Gönderen Konu: Yüreğimiz Doğu Türkistan’da  (Okunma sayısı 1577 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5891
Yüreğimiz Doğu Türkistan’da
« : Şubat 14, 2024, 08:00:23 ÖÖ »


Yüreğimiz Doğu Türkistan’da

Resmi sınırlarımız Edirne’den başlayıp Ardahan’da bitiyor olabilir. Sorumluluk sahamız ise bu sınırların çok ötesinde; zulmün yaşandığı, mazlumların olduğu her yerdir. Komşularımız Irak ve Suriye. Sarışın yol arkadaşımız Bosna. Kardeşimiz Filistin. Uzaktaki akrabamız Doğu Türkistan.

Tam da bu yüzden: Çetnik Sırp soykırımına maruz kalan Boşnaklar, Yunan mezalimine uğrayan Arnavutlar, Siyonist İsrail saldırısı altındaki Filistinliler ve Komünist Çin işkencesini yaşayan Uygur Türkleri buraya gelir, Türkiye’ye sığınır.

Gücümüzün yetmediği konular, elimizin uzanamadığı beldeler elbette var. Mesela, Osmanlı’nın en kuvvetli döneminde, Endülüs’te yaşanan Müslüman kıyımı ve bu toprakların kaybedilmesi.

Bir önek daha: Türkiye Cumhuriyeti’nin en güçlü olduğu bugünlerde, Doğu Türkistan’ın acıklı durumu hepimizin malumudur. Doğu Türkistan, maalesef çağımızın Endülüs’ü haline geldi.

Evet, Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz, büyük bir acımasızlığın ortasında, derin bir merhametsizliğin içindeler. Sindirme, yıldırma ve asimilasyon. Kültürel mezalim, etnik soykırım ve her türlü barbarlık. Ne ararsanız var.

Doğu Türkistan’da yaşananlar, İHH İnsani Yardım Vakfı’na bağlı İNSAMER araştırma merkezi tarafından bir rapor haline getirilmiş. Titiz bir çalışmanın ürünü olan Doğu Türkistan’da Toplama Kampları, Adım Adım Soykırım isimli bu raporu, mutlaka okumalısınız. (Murat Yılmaz, 136 Sayfa, 2020.) 

Raporun önsözünden bir cümle: “Doğu Türkistan genelinde sayıları bin 200’ü geçen toplama kamplarında tutulan 3 milyon insan ve en az bir o kadar da acı hikâye var.”

Komünist Çin’in resmî söylemiyle zorunlu “Mesleki Eğitim ve Öğretim Merkezleri” bünyesinde dünyanın en ağır işkence ve hak mahrumiyetlerine maruz bırakılan milyonlarca insan.

Çırılçıplak hâlde, aç, susuz ve uykusuz bekletilenler. Dayak, tecavüz ve cinsel şiddete maruz bırakılanlar. İnanç ve değerlerini inkâra zorlananlar. Domuz eti yedirilip, içki içirilenler.

Çocukları kreş ve yatılı okullara kapatılanlar. Çin Komünist Partisi’nin ideolojik söylemlerini, marş ve şiirlerini ezberlemek zorunda bırakılanlar.

Çin’in İstanbul Başkonsolosu Cui Wei, bu toplama kamplarında zulmedilen Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz için, hiç utanmadan “Beyinleri hastalandı. Bu hastalığı tedavi etmek için o okulları kurduk” dedi.

Hadsiz başkonsolosun, gözümüzün içine bakarak, hakaret ettikleri bizim özbeöz kardeşlerimiz. Peki, bizler, kardeşlerimizi ve onların haklarını koruyabiliyor muyuz? Belki, önce şu soru cevaplanmalı: Doğu Türkistan’da yaşayanlar ve yaşananlar, ne kadar gündemimize geliyor, getiriliyor?

Sorular burada dursun, ama biz devam edelim.

Toplama kampına gönderilmek için camiye gitmek, namaz kılmak, oruç tutmak, alkol kullanmamak yeterli.

45 yaşından genç veya Çin bayrağı bulunan bölgelerde yer alan kadınların başörtü takması, okul ve resmi dairelerde ana dilini kullanması da bu kapsamda.

WhatsApp uygulamasına sahip olmak. Skype veya WeChat gibi uygulamalarla, ülke dışından birisiyle, konuşmak. Çadır, pusula ve kaynak makinesi sahibi olmak. Güneş doğmadan kahvaltı yapmak. Bunlar da toplama kampına gönderilmeyi gerektiren, ‘işaretler’ arasında yer alıyor.

Komünist Çin’in Doğu Türkistanlı Müslümanlara yönelik hak ihlalleri, sadece toplama kamplarına has değil, hayatın hemen her alanına sirayet etmiş. 

Çin hükümeti, Doğu Türkistanlıların, aile mahremiyetini açıkça ihlal ediyor. Etnik Han Çinlileri, istedikleri zaman, Müslümanların evine gelebiliyor; istedikleri gibi yiyip içip, yatabiliyor.

Müslüman bacılarımız, zorla, etnik Han Çinlileri ile evlendiriliyor. Ayrıca doğum kontrolü politikası adı altında zorla kürtaja tabi tutuluyor, kısırlaştırılıyor.

Dahası var.

Komünist Çin, cami, mescit ve türbeleri yıkıyor veya eğlence mekânı haline getiriyor. İslami usullere göre düğün ve cenaze töreni yapılmasını engelliyor. İslami ve Türki semboller içeren kıyafetler giyilmesini de yasaklıyor.

Kimlik kartı, memuriyet ve iş istihdamı konularında da ayrımcılığın zirvesini yaşıyorlar. Siyasi görüşlerini dile getiremiyor, ana dillerini kullanamıyorlar. Ayrıca eğitim hakları çeşitli kotalarla kısıtlanıyor.

Doğu Türkistanlılar, Çin işgali altındaki öz vatanlarında, potansiyel terörist muamelesi görüyorlar. Zorunlu göçe tabi tutuluyorlar. Basın ve ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı, söz konusu bile değil. 

Bitmedi, bitmiyor.

Müslüman Türklerin seyahat özgürlükleri de fiilen engelleniyor. Telefonlarına yüklenen uygulamalar ile her türlü özel veya resmi görüşmeleri dinleniyor. İnternetten temin ettikleri veya kendi oluşturdukları tüm fotoğraflar, videolar ve diğer belgeler de denetim altında tutuluyor.

İnanması zor gelebilir ama Doğu Türkistanlılar, köle gibi pazarlanıyor ve zorla çalıştırılıyorlar. Haksız gözaltılar, keyfi tutuklamalar ve işkenceler ise artık hayatın doğal akışı içinde kabul ediliyor.

Bir Doğu Türkistan atasözü şöyle söylüyor: “Bugün göz yumduklarımız, yarın bize göz açtırmayacak olanlardır.”

Doğu Türkistanlı Müslüman Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar ve Huiler, büyük bir çaresizlik içindeler. Bizler ise ondan daha büyük bir vebalin altındayız.

Doğu Türkistan için herkes susabilir. Yaşanan vahşete, herkes seyirci kalabilir. Fakat Türkiye, böyle bir şeye, kayıtsız kalamaz, kalmamalı. Bizim susmamız, tepkisiz kalmamız; aslımızı inkâr etmemiz anlamına gelir.

Çok şey değil: Bir basın açıklaması, bir protesto. Kınama veya tel’in. Çin mallarını boykot. Şahıs ve/veya devlet düzeyinde.

Gücümüz yetse de, yetmese de vazifemiz budur.

Ayhan Demir.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

İtiraz Ahlakı Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:45:22 ÖS]


Zamana Yol Gösteren Kitap Kur'an’ı Kerim Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:36:38 ÖS]


Rahman’ın Has Kulları Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:32:35 ÖS]


Cehennem Niçin Vardır Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:29:07 ÖS]


Okumak Anlamak Yaşamak Gönderen: webtasarim
[Dün, 08:24:42 ÖS]


Hüseyin Saray - Single Eserleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:19:10 ÖS]


Oruç İnsanlığı Geliştirmelidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:40:52 ÖÖ]


Sözleri İyi Okumak Gerekir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:35:25 ÖÖ]


Okumak Anlamak Yaşamak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:28:47 ÖÖ]


Halk ve Yönetim Olarak Biz Nerede Yanlış Yapıyoruz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:18:39 ÖÖ]


Başkasının Ayıbını Araştıran Kendi Ayıplarını Göremez Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:03:05 ÖÖ]


Keşke Bilmiş Olsalardı Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 09:02:12 ÖÖ]


Temiz ve Murdar Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:57:55 ÖÖ]


Ahmaktan Kaç Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:51:12 ÖÖ]


Müslümanın 24 Saati Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:37:18 ÖÖ]


40 Ayette Merhamet Gönderen: anadolu
[Mayıs 14, 2024, 08:23:17 ÖÖ]


İmanla Yücelmek Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:43:19 ÖÖ]


Amellerin En Faziletlisi Allah İçin Sevmek Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:34:58 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:25:50 ÖÖ]


Kibirden Mahrûmiyet Hâsıl Olur Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 14, 2024, 07:14:51 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42