Yeminli On Gece
İnsan, önüne gelen bütün fırsatları elinin tersiyle geriye itmekle ya da geri gelmesi mümkün olmayacak şekilde heba etmekle tanınır. Bununla beraber kafasına koyup da yapmak istediği kötü emellerini de öne alarak hep bir an önce onlara kavuşmak için ileriye dönük hesap içine girer.
Niyetindeki bu kötülüklere fırsat bulamadığında bu kişinin lehine olur, ancak ötelediği hayırlar hep birer kayıp olarak aleyhinedir. Hele bir de elinin tersiyle ittikleri veya “yarın bir gün yaparım” diye tehir ettikleri büyük günahlardan/şirkten tövbe ise bu büyük bir kayıp olur.
Zaman hızla ilerliyor, adeta bir kılıç gibi önüne geleni kesip geriye atıyor. Dünya meşgalesi içinde hayatı idame ettirirken ansızın gelip çatacak olan ecelin ne kadar yakınındayız bilemiyoruz.
Bu sebeple önümüze gelen her imkânı geri gelmez bir fırsattan/nimetten saymak gerekir.
“Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: ‘Ya Rabbî!’ der, ‘ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım.’ Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir sözdür. Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, artık, diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.” (23-Mü’minun 99-100)
Bu pişmanlığı yaşayanlardan olmamak için bugün Rabbimizin bahşettiği ve ele geçmez manevi bir atmosferin içindeyiz.
Geçen Pazar, Zilhicce’nin 1’iydi. Yani Kurban Bayramını haber veren yeminli ve sayılı 10 günün 1’i.
Nitekim Yüce Allah buyurur: “Fecre, on geceye, çifte ve teke, örttüğü an geceye yemin ederim. Ki, akıl sahibi için bunlarda elbette bir yemin (değeri) var, değil mi?” (89-Fecr 1-5)
Malum olduğu üzere Kurban Bayramı Zilhiccenin 10. günü.
Ve normalde mübarek sayılan bugün ve gecelerde hacılar kutsal mekânlarda bolca tesbih, tahmid, tehlil ve tekbir getirirler.
Adeta mahşerin provası sergilenir. Arş-ı Ala’nın kapılarının daha bir açık olduğu anlar yani. Zira o kapıların açılmasını zorlayan gözyaşları sel olur. Tüm samimiyetiyle ırkları, renkleri farklı nice gönüller, her şeylerini geride bırakmış, halis ve berrak bir kalp ile mesafeler ötesinden, memleketlerinden ırak bu kutsal topraklara gelmiş olur.
Şeytan ve onun misyonu taşlanır bugünlerde… En azından bir önceki seneye kadar böyleydi. Ama heyhat! Ne hacca giden Müslümanlar var bu sene, ne de taşlanan şeytan ve onun misyonu!
Nitekim iki yıldır hacı veremiyoruz. Buna ister Covid-19 engeli deyin ister Allah’ın bizi sınama engeli deyin.
Velhasıl önceki yıllar bahşedilen imkânlardan bugün mahrumuz ve bunun ne kadar süreceği veya benzeri başka mahrumiyetler olup olmayacağını da kimse bilemiyor.
Hal böyleyken bize düşen; bugünlerimizin kıymetini bilmektir.
“Hac Ayı” olan Zilhicce’nin ilk on günü ayette de Rabbimiz üzerine yemin etmiş... Beş gününü geride bıraktık bil! Önümüzde arife veya kurban kesme günü (bayramın birinci günü) gibi önemli anların olduğu dört gün, dört gecemiz var.
Resul-i Ekrem (s.a.s.) de şöyle buyurmuş. “Allah katında zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha değerlisi yoktur; bugünlerde tesbihi çok yapın; tahmîdi, tehlîli ve tekbiri çok söyleyin” (Şevkânî, Neylü’l-evṭâr).
Bu sebeple bugünleri oruçla değerlendirmek mümkündür. Özellikle arife günü için geçmiş ve gelecek bir yılın günahlarına kefaret olduğu rivayet edilir. Salı günü sadece Allah rızası için 21 temuz 2021 Salı günü kurbanlarımızı Rabbimize sunacağız. Niyetlerimizden şeytanı, riyayı, et tamahını atalım. Kurbanın mahiyetini, dahası İbrahim ve oğlu İsmail (a.s.) ile başlayan serüvenini unutmayalım.
Gelin, bir daha ulaşamayacağımız bugünleri kendimize milat kılalım.
Allah’ın üzerine yemin ettiği bugünlerde yeni bir hayata, yeni bir adıma, yeni bir düzene başlamak adına, yemin edercesine karar alalım.
Misal, namazlarımızda aksamalar varsa veya daha hâlâ kılanlardan değilsek beş vakit namazlarımızı tam ve düzenli kılacağımıza dair karar alabiliriz.
Daha önce sehven veya gaflete düşerek yaptığımız yanlışlardan/günahlardan arınalım.
Tüm bunlar için bugünü bir başlangıç yapalım. Bugünler geçtiğinde de her fırsatı kaçıran biz olmayalım...
Bugünden itibaren hâlen başlamadıysak şerre kilit ve hayra anahtar olalım.
Unutmayalım bizlerden birçok fırsatı alıp götüren öteleme fikrimiz ve beraberinde gelen salgın hastalıklar gibi sebeplerin biri bugün gider, yarın yenisi gelir. Ama giden bizim ömrümüzden gider. Bu bilinçle zaman bizi değil, biz zamanımızı yönlendirelim; biz de, zamanımız da heba olmasın.
Ve diğer bir husus, bugün 15 Temmuz!
Bundan 5 yıl önce bugün milletin ve milletin seçtiği değerlere o hain saldırının yapıldığı ve 251 şehidin verildiği, 2734 vatandaşın da gazi olduğu bir gündür.
Bunu unutmak mümkün değildir. Rabbim böyle bir ihaneti bizlere bir daha göstermesin inşaallah! Hayatlarını kaybeden tüm şehitlerimize Rabbim rahmet eylesin; geride kalanlara tekrar sabır ve metanetler dilerim.
Nusret Reşber.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
