Gönderen Konu: MÜSLÜMAN RASTGELE YAŞAYAMAZ  (Okunma sayısı 697 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
MÜSLÜMAN RASTGELE YAŞAYAMAZ
« : Şubat 19, 2017, 10:40:54 ÖÖ »
MÜSLÜMAN RASTGELE YAŞAYAMAZ

Müslüman bir insanın rastgele bir hayatı ve hayat tarzı olamaz. Onun hayatının manası, maksadı ve hedefi vardır. Kendisini yaratan Rabbi ile olan iletişimi, irtibatı, belli zaman ve belli mekânlarla kayıtlı değildir. Müslüman şahsiyet her zaman ve mekânda Allah ile irtibat ve iletişim halindedir.

Her mümin insan inanır ki, insan ilahi bir denetim altında ve şahitli bir hayat sürer.

Allah’ın huzurunda 7 şey insan hakkında şahitlikte bulunacaktır. Bunlar:

1- Zaman,

2- Mekân: “İşte o GÜN YER Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberleri anlatır.”(Zilzal suresi, 4)

3- Diller,

4-Eller ve ayaklar: “Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının aleyhlerinde şahitlik edeceği gün onlar için çok büyük bir azab vardır.”(Nur suresi, 24)

5- İnsanın yaptıklarını yazan iki melek: “Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler.” (İnfıtar suresi, 10-11-12)

6- Divan-ilahi huzur: “Bu, yüzünüze karşı gerçeği söyleyen kitabımızdır. Çünkü biz, yaptıklarınızı kaydediyorduk.”(Casiye suresi, 29)

7- Rahman olan Allah (celle celalühü): “Ne zaman sen bir işte bulunsan, ne zaman Kur’an’dan bir şey okusan ve siz ne zaman bir iş yaparsanız, o işe daldığınız zaman biz mutlaka üstünüzde şahidizdir. Ne yerde ne gökte zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden uzak ve gizli kalmaz. Bundan daha küçüğü ve daha büyüğü yoktur ki apaçık kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.”(Yunus suresi, 61)

Özet halinde takdim etmiş olduğumuz ayetlerin ışığında gerçekleşecek bir hayat, en şerefli, en hayırlı ve en bereketli bir hayat olur. Yaratılan insan, Yaratanını sürekli olarak hatırladığında, O’nun her zaman kendisiyle beraber olduğunu, şahdamarından daha yakın olduğunu tasdik edip, kabul ettiğinde kaliteli bir hayat tarzı oluşur. Bu nimetin gerçekleşmesinin sebebi ise bellidir: Yaratılan insan, kendisini yaratan varlığı hiç unutmamaktadır.

Her inanan insan şu hakikati bilmelidir ki, Rabbimize olan kulluğumuzu yeryüzünde gerçekleştirmekteyiz. Bu sebeple yeryüzü, bu ümmete mescid kılınmıştır. Yapacağımız herhangi bir iş, bir amel, bir hizmet zaman ve mekânın kesiştiği noktada icra edilmektedir. Aşağıda verdiğimiz misaller, bu gerçeği ispatlamaktadır.

Zaman ve Mekânın Kesişmesinin Neticeleri:

Zaman ve mekân birimlerinin kesiştiği yerde, yapılması icab eden, amelleri, görevleri, hizmetleri yapmak, Allah için yapılan bir ibadettir.

Zamanın ve mekânın kesiştiği yerlerdeki vazifeleri yerine getirirken, o vazifeleri bizden isteyen varlığı (Allah’ı) hatırlamak zikirdir.

Zaman ve mekân noktalarında yapılması gereken amelleri yerine getirirken, o vazifeleri bize emreden varlığın (Allah’ın) ölçülerine göre yapmak ihsandır. (O’nu görüyormuşçasına O’na kulluk etmek).

Zamanın ve mekânın kesiştiği yerlerdeki vazifeleri icra ederken muhabbet ve samimiyetle yapmak, ihlâstır.

Zamanın ve mekânın kesiştiği yerdeki vazifeleri yerine getirirken, Müslüman kardeşimizle birlikte icra etmek, dinde kardeşliktir.

Ve o vazifelerin, ibadetlerin, amellerin icra edildiği, yapıldığı yerler ise Müslümanlar için bir mesciddir.

Görülüyor ki hayat tarzımızı şuurlu bir şekilde mercek altına alırsak, farkına varacağımız kulluk birimlerimizin Allah’ın yanında büyük bir yeri ve değeri olacak ve rastgele bir hayat tarzından kurtulacağız.

Allah ile anlam bulan, manalı ve maksatlı bir hayat yaşamamız duasıyla

Abdullah Büyük

MÜSLÜMANIN ŞAHSİYETİ ALLAH'A AİTTİR

Müslüman, Allah’a olan aidiyetini ispat etmek zorundadır. Bu ispatın yolu da, mensubiyetten geçmektedir. Mensubiyet, sadece sözle yürümeyen, talibinden fedakârlık, vefakârlık ve sabır isteyen bir yolun adıdır. Müntesip, mensubiyet serüveninde bir kötülükten iyiliğe geçiş yapacağı her an, Rasulûllah (sav)’in Mekke’den Medine’ye hicretini anımsamalıdır. Böylece, bu yolculukta zaman zaman peşine Süraka’ların takılmasını, silahlı düşmanlar tarafından yakalanma riski bulunmasını normal karşılayacaktır. Önüne engel olarak ne çıkarsa çıksın nihayetin ‘talea’lbedrualeyna’ olacağına da inanacaktır. Bu zorlu yolculuğun sonunda, yüce Allah kuluna “Hoş geldin” diyecektir.

Hac suresi 78. ayette, Müslüman şahsiyetin kimliği Yüce Allah tarafından şöyle tespit edilmiştir: “O Allah, bundan önceki kitaplarda da, bu Kur’an’da da size Müslümanlar adını verdi ki, peygamber size şahit ve örnek olsun, siz de insanlara, şahit ve güzel örnek olasınız.” (Hac, 22/78)

Fussilet suresi 33. ayette ise şöyle buyrulur: “Allah’a davet eden, dürüst ve erdemli davranan ve ‘Elbette ben kayıtsız şartsız Allah’a teslim olanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?” (Fussilet, 41/33)

 “Yakin (ölüm) sana gelinceye kadar, Rabbine kulluk et!” (Hicr, 15/99) âyetinin sunduğu mesaj, rahatlık ve zorluk zamanlarında, şartlar ne olursa olsun, kulluğu sekteye uğratmamak gerektiğidir. Yaşadığı dönemin tuğyan eden günah ve hatalarından bunalarak münzevi olmayı seçmek, Müslüman kimliğin ve kesintisiz kulluk yolculuğunun hilafına bir davranış olacaktır. Gittiği her mekânda kapitalist mantığın yansımalarıyla karşılaşan çağdaş Müslüman, yorulduğunu hissetse de geri adım atmayı düşünmeyecektir. Zira ne Peygamberler ve ne de inananları, yaşadıkları toplumun envai çeşit isyan ve küfürlerinden etkilenerek toplumlarından ayrılmayı doğru bulmamış, hepsi de toplumlarıyla iç içe bir hayat tarzını benimsemişler ve iyiliği yayma mücadelesine devam etmişlerdir.

Allah her insana belli yetenekler lütfetmiştir. İnsanın sahip olduğu yeteneklerde, ailesinin, çevresinin ve nihayet tüm ümmetin hakkı vardır. Aidiyet vesilesiyle bu hakları yerine getirme fırsatı elde edilmiş olacaktır. Öte yandan bir araya gelen kimselerin başarabilecekleri, münferiden yapılabileceklerinin çok fevkindedir. Elli kişi mevcudu bulunan bir grubu ele aldığımızda, bir araya gelen bu sayıda insanın fizik ve düşünce güçlerinin ciddi işler başarabileceği sonucuyla karşılaşırken; yüz kişi olup da grup haline gelemeyen insanların tek bir insan kuvvetinde kalmaya mahkûm oldukları görülmektedir. Özel yetenekleri olan azlar, çoklara galiptir. Bedir savaşında bin müşrikle üç yüz on üç, Mute savaşında yüz bin müşrikle üç bin, Yermük savaşında, üç yüz elli bin müşrikle yirmi yedi bin Müslüman savaşmıştır. Bu rakamların ifade ettiği gerçeği, duyu organları ve akılla değil, iman ile değerlendirmek gerekmektedir. Yakın tarihimizde iz bırakan Çanakkale savaşında da durum bundan farklı değildir. Adedi ne olursa olsun, inancı kavi olan cenah, daima muzaffer olmuştur.

Unutmayalım ki, yetenekleri, aidiyetleri sayesinde zirveye ulaşan bu örnek şahsiyetler, üstünlüğü, davaları uğrunda dünya yansa, “Ben varım” diyebilecek metanet ve dirayetle elde etmişlerdir.

Müslüman, bir tek kişiyken, aidiyetiyle binler olmanın ve “Kim (Allah huzuruna) iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır.” (En’am, 6/160) Beyan-ı İlahi’sinin talibi olarak hayatını sürdürür.

Neticede, mensubiyet ve aidiyetin niçin elzem olduğu tek bir cümle ile özetlenebilir: Hayata hâkim olmak için. Hayatın mahkûmu mu, yoksa hâkimi mi olmak istediğine karar veren insan, sağlıklı bir tahlilin ardından, mensubiyetin ehemmiyetini kavrayacaktır. Mensubiyet, kişiye hayatını yaşarken yalnızca yüce Allah’ın huzurunda/emirleri karşısında başını eğmesi gerektiğini öğretir.

Allah’a ait olduğumuzun şahidi olacak bir hayat yaşamamız duasıyla…

Abdullah Büyük


 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Nisan 26, 2024, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41