Gönderen Konu: HAÇLI SEFERLERİ NASIL BAŞARILI OLDU?  (Okunma sayısı 748 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
HAÇLI SEFERLERİ NASIL BAŞARILI OLDU?
« : Ocak 31, 2017, 09:14:30 ÖS »
Haçlı seferleri nasıl başarılı oldu?

1.1096-1099 yılları arasında devam eden ilk haçlı seferi ile Kudüs kaybedilmiş ve İslam dünyasında üç haçlı kontluğu kurulmuştur. Bunlar;  Urfa (1098), Antakya (1098) ve Kudüs (1099) haçlı kontluklarıdır. 1104 yılında ise Trablus haçlı kontluğu kurulmuştur.
 
2. Haçlıların bu kadar başarılı olmasının birkaç ana nedenini zikredebiliriz:

- Siyasi bölünmüşlük: Maalesef birinci haçlı seferi başladığında ve Kudüs düştüğünde, iki Selçuklu sultanı (I. Mahmut ve Berkyaruk) taht kavgası ile meşguldüler.
 
- Halifenin güçsüz oluşu: Yine ilk haçlı seferi başladığında, Bağdat’ta bulunan Abbâsî halifeleri, Selçuklu topraklarını bölmek ve siyasi otoritesini geri kazanmakla uğraşıyorlardı.
 
- Mezhep kavgaları: Hz. Ali RA döneminde başlayan ayrılıklar sonrasında savaşa dönüşmüş ve fırkaların sayısı çoğalmıştır. Bu ilk üç madde; askeri ve siyasi gücün zayıflamasına neden olmuştur.
 
- İhanet: İslam dini altında görünen bazı mezhep ve fırkaların Bizans ve haçlılar ile işbirliği ve içerde İslam birliğine karşı yürüttüğü mücadele de haçlıların kısa zamanda yerleşmesine ve güçlenmesine neden olmuştur.
 
- Yukardaki haçlı kontlukları, Bizans ile mezhep ve siyasi çatışmaları da göz önüne alındığında, kaynağından yani Avrupa’dan çok uzak şartlarda varlığını, yerli işbirlikçiler sayesinde sürdürmüştür. Buna örnek olarak Şam’daki Râfizî beylik ve Mısır’daki Fâtımî sultanlığı örnek gösterilebilir.
 
Bu iki oluşum, haçlılara, ticari imkân ve stratejik ortaklık sağlamıştır.
 
3. Haçlıların bölgeden sökülüp atılması için özellikle Selçuklular büyük mücadele vermişlerdir. Bu amaçla:

- Nurettin Zengî örneğinde olduğu gibi önce İslam âleminde ahlakî ve manevî kalkınma faaliyetleri yürütülmüştür. Bunun için medreseler ve dergâhlar kurulmuş; hem halk terbiye edilmiş hem de yeni, donanımlı ve inançlı askerler yetiştirilmiştir.
 
- Yine Nizamiye medreseleri ile birlikte ehlisünnet mezhebi desteklenerek, aşırı uç mezheplerin gücü zayıflatılmıştır.

Zira ehlisünnet, düzenci ve orta yolcudur. Diğer aşırı mezhepler ise düzen tanımamış; hatta zaman zaman yabancı unsurlar ile de işbirliği yapmıştır.
 
- Siyasi birliğin sağlanması: Ehlisünnetin güçlenmesi ile diğer mezhepler arasındaki çatışmalar da giderilmiştir. Örneğin haçlı seferlerinde ehlisünnet olmayan Türkmen unsurlardan da haçlılara karşı mücadelede istifade edilmiştir.
 
- Ekonomik kalkınma: Karmaşanın ve savaşların önlenmesi ile halkın devlete güveni ve itaati artmış; ticaret faaliyetleri ile devletin siyasi, askeri ve ekonomik yapısı da güçlenmiştir.
 
4. Bütün bunlar planlı, sistemli ve azimli bir çalışmanın neticesinde yapılmıştır. Örneğin Nurettin Zengî, Kudüs’ü geri almak için 50 yıl süren bir plan yapmıştır. Buna göre:

- İlk olarak halkın devlete güvenini sağlamak için iç huzur ve düzen sağlanmış,
 
- Ekonomik kalkınma yapılmış,
 
- Eğitim hamlesi yapılmış ve halkın belli bir seviyeye gelmesi sağlanmış,
 
- Yine eğitim hamlesi ile yeni kadrolar ve askerler yetiştirilmiş,
 
- Ardından Urfa ve Antakya kontluklarına; sonra Şam’daki râfizî beyliğe ve son olarak da Mısır’daki Fâtımî devletine son verilmiştir. Bunun en sonunda Kudüs haçlı kontluğu yıkılarak Kudüs geri alınmıştır.
 
5. Bâtınilîk ve Râfizîlik:

- Yahudiler, Hıristiyanlar, İslam dininden rahatsız olan bir kısım İranlılar ve yine İslam’dan rahatsız olan bir kısım Arapların ittifakı ile Hz. Ömer RA döneminden itibaren yayılmaya ve güçlenmeye başlamıştır.
 
- Yine devletten ve düzenden rahatsız olan çapulcu gruplar da bunlara katılmışlardır.
 
- Abbasiler döneminde ortaya çıkan otorite boşluğu da bunların güçlenmesine neden olmuştur.
 
- İlk olarak 940 yılından Bağdat yani Abbasi hilafetinin merkezi, Büveyhîler tarafından işgal edilmiştir. 1055 yılına kadar süren bu işgal sırasında İslam âleminde bir otorite boşluğu yaşanmıştır diyebiliriz.
 
- 1055’de Tuğrul Bey, bu işgale son vererek halifeyi kurtarmış fakat 1058’de bu sefer de Fâtımî destekli bir isyan ile Bağdat tekrar işgal edilmiştir. Yine Tuğrul Bey (Allah kendisinden razı olsun), İslam dünyasının merkezi yönetimini bu işgalden kurtarmıştır.
 
- Özetle 1050’li yıllara gelindiğinde; sadece Hicaz, bazı Orta Asya bölgeleri ve Anadolu’da sadece ehli sünnet hâkimiyeti vardır diyebiliriz. Irak, Suriye, Mısır ve Yemen ise Râfizî, Fâtımî, İsmâili ve bazı Şiî grupların hâkimiyeti altında idi.
 
- Tuğrul Bey, bunu önlemek için 1055 ve 1058 yılında Irak’a; 1059 sonrasında ise Suriye üzerine sefer düzenlemiştir.
 
- Yine Sultan Alparslan 1064 yılında Irak’ı kontrol altına almış, 1070’li yıllarda Suriye ve Mısır üzerine sefer düzenlemiştir.

Zira bu yıllarda Mısır’da İsmâilî inanca sahip Fâtımîler hüküm sürmekteydi. Ehli sünnet düşmanı olan bu devlet daha sonra haçlıların en büyük müttefiki olacaktı.
 
- Daha sonra 1091-1092 yılında Sultan Melikşah tarafından Yemen, 1171 yılında Fâtımî devleti ise Nurettin Zengî’nin komutanları olan Selahattin Eyyûbi ve Amcası Şirkuh tarafından fethedilmiştir.
 
- Bâtınî-İsmâili eşkıyalar (daha sonra liderleri Meşhur Hasan Sabbah ve merkezleri Alamut (el-Mevt yani ölüm) kalesi olacaktır), İslam önderlerine karşı suikastlar düzenlemiştir. Bunların en meşhuru 1092 yılında Vezir Nizâmulmülk ve 1134 yılında Abbâsî halifesi Müsterşit suikastıdır.
 
- Selçukluların uzun süren mücadelesine rağmen bu sapkın unsurlar, Hülagü Han tarafından mağlup edilmiştir (1258).
 
- Cengiz Han’ın kışkırtılarak İslam âlemine saldırması ve Sultan Melikşah suikastı ise yine tarihçilerin bu gruplar tarafından yapılıp yapılmadığı hususunda ihtilaflı olduğu mevzulardandır.
 
Özetle günümüzde de dünyada bunca zulmün yaygın olmasının sebebi, bizim yaşadığımız zayıflık ve bölünmüşlüktür.

Bu bölünmüşlüğü kaldırıp yeniden gücü sağlamak adına tüm karşı görüşleri bir araya getirme imkânı ise tarihte olduğu gibi bugün de yine itidalli ve insaflı olan ehli sünnette bulunmaktadır (Burada aşırı, selefî, hâricî ya da bâtınî tutumlu olup ehli sünnet iddiasında olanları değil gelenekteki ehli sünneti kastediyoruz).

Turgut Akyüz.

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41