Gönderen Konu: Birlik Çağrısıdır İslâm  (Okunma sayısı 1165 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Birlik Çağrısıdır İslâm
« : Eylül 26, 2014, 06:33:29 ÖS »
Birlik Çağrısıdır İslâm



Toplulukl ar halinde yaşamak hem fıtrî bir eğilim hem de hayatın idamesi için bir mecburiye ttir. Tek başına, herkesten uzak, tamamen yalnız bir hayat olmayacağına göre, toplum olarak yaşamanın nimetleri kadar sorumlulu kları da bilinmeli dir. Bilinmekl e kalmayıp gereği yapılmalıdır.
Yani haklar ve sınırlar iyi bilinmeli, buna göre de hareket edilmelid ir. Aksi halde toplum hayatı tahammül edilemez bir yük, üstesinden gelinemey ecek bir çile halini alabilir. Bu konuda kanunî düzenlemelerin, idari tedbirler in her zaman işe yaramadığı, bireyin kendi hak ve sınırlarını kabulleni p ona göre yaşamasından doğan huzur ve sükunun yerini hiçbir şeyin tutmadığı bugün dünyanın malumudur .
Bir binanın temelleri ne kadar sağlam atılırsa, o bina o nispette sağlam ve dayanıklı olur. Toplumlar da bina gibidir. Fertler o binanın yapı taşları, birbirler ini bütünleyerek binayı oluşturan unsurlardır. Nasıl ki her bir taş binadaki yerinde bir değer taşıyorsa, birey de toplumda o toplumla bütünleştiği sürece bir değer ifade eder. Dağınık taş yığınları hiçbir zaman bina anlamına gelmez.
Bu lüzumdan dolayı içinde yaşadığımız cemiyeti, toplumu iyi tanımalı; cemaat olmanın her dem taze ve berrak ruhuna hassasiye t gösterilmelidir. Muaşeret esasları kusursuz işletilmelidir.
Cemaat olmak demek, karşılıklı davranışların ayrılıktan birliğe, bencillik ten diğergâmlığa, düşmanlıktan kardeşliğe, nefretten sevgiye dönüşmesi demektir. Bu da elbette bir arada olmanın kıymet ölçülerinin benimsenm esiyle mümkündür. Tutum ve davranışların belirlenm esinde ilâhi ve nebevî ölçüler esastır. Nefsanî kuruntula ra itibar edilmez.
Mücella dinimiz İslâm’ın kargaşayı, toplumda huzursuzl uğu önlemeye yönelik mühim tedbirler inden biri, insanları birlik ve beraberli k içinde olmaya teşvik etmesidir . Bir başka ifadeyle cemaatleşmeye verdiği önemdir.
Burada konu edilen cemaatleşme, Cuma namazı gibi ibadetler deki cemaatten ziyade, daha genel manada ümmet içerisindeki birlik ve beraberli ktir. Müşterek inanç ve ortak değerlere sahip olmaktan kaynaklan an, karşılıklı sevgi ve saygı ile beslenere k güçlenen birlik ve beraberli ktir.
Mukaddes Kitabımız Kur’an-ı Kerim, bu birliğin eksenini şöyle ifade buyurmuştur: “Hepiniz toptan Allah’ın ipine sarılın. Parçalanıp dağılmayın.” (Âl-i İmran, 103)
Evet; müberra dinimiz İslâm cemaat dinidir, cemaatle yaşanır. Ferdin kemalâtı, manevi olgunluğa erişmesi cemaatle meydana gelir. Bütün sıkıntı ve yüküyle cemaat, insanoğlunun tek başına buldum zannettiği her türlü rahatlık ve huzurdan hayırlıdır.
Kalpteki Allah muhabbeti ni ispat etmenin yolu, ferdî ibadetler yanında, müminleri Allah için sevmek, onlarla Allah yolunda beraber olup kenetlenm ek ve ilâhi hoşnutluğa ulaşmak için insanların zahmetler ine tahammül etmek, onların yükünü çekmektir.
Fahr-i Alem s.a.v. Efendimiz, “İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olanıdır.” buyurarak, müminleri insanların arasına girerek hizmet etmeye teşvik etmiştir. İnsanın cevheri de birlik ve hizmet içinde ortaya çıkar.
Manevi olgunluğu ve ahirette Yüce Mevlâ’nın cemalini talep edenler, öncelikle çileye talip olmalıdırlar. Çile ve hizmet olmadan bulunduğu zannedile n aşk ve muhabbet gerçek ve kalıcı değildir.
Her mümin ilâhi aşkının ve imanının derecesin i, farzları eda ve günahlara vedadan sonra varlıklara muamelesi ile ölçüp değerlendirebilir.
Hadis-i şerifte belirtild iği gibi, imanın en son mertebesi: “Lâ ilâhe illallah” sırrına ulaşmak; ilk mertebesi ise Alemlerin Rabbi’nin rızası için kullara hizmetle işe başlamaktır.
Kalbin rahatlığı Mevlâ için sevgiyle mümkün olur. Karşılıksız sevebilen ve sıkıntılara tahammül gösteren mümin Fahr-i Alem s.a.v.’in ahlâkı ile ahlâklanmış olur. Zira Rabbimiz, bütün isyan ve inkârlarına rağmen kullarına rahmet etmekte, tevbe edenleri sevmekte, kusurları affedip aciz kullarına nice nimetler bahşetmektedir.
Bu alemde tezahür etmekte olan bunca ilâhi hikmet ve cilveleri görüp de O’na aşık olmayan ve bu şevk ile Hak için hizmete koşmayan kul, Rabbini hakkıyla tanıyamamış demektir.
Cenab-ı Hak tektir, kullarından tek bir hedef etrafında birlik (tevhid) istemekte dir. Tevhid dini aynı hedef ve halde olmayı gerektiri r. Kalp ve kafaları, dert ve hesapları Hak yolda bir olmayan kimseler, tevhidin tadını tadamaz. Bir çizgide buluşamaz, aynı atmosferi paylaşamaz ve İslâm’ın nadide güzelliğine ulaşamazlar.
İlâhi rıza için birlik ruhu taşımayan bu ruh ile cemaat olmayan, cemaati gereksiz bulan, onun disiplini ni ağır gören müslümanların bu azim dini temsil etmeleri asla mümkün değildir. Hep birden cemaat ruhuna sahip çıkmayanların, şeytanın ve düşmanın oyununa gelip Hak yoldan sapmaları muhtemeld ir. Sırf kendi derdine düşmüş kimseleri n, dinimizin kıymet ölçülerine göre en azından zillet içinde yaşamaları kesindir.
Müslümanların Allah yolunda takva için birlik olmaları farz-ı ayndır. Tevhid akidesi üzere bir cemaat disiplini içinde İslâm dinini yüceltmek, ilâhi emir ve yasakları hayata geçirmek için var gücüyle çalışmak her müslümanın yaratılış gayesidir .
Alimlerim izin bildirdiği üzere, şu dört özellik her müslümanda bulunmada n dinin hakkıyla yaşanması ve temsil edilmesi mümkün değildir. Bunlar:
1. Şeksiz şüphesiz iman,
2. Diniyle alakalı sahih, sağlam bilgi,
3. Gerçek takva,
4. Birlik anlayışı ve cemaat disiplini .
Bunların içinden hangisi göz ardı edilse işin sonu hayra çıkmaz. Zira şüphe ve şaibe içindeki insan yol alamaz, cehaletle hayırda adım atılmaz, isyan içinde hakikata ulaşılmaz. Mümin kardeşlerine kalbini açmayan ve onları sevgiyle kucaklama yan kimse de bencildir, faydalı olamaz, cemaat hayatına katılamaz.
Zamanımızda müslümanların yakalandıkları hastalıkların başında, cemaat şuurundan mahrum olunması gelmekted ir. Oysa nefsini güzel bir terbiyeye tabi tutmayan ve takva üzere kurulmuş bir cemaat disiplini ne girmeyen kimse katiyyen olgun bir mümin ve hakiki mücahit olamaz.
Mukaddes Kitabımız’ın ilk suresinin daha ilk ayetlerin de bile birliktel iğe vurgu vardır. “Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz.” mealindek i ayetlerde kulun Rabbine tek başına ve sadece kendisi için yakarışı değil, mümin kardeşleriyle birlikte ilticası vardır. Zira ayette “ben” değil, “biz” denilmekt edir. Suredeki diğer ayetlerde de hep “biz” ifadesi vardır.
Bizler, namazlarımızın her rekâtında diğer kardeşlerimizi Kur’an diliyle yakarışlarımıza katan kişiler olarak nasıl birbirimi zden uzaklaşır, aramıza duvarlar örebiliriz? Bizler aramızdaki kardeşlik hukukuna nasıl ihanet edebilir, birbirimi zden kopabilir iz?
Biz birbirimi zi seviyoruz . Rûz-i Mahşerde bir ve beraber olarak, bu muhabbeti mizin hatırına kurtuluş beratı alacağımızı umuyor ve niyaz ediyoruz.
Rabbimizi n tevfik ve inayeti ile...

Müberek EROL


 


* BENZER KONULAR

Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:36:50 ÖS]


İnsan Hakları, Kadın-Erkek Eşitliği ve Adalet Gönderen: KOYLU
[Dün, 08:31:26 ÖS]


PCLOUD ÜCRETSİZ ÖMÜR BOYU DİLEDİĞİNİZ KADAR DEPOLAMA ALANINA SAHİP OLMAK Gönderen: andrewmemut
[Dün, 05:30:06 ÖS]


İnsan ve Dua Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:59:29 ÖÖ]


İman Etmeyenler Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:33:17 ÖÖ]


Sorumluluk Bilinci Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:57:24 ÖÖ]


Resulü Müctebâ Efendimiz (S.A.V.): “10 Haslet Vardır Ki Helak Olma Sebebidir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:43:20 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41