu bitki çeşitli amaçlarla yetiştirilmiştir. 12-13. yüzyılda İsmailiye mezhebine mensup Hasan Sabbah dünya cenneti kurmak amacıyla müritlerine esrar içirtmiş ve onlara korkunç cinayetler işletmiştir.

Evliya Çelebi İstanbul'da esnaf-ı benkçiyan adı verilen esrar dükkânları bulunduğunu zikretmiştir. 19. yüzyılda İstanbul'da bir dirhem esrar bir kuruşa satılıyordu ve gerek zenginler arasında gerekse fakirler arasında yaygın olarak kullanılıyordu. Üretim ve tüketimi yasaklanmasına rağmen, bütün dünyada gizlice alınıp satılan esrar en yaygın uyuşturuculardan biri olmuştur.

Esrar az miktarda kullanıldığında içinde tatlı hayallar, halk arasında esrar dalgası denilen hülyalar doğurur, fazlaca alınan esrar ise dalgın bir uyku hali, geçici çılgınlıklara varan taşkınlıklar meydana getirir. İçine beng otu veya tatula karıştırılıp macun haline getirilerek veya sigara içine karıştırılarak tüketimi yaygın olan esrar Arapça "haşiş" denilen olgun Hint keneviri yapraklarının kalburdan geçirilmesiyle veya roeşin ceket giyerek olgun kenevir tarlası içinde bu bitkiye sürtünerek dolaşanların ceketine yapışan reçineli kılların kazınmasıyla da elde edilmektedir.

19 Şubat 1920 ve mükeakip tarihlerde hazırlanmış olan Cenevre Afyon Anlaşması'nın I. maddesinin son fıkrasında herhangi bir isim altında ticarete çıkarılacak reçinesi alınmamış kenevirin kurumuş dişi organlarıyla çiçeklenmiş veya meyvelenmiş çiçek yataklarına Hint keneviri denilir. Bu tarif kenevirin belli çeşidinden çok, onun bazı organlarını ima etmekte ve böylece herhangi bir kenevir çeşidinde esrar maddesinin bulunabileceği anlaşılmaktadır (Türk Ansiklopedisi, XV, 348-349: İbn Abidin, Reddil'l Muhtar, Terceme, A. Davudoğlu, XVI, 72-79).

İslâm'da sarhoşluk veren "içki"ler yanında her türlü uyuşturucu yasaklanmıştır. Çünkü bunlarda da sarhoş edici özellik vardır. Âyeti kerimede: "Ey inananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz, şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz" (el Mâide 3/90) ve hadislerde genel olarak sarhoşluk veren sıvı veya katı bütün maddelerin içilmesi, kullanılması yasaklamıştır. "Sarhoşluk veren her içki haramdır" (Buhâri, Vırdû, 81, Eşribe 4, 10; Müslim, Eşribe, 67-68); "Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır" (Ebû Dâvud, Eşribe, 5: Tirmizî, E,fribe, 3);

"Her sarhoşluk veren fey içki (hamr) hükmündedir ve her sarhoşluk veren fey haramdır" (Müslim, Eşribe, 7375; Buharî, Edeb, 80):

Esrar, İslâm dünyasında 12. yüzyılda Tatar istilasına uğranıldığı sırada ortaya çıkmıştır. Dört büyük müctehidin yaşadığı dönemlerde esrardan söz edilmemesi, onun o zamanlar bilinmediğini gösterir. Sonraki mezhep imamları esrarın haram olduğuna dair fetvalar vermişler ve onu satanın te'dib olunacağını bildirmişlerdir (İbn Abidin, a.g.e., XVI, 77; Yusuf el-Kardavî, İslâm'da Helal ve Haram, Trc: Mustafa Varlı, Ankara 1970, 85-87)..

Esrar ve diğer bütün uyuşturucu maddeler aynı içki gibi kişiyi Allah'ın zikrinden ve namazdan alıkoyar. Bu maddelerin haramlığı içkinin haramlığından daha hafiftir. Bu yüzden esrar içene had cezası uygulanmaz, tazir cezası uygulanır. İbn Vehba'nın, el-Vehbaniyye adlı manzum eserinin şerhini yapan eş-Şurunbulalî (ö. 1069/1658) adı geçen şerhin "haram ve mübah; hazr ve ibaha" kısmında esrarın İslâm hukukuna yansıyan hükmünü şu şiirinde toplamıştır:

"Esrarın haramlığına ve yakılmasına fetva verdiler./Kaçınılsın içilmesin diye, böyle bir kimsenin boşamasını geçerli saydılar./Onun satıcısına tedib cezası öngördükleri gibi, fasıklığını da tesbit ettiler./Onu helal sayanın da zındık olduğunu yazdılar" (İbn Âbidin, a.g.e., XVI, 72-73).

Argoda diş, dalga, ot, fin, sankız, ampes cığaralık, cuk, gonca, hurda, kaynar toprak, nefes, minare gölgesi, davul tozu gibi adları olan esrar, psikoaktif maddelerden biridir. Keyif verici, uyarıcı yatıştırıcı etkileri sebebiyle kullanılmakta; ancak ruhsal, davranışsal, gelişimsel bozukluklara yol açmaktadır. Halbuki insanları iyiye, doğruya, en güzele götüren İslâm dini, bütün zararlı şeyleri yasaklamıştır. İyiliği emreden ve kötülükten alıkoyan İslâm, uyuşukluğu, gevşeme ve bilinç bozukluğunu, tabii olmayan uyarılmayı caiz görmez. Bilinci karartan esrar kullanımında zaman ve yer algısı değişip, insanın tabiî ve fatn tekâmülü bozulduğu için kıyas yoluyla bu maddenin vb. nin haram olduğuna hükmedilerek, kullanımı yasaklanmıştır. Zaten bütün dünyada bu maddeler yasa dışı yollardan üretilip, el altından satılmakta ve gizlice kullanılmaktadır. Batı dünyasında bir zamanlar hippi denilen gençlik gruplarının popüler uyuşturucusu olan esrar, insanı kendine bağımlılaştırarak gerçek dünyadan koparan, psişik bağımlılık yaratan bir maddedir. Bağımlı kişilerde çeşitli ruhi ve bedeni semptomlarla kendini belli eden bir hastalık hali meydana gelir ki, o artık normal bir insan sayılamaz. Uyuşturucu kullananların bağımlılıkları, onları fuhşa, günaha, ve dolayısıyla murdar olmalarına yol açmaktadır. Aklı olmayanın dini de olmaz ilkesinin yer aldığı İslâm'da, sarhoşluk haramdır. Sarhoş eden bir şey, beyin işlevlerini etkileyerek akıl dinamiklerini ortadan kaldırır. Bu sebeple İslâm toplumlarında aklı korumak esastır ve sarhoş edici her şey yasaktır. Çünkü İslâmî yaşayışın belti bazı ilkeleri vardır ve bunlar materyalist, ruhsuz, sahte ve geçici dünya cennetlerinin bunalımları ve delilik problemleri doğurmaktadır. Ayrıca bu gibi uyuşturucu maddeler çok kullanılmadığı için bu hastalıklar en çok Batı dünyasında görülmektedir. Her türlü sapıklık, hastalık ve yozlaşma da İslâm'ın en güzel yoluna tâbi olmamaktan dolayı insanların cahiliyette ısrar etmeleri ve kendilerine zulmetmelerine yol açmaktadır.

Hamdi DÖNDÜREN

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2141
Uyuşturucu maddelerinin zararları ve belirtileri nelerdir
« Yanıtla #1 : Ekim 02, 2014, 08:59:20 ÖÖ »
Uyuşturucu maddelerinin zararları ve belirtileri nelerdir
 
Esrar, afyon, eroin, kokain, morfin, L.S.D. gibi uyuşturucu maddeler aklı gidermek, insan vücuduna zarar vermek bakımından tesiri alkollü içkilerden daha fazladır. Bu bakımdan uyuşturucu kullanmak tıpkı içki kullanmak gibidir. Hattâ bâzı hususlarda ondan da kötüdür. İslâm âlimleri, uyuşturucu maddelerin haram olduğu hususunda müttefiktirler.

Eroin bütün narkotik suistimallerinin % 90’nı teşkil eder. Çok kısa zamanda ve çok cüz’î miktarları dahi alışkanlık yapar. Eroin suistimali, burundan toz şeklinde çekerek, cilt altına ve damar içine (intra venöz) enjeksiyon ile de yapılabilmektedir. Eroin kullananların o anda göz bebekleri küçülür. Burunları tıkalı gibi konuşurlar. Nezleli birisi gibi, burunları devamlı akar.

Eroinin, bir defada bile damar içine vererek kullananlarda iptilâ (bağımlılık) yapabildiği, otoritelerce ifade edilen bir hakikattir. Bir defa bağımlılık teşekkül ettikten sonra şahsın kendisini o alışkanlıktan kurtarması hemen hemen imkânsızdır. Böyle bir şahısta tolerans olacağı için, sarhoşluğun meydana gelmesi için her seferinde aldığı eroin dozunun artırılması lâzımdır. Şahıs eroini kullanmaya 5-10 mgr ile başlar. Zamanla bu doz 400-450 mgr’a kadar çıkar.
Eroin kullananlarda, hayatî organlarda, bilhassa karaciğer ve böbreklerde patolojik bozukluklar kendisini gösterir. Neticede fazla uzun olmayan bir müddet içerisinde, bu şahıs aldığı ekstra bir doz neticesinde solunum merkezi felç olacak, şahıs ya bir tavan arasında, ya bir park köşesinde veya bir tuvalet kenarında ölü olarak bulunacaktır.

Krize girme hali, eroinmanların veya başka herhangi bir madde bağımlısının, müptela olduğu maddeyi bulamaması durumunda, 12-16 saat sonra ortaya çıkan durumdur. Ağrılar, asabiyet, uykusuzluk, zihnî melekelerde azalma, göz bebeklerinde büyüme, ürperme, çarpıntı, hızlı nefes alıp verme, esneme, burun akıntısı, terleme, kusma, ishal olur. Bu tablo, şahsın, bağımlısı olduğu maddeyi alması veyahut da yetecek miktarda narkotik analjezik (ağrı kesici) verilmesi ile ortadan kalkar.

Eroinmanların tedavisi için, değişik metotlar ve ilaçlar tecrübe edilse de, genellikle arzu edilen tam tedavi sağlanamamaktadır. En tesirli çare, şüphesiz bu maddelere baştan uzak kalmaktır.

Esrar: Kuru yapraklarının tütüne sarılarak içilmesi en yaygın kullanılış tarzıdır. Batıda marijuana adı ile bilinen madde ise kenevir bitkisinin daha çok üst yapraklarının kurutularak sigara şeklinde içilmesidir. Esrarın belki en önemli zararı, biranın şahsın yüksek dereceli alkollü içkilere geçişte vasıta olması gibi, esrar da, eroin, kokain gibi ağır bağımlılık yapan maddelere alıştırmada geçiş vazifesi yapmasıdır.

Esrar kullanan kişilerde, mekân, zaman, şahıs ve cisim idraki bozulur. Cisimleri olduğundan büyük ve küçük görür. Motor koordinasyon bozulmuştur. Bu sebeple trafik kazalarına yol açar.

Erpin kullanan şahıslarda kullandığı anda, kalb atışları ve nabız artar. Koroner arter problemi olan şahıslarda enfarktüs görülür. Uzun yıllar esrar kullananlarda ise solunum yolu hastalıkları ortaya çıkar. Yine uzun yıllar kullananlarda kalb, beyin, böbrekler üzerinde zararlı tesirleri görülür.

Esrar şahsın sağlığına olan zararlarından başka, esrarı kullanan şahısta bilhassa saldırganlık hislerinin açığa çıkmasına sebep olmaktadır.

Kokain: Beyaz, kristalize, tuz gibi bir tozdur. Takriben 300 kg. koka yaprağından yarım kilo kokain elde edilir.

Kokain müptelâları bu maddeyi toz halinde burundan çekerler veya suda eritip damardan zerk ederler. Kokain kullanıldığı an M.S.S. (Merkezî Sinir Sistemi)’ne tesir eder. Şahsın kalb atışları artar, kan basıncı yükselir ve solunumu hızlanır. Yüksek dozlarda, solunum felci veya kalb durmasından dolayı ölüme yol açar.

Kokainin az miktarları dahi, kullanan şahısta zamanla alışkanlık yapar. Uzun yıllar kokain kullananlarda uykusuzluk, ruhî bozukluklar, intihar teşebbüsleri gibi bozukluklar görülür. Kokainin kalb kası ve iskelet adaleleri üzerinde, direkt toksik (zehirli) tesirleri vardır.

Kokain müptelalarının tedavileri için birçok değişik ilaç ve usul tecrübe edilmesine rağmen, diğer alışkanlık yapan maddelerdeki gibi, istenen, arzu edilen tam tedavi sağlanamamaktadır.

 


* BENZER KONULAR

Güzel Geçimin Sırları. Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:42:25 ÖÖ]


Yol Azığı Sabır ve Namaz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:37:45 ÖÖ]


Yardımlaşma Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:26:22 ÖÖ]


Kur'an'da İnkarcıların Sıfatları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:11:43 ÖÖ]


Kur'an Psikolojik Hastalıklara Şifadır Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:07:51 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:40:51 ÖÖ]


Zamanın Nabzını Tutmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:34:18 ÖÖ]


Emanet Ahlakı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:25:04 ÖÖ]


Annenin Gözünde Çocuk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:11:50 ÖÖ]


Ömür Hak Yolunda Tüketilmeli Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:05:21 ÖÖ]


Allah Kullarını Eğitiyor Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 10:12:41 ÖS]


Kur'an ve Sünnet'te İnfak Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 10:08:17 ÖS]


Ayetlerle Cehennem Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 06:04:39 ÖS]


Ayetlerle Cennet Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 05:54:55 ÖS]


Allah Kimi Hidayete Erdirmek Isterse Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 05:50:07 ÖS]


Uğur Işılak - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 11:31:08 ÖÖ]


Hafızlar Ezgi Grubu - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 11:26:28 ÖÖ]


Ölçülerimizi Sâbitelerimizi Bilelim Yaşayalım Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 08:18:21 ÖÖ]


Polen Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 08:09:30 ÖÖ]


İyiliğe ve Cömertliğe İlk Önce Evlerimizden Başlayalım Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 08:01:00 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42