Gönderen Konu: Hırsın Kötüsü ve Zararları  (Okunma sayısı 394 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Hırsın Kötüsü ve Zararları
« : Şubat 10, 2024, 08:59:42 ÖÖ »


Hırsın Kötüsü ve Zararları

Hırs, bir şeyi şiddetle arzu etmek, üzerine çok düşmek anlamına gelen bir ahlak terimidir. İyi şeylere karşı hırs iyidir; kötü şeylere karşı ise kötüdür. Konumuz kötü şeylere karşı hırs olduğu için onunla alakalı biraz konuşacağız. Kur'an-ı Kerim, Yahudilerin dünya hayatına karşı ne kadar düşkün (hırslı) olduklarını şöyle haber verir:

"Doğrusu, onların (Yahudilerin) hayata diğer insanlardan, hatta müşriklerden daha düşkün (daha hırslı) olduklarını görürsün. Her biri ömrünün bin yıl olmasını ister. Oysa, uzun ömürlü olması onu azaptan uzaklaştırmaz. Allah onların yapmakta olduklarını görür." (Bakara, 96)

"Âdemoğlunun iki vadi dolusu malı olsa, bir üçüncüsünü de ister. Ademoğlunun karnını (gönlünü) topraktan başka bir şey doldurmaz." (Buhari)

Kuşkusuz hırsın en kötüsü menfaat ve saltanat hırsıdır. Tarihi gerçekler göstermektedir ki, menfaat ve saltanat düşkünleri maksatlarına ters düştüğü anda karşıdakinin haklı veya haksızlığına bakmadan yerlerini veya saltanatlarını koruma pahasına kim olursa olsun gözyaşına bakmadan kırabilir ve harcayabilirler.

Bu gerçeği, kendi peygamberlerine karşı çıkan bütün inkârcı milletlerin tarihinde görmek mümkündür. İnandıkları ve hakkın savunucuları olduklarını söyledikleri halde sırf ihtiraslarına ters düştüğü an en saf kanları dökmekte bile hiçbir sakınca görmemişlerdir. Ortada onları buna sürükleyen ise sadece şeytan ve habis nefislerinin arzularına uymalarıdır.

Burada söz konusu olan mesele, hâkimiyet ve saltanat meselesiydi. Menfaat ve çıkar meselesiydi. Her şey bu iki noktaya istinat ediyor ve düğümleniyordu. Zira onlara göre, harcanan büyük çabalar ve ödenen ağır bedeller bunun için olacaktı.

Evet, insanoğlunun tabiatında mal ve servete karşı derin bir düşkünlük olduğu gibi, üstünlük ve saltanata karşı da nihayetsiz ve doyumsuz bir ihtirası vardır. Mal, evlat ve servet çokluğunun ihtirası... Hükümranlık ve üstünlük sevdasının ihtirası... İnsanda bu ihtiras duygusu bir kere uyanınca artık hiçbir nasihat, hiçbir uyarı onu frenleyemez, öfkesini dindiremez.

İşte şeytan aleyhillane, bu sevdaya tutulan, enaniyet gururuna kapılanların ihtiras yularından bir tuttu mu? Onları istediği şekilde kendine bende edip arkasından sürükleye götürür. Esir alınmış bir tutsak gibi istediklerini sırayla ona yaptıra yaptıra en iğrenç işlere bulaştırıncaya kadar dahi götürür.

Tarih boyunca dökülen tüm masum kanlar, yaşanan tüm sınıf kavgaları ve grup çatışmaları hep bu noktaya istinat etmektedir. Hz. İbrahim'i ateşe attıran, Hz. Yusuf'u kuyuya attıran, Hz. Zekeriya'yı testereyle biçtiren ve peygamber aleyhissalatu vesselamın torunu Hz. Hüseyin'in pak kanını döktüren işte bu ihtirastı.

Şu var ki, bugüne kadar işledikleri tüm mezalim ve cürümlerini örtmek için kılık bulmakta hiç zorlanmamışlar. Hep iyilik adına, adalet ve mutluluk adına çalıştıklarını milletin huzur ve saadeti için çalıştıklarını söylerler. Ortadan kaldırmak istediklerini de hep bu maslahat için yaptıklarını söylerler. Nitekim Firavun da öyle söylemişti:

"Bırakın beni şu Musa'yı öldüreyim de gitsin rabbine yalvarsın; çünkü ben, onun sizin dininizi değiştireceğinden veyahut yeryüzünde fesat çıkaracağından korkuyorum." (Mümin: 26)

"Ben sizin için ön gördüğüm şeyden başka bir yol bulamıyorum, (siz buna bakacak, buna uyacaksınız) ve ben sizi doğru yola irşat etmekten başka bir şeye yapmıyorum."  (Mümin: 29)

Evet Firavun'un tüm mezaliminin gerekçeleri bunlardı...

Mehmet Şenlik

HAYAT VE ÖLÜM KARDEŞLİĞİ

Kur'an-ı Kerim, insanın içerisinde yaşadığı zaman kısmını hayat olarak isimlendirir. Allah (cc), hayatın ve ölümün ibadet ederlerken insanlardan hangisinin daha iyi amel işlediğini tespit etmek için var ettiğini bildirir. Hayatla ölüm arasında geçen süre imtihan süresidir:

"O ki, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır." (Mülk: 2)

Biz insanlar, içinde yaşadığımız zaman kısmına aynı zamanda ömür diyoruz. Ömür, insanın sahip olduğu en kıymetli bir sermaye, en değerli bir nimettir. Çünkü can nimeti, din nimeti, akıl nimeti, irade nimeti bunların hepsi ancak hayat nimetiyle anlam kazanabilir. İnsan hayat nimetini kaybettiğinde diğer nimetlerin hepsini kaybeder.

Kur'an'a göre hayat müebbet bir şey değil, mukayyet ve muvakkattir. Aslında hayatı değerli kılan bir defalık olmasının yanında muvakkat ve sınırlı olmasıdır. Bunun da adı ölümdür. Hayatın her an bitebilecek olması, Ölümün büyüklüğü karşısında onun büyük bir nimet olduğunu gösterir. Çünkü hayat sonlu ve bu sonun ne zaman geleceği belirsizdir. Hayatı büyük kılan da ölümün periyodik bir şey olmamasıdır.

Büyüklerimizin ifade ettiği gibi, ölüm bir Müslümanın en güncel meselesidir. Çünkü her an yok olabilir, ölebiliriz. Yaşam nimeti her an elimizden uçup gidebilir. Yaşam nimetini değerli kılan unsurlardan bir tanesi de onun ölümle beraber olmasıdır. Aslında ölüm hayatın sütkardeşidir, kan kardeşidir. Hayatı değerli kılan ölüm ve ölümün zamansızlığıdır.

O halde hayatı her an düşünüp güncel tuttuğumuz gibi, ölümü de unutmayıp her an gelecekmiş gibi hatırda tutmamız gerekir. Nitekim peygamberimiz sallellahu aleyhi vesellem, bu hususu daima hatırda tutmamız gerektiğini şu hadisi şerifiyle ifade buyurur: "Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çokça zikrediniz." (Tirmizi, Ebu Davud)

Üstad Bediüzzaman Said Nursi ra, "rabıta-i mevt" (ölüm rabıtası) diye adlandırdıkları sufilerin bir adetini överek şöyle der: "Onlar farazi ve hayali bir surette kendilerini ölmüş tasavvur ve tahayyül ederler. Sanki ölmüş cesedi yıkanıp kabre konmuş olduğunu farz ederek, düşüne düşüne nefs-i emmaresi o tahayyül ve tasavvurdan müteessir olup, uzun emellerinden bir derece vazgeçer.

İşte Üstad bu rabıtanın pek çok faydaları olduğunu anlatarak bundan önemli bir ders çıkarır. Fakat mesleğimiz tarikat olmadığı, belki hakikat olduğu için, bu rabıtayı, ehli tarikat gibi farazi ve hayali suretinde yapmaya mecbur değiliz. Hem meslek-i hakikate uygun gelmiyor. Belki, akıbeti düşünmek suretinde geleceği zaman-ı hazıra getirmek değil, hakikat noktasında zamanı hazırdan istikbale fikren gitmek, nazaran bakmak gerekir.

Evet, hiç hayale, faraza lüzum kalmadan, bu kısa ömür ağacının başındaki tek meyvesi olan kendi cenazesine bakabilir insan. Onunla yalnız kendi şahsının ölümünü gördüğü gibi, bir parça öbür tarafa gitse asrının ölümünü de görür; daha bir parça öbür tarafa gitse dünyanın ölümünü de müşahede eder ve ihlâs-ı etemme yol açar. (Lemalar: 20-21)

Mevla hayatta iken daima ölümü hatırda tutanlardan eylesin. Zira bu hayat ölümlüdür. Ebedi (ölümsüz) olan hayat ise ahirettir. O halde en büyük gayemiz orası için çalışmak ve hazırlanmaktır.

Mehmet Şenlik

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41