Gönderen Konu: O’nu Sevmek İçin Neler Yapmalıyız  (Okunma sayısı 62 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2144
O’nu Sevmek İçin Neler Yapmalıyız
« : Aralık 07, 2023, 08:32:01 ÖS »


O’nu Sevmek İçin Neler Yapmalıyız

1. Kur’ân-ı Kerim ve İslâmî hükümleri sevmek. Bu sevgi, Allâh ve Peygamber sevgisine götürür. Rasûlullâh en çok Kur’an-ı Kerim’i severdi, sahabe de en çok Kur’ân’ı severdi. Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- on âyet okur, tefsir eder ve ezberletirdi.

Sahabe o âyetleri hayatlarına hemen tatbik etmeye çalışırlardı. Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- onu hayatlarına tatbik ederek yaşadıklarını görünce de başka on âyete geçerdi.

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:

“– Bana Kur’an oku, Ya Hudeyr!” buyururlardı.

Hudeyr okur, kıyamet âyeti gelince, Peygamberimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem- onu durdurur ve ağlardı.

Kur’ân-ı Kerim üç şekilde okunur:

-Kur’ân-ı Kerim’in yüzünden okunur (kıraat),

-Anlamak için. Herhangi bir fânîden mektup geldiğinde bir an önce bize ne demek istediğini anlamaya çalışırız.

-Yaşamak için okunur. İşte Kur’ân-ı Kerim’i asıl okumak budur. Kur’ân-ı Kerîm’in indiriliş gayesi de budur.

2. Ümmete şefkat ve merhamet göstermek. Gönlümüzün bütün Ümmet-i Muhammed’e şâmil olması ve onların istifâde edeceği işler yapmak istemesi gerekir. Yüreğimizdeki merhametin yaygınlaşarak insanlardan öte, hayvanları dahî kuşatması icab eder. Bunun sonucunda da beşerî münâsebetlerde “incitmemeye ve incinmemeye” başlarız.

Çünkü Peygamber Efendimiz’in, ümmetine olan şefkat ve merhameti zirvedeydi. Onlar açken kendisi -sallâllâhü aleyhi ve sellem- de yemezdi. Ümmetini doyurur, sonra kendisi yerdi.

Bir defasında Peygamberimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem- Ebû Hureyre –radıyâllahu anh-’a süt getirmiş ve bütün ashaba dağıtmasını istemişti. O da:

“– Bu bana bile yetmez ki…” diye düşünmeye başladı.

Bunun üzerine Peygamberimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem-; önce ona kana kana üç kez içirmiş venihayet Ebû Hureyre:

“– Yeter doydum, yâ Rasûlallah!” demek zorunda kalmıştı.

3. Olan vukûât karşısında rıza gösterme, Peygamber Efendimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’in binbir çile karşısındaki sabır, metânet ve teslimiyetini örnek alma.

4. O’na kavuşmayı istemek. Kıyâmette O’na kavuşmayı ne kadar istiyoruz? Bunun için ne kadar telaş içindeyiz? Peygamber Efendimiz’in vefâtından sonra ashâb-ı kirâm, vefatı yaklaşmak kimseleri ziyâret ettiklerinde, ondan kendileri adına Peygamberimize selam götürmesini isterlerdi. O şahıs da Peygamber Efendimiz’le kavuşma vakti yaklaştığı için neşe içinde ruhunu teslim ederdi.

5. Peygamberimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’i çok çok hatırlamak. Ashab-ı kirâm, her hâdisede Rasûlullah’ı hatırlardı, bir kuşun kanat çırpışında dahî… Bu hâli kazanabilmek için Peygamber Efendimiz’in hayatını iyice öğrenmek ve bol bol salavât-ı şerife getirmek gerekiyor.

6. Dünyaya değer vermemek. Fânîliğin içine girmek. Peygamberimiz -sallâllâhü aleyhi ve sellem- “Ben ağaç altında dinlenip yoluna devam edecek yolcu gibiyim.” buyurmuşlardı. Biz de hayata bundan fazla değer vermemeliyiz.

Kısacası, Peygamber Efendimiz’in “üsve-i hasene” (en güzel örnek) olan hayatını taklid ve tatbik etmeli; ayrıca dilimizden ve kalbimizden salavât-ı şerîfeyi eksik etmemeliyiz!..
Âişe Bendegül

Fakirlerin Annesi "Zeyneb Binti Hüzeyme" (r.a.)

O’na “Ümmü’l-Mesâkîn”, yani fakir ve muhtaçların annesi ismi verilmiştir. Çünkü bu mübârek vâlidemiz; gerek Câhiliye devrinde ve gerekse İslâmiyet geldikten sonra fakirlere elindeki her şeyini paylaşmakla meşhur olmuştur.

Mübârek annemizin, Rasûlullâh’ın evindeki hayatı kısa (iki veya üç ay) sürdüğü için, sîret ve tarih yazarları ondan çok fazla bahsetmezler. Ama böyle olduğu hâlde, onun geçmişi hakkında şu özet bilgiyi verebiliriz:

Hazret-i Zeyneb’in kabilesi Âmir b. Sa’saah, o dönem Arabistan’ın en kuvvetli kabilelerinden biriydi. Kabilesinin İslâm’la münâsebeti, hicrî üçüncü yılda bozulmuştu.

Bunun sebebi de, o sıralar çeşitli kabileler, İslâm’ı öğretmek için istedikleri tebliğ erlerini (mübelliğleri) şehid etmişlerdi. Bu kabileden de iki kişi müslüman olmuş, fakat bir katliâmdan kurtulan tebliğci tarafından, müslüman olduklarının farkına varılmadan öldürülmüşlerdi. Bu kasıt taşımayan yanlış hareket, kabileyi ayağa kaldırmıştı.

Peygamber Efendimiz, bu kabilenin İslâm’a düşmanlığının devam etmemesi için bir şeyler yapmak istiyordu. İşte Hazret-i Zeyneb binti Hüzeyme ile evliliği bu zamana denk gelir. Bu evlilik sâyesinde, Peygamber Efendimiz bu kabileyle akrabalık tesis etmiş ve onların kin ve düşmanlık duygularını büyük ölçüde azaltmıştır. Fakat maalesef, Peygamber Efendimiz’in Hazret-i Zeyneb ile evlenmesinin üzerinden iki-üç ay gibi kısa bir zaman geçmeden, Zeyneb vâlidemiz 30 yaşlarında iken vefât etmiştir.

Zeyneb binti Huzeyme’nin babası tarafından künyesi şöyle verilir: Zeyneb binti Huzeyme b. Hâris b. Abdullah b. Amr b. Abdimenâf b. Hilâl b. Âmir b. Sa’saah el-Âmiriyye… Annesi hakkında ise, fazla bir bilgi yoktur. Soy âlimleri bu konuda farklı görüşler ileri sürmüşlerdir.

Peygamber Efendimiz’le evlenmeden önce, birkaç kişiyle evli olduğu rivâyet edilmiştir. İlk olarak Tüfeyl b. Hâris ile ondan boşandıktan sonra da onun kardeşi ile evlendiği rivâyeti vardır. Bu rivâyete göre, Tufeyl’in kardeşinin Bedir’de şehid olmasından sonra Rasûlullah ile evlenmiştir.

Diğer bir rivâyete göre de Abdullah b. Cahş ile evliydi. O’nun Uhud’da şehid olmasından sonra Peygamber Efendimiz ile evlenmiştir.

O’nun Peygamber Efendimiz ile evliliği şefkat ve merhamete dayalı idi. Çünkü tarihçilerin ortak olarak naklettiklerine göre, Hazret-i Zeynep fakir ve muhtaçlara karşı çok müşfik bir hanımdı.

Peygamber Efendimiz “Bana ilk kavuşacak olanınız, eli en uzun olanınızdır.”

buyurmuşlardır. Bu hadîs-i şerifi ilk planda anlayamayan mübârek annelerimiz, kollarını birbiriyle ölçmeye başlamışlardı. Halbuki hadîs-i şerifte kastedilen “en cömert” kimse idi.

Bu hadiste anlatılan kimsenin Hazret-i Zeyneb binti Huzeyme olup olmadığı tartışılmış, ancak o olamayacağına karar verilmiştir. Çünkü bu hadis-i şerif, Peygamber Efendimiz’in vefâtından sonra hanımları içinde “en erken vefât edecek olan kimse”yi tesbit için söylenmiştir ki, o da Zeyneb binti Cahş’tır. Oysa ki, Zeyneb binti Huzeyme, Peygamber Efendimiz henüz hayattayken, daha Medine devrinin ilk yıllarında vefât etmiştir.

Onun hayatıyla ilgili bilgi bu kadardır. Ancak bizim için önemli olan, onun Allah Rasûlü ile evlenmiş olması ve müminlerin annelerinden biri ünvanını kazanmış bulunmasıdır. Evliliğinin uzun veya kısa sürmesi ve hakkında az miktarda bilgi bulunması bu şerefi gölgelemez.

Hazret-i Peygamber’in Bakî mezarlığına defnedilen ilk hanımı olan Zeyneb binti Huzeyme’nin cenâze namazı bizzat Peygamber Efendimiz tarafından kıldırılmıştır.
Mübârek Annemizin Hayatından Çıkarılacak İbretler

1- Bu mübârek annemiz, ortakları ile uğraşmaktan çekinip fakirlerin dertleri ile ilgileniyor, onları bir anne şefkati ile bağrına basıyor ve teselli ediyordu. Bizlerin de Zeyneb binti Huzeyme annemiz gibi dünyanın geçici uğraşlarını bırakıp müminlerin dertlerine merhem olmaya ve âhiret sermâyemizi biriktirmeye çalışmamız gerekir. Selâmet içinde yaşamış ve selâmet içinde ebedî istirahatgâhına nakledilmiştir.

2-Zeyneb binti Huzeyme annemiz, Peygamber Efendimiz’i zora sokacak isteklerde bulunmayıp kıskançlığa itibar etmiyordu. Rasûlullâh ve müminlerin takdirini kazanması ona yetiyordu. Bizleri de mübârek annemiz gibi eşlerimizi zora sokacak isteklerde bulunmamalı ve aşırı kıskançlıklarla onları bunaltmamalıyız.

3-İnsanın çeşitli sebeplerle başından birden fazla evlilik geçebilir, evlilik hayatında da büyük bâdirelerden geçebilir. Önemli olan hâdiselerin seyrine kapılarak iç dünyamızda zikzaklar çizmemek, Hak yolunda ihlâs ve istikametimizi kaybetmemektir.

Zeyneb annemiz de, istikâmet üzere yaşadığı kısacık ömrünün sonlarına doğru “müminlerin annesi” olma vasfıyla ebedî âleme irtihâl etmiştir. Allah rahmet eylesin.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41