Gönderen Konu: Cepheler 3 - KISIM  (Okunma sayısı 612 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Cepheler 3 - KISIM
« : Mart 18, 2017, 02:39:40 ÖÖ »
Cepheler

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

1-)Deniz Muharebeleri

2-)Kara savaşları

3-)Seddülbahir Cephesi

4-)Arıburnu Cephesi

5-)Anafartalar Cephesi

6-Tahliye :Arıburnu ve Anafartalar Cepheleri’ndeki Müttefik kuvvetler tahliye edilerek Selanik Cephesi’ne kaydırılmış, Seddülbahir Cephesi’ndeki kuvvetler ise yerlerinde kalmışlardır.

Bu cephedeki kuvvetlerin tahliyesine 27 Aralık 1915 tarihinde karar verilmiştir. Tahliye işlemleri 9 Ocak 1916 sabahı tamamlanmıştır. Böylece Gelibolu Muharebeleri Osmanlı kuvvetlerinin zaferiyle sonuçlanmıştır.

Çanakkale Destanı

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Çanakkale Destanı: 1915-1916 yılları arasında, Çanakkale Boğazını geçerek İstanbul'u ele geçirmek isteyen İtilaf Devletleri ile Osmanlı ordusu arasında yapılmış bir bağımsızlık savaşıdır.

1. Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri Almanya'nın yanında yer alan Osmanlıyı etkisiz hale getirmek, Rusya'nın boğazlardan rahatça geçebilmesini sağlamak amacıyla İstanbul Ve Çanakkale boğazlarını ele geçirme planları yapıp, donanmalarını Çanakkale'ye sürmüşler fakat hiç hesap edemedikleri bir bozguna uğrayıp ağır bir yenilgi almışlardır. 1 Dünya Savaşının başlamasının akabinde Almanya ve Osmanlı İmparatorluğu arasında ittifak anlaşması imzalanmış, Alman donanmasına ait iki gemiye Osmanlı bayrağı çekilerek Rus limanları bombalanmıştır. Bunun üzerine Rusya  İtilaf Devletleri ile birlikte hareket ederek Osmanlı'ya karşı savaş ilan etmiştir. Kısaca Osmanlı savaşa Almanya tarafından itilmiştir. Ardından İtilaf Devletleri Boğazlardan geçerek Rusya'ya askeri destek sağlamak amacıyla bir plan yaparak, 1915 yılının ilk günlerinde Çanakkale'ye ulaşmışlar ama hiç beklemedikleri bir biçimde saldırıya uğramışlardır. "Hasta adam" uyanmış, üstlerine bomba yağdırmaktadır. O gözlerinde küçülttükleri Osmanlı bir anda devleşmiş, tek yürek olmuş, üstlerine yağmur olmuş yağmıştır.

Donanmasının büyük bölümünü zayi eden İtilaf Devletleri bu sefer karadan saldırmayı denemiş, bir çok cephede daha karaya ayak bile basamadan ruhlarını teslim etmişlerdir. İki taraf için en büyük kayıp Mayıs 1915 ayında yapılan Anzak çıkarması sırasında olmuştur. Hem Gelibolu yarım adası, hemde Çanakkale öyle etkin bir savunma yapmış ki, kendilerinden misli misli fazla orduları darmadağın etmişlerdir.

Bu savaşın Türk tarihinde önemi ve yeri çok büyüktür. Tarih boyunca Türkler hep savaş veren hep mücadele eden bir millet olmuştur. Tam düşmanları artık bunlar iflas etti artık bu sefer yok edeceğiz diye kapımızı çaldıklarında hep kapı yüzlerine çarpmıştır. İşte Çanakkale'de bunların en önemlilerinden birisidir. Modern silahlarla donatılmış ordunun karşısında, ateş almaz tüfeklerle, patlamaz toplarla, yalın ayak, aç bir mide ile kazanılmış bir zaferdir Çanakkale. Mustafa Kemal gibi bir büyük insanın tarih sahnesine çıktığı, Seyit Onbaşının 230 okka gülle ile koca gemiyi sulara gömdüğü, Kurşunların havada çarpıştığı, Türk'ün kahramanlığının resmi bir vesika olduğu savaştır Çanakkale.
Çanakkale Destanı

O sene memleketteki liselerin ve üniversitelerin çoğu mezun verememiş çünkü hepsi savaşta şehit olmuşlardır. Toplam savaşta verilen şehit sayısı kesin olarak bilinmemekte fakat tahminlere göre 500.000'in üzerindedir.  Mustafa Kemal Paşa'nın dediği gibi savaşmaya değil ölmeye gelmiş bir millet ve tamamen çıkar amaçlı işgale gelmiş bir ordu. Karşıdan bakıldığında garip ama sonucu tamamen gerçektir.

Günümüzde Çanakkale bütün insanlar tarafından ziyaret edilen, Orada yaşanan dramı ve kahramanlık ruhunu hissetmek için o havası içe çekilen bir yerdir. Her santiminde bir şehit yatan, her zerresi şehit kanıyla sulanmış, şanlı bir yerdir Çanakkale. Görebildiğimiz her yerde onların yaşadıkları yazılmaktadır. En etkileyici olanlarından biriside günlük yemek listesidir. Şimdi yemek seçen, çöpe tonlarca gıda atanlara ibret belgesi olarak gösterilmesi gereken, yeni yetişen çocuklarımızın beyinlerine kazımamız gereken bir yemek listesi.

43. Alay Yemek Listesi

15 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı    Öğle: Yok     Akşam: Yağlı Buğday çorbası, ekmek
16 Haziran Sabah: Yok                    Öğle: Yok     Akşam: Üzüm Hoşafı, ekmek
17 Haziran Sabah:Üzüm hoşafı     Öğle: yok      Akşam: yarım ekmek
18 Haziran Sabah:Yarım ekmek    Öğle: yok      Akşam: şekeriz üzüm hoşafı
19 Haziran ordu emri ile ekmek istihkakı 500 grama indirilmiştir.

Bu savaştan Türk insanından sonra en çok zayiatı Avusturalyalı ve Yeni Zelandalı askerler vermiştir. Yaklaşık 25.000 askerini Çanakkale' bırakıp gitmişlerdir. Fakat Atatürk 1934 yılında yayınladığı mesajda; Ey kahraman askerler rahat uyuyunuz. Burada dost toprağındasınız.

Diyerek iki ülke arasındaki dostluk ortamı oluşmasını sağlamış, ve her yıl gelip askerlerini anmalarını sağlamıştır. Hala her sene Anzakların torunları gelirler ve atalarını mezarları başında anarlar. Bu olay dünyaya Türklerin ne kadar üstün bir millet olduğunu göstermiş, Çanakkale'de hezimete uğrayan İtilaf Devletleri için ise askeri bir utanç, beceriksizlik ve Felaket sembolü olarak sayılmıştır.

57. ALAY

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

57. Alay, Çanakkale Savaşı’nın başlangıcı olan Anzak Çıkarmasını durdurmak için 15 Nisan 1915 sabahı harekete geçen efsaneleşmiş Türk alayıdır.

19. Fırkaya bağlı üç alaydan biri olan 57. Alay, 1 Şubat 1915’de Tekirdağ’ın Yarkışla mevkiinde kurulmuştur. 57. Alayın komutanı Hüseyin Avni Bey’dir.

22 Şubat 1915’te 19. Fırka komutanı olan Yarbay Mustafa Kemal tarafından 57. Alaya törenle sancağı verilmiştir. 57. Alay, bir gün sonra, 23 Şubat 1915’te Çanakkale’ye doğru yola çıkmış ve 25 Şubat 1915’te Eceabat’a gelmiştir. 19. Fırka'nın bağlı olduğu 5. Ordu Komutanlığı'nın Enver Paşa tarafından kurulmasının ardından 57. Alay, yedek kuvvet olarak 26 Mart 1915’te Bigali Köyü’ne geçti. Bu tarihten 24 Nisan 1915 tarihine kadar 57. Alay, Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni Bey tarafından sürekli eğitime tabi tutuldu ve Bigalı Köyü ve Turşun bölgesinde askeri eğitim ve askeri tatbikatlar yaptı.

57. Alay Bigali Köyü’ndeki eğitim ve tatbikatlarını sürdürdüğü sırada 5. Ordu tarafından yeri değiştirilmek istendi fakat düşman kuvvetlere çıkartmaların yapılacağı noktaya en yakın yerlerden biri olmasından dolayı Mustafa Kemal, 57. Alayın Bigali Köyü’nde kalmasında ısrarcı oldu ve bunda da başarı sağladı. Böylece 57. Alay, Bigali Köyü’nde kalmıştır.

25 Nisan 1915 sabahı, Mustafa Kemal, kendisine herhangi bir emir gelmiş olmamasına rağmen düşman çıkartmasını haber alır almaz kişisel inisiyatifiyle Conkbayırı’na doğru hareket etmiştir.

Conkbayırı’na hareket eden 3 taburu ve bir dağ bataryasını oluşturan yaklaşık 3000 subay ve askeriyle 57.
57. Alay

. Alay, bizzat Mustafa Kemal’in yönetiminde kendisinden çok daha büyük bir düşman gücüne karşı saldırıya geçmiştir.

57. Alay, çatışmalarda mevcudunun üçte ikisini kaybetmiş, savaşın ortasında takviye edilmiştir. 13 Ağustos 1915'te 57. Alay komutanı olan Hüseyin Avni Bey, karargâha düşen bir top mermisiyle şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Hüseyin Avni Bey’in yerine atanan Binbaşı Hayri Bey, alayı Keşan bölgesinde konuşlandırmış ve alay, eksikleri giderildikten sonra 19. Tümenle birlikte 15. Kolordu bünyesinde Galiçya Cephesi’ne gönderilmiştir.

57. Alay, Galiçya Cephesi’nde büyük yararlılıklar göstermiş, alayın mevcudunun çok büyük bir kısmı buradaki çatışmalarda kaybedilmiştir. Mevcudu çok azalan ve sadece 1100 kişi kalan 57.

Alay, cephe gerisine alınarak eksikleri giderildikten sonra yeniden cepheye alınmıştır fakat Rusya’da patlak veren Bolşevik Devrimi’nin ardından Galiçya Cephesi’ndeki savaş sona ermiştir. 15. Kolordu ise bu sefer Sina ve Filistin Cephesi’ne yollanmıştır.

57.  Alay burada da çok faydalı olmasına rağmen İngilizler tarafından çembere alındığı için mevcudu iki gün içerisinde sadece 260’a düşmüştür. Megiddo Muharebesi sırasında ise 57. Alayın kalan mevcut esir edilmiştir.

Bu kahramanların anısına o günden beri Türk ordusunda 57. Alay bulunmamaktadır. 57. Alay, dünya üzerinde en çok madalya sahibi olan alay olduğu için dünyanın en kahraman alayı olarak nitelendirilmektedir.

Gelibolu Savaşı

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

1914 yılının haziran ayında bir Sırp milliyetçisi tarafından Avusturya-Macaristan İmparatorunun veliahdı olan Arşidük Ferdinand’ın öldürülmesi, birinci Dünya Savaşını başlatan olaydır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun Sırbistan'a seferberlik ilan etmesiyle 28 Temmuz 1914’te resmen başlamış oluyordu. Bir tarafta Almanya, İtalya ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğundan oluşan güçlü bir ittifak devleri oluşurken, diğer yandan İngiltere, Fransa ve Rusya itilaf devletlerini oluşturuyordu. Avrupa ikiye bölünmüş ve kıran kırana bir savaş başlamıştı. O dönemde Osmanlı İmparatorluğu sürekli toprak kaybederek oldukça küçülmüş ve itibarını kaybetmişti. Balkan savaşını ve Trablusgarp savaşlarını da kaybeden Osmanlının doğu Trakya dışında Avrupa da toprağı kalmamıştı. Avrupa devletlerinin bu savaşa katılmalarının arkasında mutlaka bir planları bulunuyordu. İngiltere Süveyş kanalı ve Hint yolunun güvenliği için Filistin’i ele geçirmeyi planlıyordu. Rusya boğazları ele geçirip Akdeniz'e açılmayı planlarken, Fransa Lübnan, Kilikya ve Suriyeyi istiyordu. Almanya ise doğuya açılmayı planlıyordu. İtalya Antalyayı düşlüyordu.

İşte tüm bu planların içerisinde Osmanlı kendi iç meseleleriyle boğuşmakta, etrafında olup bitenleri çaresizce izlemekteydi. Osmanlı imparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı başladığında ilk önce İtilaf devletlerine katılmak istemişti. Ancak Rusya'nın vetosu yüzünden bu birlikteliğe katılamadı. Daha sonra 2 Ağustos 1914’te Almanya ile yapılan bir antlaşma ile Almanya'nın olduğu İttifak devlerine katılmış oldu.
Gelibolu Savaşı

. Osmanlı İmparatorluğu içinde artık Birinci Dünya savaşı resmen başlamış oldu. 10 Ağustos 1914 tarihinde İngiliz donanmasından kaçan iki gemiyi boğazlarından geçirerek, boğazları tekrar bütün yabancı gemilere kapattığını açıklar. Bu İtilaf devletlerini çok kızdırır. Bunun üzerine Osmanlı, bu iki gemiyi satın aldığını açıklar ve adlarını Yavuz ve Midilli olarak değiştirir.

Yavuz adlı gemi, Amiral Souchon komutasında Karadeniz’de Rus limanlarını bombalar. 1 Kasım 1914 tarihinde Rus ordusu Kafkasları geçerek ilerler ve Osmanlı Devleti de resmen savaşa girmiş olur.

Boğazların önemi tüm Avrupa ülkeleri için çok önemlidir. Stratejik bir noktada olmaları nedeniyle, ekonomik ve kültürel yönden boğazların önemi büyüktü. İtilaf devletleri Ruslara yardım götürebilmek için Ege denizine donanmalarını gönderiyor ve boğazları geçmek için planlar yapıyorlardı. Ayrıca İstanbul'u ele geçirmek Osmanlıyı fiilen yıkmak demekti. Osmanlı devleti bu savaşta en büyük cepheyi Gelibolu’da açmıştı. Gelibolu Savaşında tüm Dünyanın hayretle izleyeceği bir savunma örneği verilecekti.

Nitekim de öyle oldu. Bu savaşta Osmanlı devleti yalnız bırakıldı. Tüm Avrupa devletlerine karşı adeta tek başına her yaştan insanıyla destansı bir savunma yapıyordu. Türkü, Kürdü, Arnavut'u hep bir olup, vatan nasıl savunulur, bunun örneği tüm dünyaya gösteriliyordu. Dile kolay tam 253.000 şehit verdik. Uğruna ağıtlar yakılan, şiirler yakılan bu savaşın Türk dünyasındaki yeri çok önemlidir. Adeta bir millet yeniden doğuyordu.

 Çanakkale Cephesi


Çanakkele Cephesi, Birinci dünya savaşınıda Osmanlı devleti açısından en önemli ve büyük cephesidir. Birinci dünya savaşı başladığında, Osmanlı devleti ilk önce bu savaşa girmek istemişse de Almanya’nın kurnaz oyunu sayesinde savaşın içine çekilmiştir.

Boğazlar Osmanlı için ne kadar önemli ise, Avrupa devletleri bakımından boğazları ele geçirmek o kadar önemliydi. Osmanlı savaşın içine çekilince boğazların önemi daha da arttı. İtilaf devletleri boğazları ele geçirmek için planlar yapıyorlardı. Boğazlar ve İstanbul ele geçirilecek ve Rusya’ya yardım ulaştırılarak, Osmanlı devleti saf dışı tutulacaktı. Bunu bilen Osmanlı devleti ise tüm imkânsızlıklarına rağmen topyekûn bir şekilde boğazları ve İstanbul’u nasıl savunacağının planlarını yapıyordu. Son olarak Trablusgarp ve Balkan Savaşını da kaybeden Osmanlının Batı Trakya dışında Avrupa da toprağı kalmamıştı. Ordusu güçsüzdü ve iç çekişmelerle etrafında olup bitenlere doğrudan müdahil olamıyordu.

İtilaf Devletleri için Çanakkale Cephesinin açılması çok önemliydi. Bunun nedenleri:

    İstanbul’u ele geçirerek Osmanlıyı yıkarak savaşın dışında bırakmak.
    Fransa ve İngiltere, daha önce Ruslara bırakacakları Boğazları ele geçirip, anlaşma masasına güçlü oturmak istemeleri.
    Osmanlıyı barış yapmaya zorlayarak, Süveyş Kanalı ve Hindistan yolu üzerindeki cepheleri kapattırmak.
    Osmanlının savaştan çekilmesini sağlayarak, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile Almanya’yı kuşatarak onları tek başına bırakmak.
    İtilaf devletlerinin Ruslara yardım isteği.
    Bulgaristan’ı kendi saflarına çekmeye çalışmak.
    Hilafetin otoritesini ve güvenirliğini İslam ülkeleri gözünde küçük düşürme isteği.

Bütün bu planların içinde, Osmanlı devleti yalnızlaştırılmış ve kendi başına bırakılmıştı.

Deniz Harekâtı: İtilaf devletleri Çanakkale’ye 4 Fransız ve 12 İngiliz olmak üzere 16 muharebe gemisi, 1 uçak gemisi, 14 mayın tarama gemisi ve 6 muhrip gemisi ile çıkarma yaptılar. Daha sonra bunlara 4 kruvazör, 16 muhbir, 2 Fransız ve 5 İngiliz Denizaltısı ile 6 uçak gemisi daha katılıyordu.

Çanakkale Cephesi

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Bu savaşta Türk savunmasının en önemli yeri Müstahkem Mevki oluşturuyordu. 1915 yılının ilk aylarında 27 batarya halinde tertiplenmiş bir mayın grubu ile 104 top bulunuyordu. İlk harekât 19 Şubatta Müstahkem mevki bombardımanıyla başladı. 25 Şubata kadar devam eden bombalamanın etkisiyle Türk Bataryaları çok zarar görmüştü. Boğaz girişindeki mayınları temizleyen düşman kuvvetleri ilerleme kararı aldılar. Ancak Türk mayın gemisi Nusret’in döktüğü mayınları hesaba katmamışlardı. Güzel bir günün sabahında, ilerleyen Müttefik donanmasından isabet alan gemi Gailois gemisidir. Bu gemi sulara gömüldükten sonra sırasıyla, Fransız gemileri Suffren, Bauvet, Öğleden sonra ise İngiliz gemisi İrresistable ve ona yardıma giden Ocean gemileri Boğazın sularına gömülmüşlerdi.

18 Mart günü akşamında boğazları terk eden Müttefik donanmasının ardından Türk tarihinin en büyük zaferi kazanılıyordu.

Kara Harekatı: Deniz harekatında başarısız olan Müttefikler karadan boğazların arkasına asker yığrak türk savunmasını kırabileceklerinin hesabını yaptılar. Ve Seddülbahir ve Arı Burnuna asker çıkardılar.

Seddülbahire çıkarma yapan İngiliz askerleri Türk Piyade Taburu geri püskürterek ilerlemelerine engel oldu. Arı Burnunu Anzak Birliklerinden savunan Türk Piyade Bölüğü burayı kahramanca savundu ancak tüm bölük tamamen şehit oldular. Daha sonra Yarbay Mustafa Kemal 57. Alayla Koca Çimen tepesinden düşman kuvvetlerine yaptığı taarruzla onları geri çekilmeye zorladı.

Müttefikler Boğazı açmak için, Türk Ordusu ile Boğazları korumak için günlerce savaştılar. Çok kanlı çatışmalar meydana geldi. İngilizler Anafartalar’a çıkarma yaptılarsa da başarılı olamadılar.

Kara savaşları da Türklerin zaferiyle sonuçlandı ve tüm Müttefik kuvvetleri boğazlardan geri çekildiler. Sonuçları çok ağır olan bu savaşta, her iki tarafta çok kayıplar verdi. Osmanlı devleti resmi kanalları, Osmanlının bu savaştaki zayiatını 10000 kayıp, 55000 şehit, 100000 yaralı, 21000 hastalıktan ölüm ve 64000 hastalık olmak üzere 250000 kişi olarak açıklamıştır.

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41