Gönderen Konu: Cenazeler  (Okunma sayısı 119 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı KOYLU

  • *****
  • İleti: 2126
Cenazeler
« : Ocak 13, 2024, 09:49:15 ÖS »


Cenazeler

Ölümün eşiğine gelmiş bir kimsenin, sağ yanına yatırılması innet olup sırt üstü yatırılması da caizdir, (bu takdirde yüzü kıpbleye gelsin diye) başı biraz kaldırılır ve yanında şahadet ke¬mesini söyleyerek (kendisine) telkinde bulunulur, söylemesi için israr ve emredilmez.

Kabirde ölüye telkin meşrudur, ancak bir kısmı telkinin yapılmayacağını söylemiş, diğer bir kısmı da, müstet veya menfî yönde herhangi bir şeyin emredilmeyeceğim ileri sümüşlerdir.

Ölüm döşeğindeki hastanın yanma, akraba veya komşulan-m gelip "Yâsîn" sûresini okumaları müstehaptır. Bir kısım mütehhirîn uleması da, "Ra'd" sûresini okumanın iyi olacağım söyle-aişlerdir. Bu haldeki kimselerin yanından hayızlı ve lohusa olan-arın çıkarılıp çıkarılmayacağı hususunda ise ihtilâf edilmiştir.

Ölen insanın çenesi bağlanır, gözleri kapatılır ve kapatırken le:

"Bismillahi ve ala millet-i seyyidinâ Rasûlüllahi sallallahü leyhi vesellem, Allâhümme yessir aleyhi emrehû ve sehhil aleyhi 1ba'dehû, ve es'idhü bi likâike ve'c'al mâ harace ileyhi hayran timmâ harace anhil" tarzında dua okunur.

Şişmesin diye karnının üzerine bir demir (parçası) konur. El-eri göğüslerinin üzerine değil, yanlarına bırakılır. Yıkanıncaya tadar ölünün yanında Kur'ân-ı Kerîm okumak mekruhtur.

Ölüm ıaberini insanlara duyurmanın bir sakıncası yoktur. Öldüğü gibi hemen, üç veya beş kereki bu sayı tek olmalıdır-) buhurla tütsülenmiş bir serîr üzerine, bulunduğu vaziyette konur, ki en loğrusu da budur. Avret mahalli kapatılarak elbisesi çıkartılır. Eğer namazı bilmeyecek kadar küçük değilse, ağzına ve burnuna 3 vermeksizin abdest aldırılır, cünüpse ağzına ve burnuna su da verilir. Üzerine (kokulu) Arabistan kirazının yaprağıyla yahut çövenle ısıtılmış su, o da yoksa sadece su dökülerek (yıkanır). Başı ve sakalı, hatmiyle yıkanır. Sonra sol tarafına yatırılır ve ce¬nazenin vücudunun (teneşir) tahtasına temas eden kısımlarına varıncaya kadar suyla yıkanır, sonra cenazeyi sağ yanına yatırmak suretiyle aynı uygulama yapılır. Sonra yıkayıcı, Ölüyü oturumunun üstüne getirir, kendisine yaslar ve karnını hafifçe mesheder, birşey çıkarsa (sadece onu) yıkar, (ölüyü) yeniden Sokamaz. Sonra onu bir elbiseyle kurular, sakalına ve başına güzel kokular tatbik olunur. Secde ettiği uzuvlarına ki bunlar alnı, burnu, elleri, dizleri ve ayaklarıdır- kâfur sürülür.

Zahir (açık ve kuvvetli) rivayetlere göre yıkarken pamuk kullanılmaz, (ölünün) tırnak ve saçları kesilmez, saçı ve sakalı taranmaz. Kadın kocasını yıkayabilir, (ama) kocası karısını yıkayamaz. Tıpkı bunun gibi çocuk anası olan odalık cariye de efendisini yıkayamaz. Erkekler kendi aralarında ölen kadını, kadınlar da kendi aralarında ölen erkeği (yıkamayıp bir) bez parçasıyla teyemmüm ettirirler. Mah¬rem olan yakınlarından biri ölünün yanında bulunduğu takdirde bunlar bez parçası kullanmadan da teyemmüm ettirebilirler. Aynı şekilde "hünsa-yı müşkil" (denilen erkek mi kadın mı olduğu anlaşılamayanlar da açık (ve kuvvetli) rivayete göre teyemmüm ettirilirler. Cinsî arzu uyandırmayan erkek ve kız çocuklarını, erkekler de kadınlar da yıkayabilirler. Ölüyü öpmenin bir mahzuru yoktur. Karısını teçhiz ve tekfin etmek, fakir de olsa kocasına düşer ki en doğrusu da budur. Mal ve parası bulunmayan cenazenin teçhiz ve tekfini, onu geçindirmekle yükümlü bulunanlara düşer. Eğer böyle bir kimsesi yoksa, teçhiz ve tekfin işini beytülmal (yani hazine) üstlenir.

 Eğer beytülmal bu masrafı vermekten âciz olur yahut da bir haksızlık olarak vermekten imtina ederse, ölünün tekfin ve defin masrafları (bu işe gücü yeten) insanlar tarafından karşılanır. Teç¬hiz ve tekfin masraflarını karşılayamayacak durumda olanların, bu masrafları diğer gücü yetenlerden istemeleri gerekir.

Erkeğin, hayattayken giymekte olduğu kumaş cinsinden ol-mak üzere gömlek, izâr ve lifâfe denilen giysilerle kefenlenmesi sünnettir. Sadece izâr ve lifâfe ile de kefenlenmesi yeterli olur. Kefenin pamuklu beyaz kumaştan olması tercih olunur. Gerek izar ve gerekse lifâfenin başın saç bitim yerinden ayağa kadar olması gerekir. Gömleğe kol, yaka ve yırtmaç gibi şeyler yapılmaz, teyelle tutturulan yanlarına ikinci bir dikiş atılmaz. Ölüye sarık sarılmaz, en doğrusu da budur. Kefen Önce solundan, sonra da sağ tarafından sarılır, açılacağından korkulduğu takdirde bağlanır.

Kadınlar kefenlenirken (gömlek, izâr ve lifâfeye) ilâveten (baş ve) yüzü için bir örtü ile göğüslerini sarmak için ilâve bir bez parçası bulundurulur. Kadınların tekfininde izar ve lifâfe ile yeti-nilmesi hâlinde de (baş ve) yüzü için örtü bulundurmak gerekir. Saçları iki belik hâlinde göğüslerine gelecek şekilde gömleğinin üstüne konur, onun üstüne ve lifâfenin altına (baş ve) yüz Örtüsü konur, göğüsleri için olan bez parçası ise lifâfenin üstünden sarılır. Kefenler Ölüye giydirilmeden önce (öd ve benzeri şeylerle) tek ola¬rak (yani üç, beş gibi tek sayılarla) tütsülenir.

Cenazeler zaruret karşısında, kefen olarak elde ne varsa onunla kefenlenirler.

CENAZE NAMAZI

Cenaze Namazı ve Bu Namazın Rükünleri

Cenaze namazı farz-ı kifâyedir, rükünleri ise tekbirler kıyam (ayakta durnak)dır.

Cenaze Namazının Şartları

Cenaze namazının şartları altı olup şunlardır:

(1) Ölünün Müslüman olması,

(2) temiz olması,

 (3) cemaatın önüne konulması,

 (4) ölünün cesedinin (tamamının), yahut başı da dahil cesedinin çoğunun veya yarısının (orada mevcut) bulunması,

(5) cenaze namazı kılanların herhangi bir mazeret dışında binek üzerinde bulunmamaları,

(6) cenazenin yerde bulunması. Herhan¬gi bir mazerete dayanmaksızın cenaze bir hayvan üzerinde veva insanların elleri üstünde iken kılman namaz caiz olmaz.

Cenaze Namazının Sünnetleri

Cenaze namazının sünnetleri dörttür:

(1) Cenaze ister erkek, ister kadın olsun imamın, cenazenin karşısında (ayakta) durması,

(2) birinci tekbirden sonra "Sübha-neke allâhümme ve bi hamdık..." okumak,

(3) ikinci tekbirden sonra Peygamber (Sallallaku aleyhi vesellemYe salevât (salli ve bârik) okumak,

(4) üçüncü tekbirden sonra ölü için dua okumak.

Belli birşey tayin edilmek suretiyle dua edilmez; ancak en iyisi ve en güzeli, Peygamberimiz (Aleyhissalâtü vesselam)''dan in¬tikal eden duaları okumaktır. Avf b. Mâlik (Radıyallahu anhYin. Rasûlullah {Ahyhissalâtü vesselam)'dan öğrendiği şu dua da bun¬lardan biridir:

"Allahümmağfir lehû ve'r-hamhü ve âfihi va'fü anhü ve ek-rim nüzülehû ve vessi' medhalehû, ve'ğsilhü bi'l-mâi ve's-selci ve'l-beredi ve nakkıhî mine'l-hataya kema yünakka's-sevbü'l-ebyazu mine'd-denesi ve ebdilhü daran hayran min dârihî ve eklen hayran min ehlihî ve zevcen hayran min zevcihî ve edhilhü'l-cennete ve eızhü min azâbi'l-kabri ve azâbi'nnâr."

Dördüncü tekbirden sonra, açık (ve kuvvetli) rivayete göre herhangi bir dua okumaksızm selâm verilir.

Birinci tekbirin hâricinde eller kaldırılmaz, imam beşinci bir tekbir aldığı takdirde kendisine uyulmaz, imamın selâm vermesini beklemelidir. Deli ve (küçük) çocuklar için (Allah'tan) af dilenilmez. Onlar için şöyle dua edilir:

«Allâhümme'c'alhü lenâ feratan ve'c'alhü lenâ ecran ve ührau ve'c'alhü lenâ şâfian müşeffean.»
                               
Cenaze Namazını Kıldırmak Daha Çok Kimin Hakkıdır?     
                                   
(1) Cenaze namazını kıldırmak en çok devlet reisine düşer,

2) sonra reisin vekil ettiği kimseye,

(3) sonra kadı'ya,

(4) sonra nahallenin imamına ve sonra da ölünün velisine düşer. Başkasının namaz kddırabümesi için, kendisinde (bu hususta) öncelik lakkı bulunanların izin vermeleri gerekir. Başkası (izinsiz) aldırdığı takdirde Öncelik hakkı bulunan kimse, dilerse cenaze lamazını yeniden kıldırır, (aynı cenazenin namazım) başkasıyla Dirlikte kılanların yeniden kılmaları gerekmez. Cenaze namazım aldırma konusunda öncelik hakkına sahip bulunanlar, namazını kıldırması için ölünün kendisine vasiyet ettiği kimseden daha iâyık olup, fetva da bu yönde verilmiştir. Eğer namaz kılınmadan demolunmuş ise, isterse yıkanmadan defholunmuş bulunsun, ce¬naze bozulmadığı sürece kabri üzerine namaz kılınır.

Birkaç Cenaze Aynı Vakitte Bir Arada Bulunursa

Böyle birkaç cenazenin bir arada bulunması halinde, en iyisi her cenazeye ayrı ayrı namaz kılmaktır ve aralarında en faziletli ımna öncelik verilir. Eğer namazları topluca kılınmak istenirse, ale istikâmetine doğru, her birinin göğsü imamın hizasına geleli şekilde uzun bir saf yapılır ve şu sıraya riâyet edilir: İmamın men önünde erkekler, bunların arkasında çocuklar, sonra inşâlar (hem erkek, hem de dişi olanlar) ve sonra da kadınlar, ma adı geçenlerin) hepsinin tek bir kabre konulması hâlinde bu :alamanın tersinden başlanır.

(Cenaze Namazına Yetişmek:) İki tekbir arasında cemaate itişenler imama uymayıp onun tekbirini beklerler, namaza lamla birlikte tekbir alarak girerler, duayı imamla birlikte yatrlar ve kaçırdıkları tekbirleri cenaze kaldırılmadan kaza eder. İmam iftitah tekbirini alırken orada bulunan (ve herhangi bir ibeple tekbir almayan)lar, (uymak için) imamın (bir sonraki) tekrini beklemezler. Dördüncü tekbirden sonra ve selâmdan önce îtişenler namazı kaçırmış olurlar ki doğrusu da budur. Cenaze amazının Ölü caminin içinde iken kılınması; yahut ölü caminin şında olduğu halde, insanlardan bir kısmının caminin içinde, bir kısmının da dışında oldukları halde kılınması mekruhtur. (Zaten) srcih edilen görüş de budur.

(Çocukların Cenaze Namazı:) (Doğduğunda, ağlamak, hareket etmek gibi) kendisinde hayat emareleri görülen (daha sonra da len bir) çocuğa isim verilir, yıkanır ve namazı kılınır. Eğer böyle ir emareye rastlanmazsa, sadece yıkanır ki tercihe şayan olan da udur ve bir parça beze sarılarak defnolunür ve bunun için cenaze amazı kılınmaz. Nitekim ana veya babasından biriyle esir alını;

la ölen) bir çocuğun dahi namazı kılınmaz; ancak bu çocuk kendisinin veya ana babasından herhangi birinin Müslüman olması alinde yahut ana babasından herhangi biri çocukla birlikte esir lınmaz (da yalnızca çocuk esir alınır ve sonra da ölür) ise bu ocuğun namazı kılınır.

{Kâfir Akrabanın Cenazesi:) Herhangi bir müslümanın kâfir dr yakını Öldüğünde, onu pis bir bezi yıkar gibi yıkar ve (yine) bir iarça beze sararak bir çukura bırakır yahut da kendi dindaşlarına eslim eder.

(Âsîlerin Cenazesi:) Çatışma halinde öldürülen âsilerin Müslüman devlet reisine başkaldıranlarm), yol kesenlerin ıamazları kılınmaz. (Aynı şekilde insanlara) tuzak kurup (onları) aoğarak öldüren katiller ile şehirlerde (insanları) geceleyin (tehdid îden, onların rahat ve huzurunu bozan) silahlı caniler (irtikâb et-cnekte oldukları suçları esnasında öldürüldükleri takdirde bun¬ların ve kendi ırkını, yakınlarını veya bir davayı savunma uğrunda öldürülenlerin, cenazeleri yıkansa bile namazları kılınmaz.

(İntihar Eden İle Ana-Baba Katillerinin Cenazeleri:) Kendi kendisini öldürenler (intihar edenler) hem yıkanır, hem de namazları kılınır. (Ancak) ana ve babasından herhangi birini kasden Öldürenler yıkanmayacakları gibi namazlan da kalınmaz.

Cenazenin Taşınması ve Defnedilmesi

(Cenazenin Taşınması): Cenazeyi dört adamın taşıması sünnet olup kırk adım kadar taşımak uygun olur. (Cenazenin) sağ ön tarafı sağ omuza alınarak taşınmaya başlanır.

(Zaten) cenazenin sağ tarafı taşıyanın sol tarafina gelir. Sonra cenazenin sağ arka tarafına geçilir ve nihayet sol ön tarafı sol omuza alınarak taşınır. Ölünün sarsılmasına sebep olmayacak şekilde onu biraz.

zlıca taşımak müstehaptır. Tıpkı farz namazın nafileye üstünlüğü gibi Ölünün ardınca yürümek de önünde yürümekten (bu dere) üstündür. (Cenaze götürülürken) yüksek sesle zikretmek ve snaze (yere) konulmadan evvel oturmak mekruhtur.

(Kabrin Kazılması ve Cenazenin Defni:) Kabir, yarım boy veya göğse kadar kazılır.

(Bundan) fazla kazılırsa da iyi olur.'oprak yumuşak değilse, (kabrin ortasına) çukur açılmayıp (kıble tarafina) lahid (denilen oyuk) açılır ve ölü kabre kıble tarafından :konulur.

Koyarken: "Bismillahi ve alâ milleti seyyidinâ Rasûlulla- i sallallahu aleyhi vesellem"  denir. Ölü kıbleye bakacak şekilde ağ yanma yatırılır. (Kefende bulunan) düğüm çözülür, üzerine

kerpiç vs. gibi fırınlanmamış) tuğla ile kamış (ve benzeri otlar) umulur; üzerine fırınlanmış kiremit ve odun konulması mekruhtur. Hanımlar kabre konulunca, (toprakla kapatılıncaya kadar)

izer-leri (bez ve benzeri bir şeyle) örtülür [erkekler için böyle bir uygulama yapılmaz] ve üzerine toprak atılır. Kabri dört köşe değil, deve sırtı gibi yapmalıdır.

(Süs İçin Kabir Bina Etmek:) Süs için kabrin üzerine bina pmak haramdır. (Binanın) ölüyü defnettikten sonra (kabri)l *lamlaştırmak için (yapılması ise) mekruhtur. Kaybolmasın vel danmasm diye (bir taş dikip) üzerine yazı yazılmasında herhan-| bir sakınca yoktur.

(Ölülerin) evlere defnedilmesi mekruhtur, akü (evlere defin işi) peygamberlere hastır.

(Ayakta ve dikin* mülmelerini teminen) etrafı bina ile çevrilmiş yerlere Ölüleriı fnedilmesi de mekruhtur. (Ama) zaruret karşısında bir kabre rden fazla (ölü) defnetmenin bir mahzuru yoktur, (bu takdirde) i ölünün arası toprakla perdelenir.

(Gemide Cenaze:) Gemide ölen bir kimse, eğer kara uzaksa sya ölünün zarar görmesinden endişe edilirse (orada) yıkanır, ke-nlenir, namazı kılınır ve denize bırakılır.

(Mezarların Nakli:) Cenazenin, Öldüğü veya öldürüldüğü yen kabristanına defnedilmesi müstehaptır. Eğer ölü (bir yerden diğer bir yere) nakledilecek, ise, bir veya iki millik bir mesafeye aklolunmasının sakıncası yoktur. Ama bundan daha fazla mesafeye nakli mekruhtur. Defnedildikten sonra ölünün nakledilmesinin caiz olmadığı hususunda ulemanın söz birliği vardır. Ancak (ölünün) defnolunduğu arazî gasbolunmuş, yahut şüfa incelik) hakkıyla alınmışsa naklolunması mekruh değildir. Ölü, başkası için kazılan bir kabre konulduğu takdirde oradan çıkarılmaz, ancak kazı ücretitazmin olunur.
(Kabrin Açılması:) Kabir, içine düşen kıymetli (herhangi) rirşey, gasbolunmuş bir kefen, ölünün yanındaki kıymet ifade îden birşey için açılabilir; (ancak, ölünün) kıbleden başka bir yöne /eya sol tarafına konulması yüzünden kabir açılamaz. (Yine de tıerşeyin) en doğrusunu Allah

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41