Gönderen Konu: Örnek Müslüman, Örnek İnsan‏  (Okunma sayısı 72 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı webtasarim

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 60
Örnek Müslüman, Örnek İnsan‏
« : Mart 02, 2024, 09:08:07 ÖS »


Örnek Müslüman, Örnek İnsan‏

insanoğlunun yaratılmışlar içindeki üstünlüğünü Kur'an-ı Kerim'de birçok   ayet-i celilede beyan buyumuştur. Bu üstünlük hem insanın beden yapısı   hem de manevi şeref ve itibarı bakımındandır.
 
  Eşref-i mahluk olan insan nimetlerin de en büyüğüne layık görülmüş aklı   hisleri yetenekleri ve iradesi ile diğer bütün varlıklardan ayrı   tutulmuştur.
 
  Bu şekilde sayısız ihsan ve nimetler bahşedilerek bu aleme gönderilen insanın düşünmesi gerekir: Acaba nedenböyledir   kendisinden ne istenmekte nasıl olması ve ne yapması gerekmektedir.   Bunca nimetlere karşılık Rabbinin ondan beklediği nedir?
 
  Bu sorular akl-ı selim olan her insanın özellikle müslüman düşünmesi cevap araması bulduğu cevaba göre hayat ını şekillendirmesi gereken sorulardır.
 
  Rabbimiz insanoğlunu boşuna yaratmadığını ba şı boş bırakmadığını beyan   etmekte bir mükellefiyet taşıdığını açık seçik belirtmektedir.
 
  İnsanoğlu kendisi dışındaki her şeye kolaylıkla sahip olabilmektedir.   Gücünün yetmediği sahip olmakta güçlük çektiği hemen hemen tek şey kendi   nefsidir. Uzayın derinliklerini avucunun içi gibi bilse de bilgisinin   kavrayamadığı şey de yine kendi hayat  cevheri kendi ruhudur. O halde insan bir yönü ile aciz eksik  ve yarımdır.
 
  Bir başka deyişle insanoğlu istifadesi için yaratılmış varlıklar   karşısında kuvvetli bilgisi Allah katında mahfuz olan konularda acizdir.   Dinimiz insanın bu yarımlıktan kurtulmasının yollarını göstermiştir.   İslâm bu kurtuluşta dıştan içe maddeden manaya bedenden ruha doğru giden   bir yol izler.
 
  Yukarıda da ifade edildiği gibi İslâm önce insanoğlunun kainat içindeki   yerini net olarak gösterir. Özetle bu yer bütün yaratılanlar üzerine   Allah'ın halifesi olma durumudur. Daha sonra İslâm insanın hayatına ve onun toplum içindeki yerine yönelir onu bu yönüyle de koruyup güçlendirir.
 
  İslâm dairesi içine giren bir müslümanın hayat   ının her safhasında İslâm'ı yaşamaya ve yaşatmaya çalışması lazımdır.   Rabbimiz ayet-i celilelerde dinimizi yaşamada insanı gerçekten   zorlayacak herhangi bir yan olmadığını emir ve yasaklarına sarılmamızı   ve O'nun gösterdiği dosdoğru yolda yürümemiz gerektiğini belirtmektedir.   Müslümanlar İslâm kimliğine sımsıkı sarılmalı onu onurla taşımalıdır.   Dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşmamız ancak ve ancak o kimliğe hakkıyla   sahip çıkıp gereklerini yerine getirmemizle mümkün olacaktır.
 
  Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de müminleri birçok vasıflarıyla tarif   etmektedir ki bu tarifler bizlerin nasıl olmamız gerektiğini   göstermektedir. Buna göre müminler kardeştir kardeşçe yaşamalıdır. Bir   kardeşin diğer kardeşine davranışı nasıl olmalıysa müminler de öyle   yapmalı kardeşinin dert ve sıkıntılarıyla öyle ilgilenmelidir.
 
  Mümin kimliğinin bir şartı da sevgi ve buğzun sadece Allah için olmasıdır. Esasen mümin için hayat   ın kendisi Allah içindir. Dünya ahiret için bir hazırlık yeridir.   Öyleyse fani olan bu dünyaya gönül bağlamamalı bir gün bu hayattan   sonsuz olan hayata gideceğini unutmamalıdır.
 
  Zamanımızda müslümanların en büyük meselelerinden biri hatta en önemlisi mü Berra   dinimiz İslâm'ı layıkıyla temsil edememeleridir. Bu durum bütün   insanlığı muhatap alan İslâmiyet'in daha geniş kitlelerce benimsenmesine   dünyanın her bir köşesine yayılmasına engel olmaktadır.
 
  O halde denilebilir ki müslüman olduğu halde hal ve   harekâtı tutum ve davranışları ile İslâm'a aykırı düşen kimseler   farkında olmayarak başkalarına büyük kötülük yapmaktadırlar. Çünkü çoğu   kişi İslâm hakkındaki hükümlerini okuyup araştırarak dinin temel   kaynaklarını inceleyerek vermez. Aksine müslümanların hal ve   hareketlerine yaşayış tarzlarına bakarak verir. Onlara göre İslâm   müslümanların hayatlarında aaaahür eden yaşayışlarında kendini gösteren   her ne varsa odur.
 
  Müslümanların ilk görevi İslâm'ı öğrenmek sonra da bu eşsiz dini bir   bütün olarak ferdî ailevî ve sosyal hayatlarında yaşayarak iyi temsil   etmek olmalıdır. Her hususta olduğu gibi bu hususta da rehber ve   örneğimiz Fahr -i Alem s.a.v. Efendimiz olmalıdır. O Cenab -ı Mevlâ'nın   emirlerini önce kendi nefsinde yaşamış daha sonra ashabına tebliğ   etmiştir. O ibadet ve taatta zühd ve takvada herkesten önde bulunuyordu.   Ümmetine farz namazları kılmalarını emrediyor kendisi gece-gündüz   nafile namazlara da devam ediyordu. Ashabına farz olan ramazan orucunu emrediyor kendisi diğer zamanlarda nafile oruçlar da tutuyordu. Her konuda O'nun durumu böyle idi.
 
  Diğer taraftan Fahr-i cihan s.a.v. Efendimiz İslâm'ı   sadece anlatmakla yetinmiyor bütün hal ve hareketlerinde hak yolun   güzelliklerini ortaya koyuyurdu. Ashab-ı Kiram O'nun yaşayışına bakarak   İslâm'ı hayata geçiriyordu.
 
  İlk müslümanlar dinlerini bihakkın temsil ettikleri için İslâmiyet   akıllara durgunluk verecek kadar kısa bir zamanda geniş coğrafyaya   yayılmı ş geniş halk kitleleri emsali görülmemiş bir şekilde akın akın   hidayetle nasiplenmişlerdi.
 
  Zamanımızda müslümanlar İslâm'ı nasıl anlıyorlar? Nasıl yaşıyorlar   hayatlarına nasıl tatbik ediyorlar? Yaşayışlarıyla bilgileriyle   örf-adetleriyle çalışkanlık dürüstlük ilim ve teknikleriyle; kısaca   bütün hal ve hareketleriyle layıkıyla temsil edebiliyorlar mı? Bu soruya   samimiyetle cevap vermek son derece önemlidir. Ve ne yazık ki bu cevap   pek iç açıcı değildir.
 
  Oysa İslâm hakkında insanlığın müsbet kanaat sahibi olabilmeleri için   müslümanların önce dinlerini iyi bilmeleri sonra öğrendiklerini   yaşamaları gerekir. Aksi halde yeryüzünü esir alan zulüm ve inkâr   karanlığında pay sahibi olmanın ağır vebali beklemektedir.
 
  müslüman “iyi insan” demektir. İyi bir insanda bulunması gereken bütün vasıflar onda vardır olmalıdır. Buna göre müslüman   elinden dilinden kimseye asla zarar gelmeyen insandır; kimseyi incitmez   gönlünü kırmaz. Bununla de yetinmez elinden geldiği kadar başkalarına   yardımcı olmaya çalışır. Sıkıntısı bir ihtiyacı ihtiyacı olan kimse neye   mensup olursa olsun müslümana başvurur. Çünkü o iyiliği umulan   kötülüğünden emin olunan kimsedir. Yaratılanı Yaradan'dan ötürü sever.
 
  müslüman dürüsttür; günlük hayat ında   alışverişinde yalan söylemez kimseyi aldatmaz. Bilir ki imanla yalan bir   arada olmaz. Emin kimsedir her hususta kendisine güvenilir itimat   edilir.
 
  müslüman kimseye haksızlık etmez zulüm yapmaz. Adaletle   muamele eder kimsenin ayıbını kusurunu araştırmaz. Onun derdi önce   kendisiyledir kendi ayıp ve kusurlarına bakar düzeltmeye çalışır.
 
  müslüman tatlı dilli güler yüzlü hoş sohbettir. İnsanlar   onun yanında dertlerini unuturlar teselli bulurlar. Kimseyi küçük görmez   kem gözle bakmaz.
 
  müslüman çalışkandır tembelliği sevmez. Miskin değildir başkalarına yük olmaz. Temizdir ve temizliği sever.
 
  Müslüman elindeki nimet ve imkanları başkalarıyla paylaşır   hatta başkalarını kendisine tercih eder. Kimseye haset etmez kimsenin   malında-mülkünde makamında gözü yoktur.

Küçüklerine karşı şefkat ve   merhametli büyüklerine karşı saygılı ve edeplidir.
 
  Bütün bu özellikleriyle müslüman başkalarına örnek olan   insandır. Gönül insanı Allah adamıdır. Görüldüğü zaman İnsanlara Allah'ı   hatırlatır. Hayırı öğütler konuştuğu zaman insanlar kendisinden   faydalanır bilgileri artar. Hal ve tavırlarıyla Allah'ın kullarını   Allah'a kulluğa yöneltir. müslüman toplum da fazilet yarışı içinde olan toplumdur.
 
  Bütün bunları dikkate alarak baktığımızda sormak gerekiyor: Bugün   doğusundan batısına kuzeyinden güneyine acı çeken dünyamızın ihtiyaç   duyduğu insan modelinin adı ne? Ve biz bugün bu modeli gerçekleştirmeye   ne kadar yakınız?

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41