Gönderen Konu: Çocukları Tanımak ve Anlamak  (Okunma sayısı 72 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimiçi fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5801
Çocukları Tanımak ve Anlamak
« : Ekim 28, 2022, 08:45:33 ÖÖ »
Çocukları Tanımak ve Anlamak

Çocuklarımızı, değişik özellikleriyle, ayrıntılı olarak ne kadar iyi tanırsak ve anlarsak çocuk yetiştirmede isabetli hareket etmemiz de o derece kolaylaşır. Çocuklarımızı genel olarak tanısak, birçok özelliklerini bilsek de, onları her şeyleriyle yeterince tanıyor muyuz? Peki, onun kaygılarını, korkularını, özlemlerini ve hayallerini ne derecede bilmekteyiz? Bir anne-baba olarak okula giden çocuklarımızın notlarını iyi biliriz ve onu dersleri konusunda sürekli takip ederiz; Fakat çocuğumuzun geleceğe dönük beklentileri nelerdir, gerçekten biliyor muyuz? Belki de hiç sormadık kendisine.

Çocuğumuz nelerden hoşlanır, nelerden hoşlanmaz; yapısı sert midir, yumuşak mı; inatçı mı, uysal mı; hırslı ve azimli mi, yoksa gevşek ve çabuk pes edenlerden mi; sabırlı mı, yoksa aceleci ve tahammülsüz mü; çalışkan mı, tembel mi; müsrif mi, tutumlu mu; sosyal mi, içine mi kapanık; kaba mı, zarif mi; hareketli mi, yavaş mı; en kuvetli yönleri neler, zayıf yönleri neler; neleri severek yapar, neleri istemeyerek yapar; nelere karşı yetenekli, nelere daha yatkın; insan ilişkileri nasıl, geçimli mi, geçimsiz mi; ilginç özellikleri neler; olumlu yönde etkilemek ve sonuç almak için nasıl yaklaşmak gerekir vs

Bunlar, çocuğumuza karşı davranışlarımızda bize rehber olacaktır. Çocuklarımızı tanımanın ve anlamanın bir başka yolu, onlarla iletişimimizi artırmak, onları dinlemek, onlara değer vermekten geçer. Çünkü çocuk sevgiyle büyür, merhametle eğitilir.

Çocukları iyi yetiştirmek için, çocukları tanımak ve anlamak gerekir. Bu itibarla çocuğa biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve dinî açıdan bakalım.

Biyolojik Açıdan Çocuğa Bakış
 
Çocuk, anne-babanın hücrelerinin birleşmesinden meydana gelir. 46 kromozomla birlikte, anne-babanın genetik mirasını da taşır. Bir insanın hücresinde 46 adet (23 çift) kromozom bulunur. Kromozomların üzerinde insana ait özellikleri, bir sonraki nesle aktaran “bilgi taşıyıcılar” vardır.

Bunlara “gen” adı verilir. Genler bir kromozom üretişidirler ve moleküllerden oluşurlar. Kişinin büyümesi ve gelişmesi hakındaki bütün bilgiler bu moleküllerde kodlanarak depo edilmiştir. İnsanda, her hücrede 5x109 gen bulunmaktadır. Normal hücrede 23 çift (46 adet) kromozom bulunur.

Her iki üreme hücresi birleştiğinde 46 tek (23 çift) kromozomdan oluşan bir döllenmiş hücre ortaya çıkar. İnsan, daha anne karnında yeni döllenmiş bir yumurta hücresiyken daha ileride sahip olacağı bütün özellikleri Allah belirlemiş ve bir düzen içinde DNA’larına yerleştirmiştir. Bir bireyin sonraki karakter yapısında, doğum öncesinin etkileri olduğu bilimsel araştırmalarla ortaya konulmuştur.

2. Psikolojik Açıdan Çocuğa Bakış

Çocukları iyi yetiştirmek için, çocukları tanımak, çocuk psikolojisini bilmek gerekir. Zaten en değerli varlığımız olan çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek zorundayız. Çocuk yetiştirmek, çocuk oyuncağı değildir. Çocuk yetiştirmek en kutsal, en büyük, en zor ve hayat boyu devam eden önemli bir sanattır. Çocuk, yetişkin insanın küçük bir örneği değildir. Bu nedenle davranışını, erişkin insan davranışından farklı değerlendirmek gerekir. Çocuk, davranışında kendine özgü nitelikler göstermektedir. Bunun dışında her yaş çocuğunun o yaşa özgü belirli davranış kalıpları olduğu da bilinen bir gerçektir. İki yaş çocuğu, dört yaş çocuğuna hiç benzemediği gibi, dört yaş çocuğu da, sekiz yaş çocuğundan önemli özellikleriyle ayrılmaktadır. Özellikle okul öncesi çağını göz önünde tutarak, çocuğu erişkinden ayıran ruhsal özelliklere değinelim: Çocuk her şeyden önce güçsüzdür; bakılmak, korunmak ve kollanmak ister. Bu nedenle ana ve babasına bağımlıdır.

Fakat çocuk, hiçbir şeyden anlamaz, bilmez, aklı ermez şeklindeki düşünce de tamamiyle yanlıştır. “Çocuk şimdi duyar, biraz sonra unutur” düşüncesi de doğru değildir.

Çocuğun geçirdiği gelişim dönemlerini bilmek önemlidir.

Çünkü her gelişim döneminde o döneme özgü davranışlar ortaya çıkmaktadır. Aileler bu davranışları tanır ve ayrımlarını yapabilirlerse, çocuklarıyla daha sağlıklı, daha güzel ilişkilere girmekte zorlanmazlar.

3. Sosyolojik Açıdan Çocuğa Bakış

Çocuk, gelişen bir insan yavrusu, olgunlaşmamış, “reşit sayılmayan” bir kişidir. Tek hücre olarak yaşama başlayan insan yavrusu, haftalar, aylar ve yıllar boyunca büyür, gelişir; birçok kompleks becerileri yapabilen, düşünen ve düşüncelerini ifade edebilen, kişilik sahibi bir erişkin durumuna gelir. Böylece edilgen bir eleman olmaktan kurtulup aile faaliyetlerine katılan ve sosyal ilişki kurabilen etkin bir üyeye dönüşür. “Biyo-psiko-sosyal” bir varlık olan insanoğlu doğumdan ölümüne kadar değişik evrelerden geçer. Bunlardan çocukluk evresi insan hayatının en önemli dönemidir. Bu dönem sürecinde çocuk adım adım ilerledikçe evreden evreye geçer. Doğumdan itibaren kendini sosyal ilişkilerin içinde bulan çocuk, gün geçtikçe gelişerek toplumdaki yerini alır. Zamanla yetişkin bir birey olarak topluma katılır ve sosyal kişiliğini kanıtlar. Çünkü insanın hem biyolojik, hem psikolojik, hem de sosyal ve dinî boyutu vardır.

 4. Dinî Açıdan Çocuğa Bakış

 Çocuk sahibi olmak, anne ve babalar için en büyük nimetlerden biridir. İslâm dinî, Müslümanların meşru yoldan çocuk sahibi olmalarını teşvik etmiş, bu sebeple de evlilik müessesesini kurmuştur. Amaç; kendisi, ailesi ve toplumu için faydalı olma bilincinde olan kişilikli, mânevî değerlerine saygılı, ahlâklı, yaratan ve yaratılanın haklarına duyarlı erdemli nesiller yetiştirmektir. Neslimizin devamı, yarınlarımızın umudu olan çocuklar, Yüce Allah’ın bizlere lütfettiği birer emanettir. (Tahrim, 66/6) Bu sebeple onları sevmek, korumak, kollamak ve iyi yetiştirmek zorundayız.

 İslâm hukukunda doğumla başlayan ve ergenlik çağına kadar devam eden döneme “çocukluk”, bu dönemi yaşayan kimseye de “çocuk” denir. Hz. Peygamber’in ergenlik çağına gelinceye kadar çocuktan sorumluluğun kaldırıldığını ifade eder. (Ebu Davud, Hudud 17) Kur’ân-ı Kerim ifadesiyle çocuk; “Dünya hayatının süsüdür.”(Kehf, 18/46)Allah’ın lütfu ve bir imtihan vesilesidir. (Enfâl, 8/28) Kur'ân'da çocuğun insanlara sevimli gösterildiğinden bahsedilmiştir. (Âl-i İmrân, 3/14)

 İslâm’ın çocuğa temel yaklaşımı; sevgi, şefkat ve hoşgörü anlayışına dayanır. Çünkü çocuk dünyaya tertemiz bir yaratılışla ve günahsız olarak gelir. Bülûğ çağına kadar da yaptığı davranışlardan dinî bakımdan sorumlu değildir. Dünyaya yeni gelen insan yavrusu âciz, her bakımdan büyüklerin ilgi ve yardımına muhtaç ve belli bir yaşa kadar da ana-babaya bağımlıdır. Bu dönemde kendisi için gerekli olan ilgi ve sevginin, bakım ve eğitimin gösterilmesi ölçüsünde sağlam bir kişilik geliştirebilir, yani iyi insan ve iyi bir Müslüman olabilir. Çocuğun dünya ve âhiret mutluluğu için bu dönem iyi değerlendirilmelidir. Bu itibarla çocukluk döneminde gerekli dinî eğitimin verilmesi ve güzel ahlâk alışkanlığı kazandırılması gerekir. Dolayısıyla çocuğumuzu iyi bir şekilde yetiştirmek istiyorsak; öncelikle onu tanımalı ve anlamalıyız!

Süleyman Gülek.

RADYO DİNLEME LİNKİMİZ
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41