Gönderen Konu: Müslümanların Yüzüne Çarpan Gerçekler  (Okunma sayısı 59 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5771
Müslümanların Yüzüne Çarpan Gerçekler
« : Kasım 06, 2023, 07:15:03 ÖÖ »


Müslümanların Yüzüne Çarpan Gerçekler

Haçlıların desteğini arkasına alan Siyonistlerin İslâm/Osmanlı yurdu Filistin’deki katliamı ve bu katliama sessiz kalan İslâm dünyasının acıklı hali bazı gerçekleri daha net gün yüzüne çıkartmıştır.

HAÇLI-SİYONİST İTTİFAKI

Haçlılarla Siyonistler, birbirinin dostu, müttefiki, işbirlikçisi ve koruyucusudur. Kur’an-ı Kerim’deki, “Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah, zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez” (Maide, 51) ayetiyle bu gerçeği bildirilmesine rağmen Müslümanların bunu hâlâ anlamaması çok hazindir.

KARDEŞLİK BAĞIMIZ ZAYIF

Müslümanların arasındaki kardeşlik bağının zayıf olduğu ortaya çıkmıştır. Kur’an-ı Kerim’deki, “Müminler (dinde) ancak kardeştirler. Onun için (ihtilâf ettikleri zaman) iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve (Allah'ın emrine muhalefet etmekten) sakının ki, merhamet olunasınız” (Hucurat, 10) ayeti ve, “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslüman’dan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslüman’ın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter” (Buhârî ve Müslim) hadis-i şerifinde belirtilen hususlarda ihmallerimiz ortadadır. Müslümanlar, kardeşlerini yalnız bırakmıştır, düşmanın insafına terk etmiştir; sıkıntılarını gidermek için ciddi hiçbir adım atmamıştır.

BİRLİK VE BERABERLİK

Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberlik bağının zayıf olduğu ortaya çıkmıştır. Kâfirler birbirini desteklerken, Müslümanların birbirini desteklemekten aciz olduğu görülmüştür. Günlerdir Siyonistler, Gazze’de Müslüman çocukları öldürdüğü halde İslâm dünyası birlik olup, had bildirmek şöyle dursun; kınama mesajını yayınlamaktan bile aciz kalmıştır. Buna mukabil Siyonist İsrail’in katliamlarına sadece Haçlı ABD değil, İngiltere ve Avrupa Birliği ülkeleri destek vermiştir.

Kur’an-ı Kerim’deki, “Hep birlikte Allah’ın ipine (İslâm’a) yapışın, parçalanmayın…” (Al-i İmran, 103), “Allah’a ve Resulü’ne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra içinize korku düşer ve kuvvetiniz elden gider…” (Enfâl, 46) emirleri ile Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in, “Size birlik halinde bulunmanızı tavsiye eder, ayrılıp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim…” (Tirmizi, Fiten 7) tavsiye ve emirlerini yerine getirmediğimiz; birlik ve beraberlikten uzak olduğumuz iyice görülmüştür.

FETRET DEVRİ VE MAĞLUBİYET PSİKOLOJİSİ

Müslümanlar üç asırdır fetret devri yaşamaktadır ve mağlubiyet psikolojisini içselleştirmiştir. Müslümanların yaklaşık üç asırdır gücünü kaybettiği, fetret dönemi yaşadığı ve mağlubiyet psikolojisine esir olduğu Gazze’deki katliama sessiz kalışında daha iyi hissedilmiştir. Siyonistlerin İslâm topraklarını işgal ettikten sonra bununla da yetinmeyip zulüm ve katliamına devam edebilmesi, karşısında izzetli bir topluluk olmadığındandır.

Siyonist katliam bir aya yaklaşmaktadır. Eğer Müslümanlar fetret dönemi yaşamamış ve mağlubiyet psikolojisine esir olmamış olsaydı, bölgedeki ülkeler “Türkiye, Mısır, İran, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Lübnan, Suriye ve Irak” başta olmak üzere 57 İslâm ülkesi kararlı duruş sergileseydi; Siyonistlerin askeri gücü fazla, arkasında ABD ve Avrupa Birliği de olsa katliama cesaret edemezdi. Zira, İslâm dünyasının elindeki siyasi, ekonomik ve askeri imkânlar az değildir.

İslâm ülkelerinden herhangi birinin elindeki silah ve teçhizat İzzeddin el-Kassam Tugayları’nın elinde olsaydı, bugün bölgede işgal altındaki topraklardan, Siyonist İsrail devletinden bahsetmeyecektik.

ZULME KARŞI ÇIKMA MİSYONUMUZ

Müslümanlar, zulme karşı çıkma misyonunu kaybetmiştir. Müslümanların duruşları, şahsiyetleri, değer yargıları değişmiştir. Gerek halklar gerekse liderler zulme tavır almayı başaramamaktadır. Liderler, ABD’nin icazeti ve Yahudi lobilerinin desteğiyle iktidara geldiklerine, iktidarlarını Haçlı-Siyonist ittifakına borçlu olduklarına, onların yardımı olmadan iktidarda kalamayacaklarına inanmış, bu duyguyu içselleştirmiştir. İktidarı kaybetme korkusu, liderleri zulme karşı kayıtsız hale gelmiştir.

Halk kitleleri ise müstemleke ruhlu liderlerin iktidarını sonlandıracak bilinçte değildir. Zulme ses çıkartmayan liderleri iktidara getiren, iktidarda istediği gibi hareket etmesine ses çıkartmayan halk kitlelerinden, zulme karşı toptan karşı çıkışı beklemek de beyhudedir.

ASKERİ GÜCE ÖNEM VERMEK GEREKİR!

İslam ülkeleri, Haçlı-Siyonist ittifakı kadar askeri güce ve silahlanmaya ehemmiyet vermemiştir. Müslüman ülkelerin bir kısmı ekonomik sıkıntı çekmekte, bir kısmı ekonomik gücü yerinde olduğu halde yeteri kadar askeri güce erişmekte geç kalmıştır.

İslâm dini Cihadı farz kıldığı, düşmana karşı silahlanmayı teşvik ettiği halde Müslümanlar, yeterli kadar silahlanmamıştır. Kur’an-ı Kerim’de, “Siz de düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar her türlü kuvvet ve Cihad için, bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bununla Allah düşmanını, kendi düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmeyip de Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, onun sevabı eksiksiz size ödenir ve aslâ haksızlığa uğratılmazsınız” (Enfal, 60) emri ve Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in bu konudaki emir ve tavsiyeleri ortadır.

Müslümanlar konvansiyonel silahlarda dahi yeterli düzeye gelememişken, Haçlı-Siyonist bloku nükleer ve kimyasal silahları üretmiştir. Bu, Haçlı-Siyonist ittifakının elini güçlendirmekte, caydırıcı olmaktadır.

LİDERLER KAYBETMİŞ, HALKLAR UYANMAYA BAŞLAMIŞTIR!

İslâm ülkelerinin başındaki liderlerin Siyonizm karnesinin kabarık olduğu görülmüştür. Buna mukabil halklar uyanmaya başlamıştır. ABD’de, İngiltere’de, Fransa’da, Almanya’da, Danimarka’da gibi Hıristiyan ülke halkları ile İslâm âleminin birçoğunda milyonları bulan tepkiler yükselmiştir. Siyonizm’in katliam karnesi, halkları uyandırmaya başlamıştır! Tam uyanışın olduğu gün, farklı bir dünyaya uyanacağız İnşaallah.

Filistin’deki Haçlı destekli Siyonist katliamdan sonra iyice gün yüzüne çıkan gerçekler elbette bunlarla sınırlı değildir. Bahsettiğimiz gerçekler tam olarak anlaşılıp, eksikler giderilirse ancak o zaman İslâm dünyasının yeniden ayağa kalkması ve Haçlı-Siyonist ittifakının zulmüne karşı çıkması mümkün olacaktır.

Siyami Akyel.

İNTERNET RADYOMUZ. 24 SAAT YAYINDADIR.

RADYO  FANİDUNYA FM
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41