Gönderen Konu: İnsan Olmanın Ön Şartı  (Okunma sayısı 62 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5880
İnsan Olmanın Ön Şartı
« : Eylül 17, 2022, 07:36:42 ÖÖ »
İnsan Olmanın Ön Şartı

Güzel ahlakın, saflaşmış, durulaşmış ve bütün olumsuzluklardan arındırılmış keyfiyetine edep denilir.

Edep ise, ancak terbiye ile eğitim ile elde edilir. Her insan, ferdiyeti yönüyle ayrı bir karaktere sahip olduğu için de, bireylerin terbiyesinde, genel ilkeler yanında hususi yöntemlerin kullanılması kaçınılmazdır.

Ayrıca edep, nefis, kalp, ruh, vicdan ve diğer duyguların bütününde dengeli yaşanılması gereken bir olgudur. Bu da, terbiyede bütüncül olmayı şart kılar. Böylesi bir şartı yerine getirebilmek ise, ancak ilahi öğretilerle mümkündür. Bu mümkünü vaki kılacak da ancak Kur’an’dır. Kur’an, okunurken insanı terbiye eden tek ve en üstün kitaptır.

Peygamber Efendimizin ahlakının Kur’an oluşu; terbiye ve edepte Kur’an’ın eşsizliğinin ebedi örneğidir. Kur’an nasıl ki Peygamberimize ait bir mucizedir; O’nun peygamberliğini tasdik eder; Peygamberimiz de ulaştığı aşkın ahlakla Kur’an’ın bir mucizesidir; onun Allah kelamı olduğunu doğrular, diğer bütün pedagojik yaklaşımlara üstünlüğünü tasdik eder.

İnsan, taklit eden bir varlıktır. Ahlak alanında da onun bu özelliği değişmez. Dolayısıyla insan, yüce ahlak sahiplerini taklit ede ede, yüce ahlakla tanış olur; sonra da taklitten tahkike geçiş yapar, yüce ahlakı kazanır. Böylesi bir süreci ise ona, ancak dini veriler yaşatır.

Potansiyel bağlamda, her insan iyi ahlakla donanımlıdır. Ne ki, dış etkenler insandaki bu potansiyelin yaşanır olmasına her zaman elverişli değildir. İlahi emir ve yasaklar, insanı bu olumsuz etkilerden kurtararak bilinçlendirir; onu kendi mahiyetine uyandırır. Böylece insan, kendini keşfederek, potansiyel güzel ahlakını fiili hale getirme şansını elde eder.

Akıl, vicdan, kalp ahlaki olanı seçme ve bulmada en önemli referanslardır. Fakat, ahlaki değerlerin kaynağı değillerdir.

İyi- kötü, güzel- çirkin, hayır-şer, bu melekelerle ayırt edilir; insan iradesi bu ayrışmalar sonucu bir tercihte bulunur ve tercihlerinin sorumluluğunu da üzerine alır. Eğer, insan ahlaki değerlerin bizzat kaynağı olsaydı, iradenin tercihi diye bir şey söz konusu olmazdı; o zaman da insanın bütün davranışları insiyaki olur ve diğer varlıklardan, sorumluluk bağlamında bir farkı, dolayısıyla ahlaki yapı ile herhangi bir bağlantısı kalmazdı.

Ahlak, önce kötülüklerden arınmayı sonra da iyiliklerle donanımlı olmayı zaruri görür. Çünkü kötülüklerden arınma bir temizlik ameliyesidir; iyiliklerle donanımlı olma ise tezyin ve süsleme konumundadır. 

İnsanın mahiyetine konulmuş kötü duygular, onun yükselişi adına önemli birer dinamiktir. İnsan söz konusu kötü duygulardan kurtulmak için çalışır, gayret eder. Bu çalışma ve gayret aynı zamanda bir hareket demektir.

Hareket ise, bir canlılık alametidir. Eğer insanda bu tür duygular olmasaydı, makamı sabit kalır ve ondan bir yükseliş beklenmezdi. Halbuki insan, yüceler yücesi makamlarla aşağılar aşağısı düşüşler ortasında serbest bırakılmış bir varlıktır. 

 O, iradesini hangi yönde kullanır, gayretini hangi istikamete yoğunlaştırırsa, sonuçta kazandıkları onlar olur.

Hem, hiç gayretsiz bir hayat, çalışmasız elde edilen sonuçlar, varlıktan çok adem denilen yokluğun belirtileri sayılır. Bu sebeple de insan, böylesi tekdüze bir hayattan, varlık lezzetini tam anlamıyla duyamaz, hissedemez. Bu da eksik bir hal demektir. İşte insanı bu eksik halden kurtarmak ve ona var olmanın mükemmelliğini duyurmak için, Cenab-ı Hak, insana, kendi iç sahasında bir mücadele alanı açmıştır. İnsan bu mücadele ile hem yükselecek hem de kendi mahiyetinin zenginliklerine uyanmış olacaktır.

İnsan söz konusu mücadelede başarılı olursa, meleklerden üstün bir varlık haline gelir. Kaybederse, kaybı ölçüsünde insanlığını yitirir. Bazen kaybın yoğunluğu öylesine onu baskı altına alır ki, hayvandan daha aşağı duruma düşer. Bu hal, ahlakın sıfırlandığı ve eksilerde seyrettiği süreçtir. Ne ki, insanın yeni hamleler yaparak, kaybettiklerini kazanma, kazancını katlama şansı da her zaman mevcuttur.

Ümitsizliğe düşmeden, insan bu şansını her vakit zorlamalıdır.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Güzel Geçimin Sırları. Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 07:42:25 ÖÖ]


Yol Azığı Sabır ve Namaz Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 07:37:45 ÖÖ]


Yardımlaşma Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 07:26:22 ÖÖ]


Kur'an'da İnkarcıların Sıfatları Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 07:11:43 ÖÖ]


Kur'an Psikolojik Hastalıklara Şifadır Gönderen: gurbetciyim
[Bugün, 07:07:51 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:40:51 ÖÖ]


Zamanın Nabzını Tutmak Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:18 ÖÖ]


Emanet Ahlakı Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:25:04 ÖÖ]


Annenin Gözünde Çocuk Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:11:50 ÖÖ]


Ömür Hak Yolunda Tüketilmeli Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:05:21 ÖÖ]


Allah Kullarını Eğitiyor Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:12:41 ÖS]


Kur'an ve Sünnet'te İnfak Gönderen: KOYLU
[Dün, 10:08:17 ÖS]


Ayetlerle Cehennem Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:04:39 ÖS]


Ayetlerle Cennet Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:54:55 ÖS]


Allah Kimi Hidayete Erdirmek Isterse Gönderen: KOYLU
[Dün, 05:50:07 ÖS]


Uğur Işılak - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:31:08 ÖÖ]


Hafızlar Ezgi Grubu - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 11:26:28 ÖÖ]


Ölçülerimizi Sâbitelerimizi Bilelim Yaşayalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:18:21 ÖÖ]


Polen Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:09:30 ÖÖ]


İyiliğe ve Cömertliğe İlk Önce Evlerimizden Başlayalım Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 08:01:00 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42