Gönderen Konu: BUNA DÜNYA DERLER  (Okunma sayısı 254 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı gurbetciyim

  • Global Moderator
  • *****
  • İleti: 2149
BUNA DÜNYA DERLER
« : Ocak 10, 2019, 03:57:31 ÖS »
BUNA DÜNYA DERLER

“Dünya¸ her zamankinden daha çok insanoğlunu kendisine tutsak etmiştir.

Dünyanın imkânlarının aşırı biçimde eşitsiz paylaşımı yüzünden birçok kıtada insanlar açlıkla¸ ölümle yüz yüzedir.

İnsanın elde etme¸ daha çok kazanma¸ biriktirme hırsı ve ötekiyle paylaşmaması yüzünden¸ yeryüzünde her zamankinden daha çok gözyaşı ve mutsuzluk vardır.”

“Buna dünya derler hepisin geçer/Hangi günü gördün akşam olmamış” der bir halk türküsü.

Dünya geçip giden bir şeydir¸ dünyalıklar ve dünyadakiler de geçici ve uçucudur.

Bir İlâhî haberde¸ “Her şey yok olucudur¸ ancak azamet

“Dünya¸ her zamankinden daha çok insanoğlunu kendisine tutsak etmiştir.

Dünyanın imkânlarının aşırı biçimde eşitsiz paylaşımı yüzünden birçok kıtada insanlar açlıkla¸ ölümle yüz yüzedir.

İnsanın elde etme¸ daha çok kazanma¸ biriktirme hırsı ve ötekiyle paylaşmaması yüzünden¸ yeryüzünde her zamankinden daha çok gözyaşı ve mutsuzluk vardır.”

“Buna dünya derler hepisin geçer/Hangi günü gördün akşam olmamış” der bir halk türküsü.

Dünya geçip giden bir şeydir¸ dünyalıklar ve dünyadakiler de geçici ve uçucudur.

Bir İlâhî haberde¸ “Her şey yok olucudur¸ ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı bâkî kalacak.” (55/Rahmân¸ 26. 27) buyrulmuştur.

İlâhî bir boyutu olmayan her şey yok olur.

Allah’a râci olan en küçük bir iş¸ bir eylem¸ bir güzellik¸ bir iyilik sonsuzdur ve sınırsız değerdedir.

Dünya için yine bir haberde şöyle denilmiştir:

“Dünya bir köprüye benzer. Oraya yerleşemezsin¸ sadece gelip geçersin.”

Yüreği kazanma ve biriktirme hırsıyla boğulmuş insanlar¸ dünyaya yerleşmeye¸ köprü üzerine bina kurmağa kalkışanlardır.

Bu niyetin bir gün dönüp kendini vuracağından emin olunuz.

Çünkü hırs ateştir¸ yakanı da¸ yaktıranı da¸ kendini de bir gün yakar.

İnsanlar hırsla hem kendilerini hem dünyayı yiyip bitiriyorlar.

Oysa bizler¸ buraya O’nu tanıyıp itaat etmek ve O’nunla şereflenmek üzere geldik.

Dünya¸ bir yolcunun bir ağacın gölgesinde birkaç saat dinlenişidir.

Dünya¸ ‘bir varmış bir yokmuş’tan ibarettir.

Hırş tamah ve açgözlülükle¸ biz¸ dünyanın sonsuz kalınacak bir yurt olduğunu sanırız.

Bu sanı ile ömür sermayesini tüketir ve sınavı yitiririz.

Bu hazin halimiz¸ kendi kendimizi aldatmaktan başka nedir?

Bir zamanlar İlahî Hakikat’le onurlanmış olan Endülüs’lü bilgeler arasında ‘fütüvvet’ gerçeği belirmişti.

Aralarında İbn-i Arabî hazretlerinin de bulunduğu bazı âriflerde bu düşünce uyanmış ve kuvvet kazanmıştı.

Fütüvvet¸ kişinin kendisinden çok ötekini düşünmesidir.

Kendi ihtiyaçlarını ötelemesi¸ başkasının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaç ve çıkarlarına tercih etmesidir.

Bu erdem¸ fütüvvet öğretisinin temelini oluşturuyordu.

Bir esnaf ahlâkı ve örgütü olan Ahîlik¸ işte bu ilkeye dayanır.

İnsanın kendisinden ziyade başkasını düşünmesi bir ahlâkî zemin olarak Ahîlik’in günümüze değin bereketli bir ticaret ahlâkı olarak ulaşmasına yol açmıştır. Modernleşme belasına fazla dûçâr olmayan¸ geleneksel niteliklerini korumayı kısmen de olsa başarmış Anadolu şehirlerinde bu ahlâkın izlerine bugün bile rastlarız. Kaldı ki büyük kentlerimizde de¸ esnaf arasında böylesi bir ahlâkî ilke alttan alta kendisini hissettirir.

Özellikle zekat¸ fitre ve sadaka gibi infak güzelliklerinin yoğunlaştığı Üç Aylar’da ve bilhassa Ramazan’da¸ fütüvvet ahlâkı adeta yeniden canlanır. İkisi olan birini mutlaka ötekine infak eder¸ bağışlar. Gerçi sadakaların en erdemlisi¸ insanın bizâtihî kendisini¸ kendi varlığını ve enerjisini tasadduk etmesidir. Ama sahip olunan malda yoksulların¸ çaresizlerin¸ kimsesizlerin ve yetimlerin hakkı olduğu için paylaşılması zorunludur ve esastır.

Zekat vb. tasadduklar¸ gerçekte ‘sahip olma’nın arındırılmasıdır.

Namaz nasıl ‘olma’nın¸ ‘varoluşun’ arındırılmasıysa¸ tasadduk da sahiplik duygusunun arınmasıdır.

İnsan benlikten¸ tamahtan¸ açgözlülükten¸ cimrilikten ve sahiplikten ancak vererek arınır.

Bu bir bağışlama da değildir. Başkasının hakkı olanı¸ kendisine emanet edilmiş olanı paylaşmasıdır. Paylaşmaksızın insan arınamaz ve erdemli hale gelemez.

Dünya¸ her zamankinden daha çok insanoğlunu kendisine tutsak etmiştir.

Dünyanın imkanlarının aşırı biçimde eşitsiz paylaşımı yüzünden birçok kıtada insanlar açlıkla¸ ölümle yüz yüzedir.

İnsanın elde etme¸ daha çok kazanma¸ biriktirme hırsı ve ötekiyle paylaşmaması yüzünden¸ yeryüzünde her zamankinden daha çok gözyaşı ve mutsuzluk vardır.

Fakat umutsuzluğa gerek yok. Dünyanın büyük bir bölümündeki bu yaygın umursamazlık ve adaletsizliğin yanı sıra¸ paylaşmanın vazgeçilmezliğine ve yüceliğine inananlar artmaktadır.

Biriktirmenin dünyanın doğasıyla çeliştiğini fark edenler çoğalmaktadır.

Başkasının derdiyle dertlenen fütüvvet ehli kişiler halen aramızda yaşamaktadır.

Bize düşen¸ çaresizlerin çaresi olmaktır.

Geçici olan dünyada¸ dünya için biriktirmek değil¸ paylaşıldıkça çoğalan bir güzellik ve hayrı dilemektir.

Unutmayalım¸ ‘buna dünya derler hepisin geçer/hangi günü gördün akşam olmamış’.

Gözümüzü her an Hakikat’in bizatihi kendisine¸ hem de ansızın açacağız.

O zaman bu hayat uykusundan uyanacak¸ rüyadan gerçeğe döneceğiz.

Dünya bize sunulmuş bir armağandır.

Biz¸ dünyanın kalbiyiz.

Onun gerçeği¸ bizim insanlığımızla gerçekleşir.

O halde¸ malımızı¸ mülkümüzü¸ paramızı¸ maddî varlığımızı¸ ilmimizi¸ irfanımızı ve güzelliklerimizi paylaşmalı ve dünyada şairane oturan bir varlık olmalıyız.

Yeryüzü bizimle onurlanacaksa¸ bunun yolu infaktan ve adaletten geçecektir.

Adaletten ve şefkatten.

Şefkatten ve merhametten.

Çünkü O¸ âlemlere rahmet olarak âlemlerin kalbine inmiştir.

 


* BENZER KONULAR

Kur’an’ın Örnekliğinde Aile Olmak Gönderen: KOYLU
[Dün, 07:00:16 ÖS]


Ticarî Alacakların Tahsili ve Borç Verme Muâmelesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:56:02 ÖS]


Yanlış Dostluğun Neticesi Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:42:01 ÖS]


Allah’ın Her Emrini Emrettiği Şekilde Yerine Getirmek Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:33:07 ÖS]


Unutmamak İçin Gönderen: KOYLU
[Dün, 06:24:29 ÖS]


Nasıl Bir Mümin Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:57:26 ÖÖ]


Nesline Kim Sahip Çıkar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:39:56 ÖÖ]


Öfkeden İntikam Hırsı Hüzünden Dert Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:26:40 ÖÖ]


Büyük Düşünenlerin Kelime Hazinesi Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:19:04 ÖÖ]


Peygamberlerin İnsanlığa Hizmetleri Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:08:59 ÖÖ]


Cuma Günü ve Cuma Namazının Faziletti Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 11:03:55 ÖS]


Zulme Rıza Zulümdür Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:57:11 ÖS]


Elem ve Zoorlklara Karşı Sabır Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:47:42 ÖS]


İyilikleeri Yok Eden Haset Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:39:51 ÖS]


Gençlik Gönderen: webtasarim
[Mayıs 06, 2024, 10:33:40 ÖS]


Mehmet Kemiksiz - Dert Söyletir 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 10:10:00 ÖS]


Gülbe Şeker - Ellerim Küçük Daha 2 - 320 kbps + Flac Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 10:02:48 ÖS]


Mutsuzluk Kilo Aldırıyor Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 08:26:02 ÖÖ]


İslâm Ahlâkı-Ahlâkı Güzelleştirmenin Yolu Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 08:16:18 ÖÖ]


Çocuklarda Çalma Davranışı Gönderen: fanidunya NET
[Mayıs 06, 2024, 08:10:15 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42