Gönderen Konu: Sadıklardan Ollmak  (Okunma sayısı 58 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5777
Sadıklardan Ollmak
« : Aralık 06, 2023, 07:50:06 ÖÖ »


Sadıklardan Ollmak

“Müminlerden bazı kimseler Allah’a verdikleri sözü yerine getirdiler.”
(Ahzab, 33/23.)

Tasavvufta “sıddıkiyet” büyük makamlardan biridir. Tam doğruluk manasına gelir, velayet derecelerinin en üstünü olarak kabul edilir ve ondan sonra gelen makam da nübüvvettir. Sıdk, hakikati konuşmak, dürüst ve güvenilir olmak, vadine sadakat göstermektir. Sıdk üzere olan kimsenin içi ve dışı eşittir. Sıdk, zahir ve bâtında Allah ile beraberliği istikamet üzere muhafaza etmekle olur. Allah’ın sürekli kalpte olması, O’ndan başka şeyin hatıra getirilmemesi ile bu istikamet muhafaza edilir. Sıdk, kişinin hâlinde leke, inancında şüphe, amelinde ayıp olmamasıdır. (Ethem Cebecioğlu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, s. 566-567.) Cürcani’ye göre sıdk, kâinatın varlık sebeplerindendir. Çünkü sıdk, hakikatin ifadesidir. Eğer hakikat bir an için bile ortadan kalksa kâinatın düzeni bozulur. Sıdk bütün iyi ve güzel şeylerin temeli, peygamberliğin dayanağı ve takvanın meyvesidir. Hak Teâlâ kıyamet gününde fayda verecek şeyin sadakat olduğunu (Maide, 5/119.), sadık erkek ve kadınlara mağfiret ve büyük mükâfat hazırladığını haber verir. (Ahzab, 33/35.)

Sıdk bütün peygamberlerin en önemli vasfıdır. Hak Teâlâ kitabında elçilerinden, “sıddık” diye övgüyle söz eder. Resul-i Ekrem’in en mümeyyiz vasfı doğruluk, dürüstlük ve sadakattir. O, insanların en doğrusuydu ve ağzından şaka dahi olsa yalan bir söz çıkmamıştır. Fahr-i Kâinat Efendimiz, peygamberliğini açıkladığında onun en büyük delili sıdk üzere olmasıydı. Doğruluğuna dost düşman herkes şahitlik etti. Düşmanları ona pek çok ithamda bulundular ancak doğruluğu, dürüstlüğü ve vadine olan sadakati hususunda hiçbir şey diyemediler. Müslüman olmadan önce Ebu Süfyan ile Bizans İmparatoru Herakleios arasında geçen konuşma bu açıdan dikkate şayandır. Herakleios, peygamber olmadan önce onu yalan ile itham edip etmediklerini ve sözünde durup durmadığını sorduğunda Ebu Süfyan, hayır cevabını verdi. Daha sonra Ebu Süfyan, Efendimizin şahsiyeti ile ilgili şunları söyledi: “O bize, sadece Allah’a kulluk etmeyi, namaz kılmayı, doğruluğu, iffetli olmayı ve akrabalık hukukunu gözetmeyi emrediyor.” Bunun üzerine Bizans İmparatoru, “İnsanlara karşı yalan söylemeyen bir kimse Allah’a karşı da yalan söylemez. Hiç sözünde durmadığı oldu mu, diye sordum; hayır, dedin. Peygamberler de böyledir, sözlerinden asla dönmezler…” (Buhari, Bed’ü’l-Vahy, 6.) dedi.

Sıdk, imanın gereğidir ve kişi en başta âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’ya karşı doğru, dürüst olmalı ve sadakat göstermelidir. “Allah’a ve peygamberlerine iman edenler var ya, işte onlar Rableri katında sıddıklar (sözü özü doğru kimseler) ve şehitler mertebesindedirler. Mükâfatları ve nurları onları beklemektedir...” (Hadid, 57/19.) Allah ve Resulü’ne inananlar aynı zamanda sıddık olanlardır. Yani imanlarında doğru ve samimidirler. Sıdk sahibi olanlar Allah’a verdiği ahde sadakat gösteren ve samimiyetle ona bağlı olanlardır. Sıddıklar amellerini sadece Allah Teâlâ’ya hasredenler ve ona riya karıştırmayanlardır. İhlas ve samimiyetle kulluk yapanlar ve Allah’ın hoşnutluğu dışında bir mükâfat beklemeyenlerdir.

Sadakat, Allah’ın Resulü’ne karşı da gösterilmelidir. Onun getirdiklerini tasdik etmek ve ona itaat etmek sadakattir. Bu sadakatin zirvesini Hz. Ebubekir’de görürüz. Peygamber Efendimiz, Miraç hadisesi gerçekleştikten sonra Mekkelilere bu yolculuğunu ve şahit olduklarını anlattı. Ancak müşrikler inanmadıkları gibi Müslümanları dinlerinden döndürmek için bu olayı dillerine doladılar. Hemen Efendimizin en yakın dostu olan Ebubekir’e gittiler. Ona arkadaşının bir gece içinde Mescid-i Aksa’ya gittiğini, oradan da göklere çıkıp sabah olmadan Mekke’ye döndüğünü söylediği şeklindeki sözlerini anlattılar. Hz. Ebubekir: “Bunları eğer o (Muhammed’ül-Emin) söylüyorsa muhakkak doğrudur.” dedi. Müşrikler şaşırdı ve böyle bir şeye nasıl inandığını sordular. Hz. Ebubekir: “Bunda şaşılacak ne var? Vallahi o bana, gece veya gündüzün herhangi bir vaktinde kendisine Allah’tan haber geldiğini söylüyor da ben yine onu tereddütsüz tasdik ediyorum.” diye cevap verdi. O, hemen Kâbe’de bulunan Efendimizin yanına gitti ve ondan Miraç hadisesini dinledi. Resulüllah’ın sözlerini tasdik eden Hz. Ebubekir’e Efendimiz bu sadakatinden dolayı “Sıddık” lakabını verdi. (Hadislerle İslam, c. 3, s. 243.) Hz. Ebubekir’in bu sadakati, kalbindeki kuvvetli imandan kaynaklanıyordu.

İmam Gazali, sıdkı ihlasa yakın yüksek bir derece olarak tarif eder ve sıdkın kemaline erenin sıddık olduğunu söyler. Altı şeyde tam anlamıyla doğru olanlar sıddık olurlar. Bunlardan birincisi sözde/konuşmada sıdktır. Sıdk denince akla ilk gelen sözde doğruluktur. Geçmiş, şimdi ve gelecek hakkında konuşurken asla yalan söylememektir. Dili doğru söyleyenin kalbi de doğru olur. Dilin doğru olması için de konuşurken yanlış anlamaya sebep olacak şekilde kinayeli konuşmamak ve Allah’a münacat ederken samimiyetle istemek, kalbi başka dili başka olmamaktır.
İkincisi niyet ve iradede sıdktır. Bu sıdk ihlasla irtibatlıdır. İnsanın hâl ve hareketlerinde tek gayesinin Allah olmasıdır. Üçüncüsü azim ve kararlı olmaktaki sıdktır. Sadık kişi iyilik yapmaya karar verdiğinde bu kararında bir sapma ve tereddüt göstermeyen kişidir. Dördüncüsü kararını icra etmedeki sıdktır. İnsanın vaatte bulunması bunu uygulamasından daha kolaydır. Sadık kişi iyiliği yapma ve kötülüklere dönmeme konusundaki azmini yerine getirendir. Beşinci sıdk, amelde sıdktır. İnsanın içinde olmayan bir özelliği dışında varmış gibi göstermemesi, içiyle dışının birbiriyle uyumlu olmasıdır. Altıncı sıdk, dinî makamlar konusundaki sıdktır. Sıdkın en yükseği ve değerlisi korku ve ümit tazim, zühd, rıza tevekkül, muhabbet gibi tasavvufi hâllerde sıdk üzere olmaktır. (İmam Gazzâli, İhya, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, c. 4,s. 580-588.)

İnsanların en doğrusu olan Efendimizin sıdkı öğütlediği buyruğunda sıdkın tüm hayırları cem ettiğini görürüz : “Size doğruluğu öğütlerim; çünkü doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Doğruluğu şiar edinen kimse Allah katında sıddık diye yazılır. Yalan söylemekten sizi men ederim; çünkü yalan söylemek günaha, günah da cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye nihayet Allah katında kezzâb diye yazılır.” (Buhari, Edeb, 69.) Sıdk aynı zamanda hem Allah’a hem de Resulü’ne müminlerin sadakatini gösteren en güzel vasıftır.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41