Gönderen Konu: Yenilenme Vesilesidir - NAMAZ  (Okunma sayısı 79 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5890
Yenilenme Vesilesidir - NAMAZ
« : Aralık 31, 2022, 08:38:15 ÖÖ »
Yenilenme Vesilesidir - NAMAZ

Kalbimizin kilidini nasıl açabiliriz? Ya da sol yanımızdan fısıldayan sesleri nasıl duyabiliriz? Sessizlik… Zaman ve mekândan soyutlanmış, yoğun ve derin bir kayboluş… Ruhumuzun okyanuslarında dolaştığımız, duygularımızın kıyılarına vuran sert ve yıkıcı yorgunluklarımızı sahiplenip ulvi bir tefekkürün kapısını aralayınca. Her şeyi yapabileceğine inanarak tüm sınırlarını aşan bir varlık olmaktansa en önemli özelliği kul olan bir mahluk olduğumuzu idrak edince. “Yalnızca kul olmak” başlangıçta olumsuz gibi düşünülür. Oysa Allah’a kul olmak tüm mâsivayı reddetmek manasına gelir ve hakiki bir kulluk bireyi öz(ü)gürleştirir. İşte derin bir tefekkürle kalbin kilidini açıp ruhu dinginleştirerek kişiyi Rabbine götüren en önemli kulluk göstergesidir namaz.

Bir ses, bir ahenk… Kulaktan kalbe ilişir önce. En Sevgiliyle buluşmanın çağrısı inler semalarda. İlahi davetle kul yönelir Rabbine. Durulmanın ve dirilmenin ilk veçhesidir bu. Usul usul dokunur bedene. İnce ince işler teslimiyeti. Ardından içten bir tekbir ile yer gök hatırlar Rabbini…

Namaz, kılar insanı en başta. Gurur ve kibir eğilir, bükülür ve dünyalık olan ne varsa günde beş vakit arkasında kalır kıyamın. Ahlaki olgunluk ve mutmain bir his çöker sinelere. Huzur-ı ilahi şifa olur kayadan sert kalplere. Ruhun fısıltılarının duyulduğu, insanın kalbinden geçenin bilindiği ve konuşmaksızın anlaşıldığı en güzel köprüdür seccade.

İsyan ve nisyanın kuytularında elinden tutar insanın her bir rekât. Yenilenme ve affedilme duygusu yeşerir içinde. İstekler, arzular, sıkıntılar, çaresiz dertler… Her biri artık kapının ardındadır. Övgü, saygı ve şükür “Bir” olanadır ve rahmet kapıları bir bir açılır. Her namaz vakti kulun her hâliyle kabul edildiği ve anlaşıldığı en eşsiz andır. Bu zamanları hakkıyla eda edenler için ruhsal bir dönüşüm başlar. Günahlardan uzak durabilme, bağışlanma ümidi ve beş vakit, sevgilinin huzuruna yeniden çıkabilme heyecanı benliğini sarar ve tövbe kapılarını açar.

İnsan nefsinin en büyük zaaflarındandır eşyaya ram olmak, onu amaç bellemek ve Hakk’ı pek az hatırlamak şüphesiz. Sahip olduğunu sandıkça kibir ve gurur hastalığına yakalandığının farkına bile varmaz. Eğilmez olur baş, “ben” sesinden duyulmaz hakikatin çağrısı. Kalbin günbegün daha fazla sertleştiği, katılaştığı ve koyulaştığı fark edilmez olur. Namaz yetişir yeniden imdada. Kişi huzurda olduğunun tam anlamıyla farkında olmasa da namaz kuşatır insanı kötülüklerden alıkoymak için. Başlar eğilmeye, nefsî arzular bükülmeye, kötü davranışlar bir bir sökülmeye başlar. Rükû ve secdede tevazu ile eğilen insanlar, başka insanların da varlığını idrak eder ve kendisini ulvileştirdiği noktayı muhasebe etme gayretine girer. Okunan surelerin anlamları yavaş yavaş siret eder. Huzur ve sıcaklık yayılır tepeden tırnağa.

Namaz, müminlerin manevi miracıdır. Miraç, yükselticidir. Fiziki âlemden metafizik âleme geçişin o ihtişamlı kapısıdır. Müminler, usulünce kıldıkları namaz vasıtası ile bu manevi yükselmeyi yaşar ve her kul kendi manevi miracını gerçekleştirmiş olur. Saf saf dizilir camilerde yakarışa gelenler. Irk, renk dil fark etmeksizin bir olunur “Bir”in yolunda. Ümmet ruhunun metaneti kaplar herkesi. Muazzam bir dayanışma arzusu doğar kalplerde. Nebi’nin Bedir Savaşı’nda kendilerinden sayıca fazla olan düşmanla savaşırken bile cemaatle namaz kıldığı o anlar canlanır gözlerde. Bir şükürdür dil döndüğünce namaz. Hâl diliyle teşekkür… Hayat nimeti, aile nimeti ve daha nicesi Nebi’nin ümmeti olma nimetine dil döndüğünce şükrandır. Ne bir bedel ödenmiştir bunlar için ne de bir cefa çekilmiştir. Aslolan O’nu hatırlamaktır hep. Cümle yaratılmışın yaptığı gibi, tesbih etmek…

Bizi esfel-i safilin eşref-i mahluka yükselten, insan-ı kâmil eyleyen en temel ibadetlerdendir namaz. En hakiki yoldaş, en samimi anın ortağıdır. Zaman zaman ihmale uğratılsa da hiçbir zaman arkasını dönmez. Çağırır günde beş kez, hatırlatır kendini. Gözler kör, kulaklar sağır olmadığı müddetçe tüm âlemin niyazda olduğu fark edilir. İlahi aşka davet eden her fırsatı görmek ve selim bir kalple hissetmek gerekir. İşte o zaman insan, hamt ve tekbirle ulaşır en sevgiliye.

Huşu… Nasıl da zor yakalamak onu. Hele de modern zamanın koşturmaca dolu dakikalarında. Elinin tersiyle tüm metayı itmek ne kadar ağır gelir benliğe… Sahip olma arzusunun güdülediği meşguliyet hiç bitmez. Huşuya dalmak tüm caydırıcılara rağmen birkaç dakika cenneti iliklerde hissetmekle eş değerdir oysa…

Bir meçhul yolcusuyken yalnız ve de mağrur, elinden tutar kılanın namaz. Seher vaktinin sonsuzluk hissi ile taşar kalplerden ilahi muhabbet. Öğlenin telaşında bir dur ve durul der. Sonra ikindi çağrısıyla dinle ruhunu ve dinlen… Akşamın yeryüzüne serilen örtüsüyle usulca sarıl seccadene. Yatsı namazı günün tüm pişmanlıklarını sıyırıp atsın tövbe rüzgârıyla… Derin bir aidiyet başlar böyle böyle hakikate. Kılar namaz tüm karanlıklarını ve koyuluklarını nefsin. Kıble önünde eğildikçe yükselir başlar… Ömre iliklenir yavaş yavaş mümince bir şuur. Yıkar ve azat eder dünya köleliklerini. Böylece namaz, bizi kul eyler, yolcu eyler asıl olana. İşte o zaman açılır kalbin kapıları ve fısıldar usulca, elhamdülillah…

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42