Gönderen Konu: Travma Sonrası Manevi Gelişim  (Okunma sayısı 104 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5783
Travma Sonrası Manevi Gelişim
« : Ağustos 20, 2023, 08:21:15 ÖÖ »


Travma Sonrası Manevi Gelişim

Psikolojide “travma” kelimesi; bireyin ruhsal ve bedensel varlığını sarsan, çaresizlik duygularını ortaya çıkaran, acı verici, inciten ve yaralayan her türlü olayı adlandırmak için kullanılır. Travmaya neden olan olay, bireyin dünyaya ilişkin temel varsayımlarını yerle bir ettiği gibi kendisi ve dünya ile ilgili olumlu inançlarını sorgulamasına, kendi incinebilirliğini fark etmesine yol açar. Yaşam olaylarına uyum sağlayıcı başa çıkma yollarını işlevsiz hâle getiren travmalar genellikle olağan dışı, tehlikeli ve ezicidir. Travma anında çaresizlik hisseden birey, aynı zamanda kendi güçsüzlüğüyle yüzleşir. Beklenmedik bir anda yaşanan travma bireyin hayatını, fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü tehdit eder. Bu tehdit doğrudan bireye yönelebildiği gibi bir başkasının başına gelen olaya tanıklık etme yoluyla da yaşanabilir. Ölümle sonuçlanan veya ciddi ölüm tehdidi içeren olaylar travmatik sayılmaktadır. Fiziksel saldırı, şiddete maruz kalma, trafik veya iş kazaları, sel, kasırga veya deprem gibi doğal afetler, terör ve savaş olaylarından zarar görme veya yaralanma, ölüme tanıklık etme, yaşamı tehdit eden hastalıklar, hayat boyu kısıtlılık oluşturan yaralanmalar veya hastalıklar, kayıp yaşantısı gibi olaylar travmatik yaşantılar olarak nitelendirilir. Araştırmalar travmatik olayların oldukça yaygın ve uzun ömürlü olduğunu, sonuçlarının ömür boyu sürebileceğini göstermiştir. Travmatik yani yaralayıcı yaşantıların insanda yarattığı ruhsal deneyime ise yaygın kullanımla “acı” denir. Bireyler travmatik olaylarla karşılaştıklarında, kendi duygularını anlatırken genellikle yoğun bir acıdan söz ederler.

Travma yaşantısı “travma sonrası stres bozukluğu”, “travma sonrası iyileşme” ve “travma sonrası gelişim” olmak üzere üç şekilde sonuçlanabilir. Travma yaşantısı travma sonrası stres bozukluğu ile sonuçlanabilir ki travma sonrası stres bozukluğu tanısının travma yaşayan bireye zamanında ve travmaya uygun psikolojik destek verilmemesi hâlinde ortaya çıktığı belirtilir. Tipik travmatik semptomların bir araya geldiği travma sonrası stres bozukluğunda işgalci anılar veya rüyalar aracılığıyla travma deneyimleri tekrarlanır. Bunlar inatçı uyuşukluk hisleri, duygusuzluk, başkalarına karşı ilgisizlik, bireyin kendisini çevreden soyutlanmış hissetmesi, kendini bir şeylerden mahrum etme, travma anılarını canlandıracak durum ve faaliyetlerden kaçınma ile ortaya çıkar. Yaşanan travmanın doğasına göre kaygı, öfke, umutsuzluk ve bilinç bulanıklığı günlük hayatın tüm deneyimlerine yansır. Gerçeklik travmatik deneyimin filtresinden geçirilir ve öznel bir güncellik kazandırılarak çarpıtılır. Ancak bu süreç bilinçdışında gerçekleştiğinden birey bunu fark etmeyebilir.

Travma yaşantısı, travma sonrası iyileşme ile sonuçlanabilir. Travma sonrası iyileşme konusunu çalışan Herman, iyileşmede ortak bir yolun izlendiğini belirterek bir model geliştirmiştir. Buna göre travma sonrası iyileşmenin aşamaları “güvenin tesis edilmesi”, “travma hikayesinin yeniden kurulması” ve “travma yaşayan ile toplumu arasındaki bağın onarılması” dır. Güvenin tesis edilmesi aşamasında travma bireyin güç ve kontrol duygularını harap ettiğinden bu duyguların onarılması gerekir. Sürecin sonuna doğru birey, güvenlik ve hayatın öngörülebilirliği duygusunu yeniden kazanır, kendisine ve başkalarına güvenebileceğini yeniden kavrar. Travmayı yeniden hatırlama ve yas tutma aşamasında travmanın yeniden yapılandırılması gerekir. Yeniden yapılandırmada travma öncesi hayat gözden geçirilir. Bu aşama hem travma yaşayan bireyin hem de hayatındaki önemli insanların olayın anlamını sistematik bir biçimde gözden geçirmesini sağlar. Bireyin bu aşamada, “Neden ben?” sorusunu sorarak suçluluk ve sorumluluğa ilişkin ahlaki boyutları ortaya çıkarması ve acılarına anlam verecek bir inanç sistemini yeniden yapılandırması, iyileşme için son derece önemlidir. Zira çözümlenmiş travmatik hatıralar daha kolay kabul edilir. Yeniden bağ kurma aşamasında ise geçmişle uzlaşan birey, gelecek oluşturma görevi ile karşı karşıyadır. Birey, travmanın tahrip ettiği eski kendiliğinin yasını tutmuştur ve yeni bir kendilik geliştirmesi gerekir. Hayatının anlamını yeniden keşfedip destekleyici bir inanç bulmaya ihtiyacı vardır. İlk evrede amaç yalnızca temel güveni sağlamak iken sonuncu evrede birey dünyaya daha aktif biçimde katılmaya hazırdır.

Travma eğer herhangi bir psikolojik rahatsızlığa yol açmaz ve travma sonrası stres bozukluğu yaşanmazsa bireyin hayatı travma sonrasında üç şekilde devam edebilir:

1. Bireyler travmayı atlatırlar fakat önceki işlevsellik düzeylerinden daha düşük bir düzeyde hayatlarına devam ederler.

2. Travma sonrasında iyileşen bireyler eski işlevselliklerine geri dönerler.

3. Bazı bireyler ise travma sonrası gelişimi yaşayarak eskisinden daha üst düzeyde işlevsellik gösterirler.

Travma yaşantısı travma sonrası gelişim ile sonuçlanabilir. Travmayla karşılaşan bireyler güçlü kişilik özelliklerine sahip iseler travmanın etkilerinin minimize olabileceği belirtilmektedir. Buna göre bireyler travma karşısında güçlü kişilik özelliklerine ve kendilerini koruyan faktörlere sahip olduklarında onların yardımıyla iyileşebilirler hatta gelişebilirler.

Acıların insanları geliştireceğine inanç, kadim geleneklerde olduğu gibi modern zamanlarda da sürmektedir. Zira travmatik yaşantılar acı verici olduğu kadar eğiticidir. Erol Göka’nın dediği gibi “Her zaman başımıza gelen, maruz kaldığımız ve kendimizi içinde bulduğumuz dertlerle, sınavlarla büyüyoruz. Dayanma gücümüz, sabrımız arttığında metanetimiz, kabullenmemiz, hoşgörümüz, yaşama ve insanlara olan sevgimiz de artıyor, daha bir insanlaşıyoruz. Biz insanlaştıkça hayat güzelleşiyor.”

Büyüme olarak da isimlendirilen travma sonrası gelişim travmatik olay sonrasında bireyin yaşamının belli alanlarında daha iyi işlevsellik göstermesi ve kendini gerçekleştirmesine doğru adımlar atması şeklinde de açıklanmaktadır. Travma sonrası gelişim, olaydan veya yaşantıdan önceki duruma dönmekten ziyade revizyon, gelişme ve travma sonrası duruma uyumla ilgili bir harekettir. Araştırmacılar travmatik deneyim yaşamanın travma sonrası gelişim için yeterli olmadığına, travmatik deneyim yaşamış her kişide travma sonrası gelişim görülmediğine dikkat çekmektedir. Bu bağlamda gelişimin olabilmesi için olayın sarsıcı olmasının yanı sıra bireyin bu travma ile mücadele etmesinin gerekli olduğu belirtilmektedir. Zira travma sonrası gelişimi ortaya çıkaran asıl faktör, bireyin olayın ardından bu yeni gerçeklikle mücadele etmesidir. Ayrıca travma sonrası gelişim travmadan iyileşmenin ardından ortaya çıkabileceği gibi önemli yaşam sorunları ile birlikte psikolojik problemler yaşanırken veya büyük ıstıraplar çekilirken de görülebilir. Travmatik deneyimden sonra hayatta kalan birçok birey, psikolojik fonksiyonlarının travma öncesi temellere geri dönmesinden ziyade temel alanlarda önceki temellerin üstünde büyüme ve gelişme gösterdiklerini bildirmiştir. Diğer taraftan travmatik yaşantıların sadece travma yaşayan bireylerde değil travmaya tanık olan, dolaylı travma yaşayan bireylerde de olumlu etkiler meydana getirdiği, araştırmalarda ortaya konulan hususlardandır.

Travma sonrası gelişim kuramcılarından Tedeschi ve Calhoun’a göre travma sonrası meydana gelen olumlu değişiklikler kendilik algısı, kişilerarası ilişkiler, yaşamın anlamı ve değerini anlama, yeni seçenekleri fark etme, inanç sistemi ve maneviyat olmak üzere beş alanda gerçekleşmektedir:

a. Kendilik algısında değişim: Yaşanan travma sonrasında bazı bireyler kendilerinde travmayla mücadele etmenin bir sonucu olarak travma öncesinde bulunmayan bazı olumlu değişiklikleri fark ederler. Bu gelişim alanı genellikle bireysel güçlülük hissi, kişisel başa çıkma stratejilerine daha fazla güvenme, kendisini daha kırılgan fakat daha güçlü hissetme, travmayla başa çıkabilmenin getirdiği kendine güvende artış, yeni rollerin benimsenmesi, dayanıklılık ve özgüvenin artması gibi olumlu özelliklerle tanımlanır.

b. Kişilerarası ilişkilerde değişim: Travma ile başa çıkmanın sonucunda bireyin insan ilişkilerinde son derece olumlu, önemli değişikliklerin meydana geldiği görülür. Travma sonrasında başkalarıyla daha yakın, samimi ilişkiler kurabilme, diğerlerine karşı daha şefkatli, merhametli, iyiliksever, empatik olma, travma yaşamış bireylerin çoğunlukla bildirdiği yararlar arasındadır.

c. Yaşamın anlamı ve değeri algısında değişim: Bu alanda değişim yaşayan bireyler yaşamla ilgili daha büyük bir takdire sahip olup yaşamlarının merkezî unsurlarının önceliğinde değişiklik yapmakta, yaşamlarındaki sıradan olayların önemini anlamaktadır. Travma ile mücadele ederek travma sonrasında gelişim gösteren bireylerin çoğu bu değişimi deneyimlemektedir. Kanserle mücadele edip değişiklik gösteren kadınların yüzde 60’ı, kendi varlıklarını daha fazla takdir etme, hayatlarına ilişkin daha iyi bir bakış açısı kazanma gibi değişimlerin yanı sıra yaşamı kolaylaştırmak, yaşamdan daha fazla keyif almak gibi önceliklerinin olduğunu bildirmişlerdir.

d. Yeni seçenekleri fark etme: Travma sonrası gelişimi yaşayan bazı bireyler hayatlarında karşılarına yeni olasılıkların çıktığını, yeni faaliyetlerle meşgul olduklarını ve önemli yeni yollara girdiklerini bildirmektedir. Bu alandaki değişimler artık ulaşılamayacak eski amaçlardan vazgeçilmesi, yeni ve gerekli şeylere ulaşılmaya çalışılması, yeni olanakların algılanması, mümkün olmayan amaçlardan uzaklaşılması, önemli olan hedefleri izleme ve gerekli olan şeyleri yapma şeklinde yaşanmaktadır.

e. Manevi gelişim: Travmayla karşılaşan bireyler, dine yönelip ondan destek aldıklarında bu onların manevi gelişim göstermelerini sağlayabilir. İnsanların bazısı için travma sonrası gelişimin yaşanabileceği en önemli alan manevi/dinî alandır. Travma yaşayan bireyler, travmatik olay bağlamında varoluşsal konularda soru sormaya başladıklarında maneviyat alanında gelişim gösterebilirler. Bu alanı oluşturan deneyimler, yaşamda daha büyük bir amaç ve anlam duygusu, daha fazla yaşam memnuniyeti, temel varoluşsal sorulara verilen cevaplarda daha fazla açıklığı yansıtmaktadır. Ancak her ne kadar travmalar birçok bireyin yaşam felsefesinde ve manevi hayatında önemli bir gelişime imkân sağlasa da büyük kayıplar ve anlamlandırılamayan trajedilerin manevi inançlarda geçici olarak zayıflamaya, daha az dindar olmaya, bazı bireylerin inançlarını yitirmesine ve önemli derecede varoluşsal umutsuzluk deneyimlemesine yol açabilir. Kanser hastalarıyla yapılan bir araştırmada katılımcılar yaşadıkları deneyimin Allah ile yakınlıklarını, dinî ve manevi uygulamalara katılımlarını artırdığını bildirmişlerdir. Bu manevi değişimler sadece içsel inançlarını etkilemekle kalmamış, aynı zamanda dinî/manevi davranışlara yönelimlerini de artırmıştır. Katılımcıların bazısı dinî görevlerini yerine getirmek suretiyle inançlarını güçlendirdiklerini, hastalık deneyimlerini kolaylaştırdıklarını ve böylece kanserden kurtulabildiklerini belirtmişlerdir.

Doç. Dr. Mebrure Doğan.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

İnsan ve İnsanlık Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:25:05 ÖS]


İslam’ın Kadına Verdiği Değer Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:20:33 ÖS]


Kulluk Bilinci Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:12:12 ÖS]


İnsan Onuru Mukaddestir Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:07:04 ÖS]


İslam’ın Engelliye Bakışı Gönderen: türkiyem
[Dün, 08:02:58 ÖS]


Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Dün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Dün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Dün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Dün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Dün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 28, 2024, 06:42:56 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41