Kutlu doğum haftası
بِسْمِ للهِ الْرَحْمنِ الْرَحِيِم
قُلْ إنْ كُنْتُمْ تُحبُّونَ للهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ للهَ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَ للهُ غَفُورٌ رَحِيمٌ
Bismillahirrahmanirrahim
“(Resulüm) de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”
Al-i İmran, ayet 31
Bilindiği gibi bu hafta sevgili peygamberimizin doğum yıl dönümü münasebetiyle „kutlu doğum haftası” olarak kutlanacaktır.
Bu vesilesiyle alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), değişik yönleriyle anlatılmaya ve tanıtılmaya çalışılacaktır. Kur’an-ı Kerim’in ifadesi ile sevgili peygamberimiz (s.a.v.) “En üstün ahlak sahibi” [1] “Allah’a ve ahiret gününe inananlar için güzel bir örnek” [2] “Kendisine uyanları en doğruya götüren” [3] model bir şahsiyettir.
Hepimize örnek teşkil etmesi açısından peygamberimizin bazı özelliklerinden sizlere kısaca bahsetmek istiyorum. Hz. Peygamber (s.a.v.) “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız” [4] buyurarak sevgiyi imanın temel şartı kabul etmiştir. O, en büyük düşmanlarını bağışlayacak kadar sevgi ve barış ınsanıydı. Onun hayatında şahsi meseleler için kine, öfkeye ve düşmanlığa yer yoktu. O, kendisi için istemediği bir şeyi asla başkası için de istememiş, doğruluktan asla ayrılmamış, verdiği sözü mutlaka yerine getirmiş, yerine getiremeyeceği sözü de vermemiştir.
Sevgi ve barış insanı olan Hz. Muhammed (s.a.v.), doğruluğun, adaletin, sabrın, sevgi ve merhametin en canlı örneğidir. O, az ve öz konuşur, boş şeylerle uğraşmaz, kesin bilgisi olmadığı konu hakkında susmayı tercih ederdi. O, hayatında hiç yalan söylememiş, kul hakkı yememiş en güzel örnekti. O, ibadetleri dünya ve ahiret mutluluğunun temel şartı kabul ederdi. İçinde Kur’an okunmayan ve ibadet edilmeyen evlerin huzur ve mutluluktan yoksun olacağını bildirerek, insanları ibadete teşvik ederdi. Her konuda aşırılıktan insanları men eder, ölçülü olmayı öğütlerdi. [5]
Allah Resulü (s.a.v.)’in hayatında çocukların da çok önemli bir yeri vardı. O, çocukları çok sever, onlarla oynar, onlara şefkat gösterir, başlarını okşar, dini ve ahlaki değerlerini öğrenebilmeleri için gayret eder ve onlara dua ederdi.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), Allah’ın insanlara şah damarından daha yakın olduğunu, [6] insanların yaptıklarından (ve yapma imkanına sahip oldukları halde yapmadıklarından) hesap vereceklerini, [7] mahşerde bütün sırların ortaya çıkacağını [8] hatırlatarak inananlara artık geçmişteki bütün kötülükleri terketmeyi, sözünde ve özünde doğru olmayı, din, dil ve ırk ayırımı yapmadan komşularla iyi geçinmeyi çevreye ve insanlara zarar vermemeyi emrederdi. İçki içmekten, kumar oynamaktan, nikahsız bir arada yaşamaktan, yalan
söylemekten, doğru olmayan beyanlarla haksız kazanç sağlamaktan, aslını bilmediği konular hakkında konuşmaktan şiddetle kaçınmayı emrederdi. İnsanları bireysel ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirerek her yerde huzur, barış ve adaleti sağlamaya davet ederdi. Çünkü o, ayet-i kerimenin ifadesiyle, “Alemlere rahmet olarak gönderilmiş” [9] vahyile eğitilmiş sevgi ve barış insanıydı. “Ben rahmet olarak gönderildim lanetleyici olarak değil.” [10] buyuracak kadar gönüllerde taht kuran merhamet abidesi idi.
Sağlıklı bir aile kurumu, mutlu bir aile yuvası istiyor isek Peygamberimiz (s.a.v)’in aile hayatını hepimiz örnek almalıyız. Onun aile hayatında eşler arasında sevgi, saygı, güven, sabır, sadakat, yardım, ahde vefa, paylaşım ve nezaket temel ilkelerindendi. O, “Müminlerin imanca en mükemmel olanı, ahlakı en güzel olan ve ailesine iyi davranandır” [11] buyurarak eşlerin sevilmeyen davranışları yanında, güzel davranışlarının da dikkate alınarak birbirlerine iyi davranmalarını ve saygılı olmalarını istemiştir
Kutlu doğum haftası münasebetiyle Peygamberimizi anmak ve daha iyi tanımak için bu haftayı da vesile kılarak Peygamberimizin örnek hayatı ve güzel ahlakını ailemizle ve toplumumuzla paylaşalım. Dostlarımıza, onu tanıtan kitaplar hediye edelim. Kendimiz de bu ay boyunca ailece onu tanıtan kitaplar okuyalım. Bu gün Müslümanların en önemli problemi, iman ettikleri Kur’an-ı ve onun ete kemiğe bürünmüş şekli olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’i ve onların misyonunu gerçek manada tanıyamamaları ve anlayamamalarıdır. Bakın sevgili Peygamberimiz bir hadisinde ne buyuryor: “Ey insanlar! Benim durumum ile sizin durumunuz, ateş yanınca (onun içine atılmaya çalışan) çekirgeler ve pervane böcekleri ile onlara mani olmaya çalışan bir adamın durumuna benzer. İşte ben, ateşe düşmeyesiniz diye sizin kuşaklarınızdan tutuyorum. Siz ise, benim elimden kurtulmaya çalışıyorsunuz.” [12] Evet mutlu bir yuva, huzurlu bir aile, kardeşçe yaşanılabilir bir dünya için o sevgi peygamberi, kutlu nebinin uzattığı rahmet elini geri çevirmeyelim. Çünkü o rahmet elinin sahibi efendimizi tanımaya ve her yönüyle örnek almaya insanlık olarak herzamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Kutlu doğumun tüm insanlığın huzur ve barışına vesile olmasını yüce Allah’tan temenni ediyorum.
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “(Resulüm) de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” [13]
[1] Kalem 68/4. [10] Müslim, Sahih-i Müslim, C. 4, s. 2007
[2] Ahzab 33/21. [11] Et-Tâc, 2/37.
[3] Araf 7/158. [12] Müslim, Fezail, 19; Buhari, Rikak, 26; Tirmizi, Edeb. 82.
[4] Müslim, İman, 22. [13] Al-i İmran 3/31.
[5] Buhari, Nikah, 1.
[6] Kaf, 51/16. Şaban KONDİ
[7] İbrahim, 14/51.
[8] Tarık, 86/9.
[9] Enbiya 21/107.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
