Gönderen Konu: Çocuk Niçin Bencil - Tembel Olur  (Okunma sayısı 98 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Çocuk Niçin Bencil - Tembel Olur
« : Mayıs 30, 2023, 08:23:27 ÖÖ »


Çocuk Niçin Bencil - Tembel Olur

Yeni moda Ders Mükemmeliyetçisi ebeveynler!

Tembel deyince aklınıza hemen okul ve ders konusundaki tembellik geldi değil mi

Lütfen beni affedin, çünkü bu bölümde sizlere hayata karşı tembellik yapmanın psikolojisini anlatmayı düşünüyorum. Böylece daha kapsamlı bir anlatım olacak.

Günlük hayatında tembelliği içine sindirmiş bir bünyenin her konuda tembellik yapması kaçınılmazdır aslında.

Bir çocuk yardımsever, gün içinde kendisine düşen görev ve sorumlulukları yapıyor; gelin görün ki ders çalışmıyorsa o çocuğun tembel olduğunu değil, ders çalışma konusunda isteksiz olduğunu düşünmemiz gerekir.

Siz genelde okulda ders çalışmayan çocuğa tembel demeye alıştınız. Bu bölümde zihinlere yanlış yerleşen bu kavramı düzeltmiş olacağım.

Günlük hayatında sorumluluk almayan, yardımseverlik duyguları gelişmemiş, verilen görevleri yapmak istemeyen çocuk, okula başladığında da ders çalışmayı reddedebilir. Ben bu çocuğun genel olarak tembel olduğunu düşünüyorum. Ayrıca tembel davranışlarının ders çalışma performansını olumsuz etkilediği sonucunu çıkarıyorum.

Diğer yandan yine yeni moda ebeveyn hastalığı ile dillendirecek olursam; çocuk aslında bana göre tembel. Yerinden kalkmıyor, hiç bir işe katılmıyor.  Aynı çocuk sınıf birincisi olunca adına çalışkan çocuk deniliyor. Bence yanlış tanımlama! Bu çocuk tembel! Dünyaya karşı, hayata karşı tembel. Ama ders çalışma konusunda istikrarlı. Çalışıyor ve çalışmasının karşılığını alıyor.

Veya yukarıdaki örneklerin farklı bir versiyonu; çocuk bana göre tembel. İşe katılım, hayata katılım, sorumluluklara katılım yok. İlköğretim öğrencisi olsun. Ders çalışmıyor, çalışma isteği yok! Buna rağmen tüm notlar yüksek ve takdirlik öğrenciyse eğer, aile çocuğunun çalışkan olduğunu düşünüyor.

Bu grup çocuklar merkezimize sosyal uyum sorunları, kardeşler arası ilişki sıkıntısı, mutsuzluk psikolojisi, söz dinlememe gibi farklı nedenlerle getirilir. Çocukla çalıştığımda aileye Çocuğunuzda tembellik var mı sizce diye sorduğumda Yok çalışkan, işin ilginç yanı hiç çalışmadığı halde sınıfın en çalışkanı! şeklinde cevap veriyor.

Ne kadar tehlikeli bir cevap!

Hiç çalışmadığı halde sınıfın en çalışkanı..!

Buradaki detayı yakaladınız mı

Çalışmadan çalışkan olunmaz

bir insan, hiç çalışmadığı zaman çalışkan olarak tanımlanamaz, tanımlanmamalı. Bu şekilde tanım yaptığınızda çocuğunuzun bilinçdışına Çalışmana gerek yok. Şekil a senin hayatında olduğu gibi çalışmadan çalışkan olmak mümkün, tembellik yaparak çalışkan olabilirsin! gibi tehlikeli bir mesaj yüklemiş oluyorsunuz. Doğru ifade ne peki

Hiç çalışmadığı halde, derslerden şimdilik yüksek not alıyor. Bu durum geçici. Çünkü derste dinledikleri yetmediğinde, evde çalışması gerektiğinde, hâlâ çalışmamaya devam ederse notları düşecek.

Demek ki; kavramları birbirine karıştırmamak lazım.

Hayatta olmak ve yaşamak sürekli hareketlilik ve çaba gerektirir. Yaşam şartlarının sürekli değiştiğini düşünürsek, değişen ve yenilenen bu koşullara kendimizi uydurmaya çalışmalıyız. Bunu sağlamak için devamlılık gösteren mücadele ruhunu yakalamalıyız.

Uğraşan, didinen, koşturan insanların; oturan, yerinden kımıldamak istemeyen insanlara göre daha mutlu olduğunu biliyoruz. Çünkü tembellik, beraberinde sıkıntıyı getirir. Günümüz çocuğu sürekli sıkılıyor farkındasınız değil mi Çevrenizde neredeyse çoğu çocuğun üç yaşından sonra Anne ben sıkıldım. diye ağladığını görüyorsunuzdur.

Çocuklar sıkılıyor, ergenler sıkılıyor, gençler sıkılıyor, herkes sıkılıyor.

Sıkıntı, genel anlamda öteki ne ihtiyaç duyuyorum duygusu olarak tanımlanır. Bahsi geçen öteki, bizim dışımızda başka bir kişi olabileceği gibi bizi meşgul edecek, geliştirerek oyalayabilecek iş de olabilir.

Sıkılan çocuklar

Sürekli sıkıldığını söyleyen çocuklarınızı göz atabilir misiniz lütfen. Evde boş boş oturduklarını, biraz tv, biraz bilgisayar, onun dışında evde hiçbir faaliyete katılmadıklarını tespit edeceksiniz.

Seanslara tembel olduğu için getirilen çocuk az aslında.

Genelde sıkıntı ve mutsuzluk şikâyetiyle getiriliyor tembel çocuklar.

Çok ilginç değil mi

Bu çocuklar boş oturdukları için, kendilerini oyalayacak hiçbir işe el atmadıkları için sıkılıp mutsuz hale geliyor bilesiniz.

Hareketli, enerjik, üretebilir nitelikte yaratılmış bir insan, odasına çekilir, bedensel ve zihinsel olarak üretim adına en ufak çabaya girmezse ne olur sizce

Tabii ki sıkılır!

Bu arada hatırlatmakta fayda var. Buna benzer konuları ve daha fazlasını okumak için lütfen Huyu Suyu Güzel Çocuk kitabımı alın. Bulunduğunuz yerde.

Günün diğer önemli hatırlatması ise Başakşehir de oturan okuyucularımız için.

12 Kasım Perşembe günü saat 14.30 da Başakşehir Belediyesi Altınşehir Bilgi Evinde seminerim var. Huyu suyu güzel çocuk nasıl yetiştirilir anlatacağım. Gelin, konuşalım, tanışalım, hatıra fotoğrafı çektirelim.

Sevgiler...

MEHTAP KAYAOĞLU.


Yeni moda Ders Mükemmeliyetçisi ebeveynler!

Tembel deyince aklınıza hemen okul ve ders konusundaki tembellik geldi değil mi

Lütfen beni affedin, çünkü bu bölümde sizlere hayata karşı tembellik yapmanın psikolojisini anlatmayı düşünüyorum. Böylece daha kapsamlı bir anlatım olacak.

Günlük hayatında tembelliği içine sindirmiş bir bünyenin her konuda tembellik yapması kaçınılmazdır aslında.

Bir çocuk yardımsever, gün içinde kendisine düşen görev ve sorumlulukları yapıyor; gelin görün ki ders çalışmıyorsa o çocuğun tembel olduğunu değil, ders çalışma konusunda isteksiz olduğunu düşünmemiz gerekir.

Siz genelde okulda ders çalışmayan çocuğa tembel demeye alıştınız. Bu bölümde zihinlere yanlış yerleşen bu kavramı düzeltmiş olacağım.

Günlük hayatında sorumluluk almayan, yardımseverlik duyguları gelişmemiş, verilen görevleri yapmak istemeyen çocuk, okula başladığında da ders çalışmayı reddedebilir. Ben bu çocuğun genel olarak tembel olduğunu düşünüyorum. Ayrıca tembel davranışlarının ders çalışma performansını olumsuz etkilediği sonucunu çıkarıyorum.

Diğer yandan yine yeni moda ebeveyn hastalığı ile dillendirecek olursam; çocuk aslında bana göre tembel. Yerinden kalkmıyor, hiç bir işe katılmıyor.  Aynı çocuk sınıf birincisi olunca adına çalışkan çocuk deniliyor. Bence yanlış tanımlama! Bu çocuk tembel! Dünyaya karşı, hayata karşı tembel. Ama ders çalışma konusunda istikrarlı. Çalışıyor ve çalışmasının karşılığını alıyor.

Veya yukarıdaki örneklerin farklı bir versiyonu; çocuk bana göre tembel. İşe katılım, hayata katılım, sorumluluklara katılım yok. İlköğretim öğrencisi olsun. Ders çalışmıyor, çalışma isteği yok! Buna rağmen tüm notlar yüksek ve takdirlik öğrenciyse eğer, aile çocuğunun çalışkan olduğunu düşünüyor.

Bu grup çocuklar merkezimize sosyal uyum sorunları, kardeşler arası ilişki sıkıntısı, mutsuzluk psikolojisi, söz dinlememe gibi farklı nedenlerle getirilir. Çocukla çalıştığımda aileye Çocuğunuzda tembellik var mı sizce diye sorduğumda Yok çalışkan, işin ilginç yanı hiç çalışmadığı halde sınıfın en çalışkanı! şeklinde cevap veriyor.

Ne kadar tehlikeli bir cevap!

Hiç çalışmadığı halde sınıfın en çalışkanı..!

Buradaki detayı yakaladınız mı

Çalışmadan çalışkan olunmaz

bir insan, hiç çalışmadığı zaman çalışkan olarak tanımlanamaz, tanımlanmamalı. Bu şekilde tanım yaptığınızda çocuğunuzun bilinçdışına Çalışmana gerek yok. Şekil a senin hayatında olduğu gibi çalışmadan çalışkan olmak mümkün, tembellik yaparak çalışkan olabilirsin! gibi tehlikeli bir mesaj yüklemiş oluyorsunuz. Doğru ifade ne peki

Hiç çalışmadığı halde, derslerden şimdilik yüksek not alıyor. Bu durum geçici. Çünkü derste dinledikleri yetmediğinde, evde çalışması gerektiğinde, hâlâ çalışmamaya devam ederse notları düşecek.

Demek ki; kavramları birbirine karıştırmamak lazım.

Hayatta olmak ve yaşamak sürekli hareketlilik ve çaba gerektirir. Yaşam şartlarının sürekli değiştiğini düşünürsek, değişen ve yenilenen bu koşullara kendimizi uydurmaya çalışmalıyız. Bunu sağlamak için devamlılık gösteren mücadele ruhunu yakalamalıyız.

Uğraşan, didinen, koşturan insanların; oturan, yerinden kımıldamak istemeyen insanlara göre daha mutlu olduğunu biliyoruz. Çünkü tembellik, beraberinde sıkıntıyı getirir. Günümüz çocuğu sürekli sıkılıyor farkındasınız değil mi Çevrenizde neredeyse çoğu çocuğun üç yaşından sonra Anne ben sıkıldım. diye ağladığını görüyorsunuzdur.

Çocuklar sıkılıyor, ergenler sıkılıyor, gençler sıkılıyor, herkes sıkılıyor.

Sıkıntı, genel anlamda öteki ne ihtiyaç duyuyorum duygusu olarak tanımlanır. Bahsi geçen öteki, bizim dışımızda başka bir kişi olabileceği gibi bizi meşgul edecek, geliştirerek oyalayabilecek iş de olabilir.

Sıkılan çocuklar

Sürekli sıkıldığını söyleyen çocuklarınızı göz atabilir misiniz lütfen. Evde boş boş oturduklarını, biraz tv, biraz bilgisayar, onun dışında evde hiçbir faaliyete katılmadıklarını tespit edeceksiniz.

Seanslara tembel olduğu için getirilen çocuk az aslında.

Genelde sıkıntı ve mutsuzluk şikâyetiyle getiriliyor tembel çocuklar.

Çok ilginç değil mi

Bu çocuklar boş oturdukları için, kendilerini oyalayacak hiçbir işe el atmadıkları için sıkılıp mutsuz hale geliyor bilesiniz.

Hareketli, enerjik, üretebilir nitelikte yaratılmış bir insan, odasına çekilir, bedensel ve zihinsel olarak üretim adına en ufak çabaya girmezse ne olur sizce

Tabii ki sıkılır!

Bu arada hatırlatmakta fayda var. Buna benzer konuları ve daha fazlasını okumak için lütfen Huyu Suyu Güzel Çocuk kitabımı alın. Bulunduğunuz yerde

Günün diğer önemli hatırlatması ise Başakşehir de oturan okuyucularımız için.

12 Kasım Perşembe günü saat 14.30 da Başakşehir Belediyesi Altınşehir Bilgi Evinde seminerim var. Huyu suyu güzel çocuk nasıl yetiştirilir anlatacağım. Gelin, konuşalım, tanışalım, hatıra fotoğrafı çektirelim.

Sevgiler...

MEHTAP KAYAOĞLU.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41