Gönderen Konu: Yazma Tülbent Esarp Yemeni ..  (Okunma sayısı 1291 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tecelli

  • Ziyaretçi
Yazma Tülbent Esarp Yemeni ..
« : Ocak 25, 2015, 03:40:46 ÖS »
Yazma Tülbent Esarp Yemeni
..
Yazma...

Tülbent...

Eşarp...

Yemeni...

***

Bir milletin dini, örfü, adeti gereği kadınların taktıkları başörtüleri...

Başörtüleri, yazmalar; kültürümüzde, örfümüzde, türkülerimizde, folklorumuzda her biri ayrı tarihi özellikleri taşıyan anlamları ve simgeleri ile zamana, geleneklere şahitlik ederler. Her biri canlı tanıklar gibi. Başörtüsünü ilk önce annemden ve çevremden görüyordum. Ninem, başına bir tülbent bağlar, üstüne bir tane, bir tane daha, bir tane daha...

Bu kadar tülbendi binbir maharetle nasıl bağlardı... Ninem: ’’Başım rahatlıyor’’ derdi. Terletmiyor mu dediğim de ‘’ Serin tutuyor oğul’’ derdi.

Bugün bile hatırladıkça kınalı elleriyle bir bir tülbentleri bağlayışı, yaşmağını çekişi gözümün önüne geliyor. Hani, çok tabii, yepyeni bir resim ortaya çıkaran ressamın sevinci gibi, canlı hâtıraların engin sırlarına bakıyorum. Gönül iklimimde yepyeni çiçekler açıyor. Çay Köyü’nde Seher Nenem vardı. Damdan dama koşa koşa kerpiç evleri geçip Seher Nenemin tandır başına giderdim. Maharetli elleri ile hamuru yoğururken, çene altından çözdüğü tülbentleri sağlı sollu başının üstünde toplanmış görürdüm. Annelerimin, kardeşlerimin, halalarımın, teyzelerimin başlarını örterken, tülbentleri, kuş tüyü hafifliğinden daha nazikçe başları üzerlerine koyarak saygı ve edeple iki tarafını çene altından geçirip bir ucunu yanağının bir tarafına bağlamalarını gördüm hep.

Namaz örtülerini görürdüm... Alın kısımları özenle işlenmiş bembeyaz namaz örtüleri... Hatimlerde, Mevlid merasimlerinde... örtülen nur, bereket, rahmet örtülerini gördüm. Anneler çocuklarını emzirirken, sırtlarında taşırken, ninniler söylerken, sorumluluğu gereği başörtülerini düzeltme gayretlerini, Allah’a karşı sorumluluk görevinin nur yüzlerdeki asaletini, Allah’a saygının özgürce haykırışını gördüm. Bu hürriyet, Allah’a karşı kulluğun gönülleri kâinat genişliklerine çeviren sonsuz ufuklarının parıltısıydı. Bu hürriyet, iman ikliminin güneşler saadetler saçan özgürlüğüydü.

***

Kapı komşumuz Emine teyze vardı...

Yaşlı mı yaşlı kadındı.

Akşama kadar bahçede, ahırda çalışır dururdu. O kadar iş arasında başörtüsünün açıldığını göremezdiniz. Meğer gönlündeki iman onu öğle bir örtünme duygusuna büründürmüş ki, şiddetli hastalanmalar geçirip kendinden geçer de başım açılmasın diye kızına ‘’Kızım hastalanıp kendimden geçersem aman başımı sen ört. Başım açılmasın’’ dermiş. Bu ulu tabloları duydum hep.

***

Ninem, annemin sandığına çeşit çeşit desenlerde tülbentler koymuş. Annem yıllarca göz nuruyla kız kardeşlerimin çeyizlerine tülbentler işleyip koydu. Şimdi kardeşlerim tülbentler işliyorlar.

Vatanımın her köşesinde ayrı bir mana güzelliği ile yazmalar, tülbentler, başörtüleri desen desen iışıl ışıl parıldayıp dururlar.

Başörtüleri... Aydın’da, Ankara’da, Hatay’da, Urfa, Hakkari, Erzurum’da, Giresun, Trabzon’da... sayamadığım, göremediğim sandık sandık, çiçek desenli bu köşelerde, ilmik ilmik işlenir, takılır, başlara örtülür.

***

Yaşmaklar çekilirdi... Sır perdesi gibi. Gelinlerin duvakları ile eş ve kardeş manaya bürünürlerdi. Başörtüsünün bir kenarı burun altından hizalanarak, çene ve yanaklar örtülürdü. Hanımlar, gerektiği durumlarda yaşmaklı olarak konuşur, işini yaşmaklı yapardı. Yaşmak sarmak başörtüsünün bir süsü, edep, âdap ve erkanın incisidir. Yaşmak bağlamak; ailesi, akrabası, çevresi içerisinde alışılmış gelenek, yerine göre ciddiliği, yerine göre sevgi tebessümü, yerine göreyse vakar ve cesaret ile yeni manalar kazanırdı.

Büyük annelerimi, ninelerimi, annemi, yengelerimi başörtülü ve yaşmaklı görüp durdum..

Çocukluk dünyama, gönül aynama bu renkli, huzurlu, manalı hayat tarzı yansıdı. Beni bugün bile hayran bırakan, ilgimi çeken, kabullendiğim, bağlandığım, saf kültür ve âdetlerin, insanla bütünleşen manasını, kıymetini, yaşayan veya bu yaşantıya saygı duyan bilir. Anadolu insanını sac üzerinde hamur açması kadar, başörtüsünü de sarması, göklerde kuşların özgürce süzülüşleri kadar masumdur, saygıya layıktır.

***

Görüyorum...

Vakti tamamlanan yolcuların gidişini...

Her köşesinden birer birer Hakk’a uğurlananları...

Yemyeşil örtüleri üzerinde incecik tülbentler...

başörtüleri,

yemeniler,

eşarplar,

yazmalar...

Şimdi tabutlar üzerinde son görevlerini yerine getiriyorlar...


 


* BENZER KONULAR

İnsan ve İnsanlık Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:25:05 ÖS]


İslam’ın Kadına Verdiği Değer Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:20:33 ÖS]


Kulluk Bilinci Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:12:12 ÖS]


İnsan Onuru Mukaddestir Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:07:04 ÖS]


İslam’ın Engelliye Bakışı Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:02:58 ÖS]


Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Dün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Dün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Dün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Dün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Dün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 06:42:56 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41