Gönderen Konu: Düğün Sevincin Paylaşıldiği Gün  (Okunma sayısı 82 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5778
Düğün Sevincin Paylaşıldiği Gün
« : Ocak 16, 2024, 09:38:02 ÖÖ »


Düğün Sevincin Paylaşıldiği Gün

Dünya hayatı uzun ve meşakkatlidir. İnsan hayat yolculuğunu tek başına yürümekte zorlanabilir. Sarp yokuşları birlikte aşacağı, sevinçli günleri paylaşacağı bir refik ister yanında. Elbette bir ömür can cana, yan yana birlikte yaşayacağı “diğer yarım” diyeceği eşini seçmek kolay bir karar değildir. Bazen görücü usulü bazen bir vesileyle tanışır, karşılaşır eş adayıyla. Karşılıklı ünsiyet, ailelerin tanışması, kaynaşması, söz, nişan derken bir yuvanın kurulduğunun ilanı olan sevincin paylaşıldığı gün, düğün günü gelir. Düğün, iyi günde kötü günde Rabb’in ve şahitlerin huzurunda verilen “evet” cevabı evlilik yolunda mutlu günlerin başlangıcı olarak atılan ilk adımdır. İşte bu kıymetli birlikteliğe giden yolun adımlarından biri de bir bakıma alınan kararın konu-komşu ve akraba, arkadaş gibi içinde yaşadığımız topluluklara duyuru mahiyetindeki düğün ile başlar.

İki kişiyi ve hatta iki aileyi birbirine akrabalık hukuku ve bağlarıyla bağlayan düğün ve düğüm aynı kökten gelen kelimeler olup “bir araya getirmek” anlamı taşır. Düğme de iki yakayı bir araya getirmek, bağlamak demektir. Birbirleriyle henüz tanışan gençler nikâhla, aileleri de söz, nişan ve düğün törenleriyle tanışıp kaynaşır, bağ kurarlar. Düğün yapmaktaki en önemli amaç, toplumda önemli bir yere sahip olan evliliğin meşruiyetinin herkese ilanıdır. Çünkü aile kurulmasında gizlilik değil, aleniyet esastır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) her konuda bizler için örnek olduğu gibi; evlilik ve aile hayatında da biz Müslümanlar için en güzel örnektir. Peygamberimiz (s.a.s.), “Nikâhı ilan edin.” (Tirmizi, Nikâh, 6) buyurarak düğün töreniyle evliliğin topluma ilanını ister.

Fakat evlilik yolundaki bu merasimlerin de mutedil olması gerekir. Dinimiz bizleri ifrat ve tefritten kaçınmaya, her alanda olduğu gibi böylesi meşru bir birlikteliğin her adımında da yine itidala davet eder. Kız isteme, söz ve nişan merasimlerinde aşırılıktan ve israftan kaçınıp gösterişten uzak durulmalı. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.s.), “En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır.” (İbn Hanbel, 6, 83) ve “Nikâhın en hayırlısı, en kolay olanıdır.” ( Ebu Davud, Nikâh, 30-31) buyururken evlenirken tarafların birbirini yormadan bir yuva kurmalarına dikkatlerimizi çeker.

Evlilik merasimleri toplumdan topluma, kültürden kültüre farklılık gösterse de insan hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Müslüman’ın yapacağı düğünlerin belli kriterleri olması gerekir. Günümüzde düğün merasimlerinin gösterişli şekilde yapılması sık rastlanan bir durumdur. Oysaki bir Müslüman alışverişinde ölçülü olmalı, israftan kaçınmalı ve ihtiyaç odaklı olmalıdır. Aile kurmak sorumluluktur, emanettir, paylaşmaktır. Aile, sevgiyle ve hoşgörüyle beslenir. Gençlerin yuva kurmadaki heyecanını kırmadan mutedil bir yol izlenerek bu yola çıkılmalıdır.

Düğünlerimizde mahremiyete ve çevreye rahatsızlık vermemeye dikkat etmeliyiz. Kendi eğlencelerimiz başkalarının sınırlarını ihlal etmemelidir.

Gece yarısına kadar havai fişeklerle, silah ve korna sesleriyle insanları rahatsız etmek hiçbir örf, âdet veya başka bir kavramla açıklanamaz.

Hele de kadınların, masum çocukların, pırıl pırıl gençlerin ve ailenin yaşlı bireylerinin eğlendiği düğün töreninde silahların ateşlenmesi... Cehalet hiçbir kılıfla örtülemez.

Düğün törenlerinde dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de haram ve helal hassasiyetidir. Çünkü evlenecek çiftlerin yaşadığı çevre şartları, örf ve âdetler birbirinden farklı olsa da merasimlerde önceliğimiz dinî emirlere uymak olmalıdır. Düğünler sevinç ve mutluluk günüdür. Düğünlerin eğlenceli şekilde icra edilmesinde hiçbir beis yoktur fakat dinî hassasiyetlere dikkat edilmelidir, özellikle de mahremiyet hususunda. Düğünlerde her türlü haramdan (alkol tüketimi, lüks, israf, vb.) uzak durmak gerekir. Düğünlerimize zengin-fakir ayrımı yapmadan tüm konu komşu, arkadaş ve akrabalarımızı davet etmeli, mutluluğumuzu onlarla paylaşmalıyız.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) kendi evliliğinde ve ashabının evliliklerinde misafirlere düğün yemeği (velime) vermiş, verilmesini de tavsiye etmiştir. Düğün hazırlığı yapan Abdurrahman b. Avf’a “Bir koyun keserek de olsa düğün yemeği ver.” (Buhari, büyû’, 1) buyurmuştur. Düğün yemeğinde israfa ve gösterişe kaçmadan ikramda bulunmak makbuldür. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), bu konuda “İlk gün velime vermek yerinde ve olması gereken bir iştir. İkinci gün vermek âdettendir, üçüncü gün vermekse riya ve gösteriştir.” uyarısında bulunmuştur.

Her yörenin kendine has eğlence türleri, giyim kuşam ve ev dizaynının olması gayet doğaldır. Yereldeki bu uygulamalara, dinimizin de hoş gördüğü meşru dairede bağlı kalmak güzeldir. Yeni bir yuva kurulurken hiç şüphesiz alışveriş yapılacak, ev dizilecek, takılar alınacaktır. Herkes gücü nispetinde ve örfe uygun olarak ihtiyaçları temin yoluna gidecektir. Nihayetinde tüm bunlar yeni evlilerin sağlık ve huzuru için olacaktır.

Zaman zaman bu konularda mutabakat sağlanamamakta ve kırıcı, üzücü hadiseler de yaşanmaktadır. Özellikle takı, mehir, düğünün yapılış şekli ve yeri ile evin mobilyaları konusunda aileler birbirlerini zorlamaktadır. Bazı yörelerde de gelinin annesi için istenen ve süt hakkı denilen beşibiryerde gibi hediyeler, aileler arasında gerginliğe sebep olmaktadır. Sorunların çıktığı böylesi hassas zamanlarda aile büyüklerine çok iş düşmektedir. Büyüklerin sükûneti sağlamak, bilgi ve tecrübeleriyle örülü nasihatlerini her iki tarafın kalplerine inşirah ve selamet verecek şekilde nakşetmeleri gerekecektir.

Elbette böylesine mutlu bir günün, bir yuva kurmanın zaman zaman üzerimizde baskısı, stresi de olabilir. Oysa düğün süreci hayatımızın en güzel anılarını biriktireceğimiz bir zaman dilimidir. İleride evlatlarımıza anlatacağımız anılarımızın bizi kırmamış, yormamış olması da en güzelidir. Yıllar sonra düğün albümüne bakarken bize güzel şeyler hatırlatması çok değerlidir. Öyleyse birtakım küçük şeylere takılıp güzel anıları kaçırmamalıyız.

Düğün yapacak olanlara destek olmak amacıyla toplumumuzda yardımlaşma örnekleri bir hayli fazladır, bu davranış güzel âdetlerimizden biridir aynı zamanda. Bir yuva kurulurken aile büyükleri, akrabalar, dostlar ve arkadaşlar evlenen çiftlere destek olmak amacıyla karşılıksız yardımda bulunurlar. Büyük masraflar yapmadan alınması gereken temel ihtiyaçlar alınarak el birliğiyle bir yuvanın kurulmasına katkı sağlarlar. Yani evlilik beraberinde bereketi de getirmektedir. Düğün masraflarında kız tarafı, erkek tarafı ayrımı yapmadan katkı sağlanılması bir hayır ve hasenattır aslında. Yuva kurmak Rabb’imizin emri olduğu için bu süreçte gençlere sağlanan maddi ve manevi destek kişiye sevap kazandırır aynı zamanda.

Rabb’imizin rızası her şeyden önemlidir. Bu sebeple yapacağımız her ne olursa olsun ve isterse ömürde bir kere olsun yine de Allah’ın rızasına uygun olmalıdır. Düğünlerimizde de O’nun öfkeleneceği şeyleri değil, rahmetini celbedecek şeyleri yapmalıyız ki daha sağlıklı, daha uzun ömürlü birliktelikler kurabilelim. Hayatımızın her anında olduğu gibi düğün yaparken de Allah’ın bizimle olduğunu unutmamalıyız. Her işimizde olduğu gibi düğünlerimizde de kendimize sormamız gereken bir soru olacaktır: “Rabbim benim bu işimden razı mı?” Çünkü günümüzde yuvalar kolay kurulmuyor. Fakat bizler niyetimizle, tavrımızla bu süreci mümkün olduğunca kolaylaştırabiliriz.

Huzur iklimi olan bir yuvanın kurulma aşamasında evlenecek kişiler duayı da ihmal etmemelidirler. Onlar Yüce Kitabımızda buyrulduğu üzere: “Ey Rabb’imiz!” derler, “Bize mutluluk getirecek eşler ve çocuklar bahşet; bizi günahtan sakınanlara öncü yap!” (Furkân, 25/74).

Cenab-ı Hak, gençlerimize hayırlı yuvalar kurmayı nasip etsin. Yeni evlenen çiftlere ülfet, muhabbet versin. Bir ömür birbirlerine karşı muhabbet ve ilgileri hep ilk günkü gibi sağlam ve diri kalsın.

Mergübe Oğuz.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41