Gönderen Konu: Akciğerlerimizin Sağlığını Nasıl Koruyabiliriz  (Okunma sayısı 274 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı melek

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2146
Akciğerlerimizin Sağlığını Nasıl Koruyabiliriz
« : Nisan 20, 2018, 08:59:10 ÖÖ »
Akciğerlerimizin Sağlığını Nasıl Koruyabiliriz?

Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

Nefesimizi rahat bir şekilde alıp verebilmek sıhhatin olmazsa olmaz şartıdır. Atalarımız, “Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi,” diye boşuna dememişler. Akciğerlerimize temiz hava çekmeden birkaç dakika bile yaşayamayız. Bunun için akciğerlerimizin sağlığını korumamız çok önemlidir.

Akciğerlerimiz, hayati değeri olan organlarımızdır. Vücudumuzda dolaşan kan, akciğerlerimize gelir. Havada bulunan oksijenin kana alınıp karbondioksitin atılması akciğerlerin sağlıklı çalışması sayesinde olur. Karbondioksit, vücudumuzda meydana gelen kimyasal işlemler neticesinde ortaya çıkar. Bu kimyasal işlemler vücudun sağlıklı çalışması ve enerjimizin sağlanması için gereklidir. Bu işlemlerin devam edebilmesi için de devamlı oksijen alabilmemiz gerekir. Akciğerlerimizin sağlığı bozulduğu zaman kanımızda oksijen azalır, enerjimiz düşer ve kısa zamanda hayatımız tehlikeye girer.

Akciğerlerimizde çok sayıda hava kesecikleri vardır. Nefes aldığımız zaman ağız ve burun yoluyla giren hava, nefes borusu ve bronş dediğimiz borular vasıtasıyla yoluyla bu hava keseciklerine ulaşır. Akciğer sağlığı dediğimiz zaman bronş ve hava keseciklerinin sağlığını anlarız.

Sağlıklı bir akciğer, her şeyden önce temiz bronşlar ve hava kesecikleri demektir. Akciğerimizin iç yüzeyi sigara dumanı, kimyasal maddelerin buharı ve hava kirliliği gibi kirleticilerle kaplandığı zaman bronş ve hava kesecikleri hastalanır, görevlerini yapamaz.

En Sık Görülen Akciğer Hastalıkları

Akciğer hastalıkları arasında en sık görülenleri, astım ve KOAH (Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığı)’tır. Bronşit, halk arasında zatürre de denilen pnömoni ve son zamanlarda görülme sıklığı artan akciğer kanseri türleri de akciğer sağlığını etkileyen hastalıklardandır.

Akciğer hastalıkları arasında sık görüleni olan astım; akciğerdeki hava borularının daralması sonucunda hastanın nefes alıp vermekte zorluk çekmesi durumudur. Öksürük, nefes darlığı ve göğüste baskı hissi gibi yakınmalarla ortaya çıkar.

Bazı insanlar, toz, küf, kıl, tüy, polen veya ev eşyalarında yaşayan akarlar gibi bir maddeden etkilenerek alerjik reaksiyon göstermektedir. Hassas oldukları bu maddelere maruz kaldıkları zaman akciğerlerin içindeki hava boruları iltihaplanır.

Astım türlerinin hemen hepsinde akciğerlerin iç yüzeyi şiş ve ödemlidir. Bu durum akciğerlerin hassasiyetini daha da artırır. Astım krizlerinde hava yollarını saran kaslar kasılır, ödem ve şişlik artar. Hava yollarındaki salgı bezlerinden kıvamlı bir mukus (ifrazat-balgam) salgılanır. Tüm bunlar hava yollarını önemli ölçüde daraltır.

Astım genetik bir hastalıktır. Kronik bir rahatsızlık olmakla birlikte günümüzde tedavi ile kontrol altına alınabilmektedir. Ancak astımlı kişilerin alerjen maddelerden, tozdan, dumandan uzak durması gerekir.

KOAH genellikle sigara içenlerde rastlanılan ve dünyada en çok ölüme sebebiyet veren 3. hastalıktır. Ekseriyetle yıllar içinde akciğerdeki bronşlar ve hava keseciklerinde olaşan tahribatın sonucu olarak ileri yaşlarda ortaya çıkar.

Normalde balon gibi esnek olan havayolları bu özelliğini kaybeder. Hava keseciklerine giren hava çıkamaz ve bu kesecikler şişmeye başlar. Bu tahribatlar kalıcı hale gelir ve düzelmesi mümkün olmaz. Bu duruma Amfizem denilmektedir.

KOAH’ta bronşlarda şişme ve balgam üreten bezlerin fazla çalışması sebebiyle nefes yolları daralır. Bu semptomlara Kronik bronşit denilmektedir. KOAH hastaları ileri safhalarda ancak oksijen ve nefes yoluna ilaç püskürten cihaz yardımıyla nefes alabilir hale gelir.

Pnömoni veya halk arasındaki bilinen adıyla zatürre; akciğer dokusunun mikroplara bağlı olarak iltihaplanmasıdır. Normal şartlarda durumda hastalığa neden olmayan mikroplar, vücut savunması zayıf düşmüş kişilerde zatürreye sebep olur. Bilhassa küçük çocuklarda ve ileri yaştaki hastalarda tehlikeli olabilir.

Akciğer hastalıkları arasında en ölümcül olanlarından biri de akciğer kanseridir. Bilhassa erkekler arasında en çok görülen ikinci kanser çeşidi olan akciğer kanseri, kadınlar arasında sigara alışkanlığı yaygınlaştıkça kadınlarda da görülme sıklığı artmaya başlamıştır.

Akciğerlerimiz dış dünyadaki kirlilikten en fazla etkilenen organlarımızdır. İnsan yiyip içtiklerini bir nebze kontrol edebilir ama teneffüs ettiği havayı kontrol etmesi zordur. Şehirleşme ile birlikte vasıtaların egzozlarından çıkan dumanlar, yakacakların dumanları ve kimyasal maddelerle kirlenmiş bir havayı teneffüs etme mecburiyeti ortaya çıkmaktadır. Bütün bunları kontrol altına almak zordur ama en azından sigara dumanına maruz kalmamak elimizdedir.

Sigaradan Uzak Durun!

Akciğer sağlığını korumanın başlıca yollarından biri, başta sigara olmak üzere tütün ürünlerinden uzak durmaktır.

Sigara bağımlılığına sebep olan madde, tütünde bulunan nikotindir. Nikotin vücudumuzun ihtiyaç duyduğu bir madde değildir ama daha çok psikolojik bağımlılık sebebiyle zamanla fiziksel bağımlılık ortaya çıkmaktadır. Önceleri bir merak veya içinde bulunduğun arkadaş grubuna uymak için yakılan sigaraya bağımlılık gelişmekte, böylece kişi gün içinde defalarca sigara dumanına maruz kalmaktadır.

Sigara dumanının akciğerlerimize çekmek, ciğerlerin iç yüzeyinde katran birikmesine neden olur. Dumanın içeriğinde bulunan karbonmonoksit, akciğerlerin doğru şekilde çalışmasını engeller.

Sigaranın zararı, kullanım süresi arttıkça fazlalaşmaktadır. Sigaranın dumanı, nefes borusundan başlayarak bütün solunum sisteminin iç yapısını kaplayan koruyucu doku ve hücreleri tahrip edip, her türlü hastalığa karşı savunmasız hale gelmesine yol açar.

Sigara dumanının içindeki vücuda yabancı zararlı maddelere tepki olarak dokularda tahriş, (irritasyon) ve hasar oluşur. Buna karşı savunma amacıyla kandan çekilen hücreler iltihap alanına toplanır. Böylece bronşlarda daralmaya bağlı olarak kanınızdaki oksijen oranı düşer.

Oksijenin düşmesi, vücuttaki tüm dokularla birlikte hasarlı dokuların da kendini yenilemesini zorlaştırır. Dokunun kendini tamir edememesi ve beslenememesi sonucunda hasar daha da artar.

Ayrıca sigaradan çekilen her nefes ile beraber, sigaranın dumanında bulunan zehirli ve kanserojen maddeler akciğerlerin iç yüzeyindeki hasarlı dokulara yapışıp kana karışır.

Sigara dumanında, başta arsenik (fare zehiri), benzin, kadmiyum (akü metali), hidrojen siyanid (gaz odaları zehiri), toluen (tiner), amonyak ve propilen glikol olmak üzere 4000’in üzerinde kanserojen ve toksik madde bulunmaktadır. Bunların hasarlı ve hassaslaşmış dokular üzerine yapışıp kana karışması başta akciğer olmak üzere bütün organlarımızda kanserin gelişimine davetiye çıkarır.

Bütün bunların sonucunda sigara; akciğer kanserine yakalanma riskini, içmeyenlere göre 30 kat artırıyor. Sigara içenin yanında oturup aynı dumanlı havayı teneffüs etmek, yani pasif içicilik de; riskin iki kat artmasına neden oluyor.

Kanser ve KOAH riski; günlük içilen sigara adedi ve sigara içilen yılların sayısına göre artış gösteriyor. Bu sebeple kaç senedir içiyor olursanız olun, bir an önce bırakın. Çünkü zararın neresinden dönülürse kârdır.

Nargile ve Elektronik Sigara Zararlı mı?

Son zamanlarda gençler arasında moda hale gelen nargilenin de akciğerler açısından en az sigara kadar zararlı olduğu ortaya çıktı. Nargile içenler, meyve aromalarıyla hazırlanan tütünün zararsız olduğunu zannediyor. Özellikle nargilenin şişesindeki suyun zamanla renk değiştirmesi, gençlerin zehrin suda kaldığına inanmasına sebep oluyor.

Oysa nargilede tütünün yakılmasında kullanılan kömür çok daha fazla katrana sebep oluyor. Yapılan araştırmalar, nargile dumanında bulunan arsenik, nikel, kobalt ve kurşun oranının sigara dumanından çok daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Dumanın nargile şişesindeki suyun içinden geçmesi, zehirli kimyasallardan ve katrandan temizlenmesini sağlamıyor. Aksine nargile içimi, yapısından dolayı bir saate kadar çıkabildiği için, hem içen kişiye, hem de pasif içicilere kat kat daha fazla zarar veriyor.
Çoğu zaman kafelerdeki nargileler, sadece ağızlık kısmı değişerek birçok kişi tarafından kullanıldığı için bulaşıcı hastalıkların yayılma riskini artırıyor.

Elektronik sigara da gençler arasında sigaraya alternatif olarak tercih ediliyor. Gençlerin çoğu sigaradan daha az zarar verdiği söylentilerini benimseyerek, hiç alışkanlığı yokken bile elektronik sigaraya başlıyor. Külü, izmariti ve kokusunun olmayışı da elektronik sigarayı tercih sebebi yapıyor.

Oysa elektronik sigara hiç de zararsız değildir. Elektronik sigaranın içerisindeki sıvılardan alınan örneklerde, tütünde olduğu gibi insan sağlığını tehlikeye atan ‘anabasine, myosmine ve beta nikotryine’ maddeleri tespit edilmiştir. Aynı zamanda, elektronik sigaraların nikotin bağımlılığını tetikleme ve nikotin zehirlenmesine yol açma gibi risklerinin de yüksek olduğu açıklanmıştır. Sigarayı bırakmak bir karar verme meselesidir, bu kararı geciktirmeyin.

Zehirli Kimyasallardan Korunun

Türkiye'de akciğer kanseri oluşumunda rol oynayan diğer faktör ise başta asbest olmak üzere çeşitli kimyasallarla temastır.

Ev hanımlarını da en fazla tehdit eden maddeler, kozmetik ve ev temizliğinde kullanılan kimyasallardır. Akciğerlerimizi daha temiz tutmak için kimyasal maddeleri teneffüs etmemeye dikkat etmelidir.

Klor, ağartıcı, amonyak gibi maddeler içeren temizlik maddelerinin buharını teneffüs etmek akciğerlere zarar verebilir. Bunların yerine mümkün olduğu kadar sabun bazlı temizleyiciler, limon suyu, sirke gibi doğal ürünler kullanılabilir. Deterjan kullanılacaksa ortamı havalandırmaya dikkat edilmelidir.

Akciğerlerimizin zatürreden korumak için bulaşıcı hastalıklardan korunma kurallarına uyulmalıdır. Ellerimizi sık sık yıkayarak mikropları uzaklaştırmalıdır. Grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonları daha sonra ciddi akciğer sorunlarına temel oluşturabilmektedir. Kalabalık yerlere gittiğimiz zaman, başkalarının tuttuğu eşyaları tuttuğumuz zaman sık sık el yıkamak enfeksiyon riskini azaltabilir.

Hastalıklara karşı vücudumuzun savunma sistemini güçlendirmek de faydalı olabilecek bir başka tedbirdir. Bunun için sıhhatli gıdalarla beslenerek vücudumuzun kendini tamir etmesini destekleyebiliriz.

Bilhassa kanserden korunmak için antioksidanlardan zengin yiyecekler yiyin. Mesela şeftali, kavun, mango, tatlı patates, kabak, balkabağı, domates, koyu yapraklı yeşillikler, kış kabağı ve havuç, akciğer kanserine yakalanma riskini en aza indirmeye yardımcı olan betakaroten yönünden zengindir.

Elma da içerdiği anti-enflamatuar flavonoidlerin yüksek konsantrasyonu koruyucu etki sağlar.

C vitamini içeren, portakal, limon, mandalina, greyfurt gibi meyve ve sebzelerden faydalanarak, çeşitli hastalıklara yakalanmaktan korunmuş oluruz. Bu meyvelerde bulunan antioksidanlar, hava kirliliği, kimyasallar gibi oksidatif etkilere karşı ek koruma sağlayabilir.

B vitaminleri, özellikle B-6 vitamini, bağışıklık fonksiyonunu destekleyerek akciğer hastalıklarına ve kanserine karşı korunmaya yardımcı olabilir. Bütün vitaminleri dengeli bir şekilde ve tabii gıdalardan almak, hastalıklara karşı direncimizi artırır.
Akciğer hastalıklarıyla mücadelede erken teşhis de önemlidir. Ailemizde astım, akciğer kanseri ve akciğer hastalıkları geçirmiş kişiler varsa, zaman zaman nefes darlığı ve benzeri problemler yaşıyorsak bir hastalığımızın olup olmadığını takip etmemizde fayda vardır.

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41