Gönderen Konu: Kurban Bize Ne Diyor  (Okunma sayısı 74 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2144
Kurban Bize Ne Diyor
« : Haziran 23, 2023, 03:35:42 ÖS »


Kurban Bize Ne Diyor

Bir sınavdır…[1]

Bir sınanıştır kurban.

Mal ile, can ile, canan ile deneniştir.

İmanın, itaatin, ihlâsın, takvanın tartılışıdır.

Kaç ayarlık Müslüman oluşumuzun mihenk taşıdır.

Kurban; bir ahitleşmedir. Her yıl yeniliyoruz ahdimizi kurbanla.

Kurbanla, Ramazanla, haftada bir Cumayla, günde beş vakit namazla yeniliyoruz Rabbimize olan ahdimizi.

Başka ilah tanımayacağımızı ve kulluğumuzu yalnız Allah’a tahsis edeceğimizi düşünerek şuurumuzu uyanık tutmaya çalışıyoruz. Ancak bu inançla hayatın Allah katında bir değer kazanacağına inanıyoruz.

Bu anlamda, kulluğun şuurunu kamçılayıştır kurban.

Bıçaklarımızı bilerken; bilincimizi bilememizi hatırlatıyor kurban.

Kurbanlığın boynuna bıçağı sürmezden önce; “Benim “salât”ım (namazım, duam; bütün ibadetlerim), “nusuk”um (kurbanım ve bütün itaatlerim, kulluğum), hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir”[2] dememizi ve bütün hayatımızın bu inancın rengini alması gerektiğini hatırlatıyor. Bu düşüncenin, bilincimize kök salmasını arzu ediyor.

Kulluğun, hayatın ve ölümün Allah için olması, en belirgin bir şekilde kurbanda anlamını buluyor. Allah yoluna kurban adanmayan hayatın ve ölümün Allah katında bir anlam ifade etmediğinin bilinmesini istiyor.

Yerlerde ve göklerde ne varsa Allah’ındır. Emanetçiyiz biz. Kurban, emanetleri, ihanetlere kurban etmememizi bildiriyor.

Kurban kesilen hayvanlar, birer temsildir. Emanetleri koruma yolunda; parayı, malı, mülkü, makamı, en değerli zamanlarımızı Allah için harcamamızı; bütün sevdiklerimizi, en çok sevdiğimiz İsmaillerimizi, hatta kendimizi Allah yolunda kurban adamamızı temsil ediyor.

Yaratıcıya bir teslimiyettir kurban. “Duyduk ve itaat ettik” demektir. Kefene bürünür gibi ihrama bürünüp; “lebbeyk… Allahumme lebbeyk… Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk…

İnne’l hamde ve’n ni’mete leke ve’l mülk… lâ şerike lek. (Emret. Emrine hazırım…

Allah’ım her emrine itaat edip yapmaya hazırım… Ne buyuruyorsan onu yapacağım. Senin eşin, ortağın, benzerin yoktur. Buyur ya Rabbi. Şüphe yok ki; hamd, övgü ve nimet sadece sana aittir. Ve mülk de senindir. Senin ortağın yoktur.)” diye inleyen bir hacının teslimiyetiyle kurbanlığın yerinde kendimizi görmemizi hatırlatıyor bize.

Her yalancı ilahı, yanlış inancı ve düşünceyi, töreyi, alışkanlıkları Allah için kurban etmemiz gerektiğini fısıldıyor kulaklarımıza.

Kurbanın sosyal boyutu da var elbet. Paylaşmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı teşvik ediyor. Ne ki, bu ibadeti sadece et yemek ve yedirmekten ibaret sanmak; kurban esprisini anlamamaktır.

Et, ettir. Niçin Allah adına kesilmeyen hayvanların etleri yenmiyor?[3] (Her işte olduğu gibi) Allah adını yüceltmektir asıl amaç. Kurban bunu hatırlatıyor.

“Onların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Fakat sizin takvanız (Allah’a boyun eğerek; haramlardan kaçışınız ve helallere yönelişiniz) O’na ulaşır.”[4]

Kuşkusuz; “Allah, (kurbanı) sadece takva sahiplerinden kabul eder.”[5]

Takva ile mayalanmayan kurban eylemini ibadet saymıyor Yaratan. Kurban, takvaya sarılıştır.

Allah’ı sever gibi başka şeyleri sevmemenin ispatıdır kurban. Allah’tan korkar gibi başka şeylerden korkmamanın da ispatı…

Hz. İbrahim gibi oğlunu; İsmail gibi kendini -Allah için- kurban etmeye amade olanlarla;[6]

Allah’ın buyruklarını kendisine ve yakınlarına kurban edenlerin ayrıştığı bir potadır.

Allah’ın ayetlerini satanlarla; Allah’ın kendilerine bahşettiği hayatı yine Allah’a satanların ayrıldığı bir pota…

Din için kurban olanlarla; din istismarcılarının yol ayrımındaki trafik levhasıdır.
Kimya laboratuarında yapılan bir analizdir sahte ile gerçeği ayıran…

Allah’tan uzaklaştıran her türlü kötülüğe, samimiyetsizliğe, sahtekârlığa karşı ihlâsı kuşanıştır.

Zaten Allah’a yaklaştıran şey ya da Allah’a yaklaşmak demek değil mi kurban kelimesinin anlamı!

Allah, bize çok yakın! Şah damarımızdan daha yakın! Bize, bizden daha yakın! O’ndan uzaklaşmamamızı istiyor kurban. Vesile olarak araya, -ibadetlerimizden başka- aracı koymamamızı istiyor. Çünkü ibadette (ve duada) her araya giren, bizi Allah’tan uzaklaştırır.

Kurban; Allah’tan ırak düşenlerin kurtuluşu için bir ip gibi uzatılan Kur’an’a sımsıkı sarılıştır. Resulleri izleyiştir. İslam’ın son Nebisini (a)’ı örnek alıştır.

Ömrü, vahyin yoluna adayıştır. Buna söz veriştir. Kurban, bunun, Allah ile misakıdır.

İnsanı, Rabbe yaklaştırmayan (Allah yoluna adanmayan) kurbanlıkların (canların, cananların, malların ve makamların), ne değeri var?

Kurban eylemi, İslamî şuurumuzu keskinlemiyorsa; hayatımızı değiştirmiyorsa; yanlışlarımızı, yanılgılarımızı, yönelişlerimizi düzeltmiyor; kafamızdaki, kalbimizdeki kirleri aklamıyorsa;

Yazık, kesilen kurbanlıklara!

Yazık, boşa harcanan paralara!

Yazık, gaflete kurban ettiğimiz zamana, ömre!

Ne mutlu; ihlâs ve takva abidesi İbrahim’i ve İsmail’i izleyenlere!

Kurban, her zaman ve mekânda, her koşulda Allah’ın rızasına ve cennete aday olmamızı; Allah’a çok yakın olmamızı tembihliyor.

Ömür boyunca İbrahim gibi fedakâr; İsmail gibi teslimiyet göstermemiz gerektiğini söylüyor.

Yani vahyin müşahhaslaştığı insanlar olmamızı bildiriyor bize!

Dostlar, sözün kısası; kurban, -Allah için- bizi istiyor bizden. Bize emanet verilenleri istiyor. Sevdiklerimizi istiyor… İsmaillerimizi istiyor. Bütün kulluğumuzu, hayatımızı ve ölümümüzü Allah’a adamamızı istiyor…

Serüveni Habil ve Kabil ile başlayan, günümüze dek çağlayarak gelen, bütün çağlara seslenen bir nidadır kurban. Dirilişe çağrısı… Bunun için kesiliyor kurbanlıklar. Her ölüm, bir diriliştir. Toprağa gömülen tohum gibi; ölüm olmadan, diriliş olmuyor.

Kurban ibadetinde; İbrahim, canı; İsmail, cananı; koç, malı, mülkü, parayı temsil ediyor. Zaten bütün kâinatın, nimetlerin sahibi, onları bize lütfedip hizmetimize veren Allah değil mi? Mülkü, Allah’ın dilediği şekilde elde etmek ve Allah’ın dilediği şekilde O’nun yolunda tüketmek demektir kurban. Allah (c), verdiği emanetlerle deniyor bizi.

İşte kurban; kesen, kesemeyen herkese, her yıl bunları yeniden hatırlatmak için gelip selamlıyor insanlığı.

Bu selamın gereğini yerine getiren siz değerli dostlar, sevinmeyi, bayram etmeyi fazlasıyla hak ediyorsunuz. Kuşkusuz, asıl sevinme yeri ahiret yurdudur. Bayram, ahiret sevincinin dünyaya yansımasıdır. Önemli bir ödül töreni öncesi yapılan ikram gibi… ________________________________________

[1]Bkz. Saffat: 37/106

[2] Enam: 6/162

[3] Bakara: 2/173; Maide: 5/3; Enam: 6/145; Nahl: 16/115; Hac: 22/28, 34

[4] Hac: 22/37

[5] Maide: 5/27

[6] Bkz. Saffat: 37/102 – 107

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41