Gönderen Konu: Engellileri Anlamak  (Okunma sayısı 70 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5852
Engellileri Anlamak
« : Mayıs 13, 2022, 07:10:33 ÖÖ »
Engellileri Anlamak

Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi” olarak tanımlanmaktadır.

 Aileye yeni katılan bebeğin engelli olması ya da sağlıklı çocuğun herhangi bir nedenle engelli hâle gelmiş olması farklı duyguların yaşanmasına yol açar. Aileler ilk öğrendikleri dönemde kabullenememe, hayal kırıklığı, ne yapacağını bilememe suçluluk duygusu, engelin geçip geçmeyeceği korkusu, çaresizlik vb. duygular yaşayabilir. Bu süreçte aileye verilecek her türlü danışmanlık ve terapi hizmeti son derece önem arz eder. Sadece uzmanların değil, eşlerin, arkadaş, akraba ve komşuların desteği de vazgeçilmez derecede değerlidir.

 Ailenin engelli bireyle olumlu ilişkiler kurması, aile içinde bozulan dengenin yeniden kurulması, gerekir engellinin yaşamının düzenlenmesi (eğitim, rehabilitasyon vb.) ve ev dışı sosyal yaşamının düzenlenmesi. Tıbbi ve psikolojik destek, eğitim ve rehabilitasyon vb. destekleri ailenin ve engellinin yaşamını kolaylaştıran sorunlarla daha kolay baş etmelerini sağlayan hizmetlerdir. Kurum ve uzman desteğiyle çözüm yollarının oluşturulması engellinin ve aile sağlığının korunması açısından önem taşır.

 Bu şartlar altında eşlerin birbirini her zamankinden daha çok desteklemeleri gerekir.

Eşlerin birbirini suçlaması, çocuğu suçlamaları ya da bu özrün kabahatini kaderde aramaları, içlerindeki öfke ve kızgınlığı yöneltmek için bir kaynak arayışında olduklarını gösterir.

Sağduyuya sahip kişiler bunun zaman ve enerji kaybı olduğunu bilir. Zaten ortada bir suç ve suçlu yoktur; masum bir bebek ile üzüntü ve şaşkınlık yaşayan bir anne-baba vardır. Eşlerin birbirine destek olması, onların ‘kabul süreci’ni kolay atlatmalarını sağlayacaktır.

Ne yazık ki engelli çocuğunu en yakınlarından bile aylarca saklayan, çocuğuyla hiç ilgilenmeyen, onu yok sayan aileler vardır.

Böylesi bir durum, eşlerden diğeri için büyük bir yıkım olmaktadır. Onun için eşler arasında kenetlenme şarttır. Bu kenetlenmeye kısa zaman içinde yakın çevrenin katılımı da şarttır.

 Çevreden beklenen destek, aileye karşı pembe tablolar çizmeleri değil, sadece anlayış ve ilgiyle onlara yaklaşma gayreti göstermeleridir. Anne ve babanın hep hatırlaması gereken nokta; eğer onlar bu engeli kabul edebilirlerse, çocuklarının da engeliyle barışık bir hayat için azmedeceğidir.

Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de, zihnî, rûhî ve bedenî yönden engelli insanlar bulunmaktadır. Engelli bireylere karşı duyarlı olmak gerekir. Çünkü engelli olmak hiç kimsenin kendi tercihiyle seçtiği bir durum değildir.

Engelli bireylerin yaşadıkları sorunlar sadece kendilerinin değil; ailelerinin, çevrenin, toplumun, kısacası tüm insanların ortak sorunudur. Bugün böyle bir sağlık problemi olmayan kişinin, yarın çeşitli nedenlerle engelli olmama garantisi yoktur. Bu nedenle engellilerin hayatlarını kolaylaştırmak, problemlerini çözmek, onlara sahip çıkarak sorunlarına ortak olmak insanî ve İslâmî bir görevdir. İnsanlar engelli olabilir, engelli yakını, tanıdığı ya da engelli bireylerle karşılaşabilir. Bu sebeple herkesin engellilikle ilgili bilgi edinmesi gerekir.

İnsan için asıl olan dünya hayatının geçici ve bir imtihan yeri olduğunun farkına varmasıdır.

Dinî inanç, ibadet, şükür, sabır,  metanet, ümit ve güzel ahlâk ekseninde bir hayat sürdürmesidir. İmtihan dünyasında engelli olmak bir eksiklik ve kusur olmadığı gibi, sağlıklı olmak da bir üstünlük sebebi değildir.

Bu itibarla topluma düşen görev engellilerin engellerini kaldırmak, onların hayatlarını kolaylaştırmak ve onlara destek olmaktır.

 Zira engelliler engeli ile imtihan olurken biz de onlarla imtihan olduğumuzu unutmamalıyız. Sorumluluk bilinci, merhamet anlayışı engelli kardeşlerimize karşı göstereceğimiz ilgi, duyarlılık ve farkındalık bireysel ve toplumsal hayatımızda rahmet, bereket ve huzura vesile olacaktır.

 Dinî inanç ve ibadetlerin, psikolojik açıdan engelli bireyler ve aileleri üzerinde huzur, ümit ve yaşananları kabul gibi hususlarda da önemli etkisi vardır. Çünkü hayatın bir imtihan olduğunu ve zorluklara direnmenin, göğüs germenin sonunda mükâfatın alınacağını bilme, buna inanma insana dayanma gücü verir ve aşırı üzüntü ve stresten korunmasını sağlar.

 Aileler için engelli bir bireye sahip olmak, hayatlarının en zorlu deneyimidir. Engelli  bir çocuğa sahip olduğunda anne babalar ilk olarak hayal kırıklığı yaşarlar. Çocuklarına ne olduğunu bilemediklerinden hayal kırıklığına uğrarlar. Büyük endişe içindedirler ve çocuklarının engelli durumunu kabullenmeleri zor olur.

Önemli olan bu noktada anne-babalar olarak engelli çocuğunuzu kabullenmek ve onu her yönüyle sahiplenmektir. Bunun için de gereken fedakârlık yapılmalıdır. Engelli bir çocuk için erken teşhis çok önemlidir. Zaman kaybedilmeden hem sağlık hem de eğitim önlemleri alınmalıdır. Engelli ailelerinin bu konuda yeterli bilgi, bilinç ve donanıma sahip olmalıdır.

Engelliler, engelinden dolayı aşırı bir şekilde üzülmemelidir. Çünkü bir Müslüman için hayat bir imtihandır. İnsanlar tedbir aldığı halde, imtihan gereği engelli doğabilir ya da sonradan engelli olabilir. Yüce Allah imtihanı şöyle belirtir: “Yemin olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırmak suretiyle imtihan ederiz. Sabır gösterenleri müjdele.” (Bakara, 2/155) anlamındaki âyet bu gerçeği ifade etmektedir. Bu sebeple başımıza gelen üzücü olaylara sabır etmeliyiz. Çünkü “Allah sabredenleri sever” (Âli İmrân, 3/146) ve sabredenleri müjdele! (Bakara, 2/155) buyurur.

Engelli kardeşlerimiz, içinde bulundukları durumu hayatın bir gerçeği olarak kabul etmeli, bir imtihanla karşı karşıya olduklarını, sabretmeleri durumunda ebedi mutluluğa, cennete nail olacaklarını bilmelidirler.

 Engelli ve ailelerin farklı bir imtihanla karşı karşıya olduğunu kabullenip tam bir tevekkül ile Allah’a sığınması beklenir. Dolayısıyla engelliler ve aileleri aşırı bir şekilde üzülmemeli. Hayatın bir imtihan hayatı olduğunu düşünerek içinde bulundukları zorluklara sabır etmeli. Bir Müslüman olarak gücü nispetinde Allah’ın emrettiğini yapmalı; iman, ibadet ve güzel ahlâklı olmaya gayret etmelidirler. Bu şekilde olmaya çalışanların, dünyası mutlu âhireti cennet olur. Bu sebeple, engelli kardeşlerimizi ve ailelerini anlamaya ve sorunlarını çözme konusunda onlara maddi-manevi yardımcı olmaya gayret edelim!

Süleyman Gülek.

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42