Gönderen Konu: Ailemde Namaz  (Okunma sayısı 68 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2154
Ailemde Namaz
« : Ocak 28, 2023, 09:01:45 ÖÖ »
Ailemde Namaz

“Aile fertlerine namazı emret, kendin de bunda kararlı ol…”

(Tâhâ, 20/132)

Ahsen-i takvîm kıvamında yaratılan insanın bu kıvamı muhafaza edebilmesi için en muazzam yoldur namaz. Nefsin esfel-i sâfiline düşmesinin bir engelidir aynı zamanda. Çünkü namaz hayâsızlıktan ve kötülüklerden alıkoyar bizi, sarıp sarmalar, âdeta cam fanusun içinde nefes alan nadide bir çiçek gibi. Eşref-i mahlukat olma yolunda ilerletir bizi adım adım.

Aile en muazzam birliktelik, ruhların sükûna erdiği en güvenilir melce…Ailemiz en kıymetlimiz, gönlümüzün, zihnimizin en nadide yerinde vücut bulan her dem yeniden açan bir çiçek…

Bizler, büyük bir emek ve gayretle ailemiz için çalışır, çabalarız. Rabbimizin bize bahşettiği tüm imkânlarımızı ailemiz için seferber ederiz. Onların ayaklarına taş değmesin diye dua eder, dünya hayatında iyi bir gelecek sahibi olmalarını isteriz. Gayretlerimiz, dualarımız hep bu yönde olur. Peki ya ailemizin manevi hayatı? Oysa ailemizin hem dünyevi hem de manevi hayatları hususunda üzerimize düşen sorumluluklarımız vardır. Eşimize ve evlatlarımıza karşı en önemli sorumluluklarımızdan biri onların manevi hayatlarını desteklemektir. Elbette bunun en mühim sacayağı ise İslam’ın beş şartından biri olan namazdır.

Yüce Allah, “Aile fertlerine namazı emret, kendin de bunda kararlı ol.” (Tâhâ, 20/132) buyurarak ailede namaz ibadetinin ehemmiyetini belirtmektedir. Ailede namaz ibadetinin yaşanır olması için Yüce Allah, ayette iki hususa işaret etmektedir. Bu hususlardan ilki, kişilerin namaz konusunda kendi nefislerine karşı sorumlulukları, diğeri de aile fertlerine karşı sorumluluklarıdır. Zira ayette kendi nefsimizle birlikte ailemiz için de namaz ibadeti emredilmektedir. Burada eşlerin birbirlerine ve çocuklarına karşı örnekliği vurgulanmaktadır. Anne babaların çocuklarına namaz ibadetini öğretirken sözlü öğütle birlikte hâl dilini de kullanmaları istenmektedir. Çünkü söz, sözü söyleyen kişide vücut bulmalıdır. Sözün tesiri ancak hâl diliyle olur. Dolayısıyla çocukların namaz ibadetini özümseyebilmeleri için anne babanın namaz kılması ve bu hususta istikamet göstermesi son derece önemlidir.

Her şey sevmekle başlar. Sevdirmenin en güzel yolu ise örnek olmaktır. Kendi nefsimizde örneklendiremediğimiz öğütlerimiz, aile fertlerine tesir etmez. Örnek alınmanın en önemli hâli ise kendini sevdirmekten geçer, kişi sevdiğini örnek alır. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) şu tavsiyesi bu yolda bize rehber olmaktadır: “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; sevdirin, nefret ettirmeyin.” (Buhari, İlim, 11) İbadetleri sevdirmenin en güzel yolu ise Rabbimizin emaneti olan çocuklarımızın dinî hayatlarını inşa ederken merhamet, şefkat ve muhabbet dilini kullanmaktır. Ayrıca evlatlarımızı namaza davet ederken kullandığımız dil, yüce Allah’ın habibine şu öğüdü gibi olmalıdır: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et…” (Nahl, 16/125) İnsan onurunu ve şahsiyetini zedeleyici bir üslupla yapılan namaz eğitimi amacına ulaşamayacaktır. Bu hususta anne babaların rehber edineceği en güzel örnek Hz. Peygamber’in uygulamalarıdır.

Hz. Peygamber’in çocuklara olan sevgisinin tezahürleri hayatın her alanında görüldüğü gibi namaz ibadetinin eğitiminde de görülmektedir. Hz. Peygamber, namaz ibadetinin öğretilmesinde çocuklardan ilgi, şefkat ve merhametini esirgemezdi. Sevgili Peygamberimiz, torunu Ümâme kucağında olduğu hâlde namaz kılardı. Ayağa kalktığı zaman onu kucağına alır, secdeye vardığında da bırakırdı (Müslim, Mesâcid, 41). Allah Resulü bu davranışıyla torununa olan sevgini göstermekte aynı zamanda Ümâme’yi namaz ibadeti hususunda eğitmektedir. Hz. Peygamber (s.a.s.), namaz kıldığı vakit çocukların önünden geçtiği oluyordu fakat o namazına devam ediyordu (Nesâî, Kıble, 7).

Bazen Hz. Peygamber (s.a.s.) secdedeyken torunları sırtına binerlerdi. Rahmet Peygamberi secdeden kalkarken onları yavaşça sırtından indirirdi. Bir gün Hz. Peygamber (s.a.s.) secdedeyken dünyada iki reyhanım dediği Hasan ve Hüseyin onun sırtına binmiş, Hz. Peygamber ise onlar ininceye kadar secdeyi uzatmıştı (Buhari, Ezan, 57; Müslim, Fezail, 80). Görüldüğü üzere Peygamber Efendimiz, çocuklara namazı sevdirerek nefret ettirmeden rehberlik yapmış, ayrıca çocukları camilerden ve mescitlerden uzak tutmamış, onları bu mekânlara dâhil etmiştir.

Bu rehberlikle birlikte Allah Resulü, çocukların anlama kabiliyetleri ilerleyince namaz hususunda onlara öğütlerde bulunmuştur. Bir gün Hasan’a namaz ile ilgili şu hususları öğütlemiştir: “Hasan! Beş vakit namazını aksatmadan kıl. Sana şüpheli gelen şeyi terk et. İçinde şüphe uyandırmayan şeye yönel. Çünkü doğruluk insanın gönlüne huzur verir. Yalan ise huzursuzluk uyandırır.” (Tirmizî, Kıyâmet, 61) Peygamberimiz (s.a.s.), çok değer verdiği Enes’in namaz esnasında etrafını seyrettiğini fark ettiğinde onu her zamanki yumuşak üslubuyla uyarmıştı; “Yavrucuğum, namazda yüzünü sağa sola çevirip bakma.” (Tirmizî, Cum’a, 60)

Görüldüğü üzere Hz. Peygamber’in ilgi, merhamet ve şefkat üzerine tesis ettiği namaz eğitimi başta anne babalar olmak üzere toplumun her kesiminin kendilerine rehber edinmeleri gereken ehemmiyetli örnekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira bize emanet olarak bahşolunan ailemize bırakabileceğimiz en büyük mirastır namaz. Bu hususta bize destek olacak değerli yakarışlardan biri Hz. İbrahim’in duasıdır: “Rabbim! Beni namaza devam eden bir kimse eyle. Soyumdan da böyle kimseler yarat. Rabbimiz! Duamı kabul eyle.” (İbrahim, 14/40)

Dr. Ferda Yıldırım.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42