Gönderen Konu: Yeni Fakat İyi mi  (Okunma sayısı 106 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı türkiyem

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 1964
Yeni Fakat İyi mi
« : Aralık 30, 2022, 03:31:01 ÖS »
Yeni Fakat İyi mi

Yeni olan her zaman iyi, güzel ve faydalı mıdır? İnsan yeni olanın karşısında neden dirayetsizdir? Kuşkusuz yeniye duyulan merak insanı kışkırtır. Yeni, bir kurtarıcı gibi görünür. Yeninin kaideleri hemen yerleşmez ama yerleşmesi için de küçük bir kapı aralığı yeterlidir. Eskiyle kıyaslandığında yeninin albenisi daha yüksektir. Eski ve kadim olanın kıymetini yalnızca ona içtenlikle bağlanan kimseler bilir. Yeni, sürpriz ve şok etkisi yaratır.

Paul Valery yüzyıldan biraz fazla bir zamandır, bir şeyin sırf yeni olması sebebiyle müspet olarak kabul edildiğini söyler. Yeninin bunca kabul görmesi, olumlu karşılanması, neşvünema bulması insanlığın olgunlaşmasına büyük katkılar sağlayabilir. Yeni karşısında ürpertici olansa insanın/toplumun onu tereddütsüz kucaklayışıdır.

Tebdilimekânın ferahlığı gibi yeni olan da çoğu zaman farklı bir soluktur. Bazı yenilikler faydacıdır, toplumun kılcal damarlarına kadar yerleşir, nüfuz eder. Bazıları muallakta bırakır, hemen kabul görmezler. İlk görüşte güzel olduğu algısıyla ilgimizi çeken ve etkisi çabuk sönen yenilikler de bizi teğet geçip gider.

İnternet/sanal dünya, ilk olarak pratik hayatımıza girdiğinde etkisi büyüleyiciydi. Hayal ettiğimiz pek çok şeyi, sanal evrende çabasız elde edecektik. Bütün işlerimizi kolaylaştıracak, her ânımızı kaydedip mutlu olacak, eski arkadaşlarımızla nostalji yaşayacak, dilediğimiz her yere ve insana ulaşacaktık. Bu büyüleyici etki, sanal dünyanın içinde yol aldıkça silinmeye, dünyamızı allak bullak ederek gerçekle sahte olanı karıştırmamıza sebep oldu. Sanalı gerçeklikten ayrı bir mecra olarak değil, gerçeğin kendisi olarak görmeye başladık. Sanal evrenin başka bir boyutu olan metaverse ise gerçekliğin ölümü, duyguların yitimidir.

Neil Postman, Televizyon: Öldüren Eğlence adını verdiği kült eserinde, televizyonun eğlence sunmasından daha çok her meseleyi eğlence aracı hâline getirmesine sıkı bir eleştiri getirir. Televizyon, insanı hayatın anlamından koparır, bütün duyguları anlık yaşatır. En ciddi konular, trajediler, üzücü hadiseler televizyonda en komik ve alaya alınan sahneler olarak sunulabilir. Postman’ın televizyon üzerinden okuduğu insanlık durumları, metaverse için de geçerlidir. George Orwell’ın 1984 isimli romanında herkesi dinleyen tele ekran isimli cihaz, insanların hayatına dışarıdan müdahale etmekte ve gündelik hayatı bir hapishaneye çevirmekteydi. Metaverse’de yaşayan insan, gönüllü olarak bu ekranı kullanmayı ve içerden denetlenmeyi kabul eder.

Metaverse denilen dünya düzeni teknoloji; robot, imaj ve avatarların ekrana yansıyan egemenliğidir. Baudrillard, sanal dünya için gerçeğin peşinde koşan son avcı nitelemesini yapmıştı. Metaverse de gerçeğin bizatihi avcısıdır. İnsan artık tutsak olmuş ve avlanmıştır. İnsanın bütün varlığı, ruhu ve bilinci metaverse’ün sermayesidir. Bu evrende insan hatırasız, tecrübesiz, duygusuz ve düşüncesizdir. Temaşa edeceği bir kâinat yoktur. Hazları bile artık kendi kontrolünde/güdümünde değildir.

Yeryüzünde ve gökyüzünde her şeyin kendine has bir anlamı, işlevi, görevi, kendine göre bir muhtevası ve lügatçesi vardır. Her şey bir vazifeyi icra etmek, yerine getirmekle yükümlüdür. Ağaçlar kendi anlamına göre kök salar. Yapraklar kendilerine verilen mühlet kadar salınır. Kuşlar, kendi rızıklarını bulma ümidiyle kanat çırpar. Dünya kendi muhtevasına göre davranan, yaşayan, hisseden bu varlıklar sebebiyle güzeldir. Yalnızca insan kendi yaratılışının dengesini, gayesini bozabilecek yetenektedir.

“Şimdiki çocuklar çok zeki.” cümlesini muhakkak duymuşuzdur. Şimdiki çocuklar sahiden zeki olduklarından mı yoksa akılları vaktinden önce uyandığı ve henüz öğrenmemeleri gereken şeyleri zamanından önce öğrenip bilinç düzeyine çıkardıklarından mı bu kadar bilgiye sahiplerdir. Metaverse yaşanmadan bitmiş hayatlar evrenidir. Henüz temyiz yaşı gelmemiş, idraki gelişmemiş çocukların duygu dünyasının çok erken yaşlarda alabora olmasıdır. Metaverse, Cahit Zarifoğlu’nun Bir Değirmendir Bu Dünya kitabında çocukları bu kadar erken ihtiyarlatan kapitalizmi sorgulamasından daha vahim bir dünya düzenidir. İnsanı kendi anlamından, ruhundan, kalbinden koparan bir sistemdir.

Hayat akıp gider ve insan ona yetişmek, geride kalmamak için çabalar. Bazen de insan hayattan hızlı yaşar, durup kendi hayatını sorgular. Metaverse ise hayattan zaman mefhumunu, geceyi ve gündüzü siler, hayat diye bir şey bırakmaz. İnsanın mürebbisi, kılavuzu, rehberi artık bütünüyle ekrandır. Bunun anlamı insan artık yönsüz, iradesiz, kişiliksiz, kendisiz, tecrübesiz ve başkasızdır.

Konuşmayı ve yürümeyi öğrendiği andan itibaren insanın kendine ve hayata dair merakı artar. Geçtiği yollar, yaptığı işler, duyduğu sözler, okuduğu kitaplar farkında olsun veya olmasın kendisinde birikir. Hayat, bu birikimle yaşanır. Metaverse evreninde insanın ne geçmişi ne de geleceği vardır artık o köksüz, ufuksuz ve mücadelesizdir. İptidai toplumlarda bir keşif söz konusuydu. İnsan, insana ve tabiata muhtaçtı. Hayata anlam katacak işçilikler, emekler vardı. Metaverse evreninde yaşayan insanlar, iptidai/ilkel toplumlardaki insanların merak düzeyine bile erişemeyeceklerdir.

Metaverse, dünyayı insana bir gözlük mesafesinde sunarak onu afallatır, her şey gözlerinin ucunda diye fısıldayarak insanı büyüler. İnsan bu gözlükle kâinata açıldığını sanır. Hareket alanının genişlediğini, oturduğu yerden zenginleştiğini düşünür.

Metaverse, insanlığın başına gelecek en büyük aldanıştır. O kadar ki bu sistemin vadettiği gerçeklik yanılgısı şöyle dursun yalan bir zemin üzerinde dahi değildir. Bir insanın istediği saatte, dilediği zaman ve yerde birden fazla mekânda konumlanabilmesi, o insanın dünyasından gerçekliği bütünüyle sildiği gibi yalan ve inkârın niteliğini de değiştirir.

Yeryüzünde başka bir yer, başka bir dünya tasavvuru her devirde olmuştur. Tarihin her döneminde insanlığı zaptetmek, onu tahakküm altına almak üzere yapay evrenler oluşturulmak istenmiştir. İrem şehri, buna kadim bir örnektir. Rivayete göre cennetin niteliklerini duyunca mest olan Şeddad, yeryüzünde eşi benzeri olmayan İrem şehrini yaptırır. Kur’an-ı Kerim, bu şehirden “ülkeler içinde eşi benzeri yaratılmamış olan, sütunlarla dolu İrem” olarak bahseder. Âd kavmi, İrem şehrinde güçlü bir uygarlık kursa da nankörlük ve kötülükte aşırı gitmeleri sebebiyle yeryüzünden silinir. Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın da Hasan Sabbah’ın Deylem cennetini misal verir. Sabbah, emellerine ulaşmak için fedailerine kendi inşa ettirdiği Deylem cennetini vadeder. Bu örnekler, kendini yaratanı unutanların, insanın haysiyetine yakışmayacak davranışlarda aşırı gidenlerin sonlarının ne olduğunu anlatır.

Jules Verne’in bilimle manevi değerler arasındaki çatışmayı anlatan Zacharius Usta isimli fantastik öyküsü, kusursuz bir işçilikle saat üreten yaşlı bir saat ustasının hazin sonunu anlatır. Zacharius Usta’nın ünü dünyaya yayılır. Sonsuzluğu yaratan Tanrı’nın karşısına zamanı yaratan bir saat ustası olarak kendini koyar. Ünü dünyaya yayılan, Tanrı’ya kafa tutan ve kendini Tanrı’ya denk gören Zacharius Usta, hayatında ciddi huzursuzluklar yaşamaya başlar. Ürettiği saatlerin tamamı, ortada hiçbir sebep olmamasına rağmen çalışmaz. Dünyanın her yerinden şikâyetler gelir itibarı sarsılır. Yine de kibirli tavrından vazgeçmez, kendini kusursuz bir zaman yaratıcısı olarak görür. Kibir, insanın kendini her şeyin üstünde, azametli ve hiçbir şeye muhtaç olmayan bir varlık olarak görmesidir.

İnsanı güzel kılan ve aynı zamanda da zelil eden aklıdır, zihninin işleyişidir. Akıl bilgi, tecrübe ve hatıraları bir araya getirir. İnsana ne yapıp ne yapmaması gerektiği konusunda telkinde bulunur. Metaverse; aklımızı, muhakeme yeteneğimizi ve melekelerimizi yitirmemiz üzerine kurulan bir dünya tasarısıdır. Tek gayesi insanı alıklaştırıp sisteme angaje bir köle hâline getirmektir. İnsanı diğer varlıklardan ayıran temyiz yeteneğidir, yani farklı olanı ayırt etmesi, idrak etmesidir. Bunun sonucu olarak da mesuliyet duygusuna sahip olmasıdır. Metaverse, insanın temyiz yeteneğini tamamen ortadan kaldırma, insanı iradesiz, yönsüz ve şuursuz bırakma projesidir. Ekrana gömülen insan doğal olana, kendi tabiatına yabancılaşır. Güzelin düşmanı hâline gelir.

İnsan tabiatı gereği güzel bir söze, içten bir bakışa, merak edilmeye ve merak etmeye, tecrübeler yaşamaya, yürümeye, konuşmaya ve susmaya muhtaçtır. Yokuşlar çıkmadan rahatlığın ne demek olduğunu bilemez insan. Düşüşler yaşamadan yüksek bir yerde durmayı, yenilgiyi tatmadan başarmayı, çile çekmeden huzuru, acıyı anlamadan sevinci bilemez. Hayat, insanı ters yüz eder. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü, her şeyin kendisine amade olduğunu sanırken beklenmedik bir şey olur ve bütün dengeler değişir. İnsan, hayatı mekik dokuyarak öğrenir.

Denilir ki ağaca yuva yapmaya alışagelen kuşlar, ağaçtan mahrum kaldıklarında kayaya da yuva yapabilirmiş. Kabiliyetini, melekesini ve inancını yitirmeyen hiç kimse mahrumiyete yenilmez. İmkân içinde yüzen niceleri var ki o imkânları değerlendirecek istidattan yoksundur. Mahrumiyetler içinde kalan bazı kimseler de vardır ki yaşadıklarından öğrendikleriyle ve hissiyatıyla yürüyecek bir yol mutlaka bulur.

Metaverse, dünyayı güzelleştiren, başkalarına da yol açan bu kimseleri dünyadan uzaklaştırmayı hedefleyen hayatsız bir yaşama biçimidir.

Hatice Ebrar Akbulut

RADYO  FANİDUNYA FM.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

Zaralı Alışkanlıklardan Korunmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:19:12 ÖÖ]


Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:13:25 ÖÖ]


İslam Ahlakı Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:08:04 ÖÖ]


Mutaki Olmak Gönderen: anadolu
[Bugün, 07:03:31 ÖÖ]


İbadetin Özü Dua Gönderen: anadolu
[Bugün, 06:57:45 ÖÖ]


Haya – Ahlak – İmandır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:34:05 ÖÖ]


İkiyüzlülük- Münafıklık – Manevi Bir Hastalıktır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:28:39 ÖÖ]


İslamda Birlik ve Beraberliğin Önemi Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:21:39 ÖÖ]


İnsanlara İyi Muâmele Etmek Aklın Yarısıdır Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:12:43 ÖÖ]


Akıllı Kime Denir Gönderen: fanidunya NET
[Bugün, 06:04:51 ÖÖ]


2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41