BEN KAYBETTİM SEN KAZAN
İki sanat var yeryüzünde, bunu öğrendim. Bir: İnsanları kaybetme sanatı. İki: İnsanları kazanma sanatı.
Kazanmaktan söz edelim bu ay, bu kazanç ayında.
İnsanları kazanmak da ne?
1- Her şeyi Allah yarattı. Severek yarattı. Her sevebildiğim insan, kedi, köpek, börtü böcek beni Rabbime yaklaştırır. Her insanda kucaklanacak bir güzellik vardır. Bakın ona, “İşte bu insanı Rabbim yarattı.” deyin. Ne de güzel yaratmış, kurban olurum seni yaratana, deyip kucaklayın onu. Biraz muhabbet yapar, kalp hızlı çarpar ama hoştur.
2- Kütükler de doğru söyler. Ağzınızdan çıkan söz ikilik değil birlik doğursun. Doğru olmasa bile çiçeğe kuruyacağını söylemeyin. Kelebeğe kuşlar kadar yüksekte uçamayacağını söylemeyin. Çiçeğin toprağını değiştirin, kelebeğe pencereyi açın. “İyi olur inşaAllah.” deyin, “Bir şey olmaz sofi.” deyin. Yüreklendirin, yürekli kardeşleriniz olsun.
3- Koridorda bekleyen hastalara selam verin. Hepsine birden geçmiş olsun deyin. İçeri aldığınız hastanın gözlerine bakın ve gülümsemeye çalışın. Ona ismini sorun. Allahın ona bağışladığı isimle ona seslenin ki kalplerde bir yol açılsın. Dert çözülsün, şifa kıpırdansın. Bilsin o yalnızca bir hasta değil, bir insan. Ve inşaAllah iyileşecek. Bu odada demirbaşa kayıtlı eşyalardan bir farkı var. Yani sandalye değil, çöp kovası değil. Giderken sizi severek ayrılsın odadan ve şükrederek çıksın Rabbine.
4- Öğrencilerle aynı sınıfta olmak istemiyorsanız ya onlar dışarı çıksın ya da siz. Eziyet etmeyin birbirinize. Müfredatta aşktan bahsedilmiyorsa kaldırıp atın o müfredatı. Her gün çocuklara sevdiğiniz bir şey anlatın. Bir hayalinizi anlatın. Onların karşısında ağlamaktan çekinmeyin. Gülün, üzüldüğünüzü belli edin. Bütün duvarlar kal der. Siz çocuklara koşun deyin. Düşseniz bile kalkıp koşun deyin… Her koşan çocuk sizi götürür gittiği yere. Muhabbetle atılan tohumlar muhabbete çiçek açar. İnşAllah…
5- Eşleriniz mutluysa çocuklar mutludur. Evi bölmeyin. Sofrada birbirinizin hatalarını değil, ekmeği suyu paylaşın. Güzellikleri ekmek gibi doğrayın çorbaya. Birbirinize su doldurun, tuzu uzatın. Biri körse ona kurbanlık koyun gibi davranın. Sevin, okşayın. O gün gelinceye dek mübareği güzel şeylerle besleyin ve dua edin. Kütükleri incelten bir balta gibidir teslimiyetle edilen dualar. Nihayetinde aynı Rabbin kullarıyız. Kimler adam olmadı ki. Adamı meletirler vallahi…
6- Selam verin, selam alın. Girdiğiniz bir dükkandan satıcı adamın ismini, kaç çocuğu olduğunu, onların isimlerini, kaça gittiklerini sormadan, o çocuklar ellerinizi öpmeden, birbirinize yakın/uzak semtlerde oturduğunuzu öğrenmeden çıkmayın. Ona beklentileriyle ilgili hayırlı temennilerde bulunun. Değer verilen her insan değer vermeyi öğrenir.
7- Çocuklarınız dinî konularda bir kaçak gibi yaşıyorsa ve siz üzülüyorsanız, üzülmenin hakkını verin. Kızgınlığın, öfkenin sopası olmayın. Başkalarından utandığınız için onların da dindar bir insan gibi gözükmesini istemeyin. Onlara kalbinizde olmayanı veremezsiniz. Kalbinizde olansa sizden ona her bakışta her susuşta akar. Yağmur bir gece yağdığında oturup dinleyin sesini. Evlatlar yağmura benzer. Onları bir kaba koymaya çalışmayın. Toprak olun.
Lüzumsuz şeyleri bırakmak lazım. Neyin lüzumsuz olduğunu öğrenmek isteyin, öğrenirsiniz. Mesela siz konuşmaya başladığınızda yanınızdaki insanların gözleri ta içerden bir yerden yanıyor, yüzleri ayla yıldız olup ışıyorsa konuşun. Saatlere bakan, kapıya bakan, fısırdaşan insanlara ya lüzumsuz bir şeyden bahsediyorsunuz ya da lüzumsuz adamlarla birliktesiniz. Bırakın… Faydalı olmak, bir işe yaramak için o kadar çok yol var ki. Bismillah deyin…
Ferzan Topatan