Cemaat ve Kardeşlik
kardeslik
Cemaat sözlükte, insan topluğu-bir araya gelen insanlar demek ise de; bizim söz etmek istediğimiz cemaat İslam Ümmetinin oluşturduğu cemaattir. Bu cemaat aynı Kitaba (Kuranı Kerim’e), aynı peygambere inanan, namazında aynı Kıbleye dönen Müslümanlardır.
İslam cemaatinin temelde amacı bir tek Allah’a, şirk koşmadan muvahhidce yaşayıp insanlık için çıkarılmış hayırlı bir ümmet olmaktır. İnsanlık için, insanlığın kurtuluşu için çalışan, benliğini bir tarafa bırakıp bireyselliğin basitliğinden başkaları için çalışma üstünlüğüne ve erdemine ulaşma çabası ile ve güzelliği ile kendini ortaya koyar.
Asrımızın hastalığı olan bireyselleşme ve sınıflaşmaya karşı kalkan olan cemaat bilinci ve cemaatleşmedir. Kişi cemaat ortamında eğitilip olgunlaştıkça toplumsal duyarlılığı artar, kendi için istediğini mümin kardeşi için de isteyerek gerçek bir mümin olma derecesine yükselir. Allah’ın rahmetine mazhar olan insan birlik olmanın ve kardeşliğin taşıyıcısı da olur. İmanı ile birlikte kişiliği de güçlenip güzelleşir.
Cemaat her tür bereketin adıdır. İslamı pratikleştirmenin, islamı yaşamanın en güzel yeridir. Günümüzde nesli korumanın, muhafaza etmenin, toplumun negatif etkisinden korumanın en güzel yeridir cemaatler. Cemaat içerisinde yapılan davranışlar, çalışmalar Allah rızasına uygun olmak zorundadır. Sosyal faaliyetler salih amel niteliğindedir. Salih amellerin insanda oluşturduğu huzur ve coşku burada oluşmaktadır.
Bakıldığı zaman cemaat içerisinde bulunup görev almak eziyet gibi görünse de birlikteliğin huzur ve verdiği ruhsal rahatlık evde oturup durmanın rahatlığına tercih edilir. Allah’ın rahmetini hisseden cemaatteki birey/mümin bu eziyeti kişisel rahatına tercih etmenin hazzı ve coşkusunu başka bir yerde bulamadığını görecektir. Cemaat içerisinde bulunmayı tercih etmek böyle bir gönüllülük gerektirir.
Müslümanların cemaat oluşturmasının tarihi İslam tarihi ile başlar. Son ümmet olarak ilk islam cemaatini Peygamber (a.s.) ve etrafındaki Müslümanlar oluşturmuşlardır. Bu ilk cemaat bize islamın yaşanırlılığı ile örnek olmuştur. Bu örneklik 1400 yıldır nesilden nesile aktarılarak bize ulaşmış ve inşallah kıyamete kadar da devam edecektir.
İslam cemaat dinidir ve Allahu Teala Ali İmran 104. Ayeti Kerimesinde: “İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir cemaat bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır” ifadesi ile İslam dininin cemaat dini olduğunu ve Peygamber Efendimiz de: “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” buyurarak cemaatin temel prensibini ortaya koymuştur.
İslam Cemaatinde herkes birbirinin kardeşidir. Müminler Allah’ın dinini yaşamaya çalışırlar. Önderleri kendileri gibidir. Hiçbir üstünlüğü yoktur. O Allah’a itaat ettiği sürece ona itaat edilir. Müminler tıpkı namazda olduğu gibi toplum hayatında da yan yanadırlar ve neden yan yana olduklarının da şuurundadırlar. Cemaat olmaları bilinçli ve gönüllü bir tercihtir. Aralarındaki bağ parti, ırk, soy-sop, hemşehrilik değil iman bağıdır. Beraberlikleri çıkar ilişkisi değil Allah içindir.
Müslümanlar bulundukları yerde az da olsalar cemaat ruhunu yaşamak ve yaşatmakla görevlidirler. Tefrikaya sebep olmadan vahdet ve ümmet bilinci ile islam kardeşliği için çalışırlar. Cemaat olan müminler birbirini tanır, sayar ve destek olurlar, birbirlerine yardım da bulunurlar, birbirlerinden haberdar olarak yaşarlar, birbirlerinin eksiğini tamamlarlar. Bir vucudun azaları gibidirler. Birbirlerine kenetlenirler. Nitekim Allahu Teala Saff Suresinde: “Allah yolunda hepsi birbiriyle kenetlenmiş, yekpare ve müstahkem bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever” buyurmaktadır. Çalışmaları aralarında istişare iledir.
Kardeşlik bilinci ve hukukunu Müslümanlar cemaat içerisinde öğrenir ve yaşarlar, cemaat içinde eğitilirler. Cemaatle namaz kılmak, islamın prensiplerini öğrenme şekli yaşayarak, işiterek ve görerek olur. Nitekim Ashab Peygamber Efendimiz ile yiyip içiyor, savaşlara katılıyor, namaz kılıyor, Onunla oturup kalkıyor, gelen vahye canlı olarak şahit oluyor ve böylece islamı görerek-işiterek ve yaşayarak öğrenip eksiksiz bir şekilde uygulayarak Asrı Saadet toplumunu oluşturmuşlardır.
Bizler Peygamber (a.s.) yöntemini uygularsak günümüzdeki İslam Cemaati de o dönem gibi olacaktır. Kardeşler arası hukukumuzu belirlerken ilişkilerimizde Kuran ve Sünnet çizgisinden sapmazsak sağlam bireyler ve sağlam cemaat oluşturmuş oluruz ve o zaman dünyevileşmeden ve dünya bağımlılığından kurtuluruz.
Şunu söyleyebiliriz ki cemaat bilinçli birliktelik ve basiretli bir tercihtir. Cemaat kardeşlik, paylaşma, dayanışma, Allah için sevmek, Allah için var olmaktır. Kişinin eğitilip şahsiyet kazandığı/kazandırıldığı ortamdır. Cemaat kendi eksiğini kardeşi ile tamamlamasıdır. Cemaat insanlığımızı güçlendirmede kararlı olmaktır. İslamı hassasiyeti gündemden çıkarmamak çabasıdır. İnsanlığın sorunlarını birlikte çözme çabasıdır. Cemaat cesarettir, küfre toplu cevaptır. Cemaat okuldur, ortak akıldır.
Bütün bunları göz önünde bulundurup yerimiz islam cemaati içinde ayırttıralım. Allah’ın rahmetini birlikte hissedelim inşallah.
Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerimize olsun.