Gönderen Konu: Siyaset ve Ahâk  (Okunma sayısı 47 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı fanidunya NET

  • Administrator
  • *****
  • İleti: 5852
Siyaset ve Ahâk
« : Ağustos 19, 2022, 08:43:37 ÖÖ »
Siyaset ve Ahâk

Siyaset, ‘insan topluluklarını yönetme sanatı’ demektir. Dolayısıyla siyasetçiler halkı en iyi bir şekilde yönetmeye talip kişilerdir. Bu nedenle siyaset, toplum için, toplumsal hayat için olmazsa olmaz bir kurumdur. İslâm’a göre siyaset ahlâkı, siyasette güzel ahlâkî ilkelere riayet etmektir.

İslâm’da siyaset ahlâkı; dürüst, adil, paylaşımcı, merhametli yönetim ve siyaset demektir. İslâm´ın ortaya koyduğu Allah´a kulluk şeklindeki varoluş amacı, siyasetin her yerinde ahlâkın var olması gerektiğini zorunlu kılmaktadır.

İslâm dini, hekesin ahlâk kurallarına uymasını istediği gibi, siyasetçilerin de ahlâk kurallarına uymasını istemektedir.

Genel olarak belli toplumsal alanlarda kendilerinden beklenen, talep edilen eylem ve davranışlar “ahlâk” kavramıyla karşılanırken beklenen ve talep edilenlerin dışındakiler “ahlâk dışı” olarak görülmektedir. Mesela siyaset alanında siyasi temsil görevine talip olanların halktan oy almak için verdikleri sözleri tutmamaları, kişisel menfaatleri doğrultusunda hareket etmeleri, kamu imkânlarını haksız ve hukuksuz yollarla bir tarafa aktarmaya çalışmaları siyaset ahlâkıyla asla bağdaşmaz.

Devlet yönetiminde; ehliyet, liyakat, istişare, hesap verebilirlik ve şeffaflık, hak ve adalet olmalıdır. Devletin mal varlığı halka aittir; bunda geçmişin, bugünün ve gelecek nesillerin hakları vardır. Bu nedenle yöneticilerin, tüyü bitmemiş yetimlerin de hakkı olan bu malları gereksiz yerlerde harcayıp, israf etmeleri asla doğru değildir. Zaten yöneticilerin halk ve devlet malı üzerindeki tasarrufları da kamu menfaatine (maslahata, kamu yararına) bağlı kalmakla sınırlıdır.

Kamu malını yiyen kimse, toplumun bütün bireylerine karşı suç işlemiş olmaktadır. Bu nedenle, bunları haksız yere almanın sorumluluğundan kurtulmak oldukça zordur. Yüce Allah, haksız yere başkasının malını yemeyi bütün insanlara yasaklamıştır. Kur’ân-ı Kerim’de: "Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin" (Bakara, 2/188) buyrulmaktadır.

Görüldüğü gibi Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmanın, çok ağır bir vebali vardır. Bu nedenle insanların hayatlarının her anında adaletin, güzel ahlâkın ve doğruluğun, dürüstlüğün hâkim olması gerekir. Bunun en çok önem kazandığı alanlardan biri ise siyasettir.   

Çünkü siyasetçi çok kalabalık bir insan topluluğunun sorumluluğunu üzerine alan,   kendisinden çözüm ve hizmet beklenen kişidir. Bu kişi adaletle hüküm vermeli,   insanlar arasında ayrım gözetmemeli, halkın maddi ve manevi ihtiyacı ne ise bu ihtiyaçları karşılamalı ve sorunlarını da çözmeye gayret etmelidir. Hizmet üretirken her zaman uzman kadrolarla birlikte çalışmalı, işi ehline vermelidir.

Aksaklıkları, yürümeyen ve tıkanan noktaları hemen fark etmeli, bu konularda çok fazla çözüm üretmeli, hızlı manevralar yapabilmelidir. Acil olanı fark edebilmeli ve hizmeti geciktirmeden yerine ulaştırabilmelidir. Vatandaş kamu sektöründen alması gereken hizmeti en iyi ve en çabuk şekilde almalıdır, hiçbir şekilde madur edilmemelidir.

İslâm dininde her türlü yolsuzluk, hortumculuk, vurgunculuk, hırsızlık ve rüşvet haramdır.

Peygamberimiz, “Rüşvet veren ve alan cehennemdedir”buyurur. İslâm dini rüşveti haram kılmış ve onu büyük günahlardan saymıştır. Çünkü rüşvet haksız yolla menfaat elde etmektir.

Bu nedenle hiçbir şekilde yolsuzluk, rüşvet vermek ve almak doğru değildir.

Sonuç olarak, kamu görevlisi, görevi ne ise onu doğru bir şekilde yapmalı, kamu yararını özel çıkarı için kullanmamalı, zaten bunlar kanunen de suçtur; rüşvet almamalı, hırsızlık, yolsuzluk yapmamalı, adam kayırmamalı. Her konuda şeffaf olmalı, atamalarda siyasal çıkar gözetmeden liyakatli davranmalıdır.

Siyasi ahlâk gereği, siyasi tartışmalar yıkıcı değil, yapıcı olmalı. Muhatabın doğru ve isabetli görünen fikirlerini sırf muhalefet etme adına peşinen ve gerekçesiz reddetmemeli.

Tartışmacılar anlayışlı olmalı. Tartışmada kavga ve şiddet asla olmamalıdır. Tartışmanın amacı, doğru bilginin ortaya çıkmasını sağlamak olmalıdır.

Siyasetçiler ahlâklı olmalı, yani doğru, dürüst, çalışkan, adaletli ve güvenilir olmalıdır. Halkı en iyi şekilde idare etmeli, halkın huzur ve refahı için elinden geleni yapmalıdırlar. Halkın maddi-manevi faydası içinelinden geleni yapmayan siyasetçileri Allah sevmez, insanlar da sevmez.

Süleyman Gülek.

RADYO DİNEME LİNKİMİZ.
Yükleme linklerini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir. Üye Ol veya Giriş Yap

 

Sitemap 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42