Gönderen Konu: Kalp Körlüğü Ucup  (Okunma sayısı 90 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5778
Kalp Körlüğü Ucup
« : Ocak 06, 2024, 11:15:30 ÖÖ »


Kalp Körlüğü Ucup

“Ey doğruluktan sapmış kişi! Büyüklük taslamak, kibre, gurura ve ucuba kapılmak, odunun üzerine ateş koymak gibidir. Böyle bir ateş üzerine sen nasıl gidiyor da kendini ateşe atıyorsun?”
Mevlana

Sosyal ağların da marifetiyle insanın derinlerinde olan kendini sevme ve beğenme duygusu maalesef arttı ve daha görünür hâle geldi.

Narsisizmi bu kadar çok konuşmamızın bir sebebi de tetiklenen bu kendini beğenme duygusu olabilir mi? Çünkü selfi çağının insanı, tam merkeze “ben”i koymuş durumda. Hep övgüler düzülen, beğenilen, sevilen, el üstünde tutulan “ben”in kendini özel ve farklı hissetmesi için gerekli zemin var. Kendine hayranlığını besleyen narsist insan giderek kendi gerçekliğinden kopar. Öyle ki kendini göremeyen narsist, hata ve kusurlarını da göremez hâle gelir. Bu, ahlaki bir zafiyet olan ucubdur. Ucub, insanın kendini beğenmesi, böbürlenmesi, yaptıklarını iyi, güzel ve doğru bulmasıdır. Nefsi bu derece beğenmek ve öne çıkarmak ise kibre sebep olur. Kibir, ucubun neticesinde ortaya çıkar. Ucub ve kibir arasında çok az fark vardır. Kibir, makam, mal, ilim gibi hususlarda halk arasında ortaya çıkar. Yani kibir sahibi bunları bir üstünlük vesilesi olarak dışa yansıtır. Ucub ise insanın sahip olduğu meziyetlerle nefsinde, içinde yaşadığı bir böbürlenme hâlidir. Kibir, insanlara karşı büyüklenmektir ve bu duyguyu bilmek zor değildir. Ancak ucub kibirden daha sinsi ve daha derinlerde olan bir duygu olduğundan onu ortaya çıkarmak o kadar kolay değildir. İblis önce sahip olduğu ilim ve ibadetle övündü ve sonra kibre kapıldı. Kendini Hz. Âdem’den daha üstün gördü. Kendini beğenme hâli onu öyle bir etkisi altına aldı ki Rabbinin emrini dahi dinlemedi. Ucubun neticesinde hatasını göremedi ve yaptığının doğru olduğunu sanarak ilahi rahmetten kovuldu.

Ucub bazen sahip olunan özellikler dolayısıyla yapıldığı gibi bazen de insan sahip olmadığı şeylerle kendinde güç vehmederek ortaya çıkabilir. Yüce Allah, Ad kavminin yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladıklarını haber verir. Onlar kibre kapıldılar ve Hz. Hud’un peygamberliğini inkâr ettiler. Bununla kalmayarak Allah’a karşı da büyüklük tasladılar. “Bizden daha güçlü kim var?” diyerek Allah’ın kendilerinden daha güçlü olduğu hakikatini unuttular. (Fussilet, 41/15.) Bu kibrin neticesinde alçaltıcı bir azapla yeryüzünden silindiler. (Fussilet, 41/16.) Karun da gurura kapılarak sahip olduğu hazineleri ancak bilgisi sayesinde elde ettiğini söylemişti. O da nimetlerin asıl sahibi ve ikram edicisi olan Hak Teâlâ’yı hatırına getirmedi. Sonunda benzer bir akıbete uğradı. (Kasas, 28/78.) Bu kıssalarla insana haddini bilmesini hatırlatan Rabbimiz, aynı zamanda ona acziyetini de bildiriyor: “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.” (İsra, 17/37.)

İnsanı helake sürükleyen üç kötü ahlak arasında sayılan ucub, beraberinde pek çok afeti de getirir. İmam Gazali, kişinin günahlarını ve hatalarını küçük görmesini aksine ibadet ve amellerini ise büyütmesini ucub afetlerinin başında zikreder. Hatta ucuba kapılan kimse kusur ve günahlarını o kadar küçük görür ki zamanla onları unutacak bir dereceye varır. Hatadan uzak olduğunu sanan kimse öz eleştiri yapmadığı gibi yanlışlarını görüp düzeltme yoluna da gitmez. Çünkü o, yaptığı amellerle Allah katında bağışlandığı gibi bir yanılgıya kapılmıştır. İbadet ve amellerini büyütür, onlarla gururlanır, amellerinden dolayı Allah’a minnet eder. Allah’ın tevfiki ve ihsanı ile bu ibadetleri yaptığını düşünmez. Amellerini beğenip onunla övünen kimsenin düştüğü bir diğer tehlike ise riyadır. Çünkü ancak ihlasla yapılan ameller makbuldür. Amelleri hususunda endişe duymayan ve kendinden emin olan kimse bu hususlara dikkat etmez. Çünkü ona göre yapmış olduğu ibadetlerle zaten Allah’ın nezdinde bir mertebeye sahiptir! Kendini öyle beğenir ve yüceltir ki bu makam ve mevkiler zaten onun hakkıdır! (İmam Gazali, İhya, Arslan Yay. İstanbul 1993, c. 3, s. 800.) Kendine biçtiği yüksek payeyle âdeta kendine karşı kör olur. Hz. Peygamber’in de buyurduğu gibi bir şeye karşı aşırı sevgi beslemek insanı ona karşı kör ve sağır eder. (Ebu Davud, Edeb, 116.)

Ucub sahibi, kendisini insanların en bilgilisi ve iyisi olarak görür. Bu yanlış bakış onu başkalarıyla istişare etmekten ve sorup öğrenmekten alıkoyar. Çünkü başkalarını cahil görür. Yanlış bile olsa kendi fikir ve görüşlerini önemser, doğruyu sorup öğrenmek istemez. Hatasında ısrar eder. İbn Mesud, ümitsizlik ve ucubun insanı felakete sürüklediğini söyler. Günahlarını gözünde büyütüp affedilmeyeceğini düşünen kimse ümitsizliğe düşer, amel yapmayı bırakır, tövbe etmez, günahlara devam eder ve böylece helak olur. Ucuba kapılan kişi de ibadet ve amellerini gözünde büyütür, günahlarını küçük gördüğünden onlardan korkup sakınmaz hatta tövbe dahi etmez. Onlara devam eder ve böylece helak olur.

İnsanlarda sıkça rastlanan ucub, Muhasibi’ye göre kalbi kör eder. Kendine hayranlık duyan günah ve sürçmelerini küçük görür, çoğunu hatırına bile getirmez. Zamanla korkusu azalarak Allah’a karşı gaflete düşer. Dünya konusunda ucub ise insanın kendiyle, malıyla, soyu sopuyla, çoluk çocuğuyla, akraba ve komşularının çokluğuyla böbürlenmesidir. İnsanın kendiyle böbürlenmesi, güzelliğiyle, aklıyla, sesinin güzel olmasıyla övünmesidir. Bu konudaki böbürlenmeden kurtulmanın yolu ise bütün bu nimetlerin Hak’tan geldiğini idrak etmektir. Sonra Yüce Allah’ın bu nimetleri hangi gaye için verdiği hususunda düşünmektir. Zira Hak Teâlâ bizlere bu nimetleri, nasıl ve nerede kullanacağımızı denemek için verir. O, nimet ve ihsanını istediğine verdiği gibi istediği zaman onları afetler vermek suretiyle yok edebilir. Eğer insan bunları anlayabilirse ucubdan kurtulur. (Muhasibi, er-Riaye, İnsan Yay., İstanbul 2004, 423-454.)

İbn Ataullah İskenderi, insanın kendini beğenmesinin ve nefsinden razı olmasının hangi tehlikelere yol açacağını şöyle ifade eder: “Her bir günahın, gafletin ve lüzumsuz arzunun kaynağı, nefsini beğenmek ve ondan razı olmaktır. Her bir taatin, basiretin, uyanıklığın ve iffetin temeli ise nefisten hoşnut olmamaktır. Nefsine karşı uyanık ve ondan hoşnut olmayan bir cahille beraber olman, kendini beğenen ve nefsinden razı olan bir âlimle beraber olmandan daha hayırlıdır. Hangi ilim bir âlimi kendi nefsinden razı edebilir? Böyle bir ilme, ilim denilebilir mi? Yine hangi cehalet, sahibini nefsine karşı teyakkuza geçirip ondan hoşnutsuzluk doğurabilir? Böyle bir cehalete cehalet denilebilir mi?”

Dr. Lamia LEevent Abul.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 


* BENZER KONULAR

2014 - Ahmet Yağmur - Medine'ye Hasret Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:03:52 ÖS]


Asıl Derdimiz Dertsiz İnsanlar Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:27:42 ÖÖ]


Hayatını Düzene Koymak İsteyen Müslüman Gençlere Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 07:17:49 ÖÖ]


Bizi Aldatan Bizden Değildir Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:53:08 ÖÖ]


BenimKkim Olduğumu Biliyor musun Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:42:56 ÖÖ]


Çocuklarımıza Sahip Çıkmalıyız Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:35:33 ÖÖ]


Zulmün Zararları Gönderen: fanidunya NET
[Dün, 06:22:59 ÖÖ]


Kutsal Yolculuğun Heyecanı Başlarken Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:22:37 ÖÖ]


Hac Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 11:14:26 ÖÖ]


Yetim ve Kimsesiz Çocuklara Sahip Çıkalım Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:49:10 ÖÖ]


Yalşayan Hurafeler Karşışında Müslümanların Tavırları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:40:06 ÖÖ]


Yalanın Zararları Gönderen: gurbetciyim
[Nisan 27, 2024, 10:02:40 ÖÖ]


Ahiretin kapısı ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:49:11 ÖÖ]


Hicr Süresi Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:32:26 ÖÖ]


Güven Duygusunu Nasıl Elde Ederiz Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:22:28 ÖÖ]


Korku ve Ümit Ahiret İnancından Doğar Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:09:23 ÖÖ]


Süleyman Aleyhisselam Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 27, 2024, 07:00:28 ÖÖ]


Zikir İbâdeti Kalbin Cilâsıdır Gönderen: fanidunya NET
[Nisan 26, 2024, 09:45:16 ÖS]


Müslüman’ın Müslüman’a Muamelesi Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:47:12 ÖS]


Ölüm Hadisesi ve Mümin’in Tutumu Gönderen: KOYLU
[Nisan 26, 2024, 08:42:28 ÖS]

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41