Gönderen Konu: Kura’nıkerimden Öğütler 1- 5 Kısım  (Okunma sayısı 79 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2126
Kura’nıkerimden Öğütler 1- 5 Kısım
« : Mayıs 08, 2023, 12:00:06 ÖS »


Kura’nıkerimden    Öğütler  1- 5  Kısım

Kur'an-ı Kerim'den öğütler 1

İnsanı yaratan Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerimi de insanlar için indirmiştir. Hiç şüphe yoktur ki Kurban bir rehberdir, yol göstericidir. İnsanlığa doğru yolu göstermek için nazil olmuştur. Bu sebeple, sözlerin en hayırlısı Allah kelamı olan Kur'andır. Onun için bugün ki hutbemizde yalnız Kur'an-ı dinleyeceğiz:

"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla.

-Hamd övme ve övülme, alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.

-O esirgeyen ve bağışlayandır.

-Ceza gününün malikidir.

-Rabbimiz! Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.

-Bize doğru yolu göster.

-Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil!" (Fatiha Suresi Ayet. 1-7)

"Elif. Lam. Mîm.

-O kitap Kur'an; onda asla şüphe yoktur. O, müttakîler sakınanlar ve arınmak isteyenler için bir yol göstericidir.

Onlar gayba inanırlar, namazı kılarlar, kendîlerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar.

-Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesinkes inanırlar.

-İşte onlar, Rablerinden gelen bir hidayet üzeredirler ve kurtuluşa erenler de ancak onlardır.

-Gerçek şu ki, kafir olanları azap ile korkutsan da korkutmasan da onlar için birdir; iman etmezler.

-Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için dünya ve ahirette büyük bir azap vardır.

-İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler.

-Onlar kendi akıllarınca güya Allah'ı ve mü'minleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.

-Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır.

Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elîm bir azap vardır.

-Onlara; Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz." derler.

-Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lakin anlamazlar.

-Onlara: insanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit "Biz hiç, sefihlerin akılsız ve ahmak kişilerin iman ettikleri gibi iman eder miyiz" derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler veya bilmezlikten gelirler.

-Bu münafıklar mü'minlerle karşılaştıkları vakit "Biz de iman ettik" derler. Kendilerini saptıran şeytanları ila başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla mü'minlerle sadece alay ediyoruz, derler.

-Gerçekte, Allah onlarla istihza alay eder de azgınlıklarında onlara fırsat verir, bu yüzden onlar bir müddet başıboş dolaşırlar.

-İşte onlar, hidayete karşılık dalaleti satın alanlardır. Ancak onların bu ticareti kazançlı olmamış ve kendileri de doğru yola girememişlerdir. (Bakara Suresi Ayet. 1-16)

Kur'an-ı Kerim'den öğütler. 2

Bize, küfür, zulüm, kibir, yalan, riya, iftira ve kin yerine imanı, adaleti, tevazuu doğru sözü, mertliği, sevgiyi ve affı emreden, dünya ve ahiret saadetine kavuşmanın çalışma ve güzel amellerle olacağını öğreten yüce kitabımız Kur'an-ı Kerimde Ankebüt Suresinin 46.ayetinden 56.ayetine kadar şöyle buyuruluyor:

"İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim ilahımız da sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.

Resulüm! İşte böylece sana önceki kitapları tasdik eden bu Kitab'ı indirdik. Onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar. Diğerlerinden de ona iman eden nice kimseler vardır. Ayetlerimizi, ancak kafirler bile bile inkar eder.

Sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. Öyle olsaydı, batıla uyanlar kuşku duyarlardı.

Hayır, o Kur'an, kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde yer eden apaçık ayetlerdir. Ayetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkar eder.

"Ona Rabbinden başkaca mucizeler indirilmeli değil miydi?" derler. Mucizeler ancak Allah'ın katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.

Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.

De ki: Benimle sizin aranızda şahit olarak Allah yeter. O, göklerde ve yerde ne varsa bilir. Batıla inanıp Allah'ı inkar edenler var ya, işte ziyana uğrayacaklar onlardır.

Senden, azabı çarçabuk getirmeni istiyorlar. Eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. Fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.

Evet senden azabı çarçabuk getirmeni istiyorlar. Hiç şüpheleri olmasın, cehennem kafirleri çepeçevre kuşatacaktır.

O günde azap, onları hem üstlerinden hem ayaklarının altından saracak ve Allah onlara:
"Yaptıklarınızın cezasını tadın!" diyecektir.

Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir. O halde nerede güven içinde olacaksanız orada yalnız bana kulluk edin."
Ankebüt Süresi Ayet 46, 56.

Kur'an-ı Kerim'den öğütler-3

Bugün hutbemde sizlere, sözlerin en güzeli ve en yücesi olan Allah'ımızın ilahi buyruklarından bir demet sunacağım.

Bu ayetler, Kur'an-ı Kerim'in Hüd süresinin ilk 16 ayetidir. Bu süre Mekke'de nazil olmuştur.
Şimdi can kulağıyla, bu ayeti kerimelerin Türkçe anlamını dinleyelim:

"Elif. Lam. Ra. Bu sana indirilen, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış. Sonra da açıklanmış bir kitaptır.
De ki: Bu Kitap Allah'tan başkasına ibadet etmemeniz için indirildi. Şüphesiz ki ben, onun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.

Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için indirildi. Eğer bu emrolunanları yaparsanız, Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.
Dönüşünüz yalnız Allah'adır. O, her şeye kadirdir.

Bilesiniz ki, onlar Peygamberden, düşmanlıklarını gizlemeleri için göğüslerini çevirirler, gönüllerinden geçeni gizlerler. İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü O, kalplerin özünü bilendir.

Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerindedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta, levh-i mahfuz'dadır.

O hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için, Arş'ı su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, Resulüm!: "ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz" desen, kafir olanlar derhal "Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir" derler.

Andolsun ki, eğer biz onlardan azabı sayılı bir süreye kadar ertelesek, mutlaka "Onun gelmesini engelleyen nedir?" derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatacaktır.

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet, nimet tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz va nankör olur.

Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette "Kötülükler benden gitti" der. Çünkü o, bunu derken şımarıktır, kibirlidir.
Ancak musibetlere sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir. İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükafat vardır.

Belki de sen müşriklerin: "Ona gökten bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi!" demelerinden ötürü sana vahyolunan ayetlerin bir kısmını duyurmayı terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. İyi bil ki sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.

Yoksa, "Onu (Kur'an'ı) kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi yardıma çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on süre getirin.

Eğer onlar size cevap veremiyorlarsa, bilin ki, o ancak Allah'ın ilmiyle indirilmiştir ve O'ndan başka tanrı yoktur. Artık siz müslüman oluyor musunuz?
Kim, yalnız dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlediğinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar.

İşte onlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir; dünyada yaptıkları da boşa gitmiştir; yapmakta oldukları şeyler zaten batıldır.
1- Hud Süresi Ayet: 1-16

Kur'an-ı Kerim'den öğütler - 4

Kur'an-ı Kerim, Allah'ın katından insanlara indirilmiş en son ilahi kitaptır. Alimler ona doymaz, muttekiler ondan usanmaz, onu bilen ileri gider, onun gölgesinde ömür tüketen dünya ve ahirette mutlu olur. Kur’anda en büyük ayet, Ayet'ül-Kürsî'dir. Onu okuyanın iyiliklerini yazmak üzere Allah bir melek görevlendirir. Hangi evde Ayet'ül-Kürsî okunursa şeytan otuz gün oraya giremez. O eve kırk gün sihir ve sihirbaz giremez. Peygamber Efendimiz (SAV.): "Ya Ali! Ayet'ül Kürsî'yi çocuklarına, ailene ve komşularına öğret" buyurmuştur.

Şimdi gelin hep beraber Bakara Süresindeki bazı ayet-i kerimelere kulak verelim. Allahu Teala buyuruyor ki:

Kendisinde artık alış*veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan kıyamet günü gelmeden önce, size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekten inkar edenler elbette zalimlerdir.

Allah'dan başka tanrı yoktur. O, diridir, canlıdır. Bütün yaratıkların bizzat idaresini yürüten ve hepsini hesaba çekendir. Kendisine ne uyku gelir ne de uyuklama. Göklerde ve yerdekilerin hepsi O'nundur. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir. O kullarının yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O'na hiç bir şey saklı kalmaz. O'nun bildirdiklerinin dışında, insanlar O'nun ilminden hiç bir şeyi tam olarak bilemezler. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri içine alır, onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O, yücedir, büyüktür.

Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkar edenlere gelince, onların dostları da tağuttur yani şeytandır. Onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür, işte bunlar Cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar

İbrahim Rabbine: Ey Rabbim; Ölüyü nasıl dirilttiğini bana göster demişti. Rabbi ona: Yoksa inanmadın mı? dedi. İbrahim; Hayır. İnandım, fakat kalbimin mutmain olması için görmek istedim, dedi. Bunun üzerine Allah:

Öyleyse dört tane kuş yakala, onları yanına al, sonra kesip parçala, her dağın başına onlardan bir parça koy, sonra da onları kendine çağır; koşarak sana gelirler. Bil ki Allah azizdir, hakimdir buyurdu.

Allah yolunda mallarını harcayanların örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah'ın lütfü geniştir. O her şeyi bilir.

Mallarını Allah yolunda harcayıp da arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükafatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntüde çekmeyeceklerdir.

Güzel söz ve bağışlama, arkasından incitme gelen sadakadan daha iyidir. Allah zengindir, acelesi de yoktur.

Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde malını gösteriş için harcayan kimse gibi, başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiç bir şeye sahip olamazlar. Allah, kafirleri doğru yola iletmez." (Bakara Suresi, Ayet: 254-255-257-260-261-262-263-264.)

Kur'an-ı Kerim'den öğütler - 5

İslam Dininin hükümlerini, usul ve kaidelerini ihtiva eden ve insanları doğru yola hidayet eyleyen Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim, bizlere sayısız nimetler ihsan eden Rabbimize ibadet etmemizi emrederek şöyle buyurur:

şüphesiz benim arzım geniştir. O halde yalnız bana kulluk edin.

Her nefis ölümü tadacaktır. Sonunda bize döndürüleceksiniz. İman edip salih ameller işleyenleri, elbette onları, içinde ebedi kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. Böyle iyi işler yapanların mükafatı ne güzeldir. Onlar, sabreden kimselerdir ve yalnız Rablerine güvenip dayanmaktadırlar.

Nice canlı var ki, rızkını yanında taşımıyor. Onlara da size de rızık veren Allah'tır. O, her şeyi işitir ve bilir. Andolsun ki onlara; Gökleri ve yeri yaratan, güneşi ve ayı buyruğu altında tutan kimdir? Diye sorsan, mutlaka Allah derler. O halde nasıl haktan çevrilip döndürülüyorlar. Allah rızkı kullarından dilediğine bol bol verir, dilediğine de kısar.

Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Andolsun ki onlara; Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yer yüzünü canlandıran kimdir? Diye sorsan, mutlaka, Allah derler.

De ki: Öyleyse hamd da Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu söyledikleri üzerinde düşünmezler.

Bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. Ahiret yurduna, oradaki hayata gelince, işte asıl yaşama odur. Keşke bilmiş olsalardı. Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız O'na has kılarak ihlasla Allah'a yalvarırlar. Fakat onları salimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, Allah'a ortak koşmaktadırlar. Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım... Ama yakında bilecekler.

Çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim güven içinde kudsi bir yer yaptığımızı görmediler mi? Hala batıla inanıp Allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar? Allah'a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir?

Cehennemde Kafirlere yer mi yok. Ama bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki, Allah iyi davrananlarla beraberdir." (Ankebut: 56-69)

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41