Gönderen Konu: Çanakkale Savaşı - Çanakkale Savaşının Önemi - 18 MART 1915 - 5 KISIM  (Okunma sayısı 740 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Çanakkale Savaşı - Çanakkale Savaşının Önemi - 18 MART 1915 - 5 KISIM

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çanakkale Savaşının Önemi, Çanakkale'nin son tarihi bundan 80 yıl önce bugün, 18 Mart 1915'de yazıldı. Bu tarih, daha öncekileri unutturdu. Artık bu tarihin üzerine yeni bir tarih yazılmayacak.

Eski zafer yıldızlarının yanında, bu son zafer, güneş kadar heybetli ve azametli. Çanakkale Boğazı, bugün tarihin yolunu çizenlerin elinde, yarın da yiğit ellerde olacak. Çünkü, Boğaz'ın sularında kanımızın, bayrağımızın rengi var. Çanakkale Savaşı bu anlamda tarihsel önemi;

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nın başladığı ilk aylarda savaş dışı kalmayı tercih etmişti. Çünkü devlet, büyük ve yıkıcı bir savaşın yükünü çekemeyecek zayıf durumdaydı. Osmanlı Devleti'nin bu savaş dışı durumu, Boğazlardan geçebilecekleri için iltifat Devleti'nin işine gelmekteydi. Ancak Almanya, Boğazların kapatılmasını ve Osmanlı Devleti'nin kendi yanında savaşa girmesini istiyordu. 21 Ağustos 1914 tarihinde Almanya ile, ittifak Devletleri safında yer almak üzere bir antlaşma imzalamıştı. Ancak bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin savaş hazırlıkları henüz başlamadığı için gizli tutulmuştu. Osmanlı Devleti'ni bu antlaşmanın hemen ertesinde seferberlik hazırlıklarına başlamıştı. Aynı zamanda Osmanlı Devleti, "silahlı tarafsızlık"ını ilan etmiştir. Batı Cephesi'nden alınacak bir kısım kuvvetle donanmanın işbirliği ile daha etkili ve sonuç alıcı bir harekata girişilmesi yolları aranmaya başlandı. Sonuçta Boğazlar'a yönelik bir operasyon planı üzerinde tartışılmaya başlanmıştır. Rusya ile bağlantının bu şekilde, Boğazlar'ın kontrolü sağlanarak sonuçlandırılması, Osmanlı Devleti'nin başkenti olan İstanbul'un da işgalini kaçınılmaz olarak gerektirmektedir. İkisi, aynı anda gerçekleşecek sonuçlardır. Çanakkale Boğazı'ndan geçilerek İstanbul'un işgalinin İtilaf Devletleri açısından diğer stratejik sonuçları ise;

Boğazların Önemi;

Boğazlar, dünya coğrafyasında bulunduğu stratejik konumu açısından, geçmişte olduğu gibi bugünde önemli bir geçiş yeridir. Avrupa ile Asya'yı birbirine bağlayan Boğazlar, ekonomik açıdan tarih boyunca büyük bir öneme sahip olmuştur. Boğazlara sahip olmanın tüm dünya ticareti ile yakın ilişkide olmak anlamına geldiğini iyi bazı ülkeler, tarih boyunca boğazlarda hakimiyet kurmanın hesapları içerisinde olmuşlardır. Çanakkale Savaşı Türk milletinin Anadolu'daki gücünün varlığı ile de doğru orantılıdır.
Çanakkale Savaşının Önemi

Türk Milleti'nin geçit vermediği deniz ve kara savaşlarının ardından I.Dünya Savaşı uzamış ve düşman kuvvetlerinin bir günde zafere ulaşma ümidi yok olmuştur. Şayet, kahraman Türk askerimiz canını keskin kurşunlara siper etmeseydi, İstanbul ele geçirilir ve vatan istilaya uğrardı.

Türkiye'nin dört bir yanından gelen Mehmetçiklerimiz Çanakkale'de efsane yazmışlardır. Birçok nedenlere dayandırılan bu savaşın Türkler tarafından kaybedilmemesi Türk ve Dünya tarihi açısından bir çok gelişmelere sahne olmuştur.

Çanakkale Savaşının Önemi Ve Sonuçları;

Bu zafer Gelibolu Yarımadası üzerinden kazanıldı. O dönemdeki yani Birinci Dünya Harbi içindeki düşmanlarımız İngiltere ve Fransa, Gelibolu Yarımadasını ele geçirerek Çanakkale Boğazı'nı açmak ve devamında da başkent İstanbul'u işgal etmek niyetiyle bu harekata başladılar. Böylece Türk'lerin Avrupa ile bağlantılarını da tamamen kesmiş olacaklardı. Ancak Gelibolu Yarımadası'nın bilindiği gibi bizim tarihimizde ayrıcalıklı bir yeri vardır. Bizim Avrupa'ya geçişimizdeki ilk bölgedir. Avrupa Kıtası'ndaki sahip olduğumuz ilk topraktır. Avrupa'ya attığımız ilk adımdır. 1354 yılında Gazi Süleyman Paşa tarafından Türk topraklarına katılmıştır. İşte böyle bir vatan çiğnetilmemiş olması ile Çanakkale Zaferi önemlidir.

Çanakkale zaferinden bir yıl önce Türk ordusu, tarihinin en büyük hezimetini yaşamıştır. Balkan harbi, Balkan faciası, bu mağlubiyet sonucunda, üç hafta içerisinde bugünkü topraklarımızın 1/5'inden daha fazla toprak, bir başka ifadeyle Meriç Nehri'ne kadar Avrupa'daki toprakların tamamı kaybedilmiş ve ordu da elden çıkmıştı. Türk ordusu gerçek anlamıyla ordu olabilmek için büyük bir çabaya girişti. Kazandığı zaferle Türk'ün gerçek kudretini ortaya koydu. Tarihindeki bütün Dünya'ya bir kere daha gösterdi, işte Çanakkale Zaferi bunun için önemlidir. 1914'te başlayan I. Dünya savaşı dört yıl sürdü. Amerikan kuvvetlerinin savaşa girmesiyle Almanların batı cephesi çöktü. Böylece Almanya Avusturya Macaristan Bulgaristan ve Osmanlı Devleti'nin içinde yer aldığı İttifak Devletleri yenildi. Bu büyük zaferi bizlere kazandıran başta Mustafa Kemal ve öteki komutanlarımız ile Mehmetçiklerimizi bir kez daha saygıyla anıyoruz.

Çanakkale Savaşı Komutanı

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çanakkale Savaşı Komutanı,  Çanakkale'nin baş komutanı Amiral Liman Von Sanders dı. Liman Von Sanders 1915 de, Çanakkale Savaşlarında Osmanlı kuvvetlerini yöneten Alman Deniz generalidir.

Otto Liman Von Sanders

17 Şubat 1855 de Pomeranya’da, Stolp şehrinde doğmuştur. 1913 yılında Kaseldeki 22. Piyade Alayında Orgeneral iken Balkan Savaşlarında yıpranan Osmanlı ordularını ıslah etmek için Türkiye’ye gönderilmiş. Rusya, Osmanlı kuvvetlerine bir Alman generalinin gönderilmesini şiddetle protesto etmiş. Liman, askeri yönetimde yaptığı reformlardan dolayı Enver Paşa ile anlaşamadı. 1915 yılında 5. ordunun başında, Çanakkale ve Gelibolu’yu İngiliz ve Avustralya donanmalarına karşı başarılı bir şekilde savunmuştur. İngilizlerin casuslukları sonucu, verdikleri büyük zayiatı, istihbarat tedbirleri aldırarak önlemiştir. Casusluk faaliyetlerini Padişaha rapor etmiş. Liman, bu başarısından sonra 1 Mart 1918’de Suriye ve Filistin’deki 4. 7. ve 8. ordulardan meydana gelen Yıldırım orduları grubunun başına getirilip, İngilizlerin daha fazla ilerlemesini durdurmuş.
Çanakkale Savaşı Komutanı

Ancak İngiliz generali Edmund Allenby, başarı göstererek bu cepheyi çökertmiştir (Eylül 1918). Liman, Birinci Dünya Savaşı sona erip Mondros Mütarekesi imzalandığında Almanya’ya dönmüş ve 22 Ağustos 1929 yılında ölmüş.

Çanakkale'yi savunan Osmanlı 5. Ordu Komutanı Mareşal Liman von Sanders Osmanlı Devletindeki Alman Danışma Kurulu Başkanıydı. Yani cephe içindeki Bakanlık ve Genelkurmay başkanlığından sonra en yetkili komutandı. Alay komutanı, albay Mustafa Kemal ise onun emrine bağlı albaylardan sadece biriydi ve 19. yedek tümen komutanıydı. Liman paşa, Esad paşa ve Enver paşa ile sıkı bir iletişim halinde Çanakkale'de ki savaşlarını yönetmiştir. O tarihlerde Osmanlı ordusu ve donanması içerisinde 40.000 e yakın Alman subayı görev almıştır.

Almanlarla bu kadar içli dışlı olunması ve 1. Dünya savaşında yanlış bir karar alıp Almanlarla müttefik olup, tamamen onların menfaatine uygun olarak savaşılması, Talat, Enver ve Cemal paşa üçlüsünün  ihanetidir.

Çanakkale Savaşı Hava Harekatı

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çanakkale Savaşı Hava Harekatı Türk askeri havacılık tarihi için oldukça önemli bir dönüm noktasıdır. Bu tarihe kadar bazı çalışmalar yapılmış ama yeterli sonuç alınamamıştır. Ayrıca bu savaşta Türk Milleti bu savaş aletinin gelecek için ne kadar önemli olduğunu anlamışlardır.

Çanakkale Savaşına gelmeden önce Osmanlı'da havacılıkla ilgili gelişmelere bakmakta fayda vardır. Uçakların icadından kısa bir süre sonra bu alet tehlikeli bir savaş makinesine dönüşmüştür. Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa bu durumları yakından takip etmiş ve onun direktifleriyle 1911 yılında Osmanlı'da genelkurmay bünyesinde bir askeri havacılık şubesi oluşturulmuştur. Bu Türk askeri havacılık tarihinin başlangıcıdır. Mahmut Şevket Paşa kendi maaşından bağışta bulunarak bir kampanya başlatmışve bu kampanyaya başta Sultan Reşat ve donanma cemiyeti, subaylar ve bazı zenginler kampanyaya katılmıştır. Böylece Fransa'dan biri 25 beygirlik biri 50 beygirlik iki uçak almak için gerekli olan para hemen toplanmıştır. Yeşilköy Safra düzlüğünde Kara Tayyare Mektebi ve Yeşilköy Feneri yakınlarında da Deniz Tayyare Mektebi kurulmuştur.

Havacılık açısından böyle bir durum söz konusuyken 2 Ağustos 1914 günü seferberlik ilan edilmiş ve Yeşilköy'de bulunan deniz uçaklarından ikisi İzmir biriside Çanakkale Müstahkem Mevzi Komutanlığına verilmiştir.

25 Ağustos 1914 tarihinde Çanakkale Nara Meydanı'na konuşlandırılan Nievport tipi deniz uçağı ile Dnz.
Çanakkale Savaşı Hava Harekatı

zb. Savmi, Ütğm. Fazıl, Ütğm. Cemla'in yaptığı keşif uçuşlarıyla bölgede ki İngiliz ve Fransız gemi hareketleri izlenmeye başlanmıştır. Bu keşif uçuşlarıyla hem düşmanın gemi hareketleri hemde düşmanın sahip olduğu gemi tipleri hakkında detaylı bilgiye sahip olunmuştur.

18 Mart 1915 günü pilotlarımız keşif raporlarını erkenden teslim etti ve boğaza giren düşman gemilerinin topçu ateşi başladı bu topçu ateşine Ark Royal uçak gemisinden havalanan İngiliz uçakları da bombardımana eşlik etmişlerdi.

Çanakkale savaşında kahraman pilotlarımız keşif görevlerinin haricinde başka görevlerde icra etmişlerdi düşmanın üstün hava gücünü kırmak maksadıyla 18 düşman uçağının mevzi edildiği  Bozcaada'da ki meydana bir taarruz planlamışlardı. Fakat burada ki uçaklar keşif görevi için önceden havalandığından düşman uçaklarıyla havada karşılaşılmıştır. Kısa bir hava muharebesinden sonra hasarsız bir şekilde meydana geri dönülmüştür.
Bundan esinlenen düşman kuvvetleri bizim alanımıza saldırmışsa da meydanda dağıtılarak saklanan uçaklarımız herhangi bir zarar almamıştır.
Çanakkale Savaşı Hava Harekatları Türk ordusunun kara ve denizde olduğu gibi havada da kendisine verilen her türlü görevi büyük bir cesaret içerisinde yaptığını kanıtlamıştır.

Çanakkale Savaşı Kara Harekatı

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çanakkale Savaşı Kara Harekatı, insanlık tarihinin belki de bir daha göremeyeceği savaşlara sahne olmuştur.

Çanakkale Boğazı'nın donanma gücüyle geçilmesinin imkansızlığını anlayan İtilaf Devletleri, deniz ve kara araçları ile yapılacak bir çıkarma harekatına karar verdiler. Müttefik kuvvetlerin İskenderiye, Limni ve Kahire adasında toplanması önemli bir saldırının gerçekleşeceğinin habercisiydi. Fransız ve İngiliz gazetelerinde yazılan propaganda yüklü haberler, doğu cephesinde yeni bir zafer müjdelerken aynı zamanda da 18 Mart felaketini ört bas etmeye çalışıyordu.

Yapılan plan şöyle idi; İngilizlerin 29'uncu Tümeni Seddülbahir'e çıkartma yapacak, onu sıra ile 1'inci Fransız Tümeni ve 2'inci İngiliz Deniz Tümeni takip edecekti. Böylece Alçıtepe'yi ele geçireceklerdi. Anzak birlikleri ise Arıburnu'na çıkarılacak ve bu iki kuvvet Kilitbahir Platosu'nda bir araya gelecekti. Kumkale-Beşige sahillerine gösteri çıkarması yapma görevi ise 1'inci Fransız Tugayına verilmişti.

Kumkale Muharebeleri (25-27 Nisan 1915)

Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yapacak olan birliklerin harekatına yardım edebilmek için Çanakkale Boğazı'nın Anadolu yakasındaki Türk kuvvetlerinin meşgul edilerek bu birliklerin Gelibolu'ya kuvvet kaydırılmasını engellemek amacıyla Kumkale'ye aldatma niteliğinde çıkarma yapmışlardır. Fransız Birlikleri 25 Nisan 1915'te Kumkale bölgesinde kıyı başını ele geçirmiş fakat bölgede bulunan Türk birliklerinin savunması karşısında ilerleyememiş ve 26-27 Nisan gecesi çekilmişlerdir.

Seddülbahir Muharebeleri (25 Nisan-9 Ocak 1916)

İtilaf Kuvvetleri, taktik açısından bir kilit nokta oluşturan Gelibolu Yarımadasının güneyinde bulunan Alçıtepe'yi ele geçirmek amaca ile çıkarma yeri olarak Seddülbahir bölgesinde beş ayrı sahil kesimini çıkarma noktaları olarak belirlemiştir. Ertuğrul ve Tekke Koyları çıkarma harekatının ağırlık merkezi olarak seçilmiştir. Tekke ve Ertuğrul Koylarının sağ ve sol yanında bulunan bölgelerde yer alan Morto, Pınariçi ve İkiz Koylarına çıkarılacak olan kuvvetler ise esas taarruzu yapacak kuvvetin yan emniyetlerini sağlayacaklardır.

Seddülbahir'i savunan 26. Alayın 3. Taburu, 25 Nisan 1915 günü kendisinden neredeyse dokuz kat daha fazla sayısal üstünlüğe sahip İngiliz-Fransız kuvvetlerini durdurmayı başarmış ve onları ilk hedeflerinden yani Alçıtepe'ye ulaşmalarından alı koymuştur.

Seddülbahir bölgesindeki çarpışmalar kanlı ve karşılıklı olarak 13 Temmuz 1915 tarihine kadar sürmüştür. Geçen sürede Birinci, İkinci ve Üçüncü Kirte; Birinci ve İkinci Kerevizdere ve Zığındere Muharebeleri sonrasında bölgedeki çarpışmalar mevzi muharebesi haline dönmüştür. Bütün şiddetiyle devam eden muharebelerde İngilizler yarımadanın güneyinde sadece 5,5 km'lik bir cephe hattını işgal edebilmişlerdir; derinlikte ise İlyasbaba Burnu'ndan ön cephe hattına kadar yaklaşık olarak 6 km ilerleyebilmişlerdir. 24 saat içinde ele geçirmeyi planladıkları Alçıtepe'ye 25 Nisan 1915 sabahı itibariyle 8,5 ay süren kanlı muharebelere rağmen hiçbir zaman ulaşamamışlardır.

Arıburnu Muharebeleri (25 Nisan 1915-6 Ağustos 1915)

25 Nisan 1915'te gün ağarmadan Avustralya ve Yeni Zelandalılardan oluşan Anzak birlikleri ile Büyük ve Küçük Arıburnu bölgelerinde başlamıştır Çıkarma Harekatı'nda Anzak birliklerini karşılayan 27. Alay'ın 2'nci Taburunun 82'nci bölüğünden bir takımdır. Bir avuç Türk askerinden oluşan bu takım Anzak kuvvetlerinin düzenini bozmuş ve planlanan hedeflerine ulaşmalarını geciktirmiştir. Fakat 27. Alay'ın sağ tarafında bulunan ve Conkbayırı-Kocaçimen Tepesi'nin oluşturduğu hakim arazi tehlikeli bir biçimde boş kalmıştır.
Çanakkale Savaşı Kara Harekatı

Böyle bir kritik anda 19'ncu Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal, tehlikeyi sezerek Arıburnu bölgesine müdahale kararı almış ve Anzak birliklerini geri püskürtmüştür.

19 Mayıs 1915'te icra edilen ve sonuçsuz kalan Türk taarruzu sonrasında Arıburnu bölgesindeki muharebeler 6 Ağustos 1915'e kadar mevzi muharebesi olarak devam etmiştir.

Anafartalar Çıkarması, Anafartalar ve Conkbayırı Muharebeleri (6 Ağustos-20 Aralık 1915)

3,5 ay boyunca hedeflenen planlara ulaşamayan İtilaf kuvvetleri, taze kuvvetlerce Anafartalar sahillerine yeni bir çıkarma harekatı planlamışlardır. Amaçları ise, bölgenin en hakim kesimi olan Conkbayırı-Kocaçimen Tepesi silsilesini elem geçirerek Arıburnu bölgesindeki Türk kuvvetlerini kuzeyden kuşatmak ve sonrasında Anafartalar sahillerine çıkarılan kuvveti ile birlikte yeni Türk kuvvetlerinin geri bölgesine sarkmaktı. Böylece Çanakkale Boğazı'na kadar ilerleyerek Türk ordusunun Gelibolu Yarımadası üzerindeki direnişi kırılacaktı.

6 Ağustos 1915'te İngiliz 9'ncu Kolordusu ilk olarak Bursa Jandarma Taburunun direnişiyle karşılaşmıştır. Kısa sürede İngilizlerin 27.000 kişilik kuvvetine karşılık bölgede bulanan iki jandarma, toplam dört Türk taburu ile karşılaşmışlardır. 7 Ağustos akşamına kadar sahilden içeriye ancak 800 km ilerleyebilmişlerdir. Durumun ciddiyeti üzerine Bolayır berzahında bulunan 7'nci ve 12'nci Tümenler de bölgeye sevk edilmiş böylece Anafartalar Grubu Komutanlığı kurulmuştur. Albay Mustafa Kemal Anafartalar Grubu Komutanlığına atanmıştır.

9 Ağustos sabahı Türk taarruzu başlamıştır aynı gün İngilizler de taarruza karar vermişlerse de Türk tarafı kendilerinden önce davranmıştır. Birinci Anafartalar Muharebesi adıyla anılan bu muharebe iki gün sürmüş ve İngilizlerin ilerleme planları başarısız olmuştur.

İngilizler daha sonra 15 Ağustos'ta Anafartalar Grubu kuvvetlerini sağ yanlarından çevirmek ve Karakol Dağı silsilesi doğusundan ilerleyerek Anafartalar Ovası'na hakim yükseltileri ele geçirerek Türk kuvvetlerinin gerisine sarkmak istemişlerdir. Böylece İngilizler Kireçtepe üzerinden Taarruza geçmişler fakat Kireçtepe'ye yönelttikleri taarruzdan da bir sonuç alamamışlardır.

21 Ağustos 1915'te tekrar taarruza başlayan İngilizler İsmailoğlu Tepeler ve Yusufçuk Tepe hattı hedef olsa da asıl ilerlemeleri adı geçen tepeler hattının güneyinde ilerlemişlerdir. Bu kesimde Türk cephe hattının geri itmeyi başaran İngilizlerin ilerleyişi Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal'in 11'nci Süvari Alayını taarruza sevk etmesiyle durdurulmuştur. 22 Ağustos sabahı ilerlemeyi sürdürmek isteyen İngilizler İkinci Anafartalar Muharebesi olarak anılan bu muharebede ağır zararlar vermişlerdir ve mevzilerine geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

Son olarak 27 Ağustos 1915'te Bombatepe'ye taarruz eden İngilizler tekrar hedeflerine ulaşamamışlar ve bölgedeki çarpışmalar İngilizlerin Anafartalar ve Arıburnu bölgelerini tahliye ettiği 20 Aralık 1915'e kadar mevzi muharebeleri şeklinde devam etmiştir.

İtilaf Kuvvetlerinin Gelibolu'yu Tahliye Etmeleri (8 Aralık1915- 9 Ocak 1916)

Artık ne kuvvet göndermeye ne de Çanakkale'yle uğraşmaya takati kalmayan İtilaf Devletleri kuvvetlerini gizliliğe ve sessizliğe dikkat ederek başarıyla geri çekmiştir. Modern ve güçlü silahlarla donanmış olarak Boğaz'a saldıran İtilaf Devletleri manevi gücünü dikkate almadan küçümsedikleri Türk ordusunu hem denizde hem de karada beklemedikleri bir şekilde yenilgi alarak geri çekilmek zorunda kalmışlardır.

Çanakkale Savaşı Deniz Harekatı

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çanakkale Savaşı Deniz Harekatı I. Dünya Savaşında Osmanlı Devletiyle ile İtilaf Devletleri deniz filosu arasında 19 Şubat 1915'den 18 Mart 1915'e kadar Çanakkale Boğazında yapılan bir dizi deniz operasyonunu kapsamaktadır. İtilaf Devletleri'nin oluşturduğu birleşik filonun 18 Mart 1915 de yapmış olduğu son ve en kapsamlı operasyon birçok kaynakta 18 Mart Deniz Savaşı olarak geçmektedir.

Bir ada devleti olan İngiltere donanma yönünden zamanının süper gücü konumundaydı. O tarihe kadar yenilgisi bulunmayan İngiliz Donanmasının kendine güveni tamdı. Dünyanın bu en güçlü donanması Fransa ile de birleşince korkunç büyüklükte bir armada oluşturuldu. Karşılarında savaşlardan yıpranmış güçsüz durumdaki Osmanlı Devletine bu armada karşısında hiçbir şans vermiyorlardı. İtilaf Devletleri 19 Şubat 1915'de harekata başladı ve kıyıda bulunan Osmanlı Bataryalarını yoğun top ateşi altına aldılar. 13 Mart 1915'e kadar bu durum böylece devam etti ama İtilaf Devletleri bu işin düşündükleri kadar kolay olmayacağını anladılar. Çünkü bir aylık top atışlarında çokta bir ilerleme kaydedilmemişti.

17 Mart 1915'de Amiral Carden'in yerine Amiral De Robbeck'in atanmasıyla 18 Martta ki plan uygulanmaya konuluyordu. 18 Mart sabahı 3 deniz tümeninden oluşan düşman filosu boğazda görüldü. 1. düşman tümeni bizzat Amiral De Robbeck tarafından yönetiliyordu. Queen Elizabeth, Agamemnon, Lord Nelson muharebe gemileri ve Inflexible muharebe kruvazöründen oluşan birinci tümen sabah 10:30'da boğazdan içeriye girdi. Planlanan noktaya gelindiğinde Queen Elizabeth'in hedefi Rumeli Mecidiye Tabyası, Lord Nelson'un hedefi Namazgan Tabyası, Inflexible'ın hedefi ise Rumeli Hamidiye Tabyası idi. Saat 11:30'da merkez tabyalarına ateş başladı
Çanakkale Savaşı Deniz Harekatı

Bu arada düşman gemileri Kumkale'den gelen tedirgin edici topçu ateşine de girmişlerdi. Üzerilerine obüslerden yoğun bir ateş başlamıştı. Yinede mesafe uzak olduğundan Türk topçu ateşi gemiler için çok bir tehlike oluşturmuyordu. Saat 12:00 sularında Çimenlik, Rumeli Hamidiye ve Anadolu Hamidiye ateş almıştı. İtilaf Devletleri'nin üçüncü filosuda birinci filonun arkasında yerini aldı. Arada ki Türk bataryaları her ne kadar sussa da ana bataryalar ateşe devam etti. İtilaf Devletleri en son bataryalara üstünlük kurup ikinci tümeni üçüncü tümen yerine getirip mayın taramaya başlayacaklardı ama beklenmedik bir şey oldu.

Saat 14:00'e doğru Suffren ve Bouvet boğazı terk ediyordu. Inflexible ise mayına çarpmış ve Bozcaada'ya zorla geçebilmişti. Bouevet ilerlerken bir iki patlama oldu ve boğazın sularına gömüldü. Muhripler ve istim botlar personeli kurtarmaya gittiğinde 20 kişi kurtarabilmişti 603 kişi sulara teslim olmuştu. Üçüncü tümen gemileri ikinci tümenin yerini aldığında bu manzarayla karşılaştılar. Gemilerin top ateşi sonucu Rumeli Hamidiye ve Namazgah bataryaları savaş dışı kalmıştı. Anadolu Hamidiye bataryası hasar almamıştı ve Irrısistible'a ateş ediyordu. Irrisistible ateşten kaçarken Nusret Mayın Gemisinin bıraktığı bir mayına çarptı. Hiç planda yokken Nusret'in bıraktığı mayınlar can alıyordu. Bölgenin mayınlı olduğunu anlayan Amiral De Robbeck geri çekilme emrini verdi. Geri çekilirken Ocean'da mayına çarptı.

Çanakkale Savaşı Deniz Harekatı sonrası İtilaf Devletleri kara harekatı olmadan Çanakkale'yi geçemeyeceklerini anlamışlardı. Güçsüz gördükleri Türk Milleti karşılarında bir kahramanlık destanı yazmıştı.


 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41