Gönderen Konu: Gazilik VE Fazileti  (Okunma sayısı 443 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

fanidunya

  • Ziyaretçi
Gazilik VE Fazileti
« : Haziran 29, 2018, 06:43:29 ÖÖ »
Gazilik VE Fazileti

Gazi kelimesi (çoğulu; guzât, guzzâ, guziy) sözlükte “hücum etmek, savaşmak, yağmalamak; din uğruna cihad etmek” manasına gelen gazanın (gazve) ism-i faili olup savaşta başarı kazanan kumandanlara, hatta hükümdarlara şeref unvanı olarak verilmiştir.

Gazi kelimesi Kur’an’ı Kerim’de bir yerde çoğul olarak geçmekte(1)

Başka bir yerde de ima yoluyla şehidlikle birlikte zikredilerek övülmektedir; “De ki: Bize iki iyilikten –gazilik ve şehitlik- başka bir şeyi mi bekliyorsunuz?”(2).

Ancak Kur’an’da bu anlamda daha çok mücahid kelimesi geçmektedir. Hadislerde ise gazinin ve çoğulu guzatın sıkça kullanıldığı görülmektedir.

Bunların bir kısmında “el-gazi fi sebilillah” bir kısmında yalnızca gazi şeklinde yer almaktadır.  Hemen tamamında övülen gazilik mefhumun Allah yolunda savaşan kimseler için kullanıldığı anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber’in şehitlik ve gaziliğin fazileti hakkındaki sözleri gaziliğin değerini arttırmış ve “ölürsem şehid, kalırsam gazi” düsturunun ortaya çıkmasına vesile olmuştur. İslam fütuhatında bu prensibin birinci derecede rolü vardır.(3)

Gazilik kavramından bahsedilirken aynı kökten gelen gazve kavramına da değinmekte fayda vardır. Hadis ve siyer âlimlerinin kabul ettiklerine göre asker sayısı az veya çok olsun, savaş için yahut başka bir maksatla hareket edilsin, çarpışma vuku bulsun veya bulmasın Hz. Peygamber’in bütün seferlerine gazve, bir sahâbînin kumandası altında gönderdiği askeri birliklere de seriyye denilir. Gerek strateji ve harp taktikleri, gerekse dini ve siyasi sonuçları bakımından büyük önem taşıyan Hz. Peygamber’in gazvelerinin amacı küfür ve batılın zulmünü ortadan kaldırmak, İslamiyet’in yayılmasına engel teşkil eden unsurların tahakkümüne son vermek, yeryüzünde Hakk’ı yüceltmek, fitne ateşini söndürmek, insanları maddi ve manevi baskılardan kurtarmak ve İslami gerçekleri onlara duyurmaktır.(4)

Bu durumu bize açıklayan birçok ayeti kerime vardır.(5)

Sözlük ve terim manaları hakkında bilgi verilen gazilik, tarihsel olarak çeşitli aşamalardan geçmiştir. Osmanlı Beyliği’nin ortaya çıktığı 13. yüzyıl sonları ile 14. yüzyıl başlarında Anadolu uç boylarında yaşanan çatışmalarda, Türkmen beylikleri ve derviş toplulukları arasında hem bir motivasyon hem de bir meşrutiyet unsuru olarak kullanılmış; İslamiyeti yaymak, Müslümanların yönetimindeki toprakları yahut nüfuz alanını genişletmek gibi gayretler uğruna akınlara katılmak ve “cengetmek” anlamı kazanmıştır.

Ortaçağ Müslüman toplulukları arasında kullanımı çok daha eskilere giden bu kavramın Anadolu’da nasıl yayıldığı ve Türk dilinde kahramanlık ifade eden alplık ile örtüşmeye başladığı tam olarak bilinmemekte, ancak 13. yüzyıl sonlarında Anadolu’nun batı ve kuzeybatısında kullanılmakta olduğu kesin olarak tesbit edilmektedir.(6)

Kavramsal ve tarihsel bilgilerinden bahsettiğimiz gaziliğin fazileti hakkında birçok nass bulunmaktadır. Direk olarak gazilik kelimesinin yer aldığı nassları yukarda aktardık. Bununla beraber nasslarda gazilik kavramından çok Allah yolunda cihad ve mücahid kavramları yer almaktadır.

Faziletini aktaracağımız gazilik kavramını bu manada ela aldığımızı ifade ederek ayet ve hadislerdeki övgüleri aktaralım. Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor: “Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın (cihattan geri kalıp) oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar.

Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, cihattan geri kalanlardan üstün kılmıştır.

Gerçi Allah (mü’minlerin) hepsine de en güzel olanı (cenneti) va’detmiştir. Ama mücahitleri büyük bir mükâfat ile kendi katından dereceler, bağışlanma ve rahmet ile cihattan geri kalanlara üstün kılmıştır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”(7)

Başka bir ayette ise; “İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır.” 8

buyrulmaktadır. Bu konuyla ilgili ayetler gerçekten çoktur.(9)

Tüm bu ayetler bizlere cihad etmenin, Allah yolunda gazaya çıkmanın ne kadar önemli ve faziletli bir amel olduğuna işaret etmektedir. Cihadın fazileti zorluğundan dolayı bu kadar yüksektir. İslam cihad farizasının zorluğunu inkâr etmemektedir. Fıtratın da bundan hoşnutsuz olduğunu bildirmektedir. Allah yolunda savaş zor, ama yerine getirilmesi gereken bir farizadır. İslam fıtratla çatışmayacağına göre buradaki hikmet zorluktadır. Cihadın zorluğuna göğüs gerildiğinde birçok sıkıntı ve başka zorluklar yok olacaktır. İşte İslam’ın yararına olan bu ameli gerçekleştirenler büyük mükâfatları hak etmişlerdir.

Cihadın faziletini bizlere açıklayan pek çok hadis de bulunmaktadır. Bunlardan birkaç tanesini aktararak konumuzu tamamlayalım:

Ebu Zer’den (radiyallahu anh) şöyle rivayet edilmiştir: “Amellerin en efdali hangisidir?” diye Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem)’e sordum. Buyurdu ki: Allah’a iman ve yolunda cihattır.” “Peki, hangi köle azat etmek daha efdaldir?” buyurdu ki: “Sahibinin yanında en değerlisi ve ücret bakımından da en pahalısıdır.(10)
İbn Mesud (radiyallahu anh)’tan şöyle rivayet edilmiştir: Rasulullah (salllahu aleyhi ve sellem)’e:

“En efdal amel hangisidir?” diye sordum. Dedi ki: “Vaktinde (kılınan) namazdır.” Dedim ki:

“Ondan sonra nedir?” Buyurdu ki: “Ana-babaya iyiliktir.” (Yine) ben: “Bundan sonra hangisidir?” diye sordum. O Allah yolundu cihadtır” dedi.(11)

Ebu Hureyre (radiyallahu anh)’tan şöyle rivayet edilmiştir: Rasulullah (salllahu aleyhi ve sellem)’e, Allah yolunda cihad etmeye denk ne olabilir?” denildi. “Sizin ona gücünüz yetmez” buyurdu. Bu sözü kendisine iki veya üç defa tekrarladılar.

Hepsinde, “Sizin ona gücünüz yetmez” buyurdu.

Daha sonra: “Allah yolunda cihad eden kimsenin misali oruç tutan, namaz kılan, Allah’ın ayetlerine bağlı kişi gibidir ki, ta Allah-u Teâlâ’nın yolundaki mücahid dönünceye kadar ne oruçtan gevşer, ne namazdan.” buyurdu.(12)

Ebu Said el-Hudri (radiyallahu anh)’tan şöyle rivayet edilmiştir: “Bir adam Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)’e gelerek: “İnsanların hangisi efdaldir?” diye sordu. Allah yolunda malı ile canı ile cihad eden kimsedir” buyurdu. Ondan sonra kim ?” diye sordu. “Kuytulardan bir kuytuda Rabbi olan Allah’a ibadet eden ve insanları kendi şerrinden azade bırakan kişidir.” buyurdu.(13)

Ebu Hureyre’den Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)‘in şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Allah kendi yolunda cihad eden, evinden kendisini onun yolunda cihadla, onun kelimesini tasdikten başka hiçbir şey çıkarmayan kimseyi cennete koyacağına yahut evine, kazandığı ecir veya ganimetle beraber döndüreceğine kefil olmuştur.(14)

Ebu Hureyre (radiyallahu anh) şöyle demiştir: “Mücahidin atı ipiyle merada otlanırken bile ona iyilikler yazılır.(15)

Yüce gayeleri olan aşağılık niteliklerden uzak nefislere ve dini şerefe haiz olan nebevi sohbete nail olmaları sebebiyle ecirleri kat kat olan, her türlü kemalde önde olan her yüce makamda ictihad mertebelerinde olan bu şahıslar cihada muadil bir ameli yapmaya güç yetiremiyorlarsa, bizim gibi ictihadsız kişiler nasıl da sevinebiliriz. Nasıl da aşağılık hakir amaç ve gayelerle azıcık amellere sevinip duruyoruz? Ona karışan, riya ve ihlâssızlık ile ondan kurtulmanın imkânsız olduğu oyun ve entrikalar işin cabası. Allah’ım! Ölüm gelmeden önce bizleri bu gafletten uyandır ve yolunda cihad etmek için muvaffak et. Her hayır senden istenir. La havle vela kuvvete illah billah.(16)

-------------------------------------------------------------------

1  Al-i İmran, 156.

2  Tevbe, 52.

3  Özcan, Abdülkadir, DİA, c. 13, s. 443.

4  Algül, Hüseyin, DİA, c. 13, s. 488.

5  Bkz: Hac 39, Bakara 190, 193.

6  Kafadar, Cemal, DİA, c. 13, s. 227.

7  Nisa, 95-96.

8  Tevbe 20.

9  Bkz: Saf 10-14, Tevbe 111, Nisa 74.

10  Buhari Itk: 2, Müslim İman: 36

11  Buhari Mevakitu’s-Salât, 5;  Müslim İman: 36,

12  Müslim İmare: 29.

13  Buhari Cihad: 2, Rikak: 34, Müslim İmare: 34.

14  Müslim İmaret: 28; Nesai: 6/16.

15  Buhari: Cihad: 1.

16  İbn Nehhas, Cihad, s. 78.

 


* BENZER KONULAR

Her Gün Tekâmül Etmelidir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 07:02:25 ÖÖ]


Güzel Geçimin Sırları. Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:42:25 ÖÖ]


Yol Azığı Sabır ve Namaz Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:37:45 ÖÖ]


Yardımlaşma Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:26:22 ÖÖ]


Kur'an'da İnkarcıların Sıfatları Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:11:43 ÖÖ]


Kur'an Psikolojik Hastalıklara Şifadır Gönderen: gurbetciyim
[Dün, 07:07:51 ÖÖ]


Hayat Bizden Ne İster Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:40:51 ÖÖ]


Zamanın Nabzını Tutmak Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:34:18 ÖÖ]


Emanet Ahlakı Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:25:04 ÖÖ]


Annenin Gözünde Çocuk Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:11:50 ÖÖ]


Ömür Hak Yolunda Tüketilmeli Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:05:21 ÖÖ]


Allah Kullarını Eğitiyor Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 10:12:41 ÖS]


Kur'an ve Sünnet'te İnfak Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 10:08:17 ÖS]


Ayetlerle Cehennem Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 06:04:39 ÖS]


Ayetlerle Cennet Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 05:54:55 ÖS]


Allah Kimi Hidayete Erdirmek Isterse Gönderen: KOYLU
[Mayıs 12, 2024, 05:50:07 ÖS]


Uğur Işılak - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 11:31:08 ÖÖ]


Hafızlar Ezgi Grubu - Single Eserleri + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 11:26:28 ÖÖ]


Ölçülerimizi Sâbitelerimizi Bilelim Yaşayalım Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 08:18:21 ÖÖ]


Polen Alerjisi Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 12, 2024, 08:09:30 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42