Gönderen Konu: Nasuh Bir Tevbe İle Tevbe Etmek  (Okunma sayısı 51 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1969
Nasuh Bir Tevbe İle Tevbe Etmek
« : Nisan 06, 2024, 07:33:49 ÖÖ »


Nasuh Bir Tevbe İle Tevbe Etmek

İnsanoğlu, hem iyilik, hem de kötülük yapmaya kabil olarak yaratılmış bir varlıktır. Sadece hayır için yaratılmış olan mahlûk melektir; mutlak şer için yaratılan da şeytandır. İnsan ise, bu her iki mahlûkun bir takım özelliklerini bünyesinde taşıdığı halde ikisinden de biri değildir...


İnsanoğlu, hem iyilik, hem de kötülük yapmaya kabil olarak yaratılmış bir varlıktır. Sadece hayır için yaratılmış olan mahlûk melektir; mutlak şer için yaratılan da şeytandır. İnsan ise, bu her iki mahlûkun bir takım özelliklerini bünyesinde taşıdığı halde ikisinden de biri değildir. Bilakis o beşerdir. Onun için zaman zaman isteyerek veya istemeyerek günahlara girebilir; ama (şirk dışında) her ne günah işlerse akabinde pişmanlık duyar tevbe ederse hiç günah işlememiş gibi olur:

“Allah (c.c), kendisine şirk koşulmasının dışında istediği kimselerin bütün günahlarını bağışlar.” (Nisa: 116)

Kul Nasuh bir tevbeyle Rabbine yöneldiği zaman Rabbi onu bağışladığı gibi mükâfatlandırır da. Nitekim babamız Âdem aleyhisselam, işlediği günahtan ötürü tevbe edince Allah (c.c), günahını bağışladığı gibi, bir de onu yeryüzüne halife olarak gönderdi.

Allah’ın en güzel nimetlerine nail olmak için illa da günahsız olmak şart değildir. Belki ‘Nasuh’ bir tevbe kâfidir:

“Ey iman edenler, Nasuh bir tevbe ile tevbe edin ki, Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlerine koysun.” (Tahrim: 8)

Peki, Nasuh tevbesi nedir? Nasıl yapılır? Onun açık bir tarifi var mı? Bunun hakkında farklı tarifler yapılmış olmakla birlikte şunu söyleyebiliriz:

Nasuh, nush kökünden mübalağa (abartma) kipidir. Çok öğüt veren demektir. Tevbe, çok öğüt verici olarak nitelendirilmiştir. Yani sahibine, günahı bırakmasını öğütleyen, onu günahtan kurtaran sadık bir tevbe ile tevbe ediniz, Allah’a dönünüz demektir. O halde Nasuh tevbesi; hemen günahı terk etmek, geçmişte olanlara pişman olmak, gelecekte günah işlememeğe karar vermek ve üzerinde bulunan bir hak varsa onu sahibine ödemek demektir.

Peygamberimiz (s.a.v), Nasuh tövbesini şöyle tanımlamıştır: “Kulun işlediği günahtan pişmanlık duyması, Allah’a tam bir rücu’ ile sütün memeye geri dönmediği gibi, kişinin tekrar günaha dönmemesidir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/446)

İmam-ı Gazali, Nasuh tevbesini tanımlarken şunlara yer verir: “Nasuh tevbesi yapanlar, tevbe edip ölünceye kadar tevbesinde duranlardır. Bunlar, -zelle ve sürçmeler müstesna- geçmişteki eksiklerini tamamlar ve bir daha günaha dönmeyi hatırdan bile geçirmezler. İşte tevbede istikamet budur. Günahların sevaplarla değiştirilip hayırlarda müsabaka edenler, bu tür tevbe sahipleridir.

Bir gün bedevilerden biri mescidi nebeviye girer ve: "Estağfirullah ve etûbu ileyk=Allah`ım, beni bağışlamanı dilerim ve Sana tevbe ve istiğfar ediyorum" der ve namazını kılar. Bunu gören Hz. Ali, adam namazını bitirince ona: "Yalnızca dil ile çabuk çabuk geçiştiriliveren tevbe, yalancıların tevbesidir. Senin tevben, tevbeye muhtaçtır."

dedi. Bunun üzerine o adam: "Ey Müminlerin emiri! O halde tevbe nedir?" diye sordu. Bunun üzerine Hz. Ali, şu açıklamada bulundu:

"Tevbe, şu altı şeyle mümkün olur. 1- Geçmişte işlenmiş olan günahlardan pişman olmak ve yerine getirilmemiş farzları iade (kaza) etmek, 2- Başkalarına haksızlık ve eziyet etmeyi bırakmak, 3- Husumet ve düşmanlığı terk etmek, 4- Günah ve kabahatler içerisinde büyüyen nefsi, Allah`a itaat içerisinde küçültüp ona hiçliğini kabul ettirmek, 5- İtaatsizlik ve günah işlemenin sözde tadını çıkaran nefse, itaat edip günahlardan uzak durmanın acılığını da tattırmak, 6- Gülüşlerinden her birine bedel olmak üzere, ağlamaktır." (Tefsirül Kadı Beyzavî, c. 3, s. 515)

Tevbenin Kabulünün Şartları:

Tevbenin Allah (cc) katında makbul olması için bazı şartlar vardır. Yalnız bu şartlar işlenen günahın çeşidine göre farklılık arz etmektedir. Günahın kime karşı işlenmiş olduğu, onlardan kurtulmak için tevbe yapılırken önem arz etmektedir. Bu bakımdan günahı ikiye ayırabiliriz:

A- Allah Hakkı ile İlgili Günahlar: Allah hakkı ile ilgili günahlardan tevbe etmenin üç şartı vardır:

1- O günahı işlediğine pişmanlık duymak: İnsan vicdanında, işlenen günahın bir kötülük olduğu ve kul ile Allah (cc) arasında bağlantıyı zedelediğine karar verildiğinde, bir huzursuzluk ve pişmanlık başlayacaktır. Günah işleyen kul, tevbe kapısına; günahlarını itiraf ederek, bu günahların verdiği huzursuzluk ve pişmanlıkla silkinmiş, uyanık bir kalp ve gönülle gelecektir. Sözü edilen huzursuzluk, şahsı tevbe etmeye iten bir etkendir.

Pişmanlık tevbenin ilk şartıdır. Nitekim Allah Resulü (s.a.v), bunun önemine binaen, “Tevbe pişmanlıktır” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/376, 423) buyurmuştur. Pişmanlık tevbenin kendisidir. Pişmanlık olmadan tevbe yapılamaz. Dolayısıyla yeri gelince zaman zaman günahlarıyla övünenler, tevbe edenlerden sayılmazlar.

2) Tevbe edilen günahı kesinlikle terk etmek: Tevbe; yalnız bir kalp işi, bir ürperti, irkilme ve gözyaşı dökme şeklinde, soyut bir pişmanlık gibi birtakım iç duygulardan ibaret değildir. Bilakis tevbe, derunî duygular üzerine birtakım eylemlerin bina edildiği bir süreçtir. Örneğin, tevbe eden, Allah’ın yasakladığı günahı terk etmeli, imkân ölçüsünde emirlerini yerine getirmelidir. Tevbe ettiği günaha devam etmemelidir. Günahlarına tevbe ettiği halde, onları işlemeye devam eden kişi, kendisi ile tezada düşmüş demektir. Böyle bir tavır, pişmanlık olgusu ve günahı tekrar işlemeyeceğine dair sözü ile bağdaşmayacaktır. Hâlbuki şahsın, tevbe ettiği günahları hemen terk etmesi, pişmanlığının ve aynı günahı tekrar işlememedeki kararlılığının bir belirtisi olacaktır.

3) Tevbe edilen günaha kesinlikle dönmeme kararı: Geçmişteki günahlarından pişmanlık duyan şahsın, tevbe etmiş olması için, o günahı tekrar işlememeye kesin karar vermiş olması demektir. Pişmanlık ve tevbe edilen günaha dönmeme kararı, birer kalp işi olduğundan, bunları gerçek anlamıyla yalnız Allah bilebilecektir. Dolayısıyla kimin gerçek manada tevbe etmiş olacağı insanlar tarafından bilinemeyecektir. Tevbenin sıhhat bulması için, şahsın tevbe ettiği günaha tekrar dönmeyeceğine dair Allah (cc)’a söz vermesi gerekmektedir.

B- Kul Hakkı ile İlgili Günahlar: Kul hakkı ile ilgili günahlardan tevbe etmenin ise, yukarıda zikrettiğimiz üç şartla birlikte dördüncü bir şart daha vardır o da: üzerinde hakkı bulunan kişinin hakkını ödemekle birlikte ondan helallik almaktır. Burada suçu gizleyerek tevbe etmeye çalışmak yetmez. Ancak fitneye yol açacak tarzdan bir suç ise İmam Malik’e göre gizili tutulabilir.

Fıkıh âlimleri, yenilen kul hakları, mal nev’inden ise, aşağıdaki ihtimallerden biri ile karşılaşılabilir.

1. Gasp edilen mal, eğer hala elde mevcut duruyor ve sahibi de biliniyorsa derhal geri verilmelidir. (Serahsi, El-Mebsut, IX, 176)

2. Çalınan mal, hırsızın elinde mevcut duruyor, ancak sahibi bilinmiyorsa, bu mal tesadduk edilerek zimmetten çıkarılır. (Aliyyülkari, Şerhi Fıkhu’l-Ekber: s.415)

3. Bir şahısta önceki yıllara ait kul hakları var ve sahipleri de belli değilse, gasp edilen mallar kadar tesadduk eder, hayır-hasenat yapar. (Muhyeddin İbni Arabi, Fütuhat: XIII, 298.)

4. Suçlunun yediği bir mal, misli değil de; kıymeti belirlenebilen cinsten ise ve şahsın imkânı da varsa, o kıymeti sahibine vermelidir. Buna gücü yetmiyorsa, imkân bulduğunda vermeye niyet etmelidir. İmkân nispetinde, malı sahibine ulaştırmaya çalışıp da bunu başaramayanı Allah’ın affetmesi umulur. (İbni Hacer El Askalânî, XI, 106.)

5. Malında ne kadar haram bulunduğunu bilmeyen şahıs, zannı galibine göre, bir miktar ayırır ve onu önceki kul haklarını elinden çıkarma niyetiyle sadaka olarak dağıtır. (Gazali, İhya, IV, 68, 69.)

İşte bu şekilde, günahkâr şahıs, utanarak Rabbinden bağışlanmasını ister ve zikrettiğimiz bu şartları yerine getirirse, Allah (cc) da o kulunun tevbesini kabul ederek bağışlayacaktır İnşaallahu Teâlâ.

Şu var ki, hiçbir zaman kul Allah (cc)’ın rahmetinden ümidini kesmemeli, yese düşmemelidir. Ancak insan her zaman korku ile ümit arasında olmalı. Yani ne ibadetlerinin çokluğuyla güvenip övünmeli, ne de günahlarından ümitsizliğe düşmeli; Ben çok iyiyim, bu kadar iş başardım demek ne kadar yanlışsa; ben bittim, Allah (cc) bir daha beni kabul etmez gibisinden karamsar tablo çizmek de o kadar yanlıştır ve tehlikelidir.

Aslında insanın içine düştüğü en büyük yanlışlık, günah işleyip de daha sonra tevbe ederim düşüncesidir. İnsanları iki şey helâk eder. Biri, tevbe ederim düşüncesiyle günah işlemeye devam etmeleri. Diğeri de, sonra yaparım diye tövbeyi geciktirmeleridir.

Kulun günahları ne kadar çok olursa olsun, Allah (cc)’ın rahmeti ondan çok daha geniştir. Allah’ın rahmeti günahkâr kulları içindir. “Onun rahmeti gazabını geçmiştir.”

Mehmet Şenlik.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Hayra Da Şerre De Aracılık Eden Onu İşleyen Gibidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 08:04:17 ÖÖ]


En Tehlikeli Mikrop Çeşidi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:51:19 ÖÖ]


İnsan ve İman 1 Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:44:17 ÖÖ]


Haklısın Demeyi Bilebilmek Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:33:45 ÖÖ]


Yaratılış Gayesini Bize Peygamberler Öğretti Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:03 ÖÖ]


Asfa Temiz Kalpler Korosu - Tertemiz 2 2016 - 320 Kbps + Wav Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:10:26 ÖÖ]


Dinin Faydası Önce Dünyadadır Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:02:58 ÖÖ]


Hayatı Kul Olarak Yaşamak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:53:03 ÖÖ]


Ahir Zaman Bilinci Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:43:18 ÖÖ]


Ölüm Gününüz Doğum Gününüz Olsun Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:37:24 ÖÖ]


Cemiyette Hayır Koymayan Günahlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:26:30 ÖÖ]


İman Ettik Demekle Kurtulacakmısınız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:43 ÖÖ]


Mutlu Evlilikler Nasıl Gerçekleşir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:45:50 ÖÖ]


Kaliteli Kulluğun Kriterleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:37:45 ÖÖ]


Mucize Bir Yeteneğimiz Konuşmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:30:58 ÖÖ]


Her Hastalığın İlâcı Vardır Yalnız Ölüme Çare Yoktur Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:17:54 ÖÖ]


Kuran'a Daha Sıkı Sarılmak Gerek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:42:36 ÖS]


İnsanoğlunun Yükü Ağır Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:37:25 ÖS]


Ahir Zamanda Doğru Düşünebilmek Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:28:33 ÖS]


İtikadın Bozulması Amelleri Heba Eder Gönderen: melek
[Nisan 30, 2024, 08:18:31 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41