Gönderen Konu: Sevgi ve Kardeşlik  (Okunma sayısı 94 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1979
Sevgi ve Kardeşlik
« : Kasım 28, 2022, 09:25:39 ÖÖ »
Sevgi ve Kardeşlik

İslam'da kardeşlik denince elbette ilk akla gelen Ensar ve Muhacir kardeşliğidir. Bu kardeşlik bilinmeden, anlaşılmadan gerçek kardeşliği kavramamız zor olacaktır. O bakımdan bu kardeşliğin gerçekleşmesini sağlayan bağın gerçek iman olduğunu görüyoruz İlk İslâm topluluğu Medine'de oluşmuştu. Bu topluluk, kardeşlik, birlik ve dayanışma temelleri üzerine kurulmuştur. Bu şehirde Evs ve Hazreç adlarında iki kabile vardı. Bu kabileler arasında çok eskilere dayanan düşmanlık mevcut idi. İslâmın getirdiği kardeşlik, herkes gibi bu iki kabileyi de etkilemiş ve aralarındaki düşmanlığı yok ederek onları kardeş yapmıştı.. 

 Kur'an, Müslümanların dünya ve ahirette saadete erebilmeleri için toplumun fertleri arasında sağlam ve kuvvetli bir bağ kurmuştur. O bağ da din kardeşliğidir. Bu bağ, nesep ve kan bağından daha kuvvetli, daha sağlam ve daha kalıcıdır. Nitekim Yüce Allah, bu hususta şöyle buyurmuştur: ''şüphesiz müminler kardeştirler. Öyle ise kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan sakının ki size rahmet edilsin." (Hucurât, 10.)

Her Müslümanın Müslüman kardeşine karşı birtakım vazifesi vardır. Müslümanın bu vazifesinin şuurunda olması için ve Müslüman kardeşiyle sevgi, karşılıklı şefkat ve yardımlaşma esasları üzerine sosyal ilişkiler kurması için en hayırlı sebep ve en kuvvetli etken, din kardeşliğidir. Allah, bütün Müslümanları iyilik ve güzellikte birbirleriyle yardımlaşmaya, günah ve düşmanlıkta ise birbirlerine destek olmamaları ve yardımlaşmamaları gerektiğini belirtmektedir.

 Hz.Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Hiçbiriniz, kendisi için istediğini müslüman kardeşi için de istemedikçe, iman etmiş olmaz." Müslüman kardeşine karşı bu duyguyu taşımayan kimsenin, gerçek mümin olamayacağı ifade ediliyor.

 Ve yine Hz.Peygamber (s.a.v.) şöyle buyuruyor: "Müslüman, müslümanın din kardeşidir. Müslüman kardeşine haksızlık etmez ve onu başına gelen musibette yalnız bırakmaz.

Her kim müslüman kardeşinin yardımında bulunur ve onun ihtiyacını görürse, Allah da ona yardım eder ve muhtaç olduğunu ona verir. Her kim bir müslümanın sıkıntılarından birini giderirse, Allah Teâlâ da buna karşılık kıyamet sıkıntılarından birini giderir. Her kim bir müslümanın aybını örterse, Allah Teâlâ da âhirette onun ayıbını örter." (1) Bir başka hadisi şerifte de şöyle buyuruluyor: "Birbirinize haset etmeyiniz. Alışverişte birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize dargın durmayınız ve birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birinizin bitmek üzere olan pazarlığını bozmayınız. Ey Allah'ın kulları kardeş olunuz. Müslüman müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, onu yardımsız bırakmaz, ona hor bakmaz."

Peygamberimiz üç defa göğsüne işaret buyurarak, "Takva işte buradadır. Bir kimsenin kötü olması için din kardeşini hor görmesi yeterlidir. Müslümanın müslümana kanı, malı ve ırzı haramdır." Peygamberimiz müslümanları tek vücut kabul etmekte ve şöyle buyurmaktadır: "Birbirini sevmekte, birbirine acımakta ve birbirine şefkat hususunda, müminlerin örneği bir ceset gibidir. Bu cesetten bir organ rahatsız olursa, cesedin diğer organları uykusuzluk ve humma ile ona çağrışırlar." Toplumların varlığının devamını sağlayan en büyük kuvvet, hiç şüphe yok ki kardeşliktir, birlik ve beraberliktir. Bu gücü kaybeden toplumların varlığı çöker. Bunun içindir ki, yüce Allah Kur'anı Kerim'de: "Toptan Allah'ın ipine sarılınız, parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti. İşte O'nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz."(Al-i İmran/103)

 Merhum şair Mehmet Akif de ne güzel söylemiş: "Girmeden tefrika bir millete düşman giremez Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez." Ümmet olarak tarihteki başarılarımızı islam kardeşliğe borçluyuz. Yaşadığımız bu asırda çekilen sıkıntılar, acılar ve sıkıntılar ise kardeşlik ruhunu yitirmemizdendir. Müslümanlar ümmet olduklarını ve kardeş olduklarını unutmuş bana dokunmayan yılan bin yaşasın saçmalığı ile yanı başında yaşanan olaylara tepkisiz vede ilgisiz kalması sonucu hem kardeşlik bağlarını ve o bağın bizlere yüklemiş olduğu  sorumluluktan uzak rabbimizden zafer ve yardım bekliyoruz. 

 Peygamberimiz (s.a.s.)’de, Kur' an'ın bu yardımlaşma davetini te'kid ederek şöyle buyurmuştur: "Birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerine şefkat göstermekte, mü'minlerin misali bir vücut gibidir. Vücuttan bir uzuv rahatsızlanıp şikayet ederse, vücudun diğer uzuvları da uykusuzluk ve ateş içerisinde (rahatsızlık duyarak) ona iştirak etmeye çalışır.'' (2) Hz. Peygamber (s.a.s.), bu hadislerinde İslâm toplumunu bir vücuda benzetmiştir. Vücudunun bir yerinde bir hastalık veya ağrı olan kimsenin, bütün vücudu bir dayanışma içerisinde, o ağrıya iştirak edip tepki gösteriyorsa, aynı şeylere inanan mü'minlerin de böyle olmaları gerekmektedir. Toplum içindeki bir mü'minin meseleleri diğer müminleri de ilgilendirmeli, tek vücut haline gelerek, dayanışma içerisinde o problemi birlikte çözmelidirler.

 Kardeşliğin gereği, hak ve vazifelerde her iki şekilde de yardımlaşmak, işbirliği yapmaktır. Müslüman müslüman kardeşiyle bütün hayır ve iyilik işlerinde, ümmete faydalı salih amellerde yardımlaşır. Ümmetin ıslahı, kalkınması ve medeniyette yol alması için kendini feda eder. Zira Müslüman, yapıcıdır, atılgandır, meşru olan söz ve hareketle, haramları engellemek, kötülemek ve zemmetmekte asla tereddüt etmez. İslam, yakından başlayarak bütün insanların birbirleri ile yardımlaşması yolunda hükümler getirir: ''Allah'a ibadet edildikten hemen sonra, anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanımızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve emrinizde çalışanlara iyilik edilmesini''(Nisa, 36.) emreden Kur'an, böylece bütün toplumun dayanışması yolunda mü'minleri uyarmaktadır. İslam Peygamber'i Hz. Muhmmed (s.a.s.) ise; komşusu aç iken, bunu bile bile kendisi tok yatanın müminlik yaşayışından uzak bir davranış içinde bulunduğunu belirtmektedir.(3) Nitekim Efendimiz (s.a.s), toplumun huzur ve sükununu temin edecek şu güzel ölçüyü koymuştur: ''Sizden biriniz, kendisi için arzu ettiği bir şeyi, din kardeşi için de istemedikçe gerçek mü'min olamaz." (4) Eğer müslümanlar, bu ilahî ölçüye göre kaynaşıp yardımlaşabilseler, insanlık hayatında zulüm, hakka tecavüz, nefret, samiyetsizlik ve ihtilaf... gibi kötü davranışların hiçbiri görülmez. Nitekim, İslam tarihinde ilk müslümanların bu ilahî ölçüye uygun davranışlar içinde bulunduklarını görmekteyiz. Hz. Peygamber'le birlikte Medine'ye hicret eden müslümanlarla, Medine'nin yerli müslümanları kardeş ilan edilişi gibi.

 İslam, toplumun sosyal dayanışmasını engelleyen davranışları yasaklayarak, insan için ideal olan hayat tarzını gerçekleştirebilmek için gerekli tedbiri almaya çalışmıştır. İki kişiyi ilgilendiren fertler arası davranışlar toplumun üyesi olmaları bakımından topluma da yansıyacağından, yalan söylemek, iftira etmek, gıybette ve sui zanda bulunmak, haset etmek, israf ve cimrilik yapmak gibi ferdî davranışlar yasaklanmıştır. Bunlardan başka; fuhuş ve zina, hırsızlık ve gasb, ihtikâr, içki, kumar, rüşvet ve faiz; şahısların işledikleri davranışlarsa da doğrudan doğruya toplumu ilgilendiren davranışlar olduklarından dolayı yasaklanmıştır. Bu tür davranışlar, zararları sebebi ile toplumun bünyesini kemiren, toplumda arttığı ve yaygınlaştığı zamanda ise bütün toplumu etkileyebilecek özellikleri bulunan davranışlardır.

 İslam'a göre insan daima kontrol altındadır. Bütün söylediklerine ve yaptıklarına dikkat etmek zorundadır. Zaten müslüman, elinden ve dilinden müslümanların güvenlik içinde bulundukları kimse olarak kabul edildiğinden kendisinden kötü düşünce sadır olması, yani başkaları hakkında kötü düşünmesi ve kötü sözler söylemesi kesinlikle hoş görülmemiştir.

 Onun için de mutlaka birbirimizi sırf Allah rızası için, karşılık beklemeksizin seveceğiz, birbirimizle hayırda yardımlaşacağız, kaynaşacağız, hoşgörülü olacağız, vefayı hiçbir zaman gözardı etmeyeceğiz, hor ve küçük görmeyeceğiz, affedici olacağız, birbirimizin kahrını çekeceğiz, paylaşacağız, kendimiz için istediğimizi mü'min kardeşimiz için de istemekle kalmayıp onu kendi nefsimize tercih edeceğiz.     

------------------------------------------------------------

1 (Sahihi Buhari Kitabü'l-Edeb)

2 (Buhari, Edep, 27, Salât, 8. Mezalim, 5; Müslim, Birr, 66, 67; Tirmizi, Birr, 18; Nesâî, Zekat, 67; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, V, 270-276.)

3 (Suyûtî, Celalüddin Abdurrahman b. Bekir, Camiu's-Sagir, Fî Ehadisi'l Beşiri'n Nezir, Mısır, trs, II. 228.)

4 ( Buhârî, İman, 7; Müslim, İman, 71, 72; Tirmizi, Kıya met, 59; Nesai, İman, 19, 22; İbn Mace, Mukaddime, 69; Ahmed b. Hanbel, elMüsned, VI, 64, 65.)

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Ölçülerimizi Sâbitelerimizi Bilelim Yaşayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:18:21 ÖÖ]


Polen Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:09:30 ÖÖ]


İyiliğe ve Cömertliğe İlk Önce Evlerimizden Başlayalım Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:01:00 ÖÖ]


Osmanlı’nın Çöküşü ve Kutsal oprakların Bizden Kopmasında Nüfus Azlığının Etkisi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:53:21 ÖÖ]


Annelerimiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:25 ÖÖ]


Allahü Teâlânın Gazabı Günahlar İçinde Saklıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:38:04 ÖÖ]


İhlâs Hiçbir Amelini Beğenmemektir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:30:52 ÖÖ]


Ebubekir İpek - Benim Sevdam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 10:00:30 ÖS]


Ahlakî Eğitimde Annenin Önemi Gönderen: melek
[Dün, 07:33:28 ÖÖ]


Kurşun Döktürmek Neden Caiz Değildir Gönderen: melek
[Dün, 07:28:41 ÖÖ]


Merhamete Dön Gönderen: melek
[Dün, 07:23:29 ÖÖ]


Kaçarak Evlenmek Mutluluk Getirir mi Gönderen: melek
[Dün, 07:18:11 ÖÖ]


Allah'ın Mağfiretine Koşun Gönderen: melek
[Dün, 07:11:07 ÖÖ]


Kul Borcu Yüzünden Allah'a Kulluğu Unutmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:05:22 ÖÖ]


Mümin Ülfet Eder Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:01:45 ÖÖ]


Çocukların Kıyafet Adabı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:55 ÖÖ]


Allah, Kalplerin Özünü Bilir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:24 ÖÖ]


Göz Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:04:42 ÖÖ]


Sünnetullah Ontoloji Kurallar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:57:29 ÖÖ]


Zekeriyya Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 05:43:56 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42