Gönderen Konu: Hepatitler  (Okunma sayısı 76 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2144
Hepatitler
« : Ocak 28, 2023, 08:55:26 ÖÖ »
Hepatitler

Hepatit, karaciğer iltihabı anlamına gelir. Hepatitlerin bazı türleri kendiliğinden iyileşirken bazı türleri ise karaciğerde ciddi sorunlara yol açabilir. Kronik hepatit türleri uzun süreçte; karaciğerde siroza, fonksiyon kaybına ya da karaciğer kanserine neden olabilir. Hepatit, karaciğerleri etkileyen ve ciddiye alınması gereken enfeksiyon türlerinin başında yer alır. Hepatit hastalığının dört ana öğesi bulunur. Bunlar; hepatit A, hepatit B, hepatit C ve hepatit D türüdür. Bu türlerin hepsi de bulaşıcı türlerdir. Bakteriler, mantarlar, virüsler ya da parazitler gibi birçok faktör hepatit nedenleri arasında sayılabilir.

Viral Hepatit Türleri

Hepatit A: Tüm dünyada yaygın olup, özellikle çocukluk çağında görülen bir enfeksiyondur. Hepatit A aşısı, 2 doz hâlinde, 18 ay ve 2 yaş döneminde yapılır. Hepatit A aşısının ömür boyu koruyuculuğu vardır. Kişi hepatit A enfeksiyonu geçirmişse tekrar hastalığa yakalanmaz. Hepatit A, grip benzeri şikâyetlere yol açar ancak birkaç ay içinde bu şikâyetler kaybolur. Nadiren uzun sürer ve karaciğer yetmezliğine neden olabilir.

Belirtileri: Gözlerde sarılık, aşırı hâlsizlik, yorgunluk, yüksek ateş, kilo kaybı, dışkı renginde değişiklik gözlemlenmesi.

Tedavisi: Hepatit A tedavisi için spesifik bir metot yoktur. Sadece karaciğeri korumak için kullanılan destek ilaçlar önerilir. Hasta gözlem altında tutulmak üzere tedavisine evde devam edebilir. Hepatit A hastası bir kişinin gün içinde sıvı alımına dikkat etmesi, alkolden uzak durması, sağlıklı beslenmesi, hijyene dikkat etmesi ve evdeki bireylerle temasını aza indirmesi gerekir.

Hepatit B: Salya, tükürük, kan, ter veya cinsel aktivite gibi durumlarda salgılanan vücut sıvılarının aracılığıyla bulaşır. Hepatit B’nin sıklıkla kan teması yoluyla bulaştığı bilinmektedir. Bu nedenle kişilere manikür, pedikür gibi işlemleri yaptırırken dikkat etmesi tavsiye edilir.

Belirtileri: Gözlerin içinin sarı bir renk alması, ishal, dışkı renginde değişiklik, iştah kapanması, aşırı yorgunluk, hâlsizlik, ödem, baş ve vücut ağrıları.

Kronik hepatit B enfeksiyonlarının çoğu iyileşme seyrine girer, ancak yaklaşık % 0.1’lik bir kısmında “fulminan hepatit” adı verilen, ani başlayan ve hızlı gelişen karaciğer yetmezliği tablosu ortaya çıkar ve bu tablo ölümcül seyredebilir.

Kronik hepatit B virüsü enfeksiyonu ise hepatit B virüsünün vücuda girerek altı aydan uzun süre yok edilemediği ve karaciğer hasarı (siroz), karaciğer kanseri ve ölüm gibi kötü sonuçlar doğurabilecek şeklidir.

Akut hepatit B enfeksiyonunun kronikleşme oranı yenidoğanlarda yüzde 90’larda iken, yaş ilerledikçe düşer ve erişkinlik döneminde yüzde 1-5 arasında seyreder.

Bu iki formun yanı sıra, virüsün bulaştığı kimi bireylerde hastalık oluşmaksızın virüs vücutta kalabilir veya hastalık oluşup iyileştikten sonra dahi vücuttan temizlenemeyebilir. Bu hastalarda herhangi bir belirti veya şikâyet bulunmaksızın taşıyıcılık söz konusu olur; dolayısıyla hastalığın bulaşıcılığı devam eder.

Hepatit B virüsü dış ortamda bir hafta canlı kalabilir ve hepatit C’den on kat, HIV’den de yüz kat daha bulaşıcıdır.

Bunun yanı sıra bu virüsle enfekte anneden doğan çocuklar özellikle önemli bir risk grubunu oluşturur. Bu nedenle çocukların doğdukları andan itibaren, yetişkinlerin ise bulaşma açısından yüksek riskli bir iş kolunda çalışıyorlarsa vakit kaybetmeden hepatit B aşısı yaptırmaları gerekir.

Tedavisi: Hepatit B tedavisi, hastalığın seyrine göre değişiklik gösterebilir. Eğer hastanın herhangi bir bulgusu yoksa ve sadece taşıyıcıysa genellikle bir tedaviye ihtiyaç duyulmaz. Fakat yine de taşıyıcı kişilerin korunmasız cinsel ilişkiden kaçınmaları, kişisel eşyaları (diş fırçası, tırnak makası ya da kan) paylaşmamaları, alkolden uzak durmaları gerekir.

Hepatit B aşısı: Hepatit B aşısı genellikle 2, 3 veya 4 enjeksiyon olarak yapılır. Bebeklere hepatit B aşısının ilk dozu doğumda yapılmalıdır. Aşılama genellikle 6-18 aylıkken tamamlanır. Aşının doğum dozu bebeklerde uzun süreli hastalığı ve hepatit B’nin yayılmasını önlemenin önemli bir parçasıdır. Henüz aşı olmamış 19 yaşından küçük çocuk ve ergenler aşılanmalıdır. Daha önce aşılanmamış ve hepatit B’den korunmak isteyen yetişkinler de aşı olabilir.

Hepatit B aşısı aşağıda listelenen kişilere de önerilir:

• Eşlerinde hepatit B olan kişiler

• Cinsel yolla bulaşan bir hastalık için değerlendirme veya tedavi isteyen kişiler

• İğneleri, şırıngaları veya diğer enjeksiyonluk malzemeleri ortak kullanan insanlar

• Hepatit B virüsü bulaşmış biriyle birlikte yaşayan kişiler

• Kan veya vücut sıvılarına maruz kalma riski taşıyan sağlık ve kamu güvenliği çalışanları

• Gelişimsel özürlü bireyler için olan tesislerde kalanlar ve çalışanlar

• Nezarethane veya hapishanede yaşayanlar

• Hepatit B oranlarının yüksek olduğu bölgelere seyahat edenler.

Hepatit C: Kan yoluyla bulaşan hepatit türlerinden biridir. Genellikle uyuşturucu kullananlar, sağlık çalışanları ve doğum esnasında bebeklerde sıklıkla görülebilir. Damar içi iğnelerin kullanımı hastalığın bulaşmasında son derece etkili bir rol oynar. Ayrıca kişisel eşyaların (jilet ya da diş fırçası gibi) ortak kullanımı da hepatit hastalığın bulaşmasına zemin hazırlar. Nadir olarak gözlemlense de bazı kişilere cinsel aktivite sonucu bulaştığı görülmüştür.

Belirtileri: Yüksek ateş, hâlsizlik, yorgunluk, dışkı renginde değişiklik, ishal, sarılık, eklemlerde ağrı, kusma.

Tedavisi: Hastalığın henüz bilinen bir aşısı bulunmamaktadır. Günümüzde hâlâ çeşitli tedavilerinin araştırmalarla ilerletildiği hepatit C’nin zararlı etkilerinde, tedavi sürecinde ciddi bir azalma yaşanmaktadır. Tedavi yöntemleri; doğrudan etkili antivirallerin kullanımı, virüsün vücuttan dışarı atılması ve kür sağlayarak hastalıkla baş edilmesi işlemleridir.

Enjeksiyon vasıtası ile kullanılan interferon bazlı tedavilerin yerini alan antiviral tedavi (virüs enfeksiyonlarına karşı kullanılan ilaçlar), hastalıkla mücadele sürecini 8 ile 12 haftaya kadar azaltabilir. Antiviral etkili tedavi yöntemlerinin, karaciğer fonksiyonlarını düzelttiği, siroz ve benzeri komplikasyonları büyük oranda azalttığı, kanser gelişimini büyük oranda önleyebildiği gözlemlenmiştir. Hastalık seyrini iyileştiren çeşitli tedavi yöntemlerinin kullanılması ile ölüm oranında önemli bir azalma meydana gelmiştir.

Hepatit C taşıyıcıları nelere dikkat etmeli?

Hepatit C virüsü taşıyıcısı olanların, hasta olmasalar bile hastalığı başkalarına bulaştırabileceklerini bilmeleri gerekiyor. Hepatit C virüsüne karşı henüz onaylanmış bir aşı yoktur. Toplumdaki bireylerin kendilerini korumaya yönelik bilinçlenmesi gerekir.

Güvensiz cinsel ilişkilerden kaçınılmalı ve cilt bütünlüğünü bozabilecek dövme, manikür, pedikür, piercing gibi uygulamalarda kullanılan aletlerin steril olmasına dikkat edilmelidir.

Hepatit D: Hepatit D virüsü, kendisini çoğaltabilmek için hepatit B virüsüne ihtiyaç duyar. Bu da hepatit D virüsüne sahip olan bir hastanın aynı zamanda hepatit B virüsüne de sahip olduğu anlamına gelir. Hepatit D, delta hepatit olarak bilinen bir türdür. Kan ürünleri ve doğum anında anneden bebeğe kolaylıkla geçebilir. Cinsel temas yoluyla geçişi nadir olarak gözlemlense de bazı kişilerde olabilir.

Belirtileri Hepatit D çoğu zaman siroz evresine geçene kadar herhangi bir belirti vermeyebilir. Bazı hastalarda ise hepatit B belirtileri gibi bulgular gözlemlenebilir.

Tedavisi: Hepatit D tedavisi için herhangi bir aşılama ya da başka bir yöntem bulunmamaktadır. Hekimler, hastalığın bulaş yoluna bakarak hastaya en uygun tedavi yöntemini belirler. Bu tedavi yöntemi hepatit D hastalığının tedavisinden çok olası hastalık bulgularını önlemeye yöneliktir.

Uzm. Dr. Reyhan Köroğlu.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]


Kaza ve Kadere İmanın Keyfiyeti Üzerine Notlar Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:36:50 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41