Gönderen Konu: Kurban (Okunma sayısı 68 defa)

fanidunya NET · « : Temmuz 09, 2022, 11:14:14 ÖÖ »

Kurban

Medeniyet kurulacaktır. Onu temsil eden Beytullah inşa edilecektir. Neticede kendilerine böyle bir vazife tevdi edileceklerin geçmesi gereken imbik ve haddelerden biridir kurban.

Elbette medeniyetler ihtilaller gibi değildir. Kendi çocuklarıyla beslenmez onlar. Kan içmez medeniyetler. Ancak “medeniyet kurucuları kendi kanlarını ona takdim ederler.” Bu fark çok mühimdir. Bu farkı anlamak ondan da mühimdir.

Kan yoktur hak sistemlerde. Ve rüşdünü isbat etmiş medeniyetlerde kan yoktur. Kan akıtan hep caniler ve cani sistemler olmuştur. Ve batıl hep kan üzerine kurulmuştur. İhtilaller kan dökmüştür, masum kanı dökmüştür. Onlardan arda kalan kandır, barut kokusudur, gözyaşıdır.

Çığlıktır, hasrettir, hasarettir, iniltidir ve her şeyin kırılan parçasıdır. Medeniyetler ise parçaları bütünleştirmek için vardır. İlimle, irfanla, dostlukla, mürüvvetle, kardeşlikle, adaletle, kültürle, teknikle, sevgiyle ve hoşgörüyle…

Kurban… İslâm’ın bütünüyle yaşanacağı zaman dilimine kurban. Asra kurban. Asra kasem edene kurban. Bütün bunlara kendini kurban eden İsmail’e kurban. Onun yerine kendini kurban adayan koça kurban. Sürme gözlü koça, şehla bakışlı koça.

İsmail: Yetişen nesil. Çöl ateşinde pişen, mahrumiyeti azık edinen, zemzemle yunup yıkanan, takva gergefinde amel atlası ören, emir dinlemeyi aşk haline getiren, lâhûti tekliflere hep “Lebbeyk” diyen, geceleri hıçkırıkları bir matkap gibi karanlığı delen; gündüzleri ise haykırışları cihana velvele veren, sadelerden sade bir hayat süren, harç karıp taş taşıyan; himmeti âli ama iddiasız, fakir ama müstağni, mütevazı ama onurlu ve izzetli, müteşebbis ama tedbirli, atılgan ama şefkatli, temiz kalpli ama çıldırtacak ölçüde zeki, ferasetli, kiyasetli, dirayetli, çelik iradeli bir nesil.

Beytullah’ın temeli bunlarla atılır. Medeniyet ancak böyle bir nesille kurulur. Bu nesli yetiştirmeden yola çıkanlar yarı yoldan dönmek zorunda kalırlar. Böyle bir nesli arkalarına almadan atlarını mahmuzlayanlar ricatlerini ancak yalınayak yaparlar.

İsmail zorlukların çocuğudur. İsmail, gecelerin dondurucu soğuğu ile gündüzlerin kavurucu sıcağı arasında kavga vererek büyümüştür.

İsmail kumu kendine yatak, bulursa bir taşı da yastık yapmış ve rehavete karşı direncini böyle bir hayatla payandalamış yiğit oğlu yiğittir. Merttir o. Gözü pekdir. Ruhu incelerden incedir İsmail’in. İbrahim gibidir, “evvah”tır, “münib”tir.

Teslimiyet böyle bir yapıda, okun yayda gerilmesi gibi gerilir ve varılabilecek son noktaya ulaşır.

Beytullah’a ancak İsmail kurban olur. Ve Beytullah ancak onun gibi olanların kanını harcına kabul eder ve ebedileştirir. İsmail kanının rengini “Sıbğatullah”tan almıştır da ondan. Onu sadece cennet yamaçlarında büyümüş koç temsil edebilir. Ama bu temsil, o koça şeref kazandırmak içindir.

Tecdid okulunun her tilmizi, önce İsmail’ini yetiştirmeli sonra da aldığı işaret üzere onu feda edebilme iradesini göstermelidir. Kuruluş devresine geçişin en önemli şartı ve kuruluş devresini hazırlamış olmanın en belirgin ve en garantili belgesi gösterilecek bu iradedir. İradesi felçliler sakın bu bezme girmesinler. Ve İsmaillerini yetiştirememişler sakın böyle bir işe yeltenmesinler.

Bazı müjde üveykleri vardır. Onlar, hassas ruhlarıyla istikbale ait meseleleri herkesten önce sezer ve haber verirler. Bir bakıma onlar hâdiselerin basıncını ölçmek için bir barometre vazifesi görürler. Zeyd gibi, Varaka b. Nevfel gibi ve içlerinde istikbalin peygamberinin de bulunduğu cemaate bir peygamberin geleceğini müjdeleyen Kuss b. Saide gibi… Diriliş ve kuruluş döneminin habercisidir onlar. Havayı yumuşatmak için vardırlar.

Kâbe yapımı, ittihad-ı İslam devresinin başlaması demektir. Kâbe, bu mânâda birleştirici câzibe. Cihanı tek noktaya bağlamanın sembolü. Nerede olursanız olun, yüzünüzü hep oraya çevireceksiniz. Ruh vahdetini koruyacaksınız. Oraya gitmek için güçlü olmanız gerekir. Mâlî olarak da fizikî olarak da güçlü olmanız gerekir. Ruhen güçlü olamazsanız zaten oraya gidemezsiniz. Bütünüyle, ama bütünüyle güçlü olmalısınız Kâbe’ye yüz sürebilmek için. Saadetli taşa ulaşabilmek kolay bir iş midir? Hele ona parmak ucuyla dahi olsa dokunabilmek ve hele hele ebediyet öper gibi onu öpebilmek hiç de kolay olmasa gerektir. Güçlü olmalı insan bunları yapabilmesi için, hacc farizasını kusursuz eda edebilmesi için hep güçlü olmalıdır. Fetih, gücü ispattan sonra gelir de ondan.

Kurban bayramınız mübarek olsun…

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

FANİ DUNYA RADYO FORUM

FANİDUNYA FM MOBİL (Yenilendi)

FANİDUNYA FM

Gönderen Konu: Kurban (Okunma sayısı 68 defa)

fanidunya NET

Kurban

BENZER KONULAR