Gönderen Konu: Cuma Gününün Fazileti ve Edepleri  (Okunma sayısı 1466 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Cuma Gününün Fazileti ve Edepleri
« : Aralık 28, 2014, 10:29:52 ÖÖ »
Cuma Gününün Fazileti ve Edepleri



Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kim herhangi bir özrü olmadan üç cuma namazını kılmazsa, Allah onun kalbini mühürler.” Hadisin diğer rivayetinde:
“Bu kimse, İslam’ı arkasına atmıştır”2 buyrulmuştur.

Bir adam, İbnu Abbas’a gelerek, cuma ve cemaate hiç katılmadan vefat eden kimsenin durumundan sordu.
İbn Abbas ona: “O, cehennemdedir.” diye cevap verdi. Adam, bu soruyu bir ay boyunca çeşitli defalar tekrar edip soruyordu. Her defasında İbnu Abbas, ona aynı cevabı vererek: “O, cehennemdedir” diyordu.

Cuma namazı, iki veya üç fersahlık mesafeden gelinerek eda edilir. Köyde yaşayıp da, sabah erken evinden çıkarak Cuma namazına yetişen ve akşam da evine dönebilen kimselerin, şehre gelip cuma namazını kılmaları müstehaptır.

Cuma namazı beş kişiden düşer. Bunlar: Çocuk, köle, kadın, yolcu ve hastalardır.3 Bunlardan kim, cuma namazını kılarsa, bu onun için kafi olup, o vaktin farzını eda etmiş olur.

Hadiste şöyle buyrulmuştur: “Ehli kitap olan Yahudi ve Hristiyanlara cuma günü verilmiştir. Fakat onlar, ihtilaf ederek onu bıraktılar. Allah rahmetiyle bizi, bu konuda hidayete erdirdi ve o günü bu ümmete verdi. Onu, müminler için bir bayram yaptı. Bugüne ilk sahip çıkan müslümanlardır. Ehli kitap ise, bu konuda onlara tabidirler.”4

Enes b. Malik’in rivayet ettiği hadiste, Hz. Peygamber (s.a.v), şöyle buyurmuştur: “Bana Cebrail (a.s) geldi. Avucunda beyaz bir ayna vardı. Bana:

-Bu, cuma namazıdır, Rabbin onu, sana ve senden sonra ümmetine bayram olsun diye, farz kılmıştır, dedi. Ben:

-Bu günde bizim için ne vardır? diye sordum. Şöyle dedi.

-O günde, pek hayırlı bir vakit vardır. Kim o zaman içerisinde, kendisi için nasip edilen bir hayrı isterse, Allah onu kendisine verir. Ama istediği şey, kendisi için takdir edilmemişse, Allah, ondan daha büyük bir nimeti kendisi için ahirete saklar. Kul kendisi için takdir edilmiş olan bir kötülükten Allah’a sığınırsa, Allah onu, ondan daha büyüğünden muhafaza buyurur. Cuma günü, meleklerin yanında günlerin en kıymetlisidir. Biz onu, ahirette yevmü’l-mezîd/ikramı çok olan gün diye anarız.

Rasulullah (s.a.v) buyurur ki: Cebrail’e: O güne niçin yevmü’l-mezid denir? diye sordum. Şöyle dedi: “Çünkü Azîz ve Celîl olan Rabbin, cennette beyaz misk ile donatılmış bir vadi hazırlamıştır. Cuma günü olduğunda, İlliyyînden Kürsü makamına iner.” Hadisin sonu şöyle bitmektedir:

“Yüce Allah, Cuma günü müminler için tecelli buyurur, onlar Allah’ın cemaline nazar ederler.”5


2 Müslim, Cuma, 855; Mesacid, 42; Ebu Davud, Salat, 210, 211;
Tirmizî, Salat, 359; Nesaî, Cuma, 2.

3 Bkz: Ebu Davud, Salat, 215.

4 Buhari, Cuma, 1; Muslim, Cuma, 856.

5 Tabarani, el-Evsat, No: 2105. (Hadis biraz daha uzuncadır.);
Ebu Ya’la, Müsned, No: 4228; Şafii, Müsned, No. 374; İbnu Ebi Şeybe,
Musannef, II, 58; Heysemi, Mecmau’z Zevaid, II, 164.


 





* ''Cuma günü,günlerin en kıymetlisi,Müslümanların bayramıdır.Diğer bayram günlerinden daha kıymetlidir.
Adem aleyhisselam,Cuma günü yaratıldı.Cuma günü Cennetten çıkarıldı.Cennettekiler Allah'u Teala'yı Cuma günleri göreceklerdir.
 


-------------------------------------------------------------------------

CUMA GÜNÜ

Müslümanların Haftalık Bayramı;

Semavî, gayr-i semavî bütün dinlerin kutsal saydığı bazı özel günler vardır ve bu
zaman dilimlerinde kendine özgü birtakım toplu ibadetler yerine getirilir. Hafta
günleri içinde Yahudiler cumartesiyi, Hıristiyanlar da pazarı kutsal kabul ederler.
Biz Müslümanlar için ise cuma günü bizzat ALLAH (c.c.) ve Rasûlü (sas) tarafından haftalık
ibadet ve toplantı günü olarak teşri’ buyrulmuştur. "Toplamak, bir araya getirmek"
anlamındaki (cem’) kökünden türetilmiş bir isim olan cum’a (cumua, cumaa)
kelimesi, aynı zamanda Kur’ân-ı Kerim’in 62. sûresinde yer almış ve sureye de
adını vermiştir.

İslam’dan önceki dönemde haftanın altıncı gününe (bize göre cuma) arûbe denirdi.
râmî dilinde arafe günü anlamına gelen arûbe, Yahudilerin yedinci gün olan
cumartesiye hazırlık yaptıkları ve bunun için Medine’de sabahtan öğleye kadar
pazar kurdukları bir gündü. Mahlukatın mükemmel şeklinin yahut Hz. Adem’in
yaratılışının o gün tamamlanması sebebiyle bugüne cuma adının verildiği
söylenmiştir. Yine bu isimlendirmeyi, Kureyş’in atalarından olup bugünde
kavmini toplayan, onlara Harem’e saygı göstermelerini emreden ve kendi
neslinden bir peygamberin geleceğini haber veren Ka’b b. Lüeyy’e kadar
götürenler olduğu gibi [bu kişinin Kusay olduğu da söylenmiştir], bugünün hicretten
önce Medine’de Ensar tarafından toplantı ve ibadet günü olarak seçilmesine
bağlayanlar ve ismi bu tarihten itibaren başlatanlar da vardır.

Cuma adı verilmesi bilhassa toplantı günü olmasından kaynaklanmaktadır ki ismini
alan sûrede: "Ey iman edenler! Cuma günü cuma namazına ezan ile çağrıldığınız
zaman derhal Allah’ı zikretmeye (hutbe ve namaza) koşun, alışverişi bırakın. Eğer
bilirseniz bu sizin için çok daha hayırlıdır. Namaz tamamlanınca yeryüzüne yayılın,
işinize gücünüze bakın, Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Ve daima Allah’ı anın ki
felah bulasınız." [Cum’a 62/9-10] buyrulmuş olması, cuma namazının –hicret
esnasında farz kılınmasından önce de bugünün aynı isimle anıldığını ve bir
toplantı günü olduğunu göstermektedir. Cuma gününün en kutsal unsuru, cuma
namazıdır. Cumanın kulluk cihetiyle en mühim sırrı da, mü’minlerin kalplerini
birleştirmesi ve dillerini bir kelimede cem’ etmesidir. Günlük beş vakit
namazdan daha yoğun olarak bu cuma namazında Müslümanlar bir araya gelirler
ve topluca İlahî dergaha yönelirler. Ümmetin birlik ve dirliğini kuvvetlendirici,
kardeşliklerini özleştirici bir misyon eda eder cuma namazları.








 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41