Gönderen Konu: O’nun Adı Ahmed’dir, Kâinata – Dünyada - Rahmettir  (Okunma sayısı 1227 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
O’nun Adı Ahmed’dir, Kâinata – Dünyada - Rahmettir
« : Eylül 21, 2014, 09:52:58 ÖS »
O’nun Adı Ahmed’dir, Kâinata – Dünyada -  Rahmettir

O’nun dünyaya gelişi bütün insanlık, hatta bütün bir varlık âlemi için bayram sayılır. O’nun dünyaya geldiği gün, Cenâb-ı Hakk’ın, tıpkı bir güneş mahiyetinde yarattığı O Nûr’u bir kandil gibi insanlık semasına astığı gündür. O Nûr sayesinde bütün cahiliye karanlıkları yırtılmış ve âlem nûra gark olmuştur. Bu Cenâb-ı Hakk’ın cin ve ins’e en büyük lütfu ve büyük bir ihsanıdır.[1] Peygamberimizin (sas) dünyaya gelişi, Allah elçisi olarak seçilişi, kâinatın en önemli hadisesidir. Hz. Peygamber’le beraber tevhid hakikati yeniden dirilmiş, kıyamete kadar sürecek yolculuğuna başlamıştır. Övülen Son Elçi’ye gelen vahiylerle Allah’ın dini tamama ermiştir.

Her toplumun üzerine şahit[2], Allah’a çağıran ve ışık saçan bir kandil[3], Allah Teâlâ tarafından âlemlere rahmet[4] ve bizim bilemediğimiz nice büyük lütuflara ve şerefe nail bir zatın müjdesi, daha önce gelip geçen on binlerce peygamber tarafından haber verilmemiş olabilir mi? Elbette olamaz. Kur’an-ı Kerim de onların bu müjdeyi verdiğini bize hissettirir. Yüce Rabbimiz Âl-i İmran suresi 81. ayette şöyle buyurur: “Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: ‘Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?’ demişti. Onlar: ‘Kabul ettik.’ dediler. (Allah da) dedi ki: ‘Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım.”

Peygamberler ve onlara vahyedilen kitaplar aynı kaynaktan beslendikleri için asla birbirleriyle çelişmezler. Bilakis birbirlerini desteklerler. “Biz onlara iki elçi gönderdik, onları yalanladılar, biz de elçileri üçüncü biriyle destekledik. Onlar ‘Biz size gönderilen elçileriz.’ dediler.”[5] Sonraki zamanda elçilik görevine mazhar kılınanlar, kendilerinden önce gelen peygamberin bir devamı olduklarını hep belirtmişlerdir. Sözlerinde o peygamberlere atıfta bulunmuşlar, kendilerinden sonra gelecek peygamberi de müjdelemişlerdir. Rablerine vermiş oldukları söz gereği kendilerinden sonra gelecek olan peygamberi halkına haber vermiş ve onlardan, gelen peygambere uymalarını istemişlerdir. Allah Rasûlü (sas), insanlık için hiç bilinmeyen, sürpriz olarak ortaya çıkmış biri değildir. O daha gelmeden asırlarca önce haber verilen ve gelmesi bütün cihan tarafından beklenen bir Nebî’dir.

Allah Teâlâ bu Büyük Peygamber’in mesajının kabulü için bütün peygamberlerin diliyle insanları, onun risaletine hazırladı. Diğer peygamberlerinden söz aldığı gibi Hz. İsa (as)’dan da söz aldı. Rabbimiz O’na “Senden sonra ismi Ahmed olan bir peygamber gelecek ve sen O’na yardım edeceksin.” dedi. Hz. İsa (as) da “Muhammed’e ben de inandım ve ona yardım edeceğim.” diye söz verdi.
Hz. İsa (as) ile Peygamber Efendimiz arasında 600 yıl gibi çok uzun bir zaman dilimi bulunmaktadır.   Acaba Hz. İsa, Peygamber Efendimize nasıl yardım etmiştir?

İsa (as) havarilerini toplamış, benden sonra dinin bozulan taraflarını düzeltmek üzere bir müjdeci gelecek, demiştir.[6] Hz. İsa (as)’nın müjdesini Kur’ân-ı Kerim Saf suresi 6. ayette şu şekilde bildirmektedir: “Bir zamanlar Meryem oğlu İsa da: ‘Ey İsrailoğulları, ben size gönderilmiş Allah elçisiyim. Benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici olarak geldim.’ demişti. Fakat onlara apaçık deliller gelince: ‘Bu apaçık bir kandırmacadır.’ dediler.”

Ayet-i kerime’den anlaşıldığı gibi Hz. İsa (as) da Allah Teâlâ’ya verdiği sözde durmuş ve Kutlu Elçi dünyaya gelmeden 600 sene önce insanlığı uyarmıştır. İsa (as), geçmişle gelecek arasında bir bağ kurmuştur. Geçmiş peygamberi tasdik etmiş, kendisinden sonra gelecek ve adı Ahmed olan Sevgili Peygamberimizi (sas) de müjdelemiştir.

Bu müjdenin Saf suresinde geçmesinde de ayrı bir hikmet olmalıdır. Şunu anlıyoruz ki, İsa (as) da peygamberlerle saf olup onlarla kenetlenen ve iki muazzez peygamberi (Hz. Musa – Hz. Muhammed) birbirine kenetleyen bir peygamberdir. Mevlana Celaleddin Rumi’nin de ifadesiyle; “Peygamberler aynı ağacın dallarıdır, aynı kaynağın sularıdır, yalnızca kaplar değişiktir.”[7]

 Ahmed İsmi

Ahmed ism-i şerifi, Efendimizin (sas) Kur’ân-ı Kerim’de zikredilen mübarek iki isminden birisidir. Peygamber Efendimiz (sas) kendi isimlerini saydığı meşhur hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Ben Muhammed’im, ben Ahmed’im, ben mukaffiyim (son peygamberim), ben hâşirim benden sonra haşr gelecek, araya başka bir peygamber girmeyecektir. Allah, insanları benim önümde haşredecektir. Ben tevbe ve rahmet peygamberiyim.”[8]

Bir başka hadis-i şerifte de Peygamber Efendimiz (sas) şöyle buyurmaktadır: “Ben atam İbrahim’in duası[9], İsa’nın kavmine müjdesi ve annemin gördüğü rüyayım. O, kendisinden bir nur çıktığını ve o nurun Şam’ın saraylarını aydınlattığını görmüştü. Peygamberlerin anneleri işte böyle rüyalar görürler.”[10]

Ahmed ismi حمد (hamd) fiil kökünden ism-i tafdildir. Ahmed’in iki anlamı vardır: Birincisi Allah’ı en çok öven, ikincisi de en çok methedilen kişi veya kullar arasında en çok övülen kişi anlamına gelir.[11] Ahmed, aynı kökten türemiş olmakla beraber O’nun diğer adları olan Muhammed ve Mahmud’dan daha anlamlı ve daha beliğdir. Çünkü her ikisi de yalnızca “övülmüş olma”yı ifade ettikleri halde, Ahmed isminde hem “övülme”, hem de “övme” anlamı bulunmaktadır.[12]

Ayette geçen ve “O’nun ismi Ahmed’dir.” şeklinde çevrilen kısmının doğru anlaşılabilmesi için “isim” kelimesi üzerinde de durulması gerekmektedir. Arap dilinde isim kelimesinin kullanıldığı üç anlamı da Saf suresi 6. ayetin tefsirinde dikkate almak uygun olur; bu anlamlar da şunlardır: a) Müsemmâ (bir adın ifade ettiği gerçek mana, içerik) b) İyi şöhret c) Özel ad.

Bu anlamlardan yola çıkarsak Hz. İsa, hem Rasûl-i Ekrem’in risâlet görevinin daha üstün olduğunu hem O’nun kendi döneminde ve sonraki dönemlerde hep hayırla anılacak bir şahsiyet olduğunu hem de O’nun özel adının (Muhammed) bu manaya geldiğini belirtmiş olmaktadır.[13]
Bugünkü mevcut İncillerde Ahmed isminin tam karşılığına rastlanmamaktadır. Çünkü bugün mevcut bulunan nüshalardan hiçbiri İsa (as) zamanında yazılmamıştır. Bunlar, tahrif edilmiş ve yüzlerce yıl sonra Hıristiyanların elindeki pek çok nüsha arasından kilisenin isteği doğrultusunda seçilmiş, birbirinden ayrı dört nüshadır. Bunların yukarıdaki müjdeyi ihtiva etmemesi Müslümanlar açısından durumu değiştirmez. Ancak Kitâb-ı Mukaddes’te “Paraklit” şeklinde bir isim bulunmaktadır ki bu ismin kelime anlamı Ahmed ve Muhammed isimlerindeki anlamı içermektedir.[14] Bazı erken dönem İslâm âlimleri ve zamanımız araştırmacıları Yuhanna’da geçen “faraklit” (Grekçe parekletos) kelimesinin, Hz. İsa’nın konuştuğu dil olan Ârâmîce’deki karşılığını araştırmışlar ve bu kelimenin Ahmed kelimesiyle anlamca örtüştüğü sonucuna ulaşmışlardır.[15]

Peygamber Efendimiz (sas) hicretin VI. yılında Bizans İmparatoru Herakliyus’a bir mektup göndererek onu İslâm’a davet etmiştir. Herakliyus’un, mektubu okuduktan sonra gösterdiği tepki ve söylediği sözler, Hz. İsa’nın vermiş olduğu müjdenin o günkü Hıristiyanlar tarafından bilindiğini göstermektedir: “Ben şehadet ederim ki O, Allah’ın Rasûlü’dür. Çünkü O, bizim İncil’de bulduğumuzdur. Ve O, Meryem oğlu İsa’nın müjdelediğidir. Allah’a yemin olsun ki eğer ben burada yönetici olmasaydım O’nun takunyalarını taşıyan ve O’na abdest aldıran bir kimse olmak isterdim.”[16]
---------------------------------------------------------------------------________________________________________
[1]- Fethullah Gülen, Sonsuz Nur, ”Beklenen Şafak”.
[2]- Nahl 16/89.
[3]- Ahzab 33/46.
[4]- Enbiya 21/21.
[5]- Yasin 36/14.
[6]- Mahmut Toptaş, Şifa Tefsiri, c.II, s.78.
[7]- Mahmut Toptaş, Şifa Tefsiri, c.VII, s.482 .
[8]- Buhârî, Peygamberin İsimleri; Müslim, Kitabu’l-Fedail 126; Tirmizi, Daavat, 118.
[9]- “Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin ayetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.” (Bakara 2/129)
[10]- Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV , s.127.
[11]-Mevdudi, Tefhimü’l-Kur’an, VI , s.270.
[12]- Mustafa Fayda, “Ahmed” maddesi, DİA, II,26.
[13]- Tahir İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-Tenvîr, XXVIII, Saf Suresinin Tefsiri, 183.
[14]-Şamil İA, ‘Ahmed’ maddesi, I. cilt, s.113.
[15]-İbn Aşur c.VIII, s.185-186; Mehmet Aydın,”Faraklit”, DİA, XII,165-166.
[16]- Abdurrezzak, Musannef, c. V, s. 345, 346, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.I, s. 262, 263, Buhârî, Sahih, c. IV, s. 3, 4, Müslim, Sahih, c. III, s. 1395, Ebû Nuaym, Delâilü’n-Nübüvve, c. II, s. 344, 345 Beyhakî, Delâilü’n-Nübüvve, c. IV, s. 382

Halid AKILLI.

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41