Hafızamızı Korumanın Yolları
Hafıza bir insanın yaşadığı veya tecrübe ettiği bilgileri ve hatıraları aklında tutabilmesi ve hatırlamak istediğinde geri çağırması, yani hatırlaması kabiliyetidir. Unutkanlık ise bilgilerin saklanması ve geri çağırılmasında yaşanan güçlüklere denir.
Unutkanlığın bir kısmı her yaşta görülür ve normaldir. İnsan beyni, ihtiyaç duyduğu bilgileri saklar ve hatırlar. Ama sık sık kullanmadığı bilgiler beyin tarafından yavaş yavaş silinerek daha sık kullanılan bilgilere yer açılır. Bu sebeple kısa bir süreliğine öğrenilmiş, tekrar edilmeyen, kullanılmayan bilgilerin unutulması her yaş için normaldir. Fakat insanın hayatını etkilemeye başlayan ciddi unutkanlık problemleri demans belirtisi olabilir.
İnsanlar yaşlandıkça unutkanlığa bağlı sorunlarla daha fazla karşılaşırlar. Unutkanlığın farklı sebepleri olabilir bunlardan birkaçını sıralayacak olursak:
Strese Bağlı Unutkanlık
Unutkanlığın bir kısmı, stresli işlerde çalışanlarda görülür. Kişi sabah işe yetişmek için acele etmektedir ama aksi gibi anahtarını koyduğu yeri hatırlayamaz, cep telefonunu evde unutur, gözlüklerini bulamaz.
Bu tip unutkanlıklar daha çok dikkatini toplayamama, ilgisini gerekli yerlere yönlendirememe ve sükunetini koruyamama ile ilgili problemlerdir. Sebebi de kişilik yapısına bağlı olarak öfkeli, kaygılı veya aşırı sorumluluk hissiyle dolu olmaktan dolayı insanın kendisine fazla yüklenmesidir. Bu hayat tarzı ısrarla sürdürülürse kişinin yıpranmasına yol açar.
Böyle sorunlar yaşayan bir kişinin dinlenmeye daha çok vakit ayırması, görevlerinin bir kısmını başkalarına bırakması ve hadiselere öfkeyle değil sabırla yaklaşması faydalı olacaktır. Sakin olmayı başarınca zihnini ve dikkatini daha kolay yönlendirecek, hatırlamak için kendine daha çok zaman tanıyacaktır.
Bu tarz unutkanlıkları gidermek için kişinin kendine bir not defteri alması faydalı olur. Önemli işler için not alır, liste yapar, gereken eşyalarla ilgili not tutar. Herkes kendine uygun bir sistem geliştirerek bu sorunları çözebilir.
Unutmayın ki, stresli ve öfkeli kişilerde vücut ve beyin yıpranıyor, bunama riski artıyor.
Depresyona Bağlı Unutkanlık
Unutkanlık ayrıca depresyon geçiren kişilerde de görülür. Fakat bu tip unutkanlık ilgisizlik ve isteksizlikle birlikte görülen ve başka belirtileri de olan bir unutkanlık türüdür. Depresyondaki kişinin yüz ifadesi donuk gibidir. Daima mutsuz, karamsar ve bezgin bir ruh hali içindedir. Hiçbir şeyden zevk almaz, bir şey yapmaya ilgi ve istek duymaz.
Uyku bozukluğu sık sık görülür. Yani gece uyuyamama, gündüz ise uyanık ve zinde olamama durumunu yaşar. Kendisinden bir şey istense de zihin ve beden gücünü toplayamaz. Yorgunluk ve halsizlik hissettiğini söyler. Genel olarak kendine güveni azalmıştır, kendisini değersiz hisseder. Bazen yataktan çıkmak istemez bazen de huzursuz bir şekilde evde dolaşır durur. Sosyal hayatı ve insani ilişkileri azalır, içine kapanır.
Bu belirtilerle birlikte seyreden unutkanlığı yenmek için kişinin canı istemese de hareket etmesi, insanlarla ilişki kurması, güzel şeyler düşünmesi, ümitli olması gerekir. Depresyondan kendi çabasıyla çıkamayan kişiler bir hekimden yardım alabilirler. Bazen bu belirtiler beyinde serotonin hormonunun azalmasıyla birlikte seyreder. Hekimin uygun gördüğü bir tedavi uygulanabilir. Bunun yanı sıra eski mutlu günleri hatırlamak için albümlere bakmak, aktiflik ve ferahlamaya vesile olan gezilere çıkmak, şaşırtıcı, ilginç, yeni şeyler öğrenmek ve başkalarına anlatarak sosyalleşmek gibi faaliyetler beynin kısır döngüden çıkmasına yardım edebilir.
Bunama ve Alzheimer Belirtisi Olan Unutkanlık
Alzheimer, unutkanlığın ön planda olduğu bir bunama hastalığıdır. Bunama yada tıp diliyle demans, hafıza başta olmak üzere zihin faaliyetlerinin bozulması durumunun genel adıdır. Bunama görülen hastaların üçte ikisi Alzheimer'dan muzdariptir. Demansın bir başka nedeni de, beyni besleyen damarların daralmasına bağlı olarak ortaya çıkan “vasküler demans”tır.
Alzheimer'ın en önemli belirtisi yavaş ilerleyen unutkanlıktır. Diğer tür unutkanlıklardan farkı, kişinin geçmişi iyi hatırlarken yakın tarihte olan şeyleri hatırlayamamasıdır.
Alzheimer’den şüphelenmek için unutkanlık dışında problemler de aranır. Kişinin sadece hafızasında değil, dil ve zihin becerilerinde de kayıplar görülür. Olayları algılamada ve muhakeme etmede problemler yaşanır. Problemler ilerledikçe günlük yaşamı etkilemeye başlar. Mesela kapıyı veya ocağı açık unutur. Bazen evden çıkar ve tekrar evinin yolunu bulamaz.
Diğer bunama yani demans türlerinde de unutkanlık en önemli belirtidir. Demansın nedenine ve ağırlığına bağlı olarak hafıza dışındaki zihin becerilerinde kayıplar görülebilir.
Demans hastalarının kişiliğinde de değişmeler olabilir. Takıntılı, suçlayıcı, şüpheci, kuruntulu bir kişilik yapısı ortaya çıkabilir. Genel bir kafa karışıklığı durumu olabilir. Ya da depresyona benzeyen, isteksizlik, ilgisizlik, boş gözlerle bakma ve etrafından kopma durumu görülebilir. İsimleri, kelimeleri anlama ve kullanma konusunda sorunlar yaşayabilir.
Zaman kavramı birbirine karışır, gece evde dolaşır durur, gündüz yataktan çıkmaz. Sinirlilik, sıkıntı, ağlama nöbetleri gibi belirtiler de zaman zaman görülebilir.
Hastalığın ileri aşamasında endişe hali sürekli hale gelebilir. Mesela hasta kişi bazen bakıcısına aşırı bağlanır, devamlı peşine düşer, bırakıp gitmesinden korkar.
Son safhasında kişi artık en basit şeyleri yapmakta zorlanır. Kendine bakamayacak kadar ağır bir zihinsel yetersizlik yaşayabilir.
Kimlerde Görülür?
Bütün demans türleri yaşlılığa bağlı olarak ortaya çıkar. 60 yaşından önce nadiren görülür. Mevcut istatistiklere göre 80 yaşından sonra görülme sıklığı iyice artar.
Kadınlar arasında bu yaşa kadar yaşayan daha fazla olduğu için demans hastalarının çoğu kadındır. Anne ve babasında demans vakıası olanların da maalesef bu hastalığa yakalanma riski artmaktadır. Bu yüzden kendisi veya yakınlarında risk faktörleri fazla olanların bunamadan korunmak için bazı tedbirler alması gerekir.
Nasıl Korunmalı?
Hafıza ve zihin becerilerimizi tahribattan korumak için, doğru beslenme, hareketli hayat, sosyal ve aktif yaşayarak beyni zinde tutmak, stresten uzak durmak faydalıdır. En önemlisi de kişinin maneviyatını dua ve ibadetle takviye etmesi çok faydalıdır.
Beynimizin ağırlığının vücut ağırlığına oranı, % 2 kadar olduğu halde kendi ağırlığına nispetle vücudumuzda dolaşan kandaki enerji ve oksijeni kullanma oranı çok daha yüksektir. Bu sebeple vücudumuzda dolaşan kanın şeker düzeyi, oksijen taşıma kapasitesi ve genel damar sağlığı beyin için önemlidir.
Kişinin genel sağlık durumunun kötü olması, kronik hastalıklar ve depresyon demans hastalığını tetikler veya tabloyu ağırlaştırır. Mesela tansiyon, kalp ve diyabet yani şeker hastalığı gibi metabolik sendrom hastalıkları olanlar, diyetlerine ve ilaçlarına dikkat ederek genel sağlıklarını korumaya çalışmalıdır. Çünkü kan şekeri seviyesinin ve tansiyonun dengesizliği beyin açısından tahrip edici bir faktördür.
Bunamaya yakalanmamak için alınabilecek önemli bir tedbir de, kanda hormon seviyelerimizi takip etmektir. Mesela tiroid hormonlarını az üretilmesi veya kandaki seviyesinin düşük olması durumunda vücudumuzun çalışmasında yavaşlama oluşur. Vücuttaki bu bozukluk, ruhsal çöküntü, unutkanlık, hareketlerde yavaşlama ve uykusuzluğa sebep olur. Bu belirtiler depresyon ve bunamaya benzer bir tablo ortaya çıkardığı gibi zamanında tedavi edilmezse kana besin ve oksijen gidişi yavaşlayacağı için beyinde de hasara yol açabilir.
Demanstan korunmak için aşırı diyetlerden ve beslenme bozukluğundan kaçınmak gerekir. Mesela yağsız diyetler ve besin kısıtlamaları beyin için gerekli bazı vitaminlerin alınmasına engel olabilir. Buna mukabil kolestrolün yüksek olması da damar sağlığını olumsuz etkilediği için beyne kan ve oksijen gidişini yavaşlatır.
Beyin sağlığı genel sağlık durumumuza bağlı olmakla birlikte özellikle beynimizi besleyen ve dayanıklılığını artıran bazı besinler şunlardır:
Beynimiz için önemli bir vitamin olan B 12 vitamini; et, tavuk, balık, süt, yumurta gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunuyor. Vejetaryenlik, zayıflama ve benzeri amaçlı diyetlerle bunları hiçbir zaman beslenme programınızdan kaldırmayın.
Beynimiz için tam buğday unundan veya bulgurdan yapılmış gıdalar da faydalı. A, C, E, K B6 ve B12 vitaminleri, demir, kalsiyum, fosfor ve potasyum açısından zengin olan buğday, beynimizin beslenmesi için gerekli bir gıda. Bu arada tam tahıllı buğday ekmeği tüketen ülkelerde bunama daha geç yaşlarda görülüyor.
D vitamini de beynin dirençli kalmasını sağlayan vitaminlerden biridir. Yağda eriyen bu vitamini almak için de yağsız diyetlerden kaçınmalı. Badem, ceviz, yer fıstığı yağ asidi örüntüsü bakımından zengin kaynaklarımızdan. Ayrıca her gün on beş dakika güneşlenmeyi ihmal etmeyin.
Şekli bakımından da beyne benzeyen ceviz, içerdiği linoleik ve alfa linoleik asit, E ve B6 vitaminleri sayesinde sinir sistemimiz ve beynimiz için çok iyi bir besindir.
Omega 3 yağ asidinden zengin olan yağlı balıklar da beyinde sinir iletimini arttırma özelliğiyle yaşlanma belirtilerini azaltıyor.
E vitamini beyin sağlığı açısından en temel antioksidanlardan birini oluşturuyor. Bu vitamin özellikle tam tahıllı gıdalarda bulunuyor.
Polifenol içeriği yüksek kırmızı meyveler de beyni genç tutan besinler arasında. Tam bir antioksidan deposu olan nefis ara öğün alternatifleri kırmızı meyveler; serbest radikalleri nötralize ederek yaşlanmaya karşı beyninizin direncini arttırıyor.
Kabak çekirdeği ve ayçiçeği çekirdeği B 6 vitamini ve triptofandan zengin kuruyemişlerden. Bunlar da hafif depresyon ve uykusuzluğu gidermenin doğal yardımcıları.
Üzümü çekirdeğiyle birlikte yemek de beyne faydalı. Çünkü üzüm çekirdeğinde bulunan proantosiyanidin, hem DNA’ya zararlı serbest radikalleri temizleyen hem de kan damarları ve dolaşım üzerindeki olumlu etkisiyle beyin dokusunun beslenmesine ve zihinsel fonksiyonların sürdürülmesine yardımcı olan bir maddedir.