Gönderen Konu: Seviyormusun – Severmisin – Sevilirmisin - Sevgimisin  (Okunma sayısı 81 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Seviyormusun – Severmisin – Sevilirmisin - Sevgimisin
« : Eylül 03, 2023, 11:43:25 ÖÖ »


Seviyormusun – Severmisin – Sevilirmisin - Sevgimisin

İslam sevgiye en fazla önem veren dindir. Bundan dolayı İslam medeniyeti sevgi medeniyetidir; Müslüman toplum da sevgi toplumudur. Çünkü İslam, sevgi olmadan imanı kabul etmez; insanın varlıkla tüm ilişkilerini sevgiye dayalı olarak yeniden kurar; insanın bütün davranış ve ilişkilerinde sevgiyi ve rahmeti yansıtmasını zorunlu kılar.

Sevgisiz iman yavandır; çünkü imanın zevk ve tadına sevgi yoluyla varılır. Zaten imanın tadına varmanın başka bir yolu da yoktur. Felsefi iman ile İslam’daki imanı ayıran nokta da buradadır: Felsefi imanda zevk ve tat aranmaz; çünkü o akli bir çıkarımdan ibarettir; ama İslam’ın öğrettiği imanda kalp için zevk ve tat vardır. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:   Kimde üç şey bulunursa imanın tadını tatmış olur: Allah ve Resulu kendisine başka her şeyden daha sevgili olmak; başka insanları sadece Allah için sevmek; küfre dönmekten ateşe atılacakmışçasına hoşlanmamak.

“İman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız” hadisi Müslümanların birbirini sevmesinin zorunlu olduğunu göstermektedir.

Allah Teala mü’minlerin birbirleriyle ilişkilerini kardeşlik (uhuvvet) ve sevgi ilişkisi olarak tanımlamıştır. Mü’minler kardeştir ve aralarında kardeşliğin icaplarına riayet etmeleri farzdır. Kardeşliğin kaynağı Allah’ın iradesidir. Onları kan bağıyla kardeş yapan Allah, inanç bağıyla da kardeş yaptığını şöyle beyan etmektedir: “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” HUCURAT / 10

Kalbi Allah’a, Resûlüne ve onun mahlukatına karşı sevgiyle dolu olan bir insan, bunu davranışlarına ve ilişkilerine yansıtır. Nitekim bir Müslüman her fiilinden önce “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” der. Böyle söyleyen bir kişinin fiili mutlaka rahmeti yansıtmak durumundadır; yoksa yalnızca sözle besmeleyi çekmenin bir hükmü ve önemi yoktur.

Eğer bir Müslüman bir davranışıyla başkalarına zarar vermişse, besmele çekmiş olsa bile, o davranışı Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla yapmamış demektir. Böyle bir davranış olsa olsa nefsin veya şeytanın adıyla yapılmıştır. Sözü ve fiili uyum içinde olan bir Müslüman böyle bir çelişkiye asla düşmez.

Sevginin varlığı insanların davranışlarında ve sosyal ilişkilerinde kendini gösterir. Aksi takdirde İslam fiiliyata yansımayan soyut bir sevgiyi kabul etmez. Allah ve Resulüne muhabbet onlara itaatte kendini gösterir. Diğer insanlara muhabbet ise uhuvvette kendini gösterir.

Müslüman’ın sevgisi Allah içindir: o Allah’ı sever ve Allah için onun yarattıklarını sever.

Çünkü onları Allah yaratmış ve onları sevmeyi emretmiştir. Yunus Emre’nin dediği gibi "Yaratılanı sevdik yaratandan ötürü!"

Sevgi, varlık sorusunun cevabı; mahlukat ağacının tohumu, gönlün ölümsüz meyvesi, kişinin harcadıkça çoğalan tek sermayesidir. Sevgi nurunu kaybedenler, karanlıklar denizinde yok olurlar. Sevgide başarılı olmayanlar, hayatlarını elem ve keder içinde geçirirler. Sevgi, iman ve amellerin, bir takım makam ve hallerin ruhudur, özüdür. Bu duygudan mahrum olanlar, ruhsuz ceset gibidirler. Sevgiden mahrum olan kimse ölüler sınıfından sayılır.

Toplum hayatında; her birimiz, karşımızdaki insanlarından sevgi, saygı bekler, bize karşı hoşgörülü olmalarını isteriz. Ancak başkalarından beklediğimiz bu davranışları yapıp yapmadığımızı çoğu zaman sorgulamayız. Allah Rasülu şöyle buyuruyor; “ Sizden biriniz kendi nefsi için arzuladığı bir şeyi mümin kardeşi için de istemedikçe Kamil Mümin olmaz”. Bu ifadeyi toplumsal hayatta ilke ve rehber edinen insanlar, gerçek mümin olmanın yolunu açmışlardır. Bu  itibarla, şerefli olan bir varlığa merhamet etmek, onları affetmek, onlara saygı ve sevgi göstermek, kişinin hem Rabbine hem de kendine karşı bir sorumluluğudur.

Kuran_ı Kerim’de bir çok ayette Allah’ın sevdiği ve yaptığı çirkin işlerden dolayı,  sevgisinden uzak kaldığı kişiler anlatılır. Allah (c.c.) muttakileri, tövbe edenleri, sabredenleri, ihsan sahiplerini, adaletle iş görenleri, ibadetlerini yapanları, tevekkül edenleri, her türlü pislikten temizlenip arınanları sever. Buna mukabil olarak; hainleri, zalimleri, fesatçıları, kafirleri, israfçıları, haddi aşanları, kibirlenip böbürlenenleri sevmez. Bkz ; Bakara / 222 -

Al-i İmran / 57, Al-i İmran / 76 - Nisa / 107 - Maide / 42,Maide / 54 - Enfal / 58 –

Tevbe / 108 - Saf / 4

Bir toplumda sevginin derece derece olgunlaşarak büyümesi ve gelişmesi için; insanların kusurları araştırılmamalı, öfkeye hakim olunmalı, affedebilmeli, beddua etmemeli, kötü zan beslememeli, şahsiyeti rencide etmemeli, alay etmemeli, sabırlı olmalı, eşler birbirine iyi davranmalı, çocuklara sevgi şefkat göstermeli, anne-babaya hürmet etmeli, yaşlılara saygılı olmalı, insanlara eziyet etmemeli ve komşuluk hukukuna riayet etmeli.

Müslüman; seven ve sevilen kişi olmanın gayreti içinde olmalı ve sevgili insan olmak için gerekli fedakarlığı göstermelidir. Bunun en kestirme yolu Allah ve Allah Rasülunün sevgisinden geçer.

İnsan sevgisine önem veren Yüce dinimiz İslam’dan aldığımız ilham ile kalplerimizi sevgi ile dolduralım. Allah ve Allah Rasülunün sevgisiyle gönüllerimizi herkese açalım.

Yunus Emre’nin ifadesiyle;

“ Gelin tanış olalım

   Yad isek bilişelim

   Sevelim, sevilelim

   Dünya kimseye kalmaz”.

Sevdiğiniz ve sevildiklerinizle mutlu kalmanız dilekleriyle...

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41