Gönderen Konu: İslâm’ın Hedefi: Dünya Hâkimiyeti  (Okunma sayısı 80 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
İslâm’ın Hedefi: Dünya Hâkimiyeti
« : Mart 08, 2024, 07:11:20 ÖÖ »


İslâm’ın Hedefi: Dünya Hâkimiyeti

Yenişafak yazarı Hayrettin Karaman, “Polemik Değil Diyalog” adlı kitabında “Kur’an-ı Kerim’in Yahudi ve Hıristiyanları İslâm’a çağırmadığını” iddia etmektedir.

İddiasını “Müslümanların çoğu Peygamberin, bütün din saliklerini İslâm’a çağırdığına inanırlar. Ben diyorum ki, İslam uleması içinde, Kur’an-ı Kerim’e bakarak Peygamberimizin beklentisinin bundan ibaret olmadığına inananlar var” (a.g.e., s. 35) demek suretiyle Muhammed Abduh (s. 26) ve Reşit Rıza (s. 25) ile temellendirmeye çabalamaktadır. Karaman, kendi görüşünün de aynı merkezde olduğunu ilerleyen sayfalarda şöyle ifade etmektedir: “Peygamberimiz ‘Yahudiler mutlaka Müslüman olsun! demiyor, Hıristiyanlar mutlaka Müslüman olsun! demiyor” (s. 35); “İslam tek seçenek olarak -son dinin mensubu olmak manasında- Müslüman olmaya çağırmıyor” (s. 37); “Bütün insanların Müslüman olmaları dinin, Kur’an’ın hedefi değildir” (s. 41).

Karaman, iddiasını etkilendiği M.Abduh ve R.Rıza’nın görüşleriyle desteklemekle kalmayarak ısrarla “Kur’an-ı Kerim’in ve Peygamberimiz (s.a.v)’in hedefinin Yahudi ve Hıristiyanları İslâm’a çağırmak, Müslüman olmalarını istemek” olmadığını iddia etmektedir.

Karaman, daha da ileriye giderek Kur’an’ın hedefinin din özgürlüğü olduğunu iddia ederek şöyle demektedir:

“Din bütünüyle Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın” ayetini ‘herkes Müslüman oluncaya kadar onlarla savaşın’ şeklinde anlayamayız. Bence ‘din özgürlüğünün sağlanacağı ortam sağlanıncaya kadar savaşın’ şeklinde anlamalıyız” (s. 24); “Şimdi tekrar konumuza dönelim.

Bütün insanların Müslüman olmaları” dinin, Kur’an’ın hedefi değildir. Kur’an’ın hedefi; din özgürlüğü ve adalet çerçevesinde, insanların birbirlerine karşı iyi ilişkiler içerisinde yaşadıkları bir dünya düzenidir. Kur’an bunu istiyor” (s. 41).

Hayrettin Karaman’ın bahsettiği “Din bütünüyle Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın” (Bakara, 193; Enfâl, 39) ayetleri, Allah-u Teâlâ’nın dininin bütün dinlere üstün olması, İslam’a savaş açan fitne odaklarının bertaraf edilmesi, hür türlü zulüm, işkence ve fitnenin yok olup Allah-u Teâlâ’nın otorite ve egemenliğini yani İslam’ın yeryüzüne hâkim olmasını ifade eder.

Bakara Sûresi, 193’üncü ayetteki “Fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın; fakat vazgeçerlerse artık zalimlerden başkasına saldırmak yoktur” ayetini, Enfâl Sûresi, 39’uncu ayetindeki “Fitne kalmayıp, din tamamıyla Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse şüphesiz Allah onların ne yaptığını görmektedir” ifadeyle birlikte anlamak gerekir. Buradaki “külluhû” ifadesiyle sadece müşrikleri değil, tüm küfürde inat edenler kastedilmektedir.

Kur’an-ı Kerim’deki “Kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde, Allah’a da, âhiret gününe de iman etmeyen, Allah’ın ve Resulü’nün haram kıldığını haram tanımayan, hakk dinini (İslâm’ı) din olarak benimsemeyen kimselerle zelil bir vaziyette tam bir itaatle, cizye verinceye kadar savaşın” (Tevbe, 29) ayeti Yahudi ve Hıristiyanların ya Müslüman olmalarını ya da İslâm’ın hâkimiyeti altında vergi (cizye) vererek yaşaması gerektiğini ifade eder.

Kur’an-ı Kerim’deki A’râf Sûresi’nde Yahudi ve Hıristiyanlar istisna tutulmadan tüm insanlar muhatap kabul edilmekte ve herkes imana davet edilerek şöyle buyurulmaktadır: “(Ey Muhammed!) De ki: Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği peygamberiyim. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. O hâlde, Allah’a ve O’nun sözlerine inanan Resûlü’ne, o ümmî peygambere iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız” (A’râf, 158).

Kur’an-ı Kerim’deki “Biz seni bütün insanlara bir rahmet müjdecisi ve azab habercisi olarak gönderdik” (Sebe, 28) ayeti Peygamberimiz (s.a.v)’in bütün insanlığa gönderildiğine işaret eder. Yine “O halde Allah’a, O’nun Peygamberine ve indirdiğimiz O nura (Kur’an’a) iman edin” (Tegabün, 8) ayetinde imana davette Yahudi ve Hıristiyanlar istisna tutulmamıştır.

Kur’an’ın hedefi, insanların Müslüman olması değilse, Kur’an’ın vahyedilmesi ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in risâletle gönderilmesi diğer din saliklerinin misyonerlik yapmaları için özgürlükçü bir ortam hazırlamak için midir? Yahut Cihad gibi meşakkatli bir amel birkaç sapkına özgürlükçü bir ortam hazırlamak için mi farz kılınmıştır? Elbette değil. Kur’an-ı Kerim’e bütüncül bakıldığı zaman bunun böyle olmadığı açıkça görülecektir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v), ayrım yapmaksızın bütün insanları İslâm’a davet etmiş, bunun için mücadele etmiştir. Kurduğu Büyük İslâm Devleti marifetiyle Yahudileri tepelemiş, Hıristiyan devletlere mektuplar göndererek İslâm’a davet etmiş, onlarla Allah-u Teâlâ’nın dinini hâkim kılmak için savaşmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de Yahudi ve Hıristiyanların kâfir oldukları (Nisa, 156;

Maide, 17; Maide, 73), kendi kitaplarını değiştirdikleri (Bakara, 75; Al-i İmran, 78), yaratıkların en şerlisi (Beyyine, 6) oldukları ve onlarla dostluk kurulamayacağı (Maide, 51) beyan edilmesine rağmen, Kur’an’ın Yahudi ve Hıristiyanları İslâm’a çağırmadığını iddia etmek, misyonerlerin dinlerarası diyalog fitnesine destek olmaktır.

Siyami Akyel.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41