Gönderen Konu: Ruhsal Savunma Mekanızması  (Okunma sayısı 73 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı anadolu

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 631
    • www.fanidunya.net
Ruhsal Savunma Mekanızması
« : Haziran 08, 2022, 09:05:06 ÖS »
Ruhsal Savunma Mekanızması

Savunma, dış bir tehdide karşı geliştirilen korunma ve devamlılığı sağlama güdüsüdür. Devletler, şirketler, bedenimiz her biri devamlılığı ve hayatta kalmayı hedefler ve buna yönelik birtakım mekanizmalar geliştirir. Örneğin; devlet, dış tehdide karşı ordu mekanizmasını geliştirir. Şirket, gelir gider dengesini korumak ve krizlerden etkilenmemek adına sermayesini güçlendirir. Bedenimiz sayısız türde virüse karşı bağışıklık sistemini devrede tutar. Peki, hikâye, ruhsal dünyaya daha doğru bir tabirle insan psişesine (insan zihninin ve bilincinin tamamı) geldiğinde nasıl serencam eder?

Benliğimiz; bizim için katlanılması zor, utanç verici duygu ve durumlara karşı direnerek denge hâlini korumaya çalışır.

Bunun için çeşitli mekanizmalar devreye sokar. Başta bu mekanizmalar ve üretilen enstrümanlar son derece işlevsel, koruyucu ve kişinin içsel dengesini korumaya yardımcıdır. Fakat bu mekanizmaların sık kullanımı, kişiyi dış gerçeklikten koparır, karşılaştığı durumları hakikatiyle kavramasına engel olur. Uzun vadede ise özellikle çocukluk çağı travmalarının iyileşmesindeki ket vurucu rolünde görüldüğü gibi, iyileşmenin önünde bir engel olarak kişinin benzer kısır döngüleri tekrar tekrar yaşamasına sebebiyet verir. Son tahlilde kişinin yüzleşemediği bir şeyi değiştirmesi de mümkün görünmemektedir.

Şimdi günlük hayatta sıkça başvurduğumuz bazı savunma mekanizmalarını örnekleriyle beraber inceleyelim.

Yansıtma: Benliği zorlayan duygu, düşünce ve durumların uzaklaştırma gayesi ile kullanılır. Baş etmesi güç olan duygu ve düşünceler, dışarıdaki başka bir duruma havale edilir, yansıtılır. Böylece kişi, kendi eksikliğinden ya da sorumluluğundan kaynaklı ortaya çıkan bir sonucunu başka birine, kuruma ya da ötekine yükler. Yansıtmanın bu yönüne örnek olarak; sınavda başarısız olmuş öğrencinin hak ettiği puanı öğretmenin vermediğini söylemesi, bisikletinden düşen çocuğun bisikletini tekmelemesini verebiliriz.

Yansıtmanın ikinci kullanım şekli ise kendisinde var olan utanç verici dürtü, düşünce ve isteklerin geriliminden kurtulmak için bunlardan bir başkasını sorumlu tutmaktır. Örneğin; alaycı ve dedikodu yapan bir arkadaşınız var. Siz de onunla ne zaman buluşsanız, siz de kendinizi normalde hoşnut olmadığınız bu davranışları yaparken buluyorsunuz. Kendinize yakıştıramadığınız bu davranışın gerilimini, sorumluluğunu arkadaşınıza ve onun bu huylarına vererek azaltıyorsunuz. Burada yansıtmanın ikinci kullanım şeklini görebiliriz.

Pasif Saldırganlık: Bu savunmayı kişinin iç ve dış stres etkenleri ile baş ederken dışarı dönük saldırganlığını dolaylı ve kapalı yollarla dile getirmesi olarak tanımlayabiliriz. Dışarıdan bakıldığında her şeyi kabul eden ve boyun eğen görüntünün altında direnç, içerleme, düşmanlık ve nefret yatabilir. Örnek olarak, işyerinden bir çalışanın, işvereninin maaş zammı talebini reddetmesi üzerine yaptığı işleri yavaşlatması ya da işvereni zor durumda bırakacak hatalar yapması ya da okulda öğretmenine kızan gencin okul çıkışı öğretmeninin arabasını çizmesi verilebilir. Örneklerden görüldüğü üzere genelde saldırganlığın veya doğrudan duyguların ifadesi kendileri için tehdit oluşturabilecek kişiler (çocuklar, işçiler ya da güçsüzler) pasif saldırgan savunma mekanizmasını kullanır.

Dışa Vurma: Bu savunma mekanizmasında kişi, düşünmeden ve ortaya çıkabilecek sonuçları dikkate almadan harekete geçer ve ruhsal gerginliğini sözel olarak ifade etmek yerine eylemsel olarak ifade eder. Örnek olarak, eşine karşı yetersizlik duyguları tetiklenen birinin, bunları dile getirmek yerine fiziki şiddete başvurması verilebilir. Aslında burada tahliye edilmek istenen yetersizlik duygusudur ama bununla yüzleşmemek için kişi şiddete başvurabilir.

Rasyonalize Etme: Amaç, kaygının yükünü ve gücünü hafifletmektir. İki temel ögesi vardır. İlk olarak, kişinin davranışlarının haklı olduğuna inanmasına yardımcı olur. İkincisi ise ulaşılamayan amaçların yarattığı hayal kırıklığının etkisini azaltır. Rasyonalizasyon, geçmişte yaşadığımız, şu an yaşamakta olduğumuz ve gelecek için planladığımız davranışları mantıklı kılar ve daha da önemlisi toplumda onaylanacak şekilde açıklamalar getirir. Kişiye kendini haklı hissettirir. Başarısızlıklarına bahaneler bulmasına yardımcı olur. Örneğin, önemli bir sınavda midesi ağrır ve sonrasında gelen kötü sonucu buna bağlar. Böylece kişi karşılaştığı durumla ilişkisini daha barışık bir seviyede yeniden düzenler.

İnkâr: Adından da anlaşılacağı üzere kişi, acı verici deneyimden kaçınmak ve denge hâlini devam ettirebilmek için karşılaşılan durumu inkâr eder ve yaşanmamış sayar. Örneğin; kişi bir yakınının vefatında ilk günler onun ölmediğini ve bir gün çıkıp geleceğini düşünür. Bu durum karşısında güçlendikçe gerçeklikle bağlantısı artar ve durumu kabullenme sürecine girer.

Yalıtım: Kişi, katlanmakta güçlük çektiği, acı veren ruhsal gerginlik ya da yaşantıları duygusundan ayrıştırarak tecrübe etmeye çalışır. Böylece hayal kırıklığı, acı çekme, üzüntüye katlanma gibi olumsuz yaşantılardan kaçınır. Bu mekanizmayı kullanan kişilerde yaşadığı hayati tecrübeyi duygularından arınmış bir şekilde ifade ettiği gözlenir.

Örnek olarak, ölüm tehlikesi atlatmış birinin bu olayı korku, heyecan, kaygı gibi duygulardan bağımsız sıradan bir yaşam olayı olarak anlatması verilebilir. Sanki olay bir başkasının başına gelmiştir ve o da bunu ikinci ağızdan anlatıyor gibidir.

Yer Değiştirme: En sık kullanılan savunma mekanizmalarındandır. Verilecek tepki, asıl hedefine yöneltildiğinde kişi için tehlikeli olacaksa nispeten daha tehlikesiz bir kişiye, nesneye ya da duruma yöneltilmesidir. En tipik örneklerinden biri; çalıştığı işyerinde patronuna ya da idarecisine öfkelenen birinin, bu öfkesini eşinden ya da çocuklarından çıkarmasıdır.

Bedenselleştirme: Rasyonalizasyon, yer değiştirme ve yadsıma özelliklerini gösteren içsel çatışmaları fiziksel semptomlara daha ileri boyutta ise hastalığa dönüştürerek gerçek problemden uzaklaşmaya yarayan bir savunma mekanizmasıdır. Beden, yaşadığı gerilimi bir sırt ağrısı, mide kasılması gibi ağrı ile ortaya koyar, çözmeye çalışır.

İdealleştirme: İnsanın, hayatının geri kalan kısmını etkilemesi bakımından çocukluk çağı kritik öneme sahiptir. Özellikle bu dönemdeki ebeveynle kurulan bağ, kendimizle olan ilişkimizi de etkiler. Bir çocuk için ebeveyninin sevgisini elde etmek, onlar tarafından kabul görmek önemli olduğundan çocuklar, ebeveynlerinin istediği davranışları sergilemeye gayret ederler. Bu gayret, bir süre sonra onları idealize etme ve yüceltmeye doğru evrilir. Çocuğun ebeveynlerinin her şeyin doğrusunu bildiklerini, yanılmayacaklarını ve kendisine karşı yanlış bir davranış içerisinde bulunmayacaklarına dair idealleştirmesi sonucunda hatasız bir anne baba imajı içselleştirilir. Örnek olarak; kişi, çocukluk döneminde ailesinden gördüğü fiziksel istismarı anlatırken “Ama ben de çok şımardım ve hak ettim.” demek suretiyle anne babasından haksızlık gördüğü gerçeğini kendinden uzaklaştırır.

Mizah: Kişinin olumsuz bir durumla karşılaştığında ruhsal gerilimi azaltmak amacıyla gerçeklikten kopmamak şartıyla şaka ve alay yoluna başvurması da ruhsal savunma mekanizmalarından biridir. Daha çok sağlık göstergesi olarak da tanımlanır. Kişi, alaya alabildiği şeye karşı daha güçlü ve aşılabilir hisseder, kaygı verici ciddiyet etkisini yitirir. Örnek olarak; son iki yıllık küresel salgın sürecinde sosyal medyada ya da insanlar arasında yapılan espriler verilebilir.

Bastırma: Yine en sık başvurulan savunma mekanizmalarından biri olan bastırmada, kişi yoğun kaygı uyandırabilecek duygu, durum ya da düşünceleri bilinçaltına iterek ortaya çıkacak gerilim ve stresi önlemiş olur.

Ancak kişi tarafından bastırılan ve görmezden gelinmeye çalışılan duygu, düşünce ya da geçmiş yaşantılar kendilerini başka görünüş şekilleri olan rüyalar, dil sürçmeleri gibi durumlarla ifade ederler. Bastırma, kişiye kendisi için ya da toplum için tehlikeli olabilecek isteklerini denetim altında tutmada yardımcı olur. Sarsıcı olaylarda ise kişinin daha güçlü durmasına yardımcı olur. Fakat bu mekanizma sık kullanıldığında, kişiyi hakikatlerle yüzleşmekten kaçınmasına ve sorunlarını gerçekçi yollardan halletmesine mâni olur. Sorunların, hasıraltına süpürülmesine ve birikerek daha büyük bir problem olarak karşısına gelmesine neden olur.

Mantığa Bürüme: Kişi, yapamadığı, başaramadığı ya da kendisine yakıştıramadığı şeyi çeşitli nedenler ve mazeretler bulmak suretiyle daha herkesçe kabul edilebilir hâle getirmeye çalışır. Örneğin; kırmızı ışıkta geçen bir şoförün, “Yol boştu.” ya da “Zaten herkes geçti.” şeklinde yaptığı hatalı davranışa karşı makul açıklamalar getirmesi örnek verilebilir.

Belli başlı savunma mekanizmalarını örneklerle beraber incelemeye gayret ettik. Son cümle olarak; savunma mekanizmalarını bir asprine benzetebiliriz. Ağrıya karşı geçici iyileşmeler ve rahatlamalar sağlayabilir. Fakat ağrının asıl nedenini ortadan kaldırmaz. Ayrıca ilacın, nasıl ki fazlası zehirse savunma mekanizmalarının da fazlası kişiyi gerçeklikle ve dış dünyayla uyumunu bozarak ruhsal bir zehirlenmeye doğru götürür. Bu yüzden neyi niçin yaptığımızı fark etmek, davranış, duygu ve düşüncelerimiz arasında neden sonuç bağlantıları kurabilme çabası daha iyi, daha uyumlu bir kişi olmanın ilk adımları olabilir.

Cihan Uluç

Psikolog

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41