Sadakatsizliğiyle eşini aldatanlar niye aldatıyor dersiniz?
Birisiyle evlenirken kiminle evlendiğiniz değil, aslında kimleri dışarıda bıraktığınız önemlidir.
Evlenmek demek, eş olarak falanca kişiyi seçmek değil, Ayşe'yi Ahu'yu Ferit' Mert'i ve daha kim bilir karşınıza çıkmış/çıkacak kimleri dışarıda bırakmak anlamına gelir.
Bizde de tam tersi... maymunun gözü açıldı misali... millet evleniyor, evlenince gözü açılıyor, kiminle nerede ne yapsam diye düşünmekten beynini Türk filmlerinin çapkın jönlerine bağlıyor!
Ne gariptir şu evlilik... evlenenin aklı eşinde olması gerekirken, evlenenin aklı başka şeylerde. "Böyle evli olacağınıza bekar kalın daha iyi" dediğimde bozuluyorsunuz bana.
Dokuz köyden kovulmanın en keyifli yanı doğruyu söylediğinizi bilmek bence. Kovulmaya devam! Yazmaya devam!
Evliliklerde aldatma/sadakatsizlik sorunuyla çok çalıştığımı biliyorsunuz sanırım. Hatta son yıllarda trend oldu kadın erkek eşlerin çoğu kendisine yeni ilişkiler buluyor, yeni heyecanlar(!), yeni tutkular(!), yeni yeni yeni...vs.
Biraz hicvederek göz atalım mı birlikte?
"Sıkıldım. Bunaldım. Benim zaten öyle aynı tercihle uzun yıllar devam eden bir tarzım yok. İnanın araba bile alsam en bayıldığım modelden iki yıl içinde gönlüm geçiyor!"
Evliliğe rağmen yeni ilişki geliştirmekte haklısınız tabii. Cidden doğru! Şimdi git eş seç, sonra taa 50 yıl aynı kadın/adamla yaşa. Bildiğiniz çile! Ne gerek var? Bugün git, birisini bul, üçbeş gez toz dolaş, sıkıl... sonra gönder. Kısa süre sonra yenisini bul, gez toz dolaş, sıkılınca yine gönder. Çok eğlenceli.
Tabii bir süre sonra yaşayacağınız değersizlik, kullanılmışlık duygularını saymayacaksınız. Gezip tozuyorsunuz madem, duygularınızın da toza dumana karışmasına birşey demeyeceksiniz artık! Her bir insanda ayrı dünya insanı olduğunuz, ayrı limanlarda soluklandığınız, birlikte zaman geçirmelerin sığlaşması, sohbet yeteneğinizin zamanla kaybedilmesi, aynı kişiyi yıllarca içinizde taşıyabilme ayrıcalığı gibi duygusal yatırımları bir kenara bırakmak zorundasınız malum.
Derdiniz olunca o derdi sırtınızdan alacak, sanki değerli bir hediye taşır gibi itinayla sizden uzaklaştıracak kimseler beklemeyin ha! Bilmez ki birkaç haftalığına gelip gidenler.
"Yeni bir çevreyle tanıştım. Orada herkesin bir sevgilisi vardı. Benimle alay ediyorlardı. Baktım olmuyor, onların gerisinde kalmayayım diye ben de başladım. Sonra alıştım."
İyi etmişsiniz. Olur mu öyle, milletin gelgit bir sürü sevgilisi var, sizin yok. Çok ayıp! Çok aşağılayıcı bir durum. İnsanın gururu incinir cidden. Herkes becerikli maharetli, o kadar adamın arasında bir siz çömezmişsiniz gibi yaşanır mı hiç?
Yeni arkadaş yeni çevre demek, kişisel gelişim, farklı insanlarla fikir jimnastiği, her yeni insanla yeni bir tarz geliştirmek, öğretirken öğrenmek, dönüşerek daha değerli hale gelmek değil benim bildiğim! Yeni ortama girince ilk iş eşini aldatacaksın ki yeni çevreye girip yeni insanlarla tanıştığını anlayalım!
Yeni çevreyle o çok kaliteli(!) yeni ilişkileri geliştirirken, kendi öpöz evladınızın gelişim sürecinde neleri kaçırdığınızı hesaba katmayacaksınız tabii ki. Önceden başkaları yaparken garibinize giden davranışları bu kadar kolaylıkla hayatınıza alabileceğiniz hiç aklınıza gelmezdi, ama olsun. Gün bu gündür merak etmeyin!
Yeni çevre yeni insanlar bazı kişiler için yeni ideolojiler, farklı bakış açıları, yeni eserler, yeni kitaplar, yeni tecrübeler demektir; ama siz o cepheden bakmadığınızı bileceksiniz. Zaman içinde bir kenarda zavallı şekilde ölen Amerikan artistleri gibi yapayalnız kaldığınızda, büyümesine eşlik etmediğiniz evlatlarınıza sitem göndermeye hakkınız olmadığını bileceksiniz.
"Eşimi çok seviyordum, beni aldattı. Kalbim acıdı. Aynı acıyı yaşaması için aldattım. Hiç pişman değilim. Hakettiğini düşünüyorum. Beni bu noktaya getirdiği için ondan ayrıca nefret ediyorum." (Bu aldatma şeklini en çok kadınlar yapıyor.)
Elinizi korkak alıştırmadığınız iyi olmuş. Üstelik kalp acısını en iyi gelen tedavi yöntemi bu! Sizi o noktaya getirdiği için ondan nefret etmekte haklısınız! Malum, yapılacak başka hiç bir şey yok ya! Çocuklarınızın gözündeki koruyucu baba imajının buna benzer sorunlarla yokolmasının yanında, güvenilir ve koruyucu anne imajının gittiği de iyi olmuş. Bir babadan gitmişse imaj, bir de sizden gitmiş. Bu arada çocuklar tek sorunla yaşarken iki sorunla yaşamaya başlamış kimin umurunda! Onlar da kendi başlarının çaresine baksınlar zaten. Kadın/erkek ilişkisinin karşılıklı aldatma odaklı olduğunu öğrenerek büyümelerinde fayda var.
Eşine kendisini farkettirmek "Ben de varım"ı göstermek için daha iyi yollar olduğunu bildiğiniz için bir süre sonra ağır depresyona girmeyi göze alacaksınız tabii ki.
Kıymetinizin bilinmesi için kıymetsiz bir tavrın ortaya konulmasının anlamsızlığını bilen kalbiniz, eşinizin onu incitmesinden daha fazla sizin onu incitmenizle acıyacak emin olun. Değişiklik olsun, evlilik anlamını yitirmişti gibi nedenlerin hepsinden daha acıtıcı bir yöntemdir bu. Bunu özellikle kadınlar daha çok yapıyor. Eşi kendisini aldattıysa üzülüyor ve aynı utancı/üzüntüyü/kederi eşine yaşatmak için o da eşini aldatıyor. Birçoğu fazlasıyla vicdan azabı yaşayarak depresyona giriyor.
Bugün canım biraz tersten yazmak istedi. Beyin jimnastiği iyidir... düşünce jimnastiği harika...
Sevgiler...
Mehtap KAYAOĞLU.
Psikolojik Danışman &Psikoterapis.
FANİ DUNYA RADYO FORUM
