Gönderen Konu: Vefatının 750’nci Yılında Hacı Bektaş-ı Velî  (Okunma sayısı 96 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Vefatının 750’nci Yılında Hacı Bektaş-ı Velî
« : Eylül 01, 2021, 04:38:55 ÖÖ »
Vefatının 750’nci Yılında Hacı Bektaş-ı Velî

Hacı Bektaş-ı Velî’nin anayurdu olan Nişâbur, tasavvuf zümreleri açısından önemli bir konuma sahiptir. IX-X. yüzyıllarda ortaya çıkan ve sonraki dönemlerdeki birçok tarikatı etkileyen Melâmetîlik, Nişâbur sûfîlerinin temel özelliği idi.

Böyle bir sûfî mirasına sahip olan Nişâbur, Hacı Bektaş-ı Velî’nin doğduğu yıllarda (606/1209) Harizmşahların yönetiminde idi. Önce Nişâbur’da dini ilimleri tahsil ettikten sonra Ahmet Yesevî’nin müritlerinden Lokman Perende’den tasavvuf terbiyesi aldı. 1

Hz. Muhammed’in (S.A.V.) ahlâkını hayat düsturu yapan Hacı Bektâş-ı Velî, aldığı manevî bir işaretle Horasan’dan Anadolu’ya gelerek tıpkı Ahmet Yesevî’nin (ö. 562/1167) Türkistan’da yaptığı gibi İslâmiyet’in Türkmenler arasında yayılmasını sağlamıştır. En büyük kerameti, gönülleri etkilemekteki gücüdür. Tarihî olarak Ahmet Yesevî’nin müridi olmamakla beraber onun tasavvufi düşüncelerinin ve öğretisinin Anadolu’daki takipçisi olmuştur. 2  Kabri Kırşehir’de kendi adını taşıyan Hacı Bektaş kasabasındadır. 1582’de yaptırılan türbesinin yanında bir zaviye vardır.

Hacı Bektâş-ı Velî’ye göre Yüce Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler; Allah’a karşı doğru ve dürüst, halka karşı adaletli ve insaflı, büyüklere saygılı, küçüklere şefkatli, düşmanlara müsamahalı, dostlara vefalı, dervişlere cömert, âlimlere alçakgönüllü, cahillere karşı ise suskun olmalıdır. Âlimlere tefekkür ve düşünce, dervişlere riyazet ve zikir yaraşır. Fikirsiz âlim serap, zikirsiz derviş haraptır. Fikirsiz bilgin kanatsız kuş, zikirsiz derviş yapraksız ağaçtır. Fikirsiz bilgin Nuh’suz gemi, zikirsiz derviş ruhsuz kalptir. Fikirsiz bilgin Tûr’suz Musa, zikirsiz derviş nûrsuz kandildir. 3

Hacı Bektâş-ı Velî’ye göre; dervişlik aç gözlülüğü, mal ve para biriktirmeyi bırakmaktır. Gerçek derviş, hiç kimsenin kendisini incitmesinden incinmez. Er odur ki, kırılmaya layık olanı da kırıp gücendirmez. 4  İnsanın süsü ve güzelliği sözlerinin doğruluğunda ve iyiliğinde, olgunluğu dürüstlüğündedir. 5

O’nun tasavvufî düşünceleri; ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, bir olalım, iri olalım, diri olalım ve eline, beline, diline sahip ol, sözleriyle özetlenebilir.

Hacı Bektaş-ı Velî Allah’ın varlığını ve birliğini, yerlerin ve göklerin sahibi olduğunu, yücelerden yüce, rahmetinin çok geniş ve kullara nimetleri bağışladığını vurgular. 150 kadar ayete yer verdiği Makâlât’ta her konuda Kur’an’dan bir ayet zikrederek, her şeyin Kur’an’da açıklandığını belirtir. 6

İnsan Allah’ın bildirdiği her şeye inanmalı, Allah’ın yüceliği karşısında acizliğini fark edip verdiği nimetlere şükretmelidir. Çünkü: “Her kim kendini bilirse Rabbini de bilir.” Kendinin farkında olmayan birisi insan suretinde olsa da insanlıktan nasibini almamıştır. O, ne kendini, ne Allah’ı, ne de hak ehlini bilir. Bu yüzden hayvanlardan daha aşağı bir mertebededir. 7

Hacı Bektâş-ı Velî, dört unsurdan hareketle insanları dört gruba ayırır. Ona göre bu gruplar şöyle sıralanır:

Âbîdler: Şeriat taifesi olup havanın özelliğine sahiptir. Bunların şeriata sımsıkı sarılarak nefsin arzularından uzaklaşmaları gerekir. Avam tabakasını teşkil eden âbidlerde kibir, haset, kıskançlık, cimrilik ve düşmanlık bulunduğundan birbirlerini incitirler.

Zahitler: Tarikat ehli olup ateşin özelliğine sahiptir. Korku ile ümit arasında hayatlarını geçiren zahitlerin en önemli kaygısı ahiret için ibadet ve yararlı işler yapmaktır. Onların bilgisi ilme’l-yakîndir.

Arifler: Marifet ehli olup suyun özelliğine sahiptir. Bu yüzden hem temiz hem de temizleyici olmaları gerekir. Tefekkür, sohbet, velâyet ve ayne’l-yakîn bilgi âriflerindir.

Muhipler: Hakikat ehli olup toprağın özelliğine sahiptir. Bu yüzden tevazu, teslimiyet ve rıza muhiplerin temel özellikleridir. Onlar münacat, müşahede ve hakka’l-yakîn ehlidir. 8

Günümüzde bir takım insanların kendilerini Alevilik veya Bektaşilik adı altında bu büyük gönül insanına nispet ederek İslam’ın temel prensiplerine aykırı bir din ve cami dışında bir ibadet yeri oluşturmaya çalışmaların O’nunla, O’nun fikirleriyle hiçbir yakınlığı yoktur.

Hacı Bektâş-ı Velî Hazretlerini vefatının 750’inci yılında rahmet ve minnetle anıyoruz.

----------------------------------------------------------------------------

1- Abdülbâkî Gölpınarlı, Vilâyet-Nâme, Menâkıb-ı Hünkâr Hacı Bektâş-ı Velî, İstanbul 1990, 1-2, 17-20, 27; Rudolf Tschudi, Das Vilâjet-nâme des Hadschim Sultan, Berlin 1914, metin kısmı, 3-9, 17-19; Bedri Noyan, Hacı Bektaş-ı Veli Manzum Vilâyetnamesi, İstanbul 1996, 108;  Abdurrahman Güzel, Hacı Bektaş Velî ve Makâlât,

2. baskı Ankara 2002, 35-38; Aziz Yalçın, Makalat-ı Hacı Bektaş Velî, İstanbul 1993, 13-14. Orta Asya’dan Anadolu’ya göç eden Türkmen dervişlerinden biri olan Hacı Bektâş-ı Velî’nin olağanüstü güçlere sahip yüce bir kişi olarak sunulan efsaneleşmiş tarafı, soyunu Ehl-i Beyt’e dayandırmayı kolaylaştırmaktadır. İrene Melikoff, “Alevî Bektaşîliğin Tarihi Kökenleri Bektaşî-Kızılbaş (Alevî) Bölünmesi ve Neticeleri”, Tarihi ve Kültürel Boyutlarıyla Alevîler Bektaşîler Nusayrîler, İstanbul 1999, 17-23. 2- Hilmi Ziya Ülken, Anadolu’nun Dinî Sosyal Tarihi, (Öncüler: Barak Baba, Geyikli Baba, Hacı Bektaş), Hazırlayan: Ahmet Taşğın, 2. baskı İstanbul 2003, 92, 98- 99, 104-105.

3- Hacı Bektaş Velî, Fevâid, 60.

4- Hacı Bektaş Velî, Fevâid, 29.

5- Hacı Bektaş Velî, Fevâid, 49-50.

6- Esad Çoşan, Hacı Bektaş Velî ve Makâlât, 32-34.

7- Esad Çoşan, Hacı Bektaş Velî ve Makâlât, 30, 50..

8-  Esad Çoşan, Hacı Bektaş Velî ve Makâlât, 2-7, 31. Doç. Dr. M. Necmettin Bardakçı’nın “HACI BEKTÂŞ-I VELÎ’NİN TASAVVUF FELSEFESİ” isimli makalesinden.

Mustafa Kasadar.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41