Gönderen Konu: Hz. Muhammed’in (S.A.V.) Peygamberlik Öncesi Hayatı  (Okunma sayısı 88 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Hz. Muhammed’in (S.A.V.) Peygamberlik Öncesi Hayatı
« : Haziran 05, 2023, 07:30:52 ÖÖ »


Hz. Muhammed’in (S.A.V.) Peygamberlik Öncesi Hayatı

Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), yeryüzü ve bütün âlemler için rahmettir. İnsanlık O’nunla manen hayat bulmuştur. Bu hayat buluş, ila-yevm-il kıyame devam edecektir.

Toprağın suya ihtiyacı olduğu gibi insanlık da O’nun getirdiği dine, O’nun güzel ahlâkına, adaletine, merhametine ve hikmetine muhtaçtır.

Muhammed aleyhisselâtu vesselâm’a insanlığın zirvesi payesini veren, saygıya değer kılan, yaratılanların en değerlisi yapan âlemlerin Rabbidir. Bundan dolayıdır ki Kur’an-ı Kerim’de, “(Ey Muhammed!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 107) buyrulmaktadır.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed (S.A.V.) ne verirse onu almamız gerektiği (Haşr, 7), kendi nefsinden konuşmadığı (Necm, 3), vahyin dışına asla çıkmadığı (Hakka, 44-46), bundan dolayı itaat edilmesi gerektiği (Al-i İmran, 132), itaat edilmezse amellerin boşa gideceği (Muhammed, 33), karşı gelip ve itaat etmeyenlerin kâfir (Al-i İmran, 32) ve cehennemlik olacağı (Tevbe, 63), bunun da büyük bir pişmanlık olduğu (Ahzab, 66); anlaşmazlığa düşülen konularda hakem tayin edip kararlarına teslim olmamız gerektiği (Nisa, 59), ancak O’na uymakla doğru yola ulaşılabileceği (A’raf, 158) anlatılır.

Allah-u Teâlâ’nın bize tanıttığı Hz. Muhammed (S.A.V.), sadece bunlarla sınırlı değildir elbette. Müminlere karşı çok düşkün, çok şefkatli ve merhametli olduğu (Tevbe, 128), çok büyük bir ahlâk üzere olduğu (Kalem, 4), bizim için O’nda alınması gereken güzel örneklerin olduğu (Ahzab, 21), O’nu sevmemiz gerektiği emredilerek, “Resulüm de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın” (Al-i İmran, 31) buyrulmaktadır.

Hz. Muhammed’in (S.A.V.) yanında edepli olmamız gerektiği, bu yüzden seslerimizi Peygamberimizin (S.A.V.) sesini bastıracak şekilde yükseltmememiz gerektiği (Hucurat, 2), adı anıldığı zaman salât ve selâm getirmemiz gerektiği (Ahzab, 56), Kur’an-ı Kerim’i bize tebliğ ettiği (Maide, 67), tebyin yani açıklama yetkisine sahip olduğu (Nahl, 44), bize kitabı ve hikmeti öğrettiği (Cuma, 2) anlatılmaktadır.

Yaşantısı, tebliği, tebyini, küfürle mücadelesi, müminlere karşı şefkat ve merhameti, kâfirlere karşı üstün kuvveti, aile reisliği, eğitimciliği, adaletle muamelesi, ümmetine karşı düşkünlüğü, üstün liderliği ve mükemmel devlet başkanlığıyla sadece müminler tarafından değil insaf sahibi her insanın takdir ettiği O Nebiyyi Muhterem, Resûl-üs-Sakaleyn, Hâtem-ül Enbiyâ’ya karşı dili zehirli, sözü batıl ve insafsız kişilerin türediğini görmekteyiz.

İlahiyat fakültelerinin İslâm Tarihi bölümlerini işgal etmiş bazı kişilerin, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) peygamberlik dönemine söz söyleme cesareti gösteremedikleri için peygamberlik öncesi hayatı hakkında ileri geri konuşarak içlerinde biriktirdikleri zehri dışarı attıkları görülmektedir. Daha önce bu kişilerden bazılarını ifşa etmiş, gerekli cevaplar vermiştik.

Unutulmamalıdır ki, Peygamber Efendimiz (S.A.V.), herkesin gözü önünde bir ömür sürmüştür. Hayatının hiçbir anı gizli değildir. Soyu, İbrahim aleyhisselam’dan itibaren süzülerek gelen tertemiz bir soydur. Ataları maruf ve saygın kişilerdir. Peygamberlik öncesi hayatındaki dürüstlüğü ve güvenilirliği herkesin malumudur.

Doğumu, çocukluğu, gençliği, ticari faaliyetleri, evliliği, çocuklarının dünyaya gelip büyümesi, Peygamberliğinin Mekke dönemi tebliğ, Medine dönemi cihat ve devlet kurması, devlet başkanlığı, aile reisliği, eğitimciliği, ordu komutanlığı kısacası hayatının tümü göz önünde ve şeffaftır.

Peygamberlik öncesi Kâbe hakemliği ve “Muhammedü’l-Emîn” ismini alması sadece İslâm âlimlerinin değil, insaf sahibi herkesin kabul ettiği gerçeklerdir.

Buna rağmen, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) peygamberlik öncesi hayatını sıradanlaştırma çabası, Türkiye’de çeyrek asırdır iyice gün yüzüne çıkan “Peygambersiz İslâm Projesi” ile onun iki ayağı Kur’aniyyûn ve Dinlerarası Diyalog fitneleriyle başlayan bir sürecin devamıdır.

Peygamberimizi (S.A.V.) sıradanlaştırmak için indirgemeci bir anlayışın empoze edilme süreci artık iyice çığırından çıkmış; Peygamber Efendimiz (S.A.V.) artık doğrudan hedef alınmaya başlanmıştır.

Erken dönem İslâm kaynakları istismar edilerek, yer yer mezkûr kaynaklardaki zayıf rivayetler kullanılarak, bazen de indi görüşlerini mutlak doğru gibi sunarak yeni bir Peygamber portresi oluşturma çabalarına karşı Müslüman kardeşlerimizi uyarmak istiyoruz.

İlahiyat kisvesine bürünmüş tarihçilerin özellikle Peygamber Efendimizin (S.A.V.) peygamberlik öncesi hayatını hedef alan indirgemeci tavırlarına karşı dikkatli olmak gerekir. Günümüzde Siyer okuması yapmadan önce güvenilir kaynakları tespit etmek ve buna göre yol almak gerekir. Bir kimse Peygamber Efendimizin (S.A.V.) peygamberlik öncesini sıradanlaştırmak için çırpınıyorsa içindeki İslâm düşmanlığını bu yolla açık ediyor demektir.

Hiçbir ilmi delile dayanmadan, kendi sapkın görüşlerini, zayıf rivayetler ve oryantalistlerin eserleriyle desteklemeye çalışan reformist kişilerin bu sapkınlığı, oryantalistlerin kitaplarıyla başat gitmektedir. Bu cür’ette, İslâm hakkında yazılan eserleri inceleyen güvenilir bir kurulun olmamasının büyük etkisi vardır. Her aklına esen, âlemlere rahmet Peygamber Efendimiz (S.A.V.) hakkında kitap yazabilmekte, hiçbir denetimden geçmeden yayınlayabilmektedir. Hâl böyle olunca, süt ve kireç suyu karışmaktadır.

İslâm’ın sahih inancı devlet eliyle korunmadığına göre hepimiz, rengi birbirine benzeyen süt ile kireç suyunu ayırt etmeliyiz ki fitnelerden emin olalım.

Siyami Akyel.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41